26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

20 Çin ile Japonya arasında Sibirya enerji kaynakları için kıyasıya mücadele… C S TRATEJİ Rusya, Doğuda da fırtına koparıyor Arş. Gör. Barış ADIBELLİ A.Ü. SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü adibelli@politics.ankara.edu.tr G eçtiğimiz günlerde, Rus Gazprom şirketinin Ukrayna’ya yönelik doğal gaz sevkıyatını sınırlaması, başta Ukrayna ve Avrupa olmak üzere Rusya’dan doğal gaz almakta olan ülkeleri derinden etkiledi. Soğuk Savaş dönemindeki krizlerde bile, Batı Avrupa’ya gaz sevkıyatını kesmeyen Sovyetler Birliği’nin aksine, Rusya’nın kış aylarında, böyle bir güç gösterisinde bulunması ve dünyaya gözdağı vermesinin arkasında yatan en önemli unsur kuşkusuz fiyat tarifesinin ötesinde daha kapsamlı bir stratejik yaklaşımdır. Rusya ile Ukrayna arasındaki doğalgaz sorunu küresel enerji mücadelesini yeniden gündeme getirdi. Rusya, enerji kartını yalnızca batıya yönelik değil doğuya yönelik de kullanıyor. Sibirya enerji kaynaklarının Pasifik kıyılarına taşınması için oluşturulan boru hattı projesi Japonya ile Çin arasında kıyasıya bir yarışa neden oluyor. ğıtımında tekel olma yönünde oluşturuyor. ABD, bu tehlikeyi daha önceden kestirebildiği için BaküTiflisCeyhan boru hattına pahalı olmasına rağmen ekonomik ve politik destek verdi. İkili anlaşmalarla Rusya hemen hemen Orta Asya cumhuriyetlerinin enerji üretimi ve datığıtımı üzerinde onlarla birlikte söz sahibi olmuştur. Rusya, uluslararası politikada söz sahibi olabilmek için enerji kartını oldukça iyi oynuyor. Bölge ülkelerine göre, enerji sektöründe daha köklü olan ve alt yapıya sahip olan Rusya bu avantajını da iyi kullandı. Özellikle, geçtiğimiz yıllarda yaşanan renkli devrimler en çok Rusya’nın işine yaradı. Giderek Rusya’nın kontrolünden çıkmakta olan Orta Asya cumhuriyetlerindeki liderler, renkli devrimler nedeniyle iktidarı kaybetmemek için tekrar Rusya ile yakınlaşmaya başladı. 11 Eylülden sonra, ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni stratejiye bazı ödünler karşılığında Rusya göz yumdu. ABD, Rusya’nın Afganistan ve Irak’ın işgalinde sessiz kalmasına karşılık, Rusya’nın Avrasya coğrafyasındaki politikalarını görmezden geldi. Etkinliğini kaybetmiş olan Bağımsız Devletler Topluluğu’nu adeta yeniden canlandırmak isteyen Rusya, enerji alanındaki gücünü kullanarak, eski Sovyet devletlerini yanına çekmek istiyor. Beyaz Rusya gibi Rusya’nın yanında olan devletler oldukça düşük bir fiyattan doğal gaz alabilirken, Rusya’ya rağmen bölgede yeni bir güç merkezi oluşturmaya çalışan Ukrayna ise fiyat düzenlemesiyle cezalandırılıyor. Rusya, bu politikasını sadece Batıya karşı kullanmakla kalmamış, aynı politikayı Uzakdoğu’da da kullanmak istiyor. jelerle, Çin, Japonya ve Güney Kore’nin enerji ihtiyacı karşılanacaktır. Daha ileri aşamada ise, Pasifik kıyısında kurulacak terminaller aracılığıyla ABD’nin batı kıyısına tankerler vasıtasıyla enerji sevkıyatı da yapılabilecektir. Eğer bu projeler başarılı olursa, gerçekten de Rusya, dünyanın en önemli stratejik güç merkezinin de anahtarlarını elinde alacaktır. Bu hatların, Pasifik kıyısındaki Perevozneya limanına ya da Çin sınırındaki Skovorodina’ya ulaştırılması düşünülmektedir. Skovorodina hattının maliyeti diğer hatta göre daha ucuz bulunmaktadır. Japonya, Perevozneya hattını Japonya Nodhadka limanına istiyor. Çin ise, bu hattın kendi Daqing dağıtım bölgesine gelmesini talep ediyor. Skovorodina hattını Rusya, Çin sınırına kadar getirmeyi planlıyor. Buradan sonraki hattı Çin yapacaktır. Şu an için, Çin, bu hattın kendi tarafındaki bölümünü neredeyse bitirmiş durumdadır. Japonya ise, maliyetli olan Perevozneya hattının tümünün finansmanını üstlenebileceğini açıklayarak, hattın Çin’ e gitmesini önlemek istemektedir. Rus enerji bakanlığına göre ise, her iki hattın da aynı anda petrolle doldurulması mümkün değildir. Dolaysıyla, Rusya’nın iki hattan birisini seçmesi gerekmektedir. Durumun belirsiz bırakılması, Çin ve Japonya arasında büyük bir mücadeleye neden olmaktadır. Rus enerji şirketi Yukos’a el konulmadan önce Yukos, Çin’le bir anlaşma yaparak Rusya’dan Çin’e enerji transfer etmeyi kabul etmişti. Fakat şirkete devlet el koyup tasfiye edince, Rusya, bu anlaşmayı da geçersiz kıldı. Rusya’nın önerdiği Pasifik hattı daha kâğıt üzerinde olmasına rağmen büyük fırtınalara neden oluyor. Son gelen haberlere göre, Rusya Çin hattı üzerinde karar vermiştir. PETROPOLİTİK Geçtiğimiz yüzyıl, petrolün ya da enerjinin diplomasinin bir aygıtı olarak kullanılmasına tanıklık etti. 1916’da, Arabistanlı Lawrence, Arap yarımadasında Arap halkının haklarından çok bölgedeki petrolün güvende olmasını sağlamak için bulundu. Japonya’nın Çin’i işgal etmesine yanıt olarak, 1941 yılında, ABD, Japonya’ya petrol sevkıyatını sınırladı. Tarihçilere göre, Pearl Harbor baskının arkasında yatan en önemli nedenlerden bir tanesi bu petrol sınırlamasıdır. Petrol bir kez daha uluslararası politikada başrol oynayarak, bu kez, 1953 yılında, İran petrollerini millileştiren Musaddık yönetimine karşı ABD ve İngiltere’nin desteklediği bir askeri darbede kendisini gösterdi. Yerine Rıza Pehlevi getirilerek, Batılıların İran petrolleri üzerindeki çıkarları korundu. 1973’de Altı Gün savaşı sırasında, OPEC ülkeleri İsrail’i destekleyen ülkelere karşı petrol ambargosu uygulamaya başlamış, böylece, petrol ilk kez diplomatik bir zorlama yolu olarak kullanılmıştı. İngiliz arşivlerine göre, ABD, 1973’de, bu ambargonun sorumluları olarak gördüğü Suudi Arabistan, Kuveyt ve Abu Dabi’nin petrol sahalarını ele geçirmek için bir plan hazırlamıştı. PASİFİK’TE ENERJİ SAVAŞLARI Rusya’nın enerji politikasının en önemli ayağını Pasifik bölgesi oluşturuyor. Son birkaç yıldan beri, Rusya, Sibirya’daki enerji kaynaklarını Pasifik kıyısına taşıyacak bir boru hattı üzerinde çalışıyor. Bu pro PUTİN’İN ENERJİ DİPLOMASİSİ 2000 yılından itibaren Rusya, bütün stratejilerini Hazar ve Orta Asya enerjilerinin dünya pazarlarına da ZORAKİ DOSTLUK Sanıldığının aksine, Rusya’nın en büyük rakibi ABD değil, Çin’dir. Çin, geleceğin en büyük ekonomik gücü olarak görülmektedir. Bilindiği üzere, politik ve askeri güç, ekonomik güç ile doğru orantılıdır. Çin’in hızlı yükselişi ve dünya politikasında giderek belirleyici olması Rusya’yı oldukça rahatsız etmektedir. Rusya, Çin’in gölgesinde ikinci sınıf bir güç durumuna düşmeyi hazmedemiyor. 1996 yılında, Çin ve Rusya dostluk anlaşması imzalayarak, yeni bir işbirliği süreci başlattı. Bu süreç, daha sonra Şanghay İşbirliği Örgütüyle (ŞİÖ) değişik bir boyuta taşındı. 90’lı yıllarda, Çin elindeki sıcak parayı Rusya’nın nispeten eskimiş silah teknolojisine yatırmıştı. Sıcak paraya ihtiyacı olan Rusya, Çin ile Japonya arasında kıyasıya rekabete yol açan SibiryaPasifik Petrol Boru Hattı Çin’e sattığı silahların
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear