22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM2003 ÇARŞAMBA 16 80. YIL OZEL EKİ 26 Ağustos Gecesinde Saatler Iki Otuzdan Beş Otuza Kadar Saat: 2.30 Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır, ne ağaç, ne kuş sesı, ne toprak kokusu vardır. Gündüz güneşin, gece yıldızların altında kayalardır. Ve şimdi gece olduğu için ve dünya karanlıkta daha bizim, daha yakın, daha küçük kaldığı ıçin ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten evımize, aşkımıza ve kendimize dair sesler geldiği için kayalıklardan şayak kalpaklı nöbetçi okşayarak gülümseyen bıyığını seyrediyordu Kocatepe'den dünyanın en yıldızlı karanlığını. Düşman üç saatlik yerdedır ve Hıdırlık tepesi olmasa Afyonkarahisar şehrinin ışıklan gözükecek. Kuzeydoğuda Güzelim dağlan ve dağlarda tek tek ateşler yanıyor. Ovada Akarçay bir pırıltı halinde ve şayak kalpaklı nöbetçinin hayalinde şimdi yalnız sulann yaptığı bir yolculuk var: Akarçay belki bir akar su, belki bir ırmak, belki küçücük bir nehirdir. Akarçay Dereboğazı'nda değirmenleri çevirip ve kılçıksız yılan balıklarıyla Yedişehitler kayasının gölgesine girip çıkar. Ve kocaman çiçeklerin eflatun kırmızı beyaz ve saplan bir, bir buçuk adam boyundaki haşhaşlann arasından akar Ve Afyon önünde Altıgözler köprüsünün altından güneydoğuya dönerek ve Konya tren hattına rastlayıp yolda Büyükçobanlar köyünü solda ve Kızılkilise'yi sağda bırakıp, gider. Düşündü birdenbire kayalardaki adam kaynakları ve yollan düşman elinde kalan bütün nehirleri. Kim bilir onlar ne kadar büyük, ne kadar uzundular? Birçoğunun adını bilmiyordu, yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlik'ten evvel Selimşahlar çiftliğinde ırgatlık ederken Manisa'da geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek. Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklanyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu Paşalar: "Üç", dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacaklan üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlıyacaktı. NÂZIM HİKMET umhurıyet'imizin 80. yılı... Bogün Türkiye'de bir banka, kurulduğu günden berı ekonomıye verdiği destekle Türkiye'yi daha da ileri taşımak için hiç durmadan çalışıyor. Biliyoruz ki; yeni girişimlere, yeni yatınmlara ve rekabete vereceğimiz destekle ye'yi çok parlak bir gelecek bekliyor... Yaşasın girişim, yaşasın yatırım, yaşasın rekabet. Daha da ileri bir Türkiye için, yaşasın Cumhuriyet.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear