Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kurtuluş Savaşı Sakarya Meydan Muharebesi unan birliklerinin Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirmelerinin ardından Meclis kararıyla başkumandanlığa getirilen Mustafa Kemal Paşa, karargâhını Ankara’nın 35 kilometre güneybatısındaki Alagöz köyünde kurmuştu. Ciddi bir çatışmaya girmekten kaçınarak Sakarya’ya doğru çekilen Türk ordusu, ilerlemeyi sürdürüp Ankara’nın güneyine doğru yanaşan Yunan birliklerince sol kanattan kuşatılmak üzereydi. Ankara heyecan içinde bundan sonraki gelişmeleri bekliyor, bir yandan da düşmanın daha fazla ilerlemesi halinde şehrin boşaltılması ihtimali üzerinde duruluyordu. Nitekim İzmir’den Kütahya’ya geçen Yunan Kralı Konstantin, ordularına taarruz hedefi olarak Ankara’yı gösteriyordu. Türk birlikleri İnönü’de yaşanan çarpışmalarla yorulmuş, silahcephane ve her Y türlü ihtiyaç konusunda sıkıntılar çekilmeye başlanmıştı. Bu dönemde Bolşevik Hükümeti’nin Türk ordusuna silah ve cephane desteğinde bulunması, Batılı ülkelerin temsilcilerinde ve özellikle de İngiltere temsilcisi Lloyd George’da, Yunanlıların da Batılı ülkelerden silah alabilmesi gerektiği düşüncesini uyandırmıştı. Ancak kısa süre önce bu ülkelerin tarafsızlıklarını ilan etmiş olmaları Yunan ordusuna silah yardımında bulunmalarını engelliyordu. Gerçi bu tarafsızlık ilanı yabancı kamuoyunun muhalif kesiminde inandırıcı bulunmuyor, gazetelerde bu tavrı eleştiren yazılar yayımlanıyordu. Örneğin Fransa’da L’Humanite gazetesinde 11 Ağustos günü yayımlanan bir makale, İtilaf Devletleri’nin YunanTürk savaşında tarafsız kalacaklarını açıkladıklarını, ancak “Mösyö Lloyd George’un Konstantin’e bol bol para ve silah verdiği ve onun zaferi için her şeyi yaptığı bilinince”, tarafsızlığın acı bir şa kaya dönüştüğü yazılıyor ve şu soru soruluyordu: “Diplomatlar kiminle alay ediyor?” Ancak buna da bir formül bulundu ve Lloyd George’un önerisi, devletlerin bizzat silah sağlaması değil, bu ülkelerdeki özel şirketlerin Yunan Hükümeti’ne silah satması şeklinde kabul edildi ve İngiliz tüccarlar hemen harekete geçti. Türk tarafında ise ordunun ihtiyaçları için seferber olmuş halkın dört bir taraftan gönderdiği malzemeler belli noktalarda toplanıyor, bunların kimi kayıklarla, kimi kağnılarla, kimi de insanların sırtlarında gerekli bölgelere taşınıyordu. Bu görüntüler, savaşı takip etmek için Anadolu’ya gelen yabancı gazetecileri şaşkınlığa uğratıyor, bu gazetelerde sırtlarında cephane taşıyan kadınların fotoğrafları yayımlanıyor, silah ve cephanenin “tarih öncesinden kalma iki tekerlekli iptidai bir şey”le taşındığı, lokomotif tekerleklerinden top 242