Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 Emekli Amiral Tanju Erdem: C S TRATEJİ ABD, Karadeniz’de varlık göstermek istiyor ya’dan sorumlu müsteşarı Matt Bryza, "Montreux Anlaşmasını ortadan kaldıracak, delecek bir şey yapmak niyetinde değiliz. Ayrıca Rusya’yı da gerginleştirmek istemiyoruz" demiştir. Aynı müsteşar "Karadeniz’de amaçlarımızı açıkça ortaya koymaya ihtiyacımız var" diyor. Bu NKARA – Emekli Amiral Tanju Erdem, söylemler, ABD’nin Karadeniz ve onun güvenliğini sağABD’nin NATO’yu kullanarak Karadeniz’de layan Montreux ile yakından ilgilendiğini, Türkiye ile bu varlık göstermek isteyebileceğine değinerek, konularda ön görüşmeler yaptığını ve Türkiye’den konu"ABD Montreux’yu imzalamış müttefiklerinya ilişkin destek göremediğini gösterir. Türkiye, bu koden özellikle Türkiye’nin olurunu almadıkça nuda ABD ile aynı paralel görüşleri ortaya koysa idi emiAvrasya’ya hakim olma stratejisinin önemli bir bölümü nim ki ABD; "Türkiye Karadeniz’in güvenliği için Montolan Karadeniz’de donanma varlığını gösterme hedefine reux’nün tadilini önerdi" diyecekti. Emperyal gücün dipulaşamaz. Türkiye bu açıdan ABD’nin olası baskılarına lomatik lisanı budur. Sen istersin, o da kabul buyurur. hazır olmalı ve Rusya’nın da desteğini alarak, akıllı bir Karadeniz ve çevresinde değişen jeopolitik koşuldiplomasi ile direnmelidir" dedi. ABD’nin İskenderun lilar Montrö ile nasıl ilişkilendirilebilir? Romanya ve manı ile ilgili istemleri konusunda da Erdem, "Harekat ve Bulgaristan’ın NATO üyesi olmaları nedeniyle lojistik üssü olarak anlaşmalarla kalıcı yer tahsisleri yaABD’ye yakın durmaları Karadeniz’deki yeni istempılması ulusal çıkarlarımıza kesinlikle aykırıdır" değerlere farklı bir zemin mi hazırlıyor? lendirmesini yaptı. Karadeniz ve çevresinde değişen en önemli jeopoliEmekli Amiral Tanju Erdem, güncel konularla ilgili tik koşul ABD’nin Sovyet komünizminin çökmesi sonusöyleşimizde sorularımıza şu yanıtları verdi: cu o zamana değin Doğu blokunu savunma amaçlı kuşat ABD’nin, Karadeniz’e dönük kimi istemleri arama (çevreleme) stratejisi yerine, dünyanın jeopolitik decılığıyla Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açmayı yimle kalpgâhına oturma (Ortadoğu dahil Avrasya’ya haamaçlaması karşısında Türkiye’nin geliştirdiği tutum kim olma) saldırgan stratejisini yürürlüğe koymasıdır. Bu konusunda neler söyleyebilirsiniz? strateji bir yandan Afganistan ve Irak’ın askeri operas ABD’nin Karadeniz’e dönük Montreux sözleşmesiyonlarla işgalini öngörürken diğer yandan Kırgızistan, ni tartışmaya açmayı amaçlayan girişimleri, bizim değerGürcistan ve Ukrayna’da büyük halk kütlelerini örgütlelendirmemize göre, diplomatasker Türk ilgililerince uyyerek, (demokrasi getirme adına) iktidarları değiştirmiş gun karşılanmamıştır. Türk ilgilileri, büyük olasılıkla 70 ve kendine müzahir yönetimler kurulmasına olanak sağyıldır bu denizde, soğuk savaş dönemi dahil, dengeli bir lamıştır. Aynı girişimler Özbekistan’da, Beyaz Rusya’da barış ve istikrar ortamı sağlayan bu sözleşmenin, tadilini yenilenmiş başarılı olamamıştır. Bunun yanı sıra bu öngören taleplerin dengeleri ve istikrarı bozabileceğini önemli potansiyel enerji kaynakları ve enerji ulaşım yolve bunun sonucu Türk boğazlarında askerisivil kontrolü ları olan vasi alanda uygun konumlarda askeri üslenme sağlayan Türk hakimiyetini indirgeyebilecek konuların talepleri olmuş, bunların bir kısmını gerçekleştirmiştir. gündeme gelebileceğini ve Karadeniz’de Rus–NATO kuBugün Rusya’nın Doğu Avrupa’da Batı ile arasına koytuplaşmasının yaratılması sonucu Türkiye’nin ulusal güduğu nüfuz alanları Doğu Avrupa ülkeleri NATO ya da venliğinin bundan zarar görebileceğini düşünmüş olsalar AB ülkeleri konumundadır. Karadeniz’de de Romanya ve gerektir ki, bu konuya nesnel bir yaklaşım olur. Bu deBulgaristan NATO üyesi olmuşlar ve özellikle Romanya ğerlendirmemizi kanıtlayan NATO’ya üslenme imkanları vermek istemiştir. Aynı dusomut veriler de vardır. rum Bulgaristan için de varittir. Türkiye zaten bir NATO Örneğin, ABD Dışişülkesidir. Ama dikkat buyurun: Türkiye soğuk savaş zaleri Bakanlığı Avmanında dahi ABDSovyet Rusya çekişmesinde Montrerupa ve Avrasux’nün boğazlardan yabancı harp gemilerinin geçişine ilişkin hükümlerini ABD’nin anımsadığımız kimi taleplerine karşın titizlikle uygulamış ve bu denizin güvenliğinin bu denize kıyısı olan ülkelerin kontrolü altında olması ana görüşünü aşındırmamıştır. Ama şimdi Karadeniz’de dengeler değişince ABD muhtemelen NATO’yu kullanarak bu denizde varlığını göstermek isteyecektir. Bu her şeye rağmen bir Avrasya Birliği (gücü) yaratmak için sürekli ve dinamik girişimlerde bulunan ve esasen kendi kendine giderek bir süper güç olarak gelişme eğilimi gösteren Putin Rusyasını yumuşak karnından (Karadeniz’den) kontrol etmek, Ukrayna’da kararsız güç dengesini lehine çevirebilmek, kararsız bir enerji ve yolları bölgesi olan Kafkasya’yı Rusya’dan tecrit etmek, GOP projesi kapsamında İran’a olan tehditlerini güvenli bir bölgeden donanma güçleriyle çoğaltmak amaçlarına yönelik olabilir. Ama hemen hatırlatalım. Tüm E. Amiral Tanju Erdem Işık KANSU A Emperyal güç kurnazca ödün vermeden, hep ödün ister. Ödün verene de saygısı hiç yoktur. Karadeniz ABD üsleriyle dolu olsa vurucu donanma güçleri barışı bozmadan Montreux’yu delmedikçe giremez. Sürekli kalamaz. Bu itibarla ABD Montreux’yu imzalamış müttefiklerinden özellikle Türkiye’nin olurunu almadıkça Avrasya’ya hakim olma stratejisinin önemli bir bölümü olan Karadeniz’de donanma varlığını gösterme hedefine ulaşamaz. ABD ne Lozan’da, ne de Montreux’de Boğazlar rejimini desteklememiştir. Bugünün koşullarında desteklemesi hiç olanaklı değildir. Türkiye bu açıdan ABD’nin olası baskılarına hazır olmalı ve Rusya’nın da desteğini alarak, akıllı bir diplomasi ile direnmelidir. ABD’nin İskenderun limanı ile ilgili arzuları olduğu biliniyor. Hatta son günlerde bu konuda önemli somut adımlar atıldığı da haberlere konu oldu. ABD’nin İskenderun limanı ısrarının arkasında sizce ne var? ABD’nin İskenderun Limanını belirli kuralları Türkiye’ye dikte ettirip (ya anlaşma yaparak ya da Türk – Amerikan Savunma İşbirliği Anlaşmasına atıfta bulunarak) kullanma arzusunun arkasında iki neden olabilir. Bunlardan ilki,İncirlik hava üssü paralelinde öncelikle Ortadoğu’da Irak’ta mevcut işgal kuvvetinin ve Irak’ı rehabilitasyon malzemesinin ve Ortadoğu’da (Suriye ve İran dahil) yapmayı tasarladığı potansiyel bir askeri harekatın lojistik destek üssü olarak kullanılmasıdır. Değerlendirmemiz, bu limanın bugün de aynı maksatla bir ölçüde kullanıldığı şeklindedir. Ama ABD bununla yetinmez. Sürekliliği ve dokunulmazlığı için garantiler almak ister. Diğer seçenek de, bu Limanın ABD Akdeniz filosunun yatabileceği bir üs olarak da kullanımı olabilir. ABD ulusal çıkarları ve bunları destekleyen stratejilerin uygulama alanları Ortadoğu’ya ve Avrasya’ya kaydıkça, onlar için merkez cephe Avrupa’dan Türkiye’ye odaklanmıştır. Türkiye’nin İskenderun limanı istekleri karşısında Türkiye’nin takınacağı tavır ne olmalı? Türkiye’ye böyle talepler, Türk askeri liderliğini ve Türk kamuoyunu etkilemek üzere NATO’nun ihtiyaçları olarak da takdim edilebilir. Hangi kisve ile olursa olsun, komşularıyla ulusal savunmanın gereklerini yerine getirmek (milli güç unsurlarını güçlü bulundurarak) barış içinde yaşama ve böylece ulusun güvenliği içinde çağdaş uygarlığı ve halkına gönenç getiren bir kalkınmayı amaçlayan Türkiye; ABD’nin Ortadoğu ve Avrasya’ya yönelik askeri (harekat ve lojistik) üssü olmayı kabullenmemelidir. Bu, Türkiye’yi iç ve dış istikrarsızlıklara sürükleyebilir. Ayrıca Türkiye’de karar makamları ABD’nin girdiği yerden kolay kolay çıkmadığının çıkarılamadığının herhalde bilincinde ve ayırdında olmalıdırlar. Bölgeye böyle bir ABD yerleşimi yoğunlaşması Kuzey Irak’ta ve ülkemizin Güneydoğusundaki gözlemlediğimiz ulusal birlik ve bütünlüğümüze yönelen tehditlere, oluşumlara karşı bizim savunma direncimizi olumsuz etkiler. Bize bu eylem için ekonomik, finansal olanak sağlanacak havası yaratılabilir. Bunların zamanla hepsinin boş bir hayal olduğu görülecektir. Emperyal güç kurnazca ödün vermeden, hep ödün ister. Ödün verene de saygısı hiç yoktur. Türkiye, durum ve koşullara göre münferiden insani işlevi olan lojistik faaliyetlere kontrolü altında olmak koşuluyla gerekirse müsaade edebilir. Harekat ve lojistik üssü olarak anlaşmalarla kalıcı yer tahsisleri yapılması ulusal çıkarlarımıza kesinlikle aykırıdır. Türk devletinin ve yönetimlerinin ulusun yararına olmadığını da düşün