26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

GAP’ta öngörüler kağıt üzerinde kaldı A madaki yeri bir üst basamağa çıkarılamamış; dahası, çoğu, daha da geri sıralara düşmüş. DPT’nin saptama(Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Der. Üyesi) ları da bu doğrultuda: 1996 ve 2003 yıllarında gerçekleştirilen araştırmaların bulgularına göre, yalnızca Adıyaman, Gaziantep ve Şırnak illerinin iller arası sıralaçıktır ki, soranın bakış açısına ve beklentilemadaki yeri daha üst basamağa çıkarılabilmiş; Batman rine göre, sözgelimi "hiç, hiçbir şey değişve Siirt’inki değişmemiş; buna karşılık, Şanlıurfa Dimedi !" ya da "çok şey değişti, çok !" yanıtyarbakır ve Mardin illerinin konumları ise daha gerileları verilebilecek bir soru bu. Gerçekte hiçre düşmüştür. İlçeler arasında yapılan sıralamada da bir şeyin değişmemiş olması olası değil: Bir olumlu bir değişme yok: Bölgenin ilçeler arası sıralakez, GAP Bölgesi ile ilgili proje ve planların gündeme manın en sonunda bulunan on ilçesinden yalnızca beşi gelmesinden bu yana hem Dünyada hem de Türkiye’de (Siirt’in Şirvan, Adıyaman’ın Gerger, Batman’ın Sason çok şey değişti; kuşkusuz, salt bu nedenle GAP Bölgeve Diyarbakır’ın Kulp ile Dicle) daha üst sıralamalara si’nde de bir şeyler değişmiştir. Sonra; özellikle 1960’lı çıkabilmiştir. yılların başından bu yana, onlarca proje, plan hazırlandı Açıktır ki, bu gelişmeler karşısında "Peki, neden ve uygulandı; yalnızca 19892000 döneminde 20 milyar böyle oldu?" sorusunun yanıtlanması gerekiyor. DöneDolar dolayından parasal kaynak kullanıldı. Öyle ki, min GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı bu soruyu GAP ilgili kamuoyunda, daha önce başka hiçbir projede şöyle yanıtlıyor: "…özellikle 1990’ların ikinci yarısıngörülmedik düzeyde tartışıldı; onlarca kongre, sempozda derinleşen kamu kesiminin finansman sorunları…" yum vb etkinlik düzenlendi; yurttaşlarımız da Projenin ile "…1990’ların sonlarında marjinalleştirilen terör ülke ekonomisine getirdiği yüklere sessizce katlandı. Ne olaylarının olumsuz etkisi…". 1990’ların ekonomik povar ki; bunca kaynağın kullanılmış ve emeğin verilmiş, litikaları göz önünde bulundurulduğunda, "…derinleözverilere katlanılmış olmasına karşın Proje, artık heşen kamu kesiminin finansman sorunları" açıklamasımen hemen hiç tartışılmıyor. Oysa Projenin öngörülen nın anlamlı, kabul edilebilir bir yanının olduğu söyleneçıktıları alınmaya başlandı. Ek olarak; 2010 yılına değin mez kuşkusuz; bu da bir "sonuç" çünkü. Dolayısıyla, bu bitirilmesi hedeflenen projeyle bölgede, 1998 yılı fiyatsonuca yol açan temel nedenlerin sorgulanması gerekilarıyla yaklaşık 12 milyar dolar daha kamu sabit sermayor. ye yatırımının yapılması öngörülüyor. Tüm bunların yaGöreli geri kalmışlığa yol açan temel yapısal nenı sıra, 20022010 dönemini kapsayacak biçimde hazırdenler ortadan kaldırılamadı ! lanan Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma PlaKaldırılmadı, çünkü, ne 1989 yılında hazırlanan nı’nda öyle saptamalar ve yeni "kalkınma" politikaları GAP Master Planı’nda ne de 1999 yılında hazırlanan öneriliyor ki, bu saptamalar ve öneriler karşısında, deyiş Güneydoğu Anadolu Projesi Sosyal Eylem Planı’nda yerindeyse kıyametlerin koparılmaması olası değil; anbu yapısal nedenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik cak, nedense koparan yok! politika, strateji ve eylemlere yer verildi. Oysa, GAP Oysa, öngörülenler büyük ölçüde kağıt üzerinde Bölgesi’nin göreli geri kalmışlığının temel nedenlerinkalmış ! den birisinin dengesiz toprak dağılımı üzerindeki feodal Bu gerçek Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalilişkilerin olduğu öteden beri öne sürülen bir gerçek. kınma Planı’nda açıklıkla dile getiriliyor. Plana göre; Üstelik, bu gerçeklere sözü edilen iki planda da yer ve¦ Master Plan’da Gayri Safi Bölgesel Hasıla’nın rilmiştir. Öyle ki, kamu yatırımlarıyla sulanabilecek du(GSBH) yılda yüzde 6,8 büyümesi ve ekonomik yapırumlara getirilen arazilerin bile yeniden dağıtılmasına nın radikal bir şekilde değişmesi öngörülürken 19901998 arasında büyüme hızı sadece % 4,9 olabilmiş; sanayi ve hizmetler öngörülen hızlarda gelişememiştir. ¦ Master Plan’da istihdamın yüzde 3,7’lik bir hızla artmasının öngörülmesine karşın 1990’larda istihdam ancak yaklaşık yüzde 2,5’lik hızla artabilmiştir. ¦ Master Planı 2005 yılı itibariyle GSBH’nin yüzde 22,9’unun tarım, yüzde 23,7’sinin sanayi ve yüzde 53,4’ünün hizmetler sektöründen kaynaklanmasını öngörmüştür. Oysa 1998’de cari fiyatlarla GSBH’nin yüzde 30,1’i tarımdan, yüzde 15,1’i sanayiden ve yüzde 54,8’i hizmetlerden kaynaklanmıştır. ¦ Master Planı’nda enerji ve madencilik dahil sanayinin Bölge’de yılda yüzde 9,1’lik bir hızla büyümesinin öngörülmesine karşın fiili olarak 19901998 döneminde sanayi ancak yüzde 5,0’lik bir hızla büyüyebilmiştir. ¦ Bölge genelinde 2001 yılı sonu itibariyle kamu kuruluşları (DSİ ve KHGM) tarafından 289,4 bin ha alanın sulamaya açılması öngörülmüştür. DSİ nihai sulama programına göre fiziki gerçekleşme oranı yüzde 13 civarındadır. Öte yandan, değişmeyen yalnızca bu türden makro göstergeler değil ne yazık ki; GAP Bölgesi’ndeki yaşama koşullarının göreli geriliği de sürüyor: Sözgelimi; Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın "İnsani Gelişme Raporu Türkiye 2001"deki saptamalara göre, GAP Bölgesi’ndeki illerin hiçbirinin iller arası sıralaYücel ÇAĞLAR yönelik herhangi bir düzenleme öngörülmemiş ve yapılmamıştır. Dolayısıyla; Bölgedeki kamu yatırımları da varolan dengesizliğin pekiştirilmesinden öte bir sonuç vermemiştir. Ek olarak; bir yandan feodal tarım işletmelerinin büyük kapitalist çiftliklere bir yandan da aile işletmelerinin küçük meta üreticilerine dönüşmesini sağlamaktadır. Açıktır ki, bu dönüşümler, GAP Bölgesi’ndeki gelişmelere ilişkin her türlü ortalamacı ekonomik göstergeyi yükseltebilmekte, ancak, sınıflar arasındaki mülkiyet ve gelir dağılımlarının dengesizliğini gidermemekte, daha da pekiştirmektedir. Artık yanıtlanması gereken temel soru da değişti ! Kuşkusuz bölgedeki sınıflar arası mülkiyet ve gelir dağılımı dengesizliği, kesinlikle aşılması gereken bir olumsuzluktur ve bu olumsuzluğun nasıl aşılabileceği de yanıtlanması ertelenemeyecek bir sorudur. Ancak, artık bir soru daha var yine ivedilikle yanıtlanması gereken: GAP Bölgesi’nde yapılan ve bundan sonra da yapılacak olan kamu yatırımlarının getirileri nasıl paylaşılacak? Ağırlıkla kamu yatırımlarıyla üretime sokulan ve sokulacak olan su, arazi, iklim vb kaynakların da tümüyle kamusal olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu sorunun önemi artmaktadır. Bu nedenle, artık, en azından demokratik kitle örgütlerinin; i) GAP’ın bitirilmesini yalnızca fiziksel yatırımların sonuçlandırılmasına indirgeyen yaklaşımların aşılması; sınıflı toplumlarda "teknisist" ve "ekonomist" çözümlemelerle yetinilmemesi gereğini kavramaları; ii) duyarlılıklarını öncelikle ve ağırlıkla GAP’ın olası getirilerinin toplumsal sınıf ve katmanlar arasında bölüşülmesi üzerinde yoğunlaştırmaları; iii) çabalarını, bölüşümün genel olarak kamu ve özel olarak da emekçi sınıf ve katmanların yararına gerçekleştirilmesine katkıda bulunabilecek politika, strateji ve eylemlerin geliştirilmesi ile yaşama geçirilmesine yönelik işbirliği ortamlarının üretilmesine yönlendirmeleri; iv) karar süreçlerine katılmalarını "görüş alışverişi" toplantılarıyla sınırlandırmayarak uygulama, izleme ve değerlendirme aşamalarında da hak, yetki ve sorumluluk üstlenmeleri zorunlu olmaktadır. GAP Bölgesi’ndeki yaşama koşullarının göreli geriliği sürüyor. 28
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear