26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Mütareke Döneminde Siyasi Durum I. Dünya Savaşı yenilgiyle sonuçlanıp Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra, İttihat ve Terakki Partisi’nin ileri gelenlerinden Talat, Enver ve Cemal Paşalar ile merkez yönetimden bazı kişilerin yurtdışına kaçması halk arasında ve Meclisi Mebusan’da tepki yaratmış, hükümete yönelik eleştirileri artırmıştı. Bu sırada mütareke koşullarının yarattığı sorunlarla uğraşan Ahmet İzzet Paşa hükümeti bir yandan bu eleştirileri yanıtlamaya çalışıyor, bir yandan da sarayla anlaşmazlık yaşıyordu. Padişah Vahdeddin bütün bu kargaşa ortasında basına verdiği demeçlerle savaşın sorumluluğunu tümüyle İttihatçılara yüklüyor, inisiyatifin kendisinde olması halinde savaşın dışında kalınacağını ifade ediyordu. Bu ortamda görev yapamaz hale gelen İzzet Paşa, 8 Kasım 1918 günü Vahdeddin’e bir mektup göndererek kabinesinin istifasını bildirdi. Padişah, hükümeti kurma görevini Tevfik Paşa’ya verdi. Oysa tam o günlerde İstanbul’a gelmiş olan Mustafa Kemal, İzzet Paşa’nın bu görev için çok daha uygun olduğu düşüncesindeydi. Bu nedenle İzzet Paşa’yı ziyaret ederek hükümet kurma görevini yeniden üstlenmesi yönünde ikna etmeye çalıştı. Diğer yandan Tevfik Paşa hükümetinin güvenoyu almasını da engellemek gerekiyordu. Bu yöndeki çalışmalarını hem çeşitli görüşmeler yoluyla, hem de daha önceki İzzet Paşa hükümetinde dahiliye nazırı olarak görev alan Ali Fethi (Okyar) Bey ile birlikte çıkardıkları Minber adlı gazetedeki yayınlarla sürdürdü. Ancak süreç Mustafa Kemal’in umduğu gibi işlemedi. 18 Kasım günü Tevfik Paşa hükümeti mecliste programını okudu. Program, görünüşe göre birçok üyenin desteğinden mahrumdu. Örneğin Rum mebuslar adına konuşan Emanuelidis Bey, “Kabinenin milliyet hukukundan bahsetmemesinden üzüntülüyüz. Bu asırda bundan bahsetmemek caiz değildir ve kimsenin elinden gelmez. Ben sana hâkim olurum yoktur. Buna medeniyet âlemi müsaade etmeyecektir. Cemaat hukuku sözü eski istibdat zamanlarından kalmıştır. Ben bunlarla iktifa edemem,” diyerek hükümete güvenoyu vermeyeceğini açıklıyordu. Bazı mebuslar da mütarekenin uygulanmasındaki hukuksuzluktan şikâyetçiydi: MUSTAFA KEMAL İSTANBUL’A GELİYOR Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından, 31 Ekim 1918’de Sadrazam Ahmet İzzet Paşa bir telgrafla ordu komutanlıklarına mütareke ile saptanan koşullara uyulmasını bildirmişti. Mütarekenin 19. maddesi ordudaki Alman komutanların görevlerini bırakmasını öngördüğünden, Yıldırım Orduları Grup Komutanı Liman von Sanders’in de görev teslimi yapması gerekiyordu. Komutanlığı devralacak olan Mustafa Kemal, öğrenim hayatını tamamladıktan sonra 1905’te Şam’da 5. Ordu’ya atanmış, Selanik’te çeşitli kademelerde görev yapmış, Trablusgarp ve Balkan savaşlarında bulunmuş, Çanakkale’de, Anafartalar’da büyük başarılar elde etmiş, I. Dünya Savaşı sırasında çeşitli cephelerde savaşmış, en nihayet 7. Ordu komutanlığına atanmış başarılı bir askerdi. Sanders, Adana’daki grup karargâhında görevini şu sözler eşliğinde Mustafa Kemal’e devretti: “Ekselâns, siz, muharebe cephelerinde, Arıburnu’nda, Anafartalar’da çok yakından tanıdığın kumandansınız. Aramızda gerçi bazı hadiseler ve vak’alar da oldu, fakat nihayet bunlar bizi birbirimize daha iyi tanıtmış oldular; kalpten dost olduğumuzu zannediyorum. Bugün Türkiye’yi terke icbar olunurken emrim altındaki orduları, Türkiye’ye ilk geldiğim zamanki takdirkârı bulunduğum bir kumandana tevdi ediyorum. Bu umumî felâket içinde bedbahtlık duymamak mümkün değildir; ben yalnız bir şey ile müteselli oluyorum: Kumandayı size terk etmek ve tevdi etmek! Bu dakikadan itibaren emir sizindir. Ben sizin misafirinizim.” mütareke koşullarından baştan beri endişe duyuyor, Mondros Mütarekenamesi’nin “Osmanlı Devleti’nin müttefikleriyle birlikte uğradığı acı yenilginin yüz kızartıcı sonucu” olduğunu ifade ediyordu. Buna bağlı olarak İngilizlerin de İskenderun’u işgal etmeyi amaçladığına inandığını hükümete açıklayarak, her ne sebep ve bahane ile olursa olsun, şehre asker çıkarılmasına ateşle karşı konulması emrini verdiğini belirtti. Bu öngörü, mütarekenin 10. ve 16. maddelerine dayanılarak İskenderun’un 9 Kasım 1918 günü İngilizler tarafından işgal edilmesiyle doğrulandı. Aynı gün Yıldırım Orduları Grubu lağMustafa Kemal ise, “Doğrudan doğruya vedildi ve Mustafa Kemal Harbiye Nezaemrim altında bulunan iki ordunun arzu reti emrine alındı. ettiğim tarzda takviyesi halinde, bütün felâketlere rağmen, Türk’ün sesini işitti Görevinden istifa eden İzzet Paşa’nın rebileceği kanaatindeyim. Bu yolla işe kendisine İstanbul’da bulunmasının uygun olacağını söylemesinden durumun ciddibaşladım,” diyerek görevi devraldı. yetini anlayarak İstanbul’a hareket eden İlk iş olarak güvenilir bulmadığı subayları Mustafa Kemal, düşman donanmalarının ordusundan uzaklaştıran Mustafa Kemal, demirlediği 13 Kasım günü şehre vardı. 25
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear