Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
doğru giden yolun başına nihayet varabilen Kürtlerin geleceklerini garanti altına almak olarak görünmektedir. Kürt kartı uriye nüfusu içinde yüzde 6’lık bir paya sahip olan ve sayıları 1.2 milyon varsayılan Kürt orijinli Suriye yurttaşlarının yerleşik oldukları bölgelere bakıldığında, kuzeydoğuda Irak sınırına bitişik bölgelerden başlayarak Türkiye sınırına bitişik kuzey bölgelerinden kuzey batıda Lazkiye’ye uzanan dar uzun bir kuşak görülmektedir. Bu bölgelerde yaşamakta olan Kürtler, Kuzey Irak’taki ırkdaşları ile bütünleştiklerinde gerek Sünni Araplara karşı daha güçlenecekler, gerekse Lazkiye üzerinden denize açılımları sağlanarak, gelecekteki bağımsız Kürt devletinin, bölge ülkeleri tarafından izole edilmesi engellenmiş olacaktır. Suriye’de yaşamakta olan Kürt orijinli Suriye yurttaşlarının Baas rejimi tarafından uğratıldıkları aşırı kısıtlamalar, bu kısıtlamalar sonucu beliren memnuniyetsizlik ve rejime karşı beslenen güçlü muhalefet düşünüldüğünde, böylesi bir senaryonun uygulanması için gerekli psikolojik alt yapı oluşmuş gibi görünmektedir. Suriye’deki Kürtlerin; ülke içinde seyahat özgürlüklerinin bulunmadığı, mülk edinme haklarından yoksun bırakıldıkları, var olan gayri menkullerinin kamulaştırılarak Araplara dağıtıldığı, seçme ve seçilme haklarının verilmediği düşünüldüğünde, bu etnik grubun rejime muhalif olmaları ve Kuzey Irak’taki çekim merkezinin periferik eksenine girmeleri son derece doğal olmalıdır. Olaya bu açıdan bakıldığı, yaşam koşulları açısından ajite edilmeleri son derece kolay olan ve geçtiğimiz yıl Kamışlı’da Araplarla Kürtler arasındaki bir futbol maçı sonucu yaşanan çatışmalar anımsandığında, sözü edilen senaryo göz ardı edilecek kolaylıkta görünmemektedir. Suriye’deki Baas etkisi başat olan rejim, Sünni Arapların Iraktaki Sünni Araplarla dayanışmalarını engelleyecek yeni bir rejimle değiştirilir ve Suriye Kürtlerinin Irak Kürtleri ile bütünleşmeleri sağlanabilirse, bu senaryo ABD için aksi varit olduğunda ‘kıyamet senaryosu’ olarak algılanan koşulları bir anda yeni hedeflere ulaşabilme açısından tersine çevirebilecektir. SuriyeIrak sınırından, Irak’taki direnişçilere lojistik destek hattının ABD’nin tüm operasyonlarına karşın kesilememiş oluşu, var olan desteğin insan gücü olarak ta devamı, Amerika’nın Irak’taki pozisyonunu zorlaştırmakta ve bu duruma radikal bir çözüm bulma isteğini her geçen gün daha da arttırmaktadır. Kaldı ki; bir Anadolu deyişi ile ‘çuvalın dibindeki en büyük turp’ olan İran üzerinde girişilecek siyasiaskeri operasyonlar kuşkusuz Irak’taki durum durağanlaşmadan ve ABD’nin görüşü ile Irak’taki direnişi besleyen en büyük güçlerden birisi olan Suriye nötralize edilmeden mümkün olmasa gerektir. Suriye’nin Irak’la sahip olduğu 605 kilometrelik sınırın uzunluğu nedeniyle denetiminin güçlüğü ve bu denetimin sağlanması için gerekli askeri gücün büyüklüğü dikkate alındığında şu anda ne ABD’nin ne de yeni kurulmakta olan Irak ordusunun insan kay S naklarının bu eylem için yeterli olamayacağı son derece açık olmalıdır. Irak ve özellikle İran’a oranla çok daha yumuşak bir hedef olan Suriye’de gerçekleştirilecek postmodern bir darbe ile Baas etkisinin yok edilmesi herhalde bölgede ABD’yi rahatlatacak en büyük etmenlerden birisi olarak görünmektedir. Demokrasi kültürünün yerleşmediği, eğitim düzeyinin son derece düşük olduğu ve sonuçta sivil toplum örgütlerinin demokratik bir baskı grubuna (posses group) dönüşmediği Suriye’de, Ukrayna ya da Gürcistan örneği sivil bir hareketin organizasyonu olanaksız görüldüğü ve ABD’nin bölgede yeni bir askeri harekata girişecek gerekçeleri bulunmadığı gibi bu gerekçelerin oluşturulmasına küresel konjonkür aykırı olduğu için akla gelen, görünür gelecek içinde Suriye’de bir rejim değişikliğinin gündeme gelebileceğidir. Türkiye’ye yönelik etkileri u değişikliğin kanlı mı yoksa yumuşak bir geçişle mi gerçekleşeceğini ise Baasçıların ellerinde kalan son kalelerindeki direnişi ya da kılıçlarını teslim etmeyi mi seçecekleri tayin edecektir. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesinin, Türkiye üzerinde olumlu ve olumsuz etkileşimleri birlikte yaratması kaçınılmaz görünmektedir. Irak’tan sonra Suriye’nin de ABD güdümünde bir liderliğe kavuşması, Türkiye’nin Suriye ve ırak sınırlarında ABD ile yeni komşuluğunu gündeme getireceği ve bu komşuluğun Ankara’ya yönelik yeni bedelleri olacağı anımsandığında, Türkiye’nin bölgeye yönelik stratejilerinde köklü değişiklikler ve alterasyonlar yapması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkabilecektir. Bu değişimin en önemli ayağının ise Dicle ve Fırat nehirlerinin sularının paylaşılması bağlamında karşımıza çıkacağı ayrı bir gerçeklik olmalıdır. Suriye’de postmodern bir darbe ile Baasçılar saf dışı bırakılarak ABD yanlısı güçlü bir liderliğin yönetime gelmesi, Türkiye için kötünün iyisi bir senaryo bağlamındadır. Ancak ikinci aşama olarak adlandırdığımız ve Irak’tan sonra Suriye’de de bir federasyonu akla getiren Kuzey Irak Kürtlerinin rahatlatılması senaryosu yaşama geçirildiğinde, ABD kendisi açısından kabus senaryosundan kurtulurken korkulur ki Türkiye için gerçek bir kabus senaryosu başlayabilecek ve görünür gelecek içinde Türkiye’de de, şimdiden seslendirilmeye başlanmış bulunan federasyon söylemleri güç kazanabilecektir. Suriye’deki gelişmelerin barometrenin ibresini giderek düşürdüğü şu günlerde anımsanması gereken; 1 mart tezkere görüşmeleri öncesi, ABD’nin Türkiye’den istediği üslerin 18’inin niçin Suriye sınırı boyunca uzanan bir hat üzerinde yoğunlaştığı ve bu üslerde lojistik birliklerin dışında niçin iki tabur gücünde muharip birlik bırakılmasının Ankara’dan ısrarla talep edilmiş olduğudur. Çünkü tarih ancak tarihten ders almayanlar için tekerrür eden bir gerçekliktir. C S TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Irak çıkmazı 7 B The Observer 23 Ekim Sizi bilemem ama ben her şeye hakimim Financial Times 25 Ekim Kaynaklar 1İsmet Çehreli, TurkeySyria Relations, Term Paper, Ocak 2003, Yeditepe Üniversitesi. International Herald Tribune 2223 Ekim