Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
A Kavganın gerçek nedeni yeraltında zerbaycan seçimleri BARIŞ DOSTER C S TRATEJİ 15 Azerbaycan’da seçimler yapıldı. Ama seçime ilişkin tartışmaların, daha uzun süre sıcaklığını koruması bekleniyor. Kavganın görünürdeki nedeni; Soros destekli muhalefetin, “Aliyev iktidarının baskıcı tutumunu, yıpranmışlığını, antidemokratik uygulamalarını ve yolsuzluklarını” öne çıkarması. Halka, daha demokratik, katılımcı ve özgür bir toplum sözü vermesi. Ama görüntü kimseyi yanıltmasın. Zira gerçek kavga daha derinde veriliyor. Nedeni de toprağın altındaki servet, yani petrol. Çünkü Azerbaycan, 300 milyar dolarlık bir petrol denizinin üzerinde oturuyor. Petrole bir de doğalgaz eklenirse, asıl göz kamaştıran, iştah kabartan şeyin ne olduğu anlaşılıyor. Batı’nın çok iyi bildiğimiz “insan hakları, hukuk devleti, demokrasi, sivil toplum, özgürlükler, piyasa ekonomisi” söylemleri ise gerçek niyetleri perdelemek için kullanılıyor. Azeri petrollerinde gözü olan ABD’nin ve büyük petrol şirketlerinin tercihi elbette kendilerine sadakatte kusur etmeyecek bir lider. Ama bu isteklerini, Soros destekli darbelerle, “statükoyu yıkın, özgürleşin” çağrılarıyla, Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da amacına ulaşmış hareketlerle yaşama geçiremeyecekleri belli. Sokak gösterileriyle, şu an için Cumhurbaşkanı’nın emrinde olan ordu ve polisin “tarafsız” kalmasıyla, kamu kurumlarının işgal edilmesiyle Bakü’de rejimin değiştirilemeyeceği, bunun en azından şimdilik mümkün olmadığı görülüyor. Bu yüzden, göreli demokratik bir kültürü, seçim ve siyasi parti geleneği olan Azerbaycan için, “devrimden çok evrim”, “hızlı değil, kademeli bir geçiş” öngörülüyor. Soros destekli, Azeri milliyetçiliği! Bu zorunlu tercih değişikliğinin bir nedeni de, Azerbaycan muhalefetinin güven vermeyen, yıpranmış, eskimiş, tutarsız yapısı. Ebülfez Elçibey döneminde partinin 3. adamı olan Halk Cephesi lideri Ali Kerimli’nin de, Musavvat lideri İsa Gamber’in de, Demokrat Parti lideri Resul Guliyev’in de artık söyleyecek sözlerinin kalmadığı ifade ediliyor. Muhalefetin bu yapısıyla, 2008’deki başkanlık seçimlerinde de umduğunu bulamayacağı, bu nedenle 2008’i beklemeyerek, ülkede bir “kadife devrimi zorlayacağı” konuşuluyor. Sık sık ABD’nin ünlü Radio Free Europe adlı radyo kanalında sesini duyuran Batı güdümlü muhalefet ve ABD liyev, hem büyük petrol şirketleri arasındaki dengeleri, hem de ABDRusya dengesini çok iyi gözetiyor. A destekli Azeri milliyetçiliği halktan büyük destek görmüyor. (Halk Cephesi ve Demokrat Parti ile birlikte, muhalefetteki Azadlık Bloku’nu oluşturan üç partiden biri olan Musavvat’ın sicili bu konuda zaten pek temiz değil. Tarihte de İngilizlerle olan yakın ilişkileri biliniyor. Ulusal Kurtuluş Savaşımız sırasında, Kemalistlerle Bolşeviklerin, üç Kafkas Cumhuriyeti olan Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’da İngiliz güdümlü Menşeviklere karşı işbirliği yapmaları, Türkiye ile Rusya arasındaki Kafkas Seddi’ni yıkmaları da, bazı Musavvatçıları üzmüştü. Bu nedenle Atatürk’e çok kızmışlardı). Muhalefet liderleri sık sık, “Rus tanklarına karşı Azatlık Meydanı’nda kol ko la girip, eylem yaptık” diye övünseler, “İktidarın babadan oğula geçtiği son iki ülke Azerbaycan ve Suriye” diye yakınsalar da, ülkede köprülerin altından çok sular akmış geçen zamanda. Dağlık Karabağ, demokratikleşme ve yolsuzluklarla mücadele seçim kampanyasında en çok kullanılan sözler. Ama her üç sorunun da bugünden yarına çözülemeyeceğini herkes biliyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu konulardaki tavrı net. Ülkesinin milli savunma bütçesinin, çok kısa süre içinde, Ermenistan’ın toplam bütçesine eşit olacağının altını çizerek, bu sorunu çözeceğinin sözünü veriyor. İki bakanın ve çok sayıda üst düzey bürokratın tutuklanmasıyla, bunların muhalefetle birlikte darbe hazırlığı yaptıkları yönündeki iddialarıyla, yolsuzlukların üzerine gidileceği yönündeki mesajlarıyla, demokratikleşmenin önünün açılacağı yönündeki vaatleriyle, başkanı olduğu Yeni Azerbaycan Partisi’ne destek arıyor. Muhalifleri ise bu çıkışları, Aliyev’in, seçim öncesi hamleleri olarak gösteriyorlar. Muhalefete göre; Aliyev’in hamlelerinin arkasında, gözdağı vermek, seçim öncesi gündem değiştirmek, kendini aklamaya çalışmak ve yolsuzlukların üzerine gidiyor görüntüsü vererek, halk desteği almak çabası yatıyor. Çünkü, Batılı petrol şirketlerinin, bazı hükümet üyeleri ve üst düzey bürokratlarla olan “yakın ilişkileri” hiç de yeni değil ve adeta “herkesin bildiği bir sır” gibi. Aliyev yanlıları ise 107 milyon dolar yolsuzluk yapmakla suçlanan, mahkemece suçu sabit bulunan ve ülkesine dönemeyen Demokrat Parti lideri Resul Guliyev’in de, büyük konsorsiyumlarla kurduğu sıcak ilişkilere dikkat çekiyorlar. Aliyev, dengeleri gözetiyor Aliyev, ABD’nin muhalefeti desteklediği yönündeki sorulara, “Onu Amerika’ya sorun. Bizim hem Avrupa, hem ABD ile karşılıklı güven ve saygıya dayalı güçlü ilişkilerimiz var. Avrupa Konseyi ve AGİT üyesiyiz. NATO’ya üye olacağız” yanıtını veriyor. Hem büyük petrol şirketleri arasındaki dengeleri, hem de ABDRusya dengesini çok iyi gözeten Aliyev, bölgede ağırlığını hızla arttıran Rusya ile ilişkilere özel önem veriyor. Ülkesinin, Türkiye ile olan yakınlığının ise dünyada başka benzeri olmadığının altını çiziyor. Ekonomik gelişmenin, hızlı kalkınmanın ve sanayileşmenin, demokrasiyle tamamlanıp, özgürlüklerle taçlandırılacağını vurguluyor. Batı’nın desteğinden emin olan muhalif liderler ise Türkiye’yi, “istikrar adına, BaküTiflisCeyhan’ın selameti uğruna, ekonomik, reel politik ve pragmatik gerekçelerle, Aliyev’i desteklediği ve demokratikleşmeye, saydamlaşmaya, katılımcılığa katkı vermediği için” eleştiriyorlar. Bu yönde Avrupa kurumlarından aldıkları desteği, Ankara’dan alamamaktan yakınıyorlar. “Bu konudaki öncülüğü Türkiye’den beklerdik” diye sitem ediyorlar. Bakü’den çok sayıda işadamıyla kalkan uçağın, KKTC’nin Ercan Havaalanı’na inmesinin, Türkiye’nin tavrını etkilediğini öne sürüyorlar. ABD’nin Azerbaycan’ın İran sınırına konuşlandırmak istediği 15 bin Amerikan askerine, Aliyev’in izin vermemesinin ise Washington’u kızdırdığını savunuyorlar. Özet olarak, ülkenin hızla gelişmesi, güçlenen ekonomi ve artan refah düzeyi, yönetimini ve kadrolarını eleştirmelerine rağmen Azerilerin, “istikrar için Aliyev’le devam” demelerine neden oluyor. Muhalefet sokak eylemleriyle oy toplamaya çalıştı. ?