Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 C S Tablo 2 Ülkeler 1971 TRATEJİ Ulusal kaynaklar, verimlilik çalışmaları ve uluslararası ortaklık girişimleri çerçevesinde Enerjide bağımlılık ve Türkiye Hikmet ULUĞBAY * R usya’nın Ukrayna’ya sattığı doğal gazın fiyatını 50 dolardan 230 dolara çıkarma girişimi ve gaz sevkiyatını 2006 başında iki gün durdurmasının ardından Avrupa’da ve ülkemizde enerjide dışa bağımlılık konusu yeniden yoğun bir biçimde tartışılmaya başlandı. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 20012005 (sayfa 173) "Enerji kaynakları açısından zengin olmayan ülkemizde.... yüzde 62 düzeyinde bulunan dışa bağımlılık, tüketim gelişirken zaman içinde artacaktır" saptamasını yapmıştır. Nitekim, 2005 yılı program verilerine göre, Türkiye’nin birincil enerji talebini karşılamada dışa bağımlılık oranı yüzde 70’in üzerine çıkmış bulunmaktadır. Bu yazıda, enerjideki bu dışa bağımlılık oranının daha da yükselmesi söz konusu mudur yoksa daha düşük bir düzeye indirilebilir mi sorularına yanıt aranmaya çalışılacaktır. Enerjide dışa bağımlılık ve bu alanda olası gelişmeleri daha sağlıklı tartışabilmek için önce bazı verilere kısaca göz atmak uygun olacaktır. Tablo 1 de Türkiye’nin birincil enerji tüketim kompozisyonunda 19952004 döneminde yer alan gelişmeler gösterilmektedir. rındaki yüksek düzeydeki artış sonucunda ülkelerimiz arasındaki gelişmişlik düzeyleri farkı da açılmıştır. Tablo 2 nin ortaya koyduğu gerçek, Türkiye’nin gelişmişlik düzeyini yükseltmesine bağlı olarak kişi başına birincil enerji tüketiminin de çok büyük oranda artması gerekeceğidir. Diğer bir deyişle ulaşmış bulunduğumuz kişi başına birincil enerji tüketimi tatminkar bir düzey değildir. Ancak bu düzeyde enerji tüketimine dışa bağımlılık oranımız yükseltilerek gelinmiştir. Bazı ülkelerde kişi başına enerji tüketiminde 19712002 döneminde yer alan gelişmeler (kg petrol eşdeğeri olarak) 1990 2002 ABD 7,615 7,720 7,970 Almanya 3,930 4,478 4,200 Güney Kore 507 2,132 4,270 Türkiye 377 935 1,080 Yunanistan 1,036 2,171 2,650 Malezya 434 1,317 2,130 Kaynak: World Development Report’un çeşitli sayılarından alınmıştır 19712002 döneminde gelişmiş ülkelerin kişi başına birincil enerji tüketiminde çok düşük düzeydeki artış, bu ülkelerin ekonomik gelişmelerinin yavaşladığı anlamına gelmemektedir. Bu ülkeler, enerji tüketini arttırmaktan çok, enerji kullanım verimliliklerini yükselterek ekonomik büyümelerini sürdürmektedir. Türkiye’nin gelişmişlik düzeyini yükseltirken enerji verimliliğini yükselten teknolojileri kullanarak enerji tüketimini arttırması gerekecektir. Konuyu tartışmaya devam ederken bakılması gereken diğer bazı veriler de, cari veya satınalma gücü paritesi bazında bir dolarlık milli geliri yaratırken kullanılan enerji miktarı ile kişi başına elektrik tüketimidir. Bu konuda Türkiye’nin durumunu daha net görebilmek için de yeni bir tablo düzenlenmiştir. TÜRKİYE’DE ENERJİ TÜKETİMİ Tablonun incelenmesinden de görüldüğü üzere, 1995204 döneminde ülkemizin ulusal kaynakları olan linyit ve hidrolik enerjinin payında önemli azalışlar yer alırken, ithal kaynaklı kömür ve doğal gazda önemli artışlar yer almıştır. Petrol ürünlerinin oransal değeri düşmüş olmakla birlikte, fiilen tüketilen boyutu, birincil enerji talebindeki genel artışa bağlı olarak 29,323 den 34,370 bin ton petrol eşdeğerine çıkmıştır. Enerji tüketimindeki bu artışın sonucunda Türkiye’de kişi başına düşen birincil enerji tüketimi de 1,045 kilogram petrol eşdeğerinden 1,232 kilograma çıkmıştır. Tablo 1 Birincil Enerji Tüketimi ve Kaynakların oranları 1995 2004 (tahmini) ENERJİ KULLANIMI VE GELİŞME Bu tablo, ülkemizin bir dolarlık milli geliri yaratmak için bir çok ülkeden daha fazla enerji tükettiğini göstermekte ve kişi başına elektrik enerjisi tüketiminde de çok geride olduğumuz anlaşılmaktadır. Bir dolarlık milli geliri üretmek için kullanılan enerji miktarı ise milli gelirin oluşuma çeşitli sektörlerin hangi ölçüde katıldıklarına ve o sektörlerin enerji kullanımındaki yoğunlukları ve kaliteleri ile yakından ilgilidir. Ticari enerji 88.8 93.6 Taşkömürü 10.6 15.9 Linyit 16.8 10.8 Petrol ürünleri 46.4 39.1 Doğal gaz 10.0 21.8 Hidrolik enerji 4.8 4.8 Yenilenebilir 0.2 1.3 Elektrik ith.(ihr.) ( 0.1) (0.1) Gayri ticari 11.2 6.4 Kaynak: 8.nci Beş Yıllık Plan ve 2005 Yılı Programı Kişibaşına tüketilen birincil enerjideki bu artış ne anlam ifade etmektedir? Bu soruya anlamlı bir yanıt verebilmek için yeni bir tabloya gereksinim vardır. Tablo 2 de Türkiye için 2002 yılında kaynak belgeye dayanarak 1,080 rakamına yer verilmiştir. DPT’nin verilerine göre bu rakam 1,129 dur. Tablo 2’nin incelenmesinde de görüleceği üzere, 1971 yılında ülkemizin kişi başına birincil enerji tüketimine yakın değerlere sahip Güney Kore ve Malezya’nın 2002 de ulaştığı düzeyler dikkat çekicidir. Bu ülkelerin enerji kullanımla Türkiye’nin ekonomik olarak Güney Kore veya Almanya düzeyine ulaşmayı hedef alması halinde kişi başına tüketmesi gereken birincil enerjinin üç kat daha artması gerekecektir. Türkiye enerji verimliliği yüksek teknolojileri seçse bile enerji tüketimini bu boyutta arttırmak zorunda kalacaktır. Zira, Türkiye’de bu yönde gelişme olurken, diğer ülkeler de enerji üretim ve tüketim verimliliği teknolojilerini geliştirmeye devam edeceklerdir. Böyle bir enerji tüketimi yükselişini Türkiye, ulusal birincil enerji kaynaklarından sağlayabilecek midir? Rusya’nın neden Bu soruya yanıt olduğu enerji ararken, nüfus artışının bunalımı Türkiye sürmesi yanında kırsaliçin de bir uyarı dan kente göçün artarak devam edeceği, haneniteliği taşıyor. halkının enerji tüketimiSekizinci Beş Yıllık nin daha fazla modern Kalkınma Planı’nda ev araçları (tv, buzdolaTürkiye’nin dışa bı, çamaşırbulaşık mabağımlılığının yüzde kinası, ütü, klima, bilgisayar, audiovideo araç70 düzeyinde lar v.b.) kullanarak yükolduğu dile selteceğini ve motorlu getiriliyor. araçlar mülkiyetinin daGelişmekte olan ha da yaygınlaşacağını gözönünde bulundurülkelerin enerji mak gerekir. Ülkemizde gereksinmesi tüketilen birincil enerjiyüksek oranlarda nin kullanım alanlarına artıyor. Gelişmiş göre dağılımı da Tablo 4 ülkelerin verimli de yer almaktadır. Buraya kadar veriteknoloji len bilgiler ışıkullanmaları ğında ülkemizin nedeniyle bu artış enerjide dışa bahızı daha düşük ğımlılığının ne düzeyde seyrediyor. yönde gelişebileceğine ilişkin bazı tahminlerde bulunabiliriz. Ülkemiz linyit kaynakları açısından zengin sayılsa bile, linyitlerimizin düşük kalitesi çevre üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Bu nedenle de bu yakıtın kentsel alanda tüketimini sınırlandırma esasen başlamış durumdadır. Gelecekte de çevre bilincinin artmasına paralel olarak linyit yakan termik santrallere bakışı da etkilemesi beklenir. Aynı şekilde, kentsel ısınmada petrol ürünleri de giderek yerini daha temiz yakıt olması nedeni ile doğal gaza bırakacaktır. Ülkemizin doğal gaz bağlantılarına bağlı olarak kentlerde bu Türkiye’nin zengin linyit kaynaklarıyla enerji üretimi çevreyi olumsuz etkiliyor