17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

C T SPOR FUTBOL EKİM SALI Lig kupası Galatasaray, F.Bahçe ve Beşiktaş arasında sanki bölüşülmüş. Karadeniz devi Trabzon bile 20 yılı aşkın süredir mutlu sona hasret ANADOLU’DAN ŞAMPİYON ÇIKAR MI? MEHMET GÜÇLÜ urkcell Süper Ligi’nde bu sezon farklı bir tablo yaşanıyor, farklı şeyler oluyor .9 yıllık geçmişinde Trabzonspor dışında hiçbir takım şampiyonluğu üç büyüklerin elinden alamazken, bu sezon üst düzey performansıyla zirveye yerleşen Vestel Manisaspor acaba yeni bir tarih mi yazıyor? Ersun Yanal ve talebeleri şampiyonlukla kucaklaşabilir mi? Türk futbol kamuoyu şimdi bunu konuşuyor. Sorunun yanıtını bulabilmek şu an pek mümkün değil elbet ama gelecekle ilgili daha sağlıklı bir öngörüde bulunmak adına geçmişe göz atmakta yarar var. Yarım asırlık tarih yolculuğunda yaşananlardan, geleceğe yönelik fikir edinebilmek olası. 1959 yılında Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ile başlayan ligde ilk 10 yıl bir başkasının değil şampiyon olmak, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın arasına girmesi bile düşünülemezdi. O dönem, Gençlerbirliği’nin 196566 sezonunda Beşiktaş ve Galatasaray’ın ardından ligi Fenerbahçe’nin önünde üçüncü sırada tamamlaması olay olmuştu. 196768 sezonunun sonuna dek söz konusu tek istisna dışından da görüntü hiç değişmedi. Trabzonspor mucizesinden 10 yıl önce, üç büyükler hegemonyasına kafa tutan ilk Anadolu takımı Eskişehirspor’du. Tam 37 yıl boyunca Türk futboluna hizmet veren o günlerin en değerli teknik adamlarından birine kapılarını açmıştı Eskişehir yönetimi. Abdullah Gegiç’le ligde sekizinci tamamlanan ilk yılın ardından Eskişehirspor, 19681975 döneminde müthiş bir çıkış yakaladı. 196869 sezonunda Galatasaray’a kılpayı kaptırılan şampiyonluğun ardından Kırmızı Siyahlılar sonraki sezon da Fenerbahçe’nin ardından lig ikincisi oldu. 197071 sezonunu dördüncü tamamlayan Eskişehirspor, 197172’de bir kez daha şampiyonluğa asıldıysa da, 42 puanla mutlu sona ulaşan Galatasaray’ın ardından 39 puanla ikinci sırada kaldı ve sonrasında yavaş yavaş sahneden çekildi. Eskişehirspor efsanesinin mimarı 82 yaşındaki Abdullah Gegiç o günleri şöyle anlatıyor: “Türkiye’ye ilk kez Fenerbahçe için geldiğimde takımın çim sahası, hatta antrenman sahası yoktu, şartlar kötüydü. Sadece Ankara, Bursa ve Eskişehir’de çim saha vardı. Bir yıl çalıştırdığım Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra Eskişehir’de dört yıl görev yaptım. İlk yıl sekizinci, sonraki iki yıl ikinci, dördüncü yıl dördüncü olduk. Takımda iyi bir arkadaşl na Ersun Ya lık vardı. Seyircimiz muhteşemdi. İstanbul’daki maçve talebeleri lara 1012 bin kişiyle giderdik. İlk kez bir Türk takımı la şampiyonluk Fair Play’den ödün vermeden çalışıp çabalayarak mi? r bili aşa akl kuc zirveyi zorladı ama şampiyon olamadı.” Türk futbol Eskişehirspor’un başaramadığını bir süre sonra di şim yu kamuo Trabzonspor başardı. Bordo Mavililer 197576 bunu konuşuyor. sezonunda 40 puanlı Fenerbahçe’nin önünde 43 ı ıtın yan Sorunun puanla şampiyonluğu yakalarken; ilginçtir Fenerbulabilmek şu an bahçe’nin teknik direktörü Abdullah Gegiç’ti. Ve ğil. de pek mümkün Gegiç, o tarihi sezonla ilgili çarpıcı bir gerçeği açık yüreklilikle dile getiriyor: “Trabzon’la deplasmanda oynayacağımız maç büyük ölçüde şampiyonu belirleyecekti. Kente üç gün önceden gittik. Maç saatine kadar davullar çaldı, silahlar patladı. Bizi hiç uyutmadılar. İtiraf etmeliyim ki, kalbim o maçta Trabzonspor için çarpıyordu. Çünkü ilk kez bir Anadolu takımı şampiyon olacaktı. Beynimde ise Fenerbahçe’nin galibiyeti vardı. Kaybettiğimiz bu karşılaşma sonrası rakip takımın çalıştırıcısı Ahmet Suat Özyazıcı’yı ilk kutlayan ben oldum.” Trabzonspor, 1976 77, 1978 79, 1979 80, 1980 81 ve 1983 84 sezonlarında, 10 yılda tam 6 lig şampiyonluğu kazandı. Sonrasında zaman zaman zirve yarışı içinde yer aldıysa da, 20 yılı aşkın süredir o mutluluk tablosunu yineleyemedi. Trabzonspor fırtınasının dinmesiyle geçen süreçte Galatasaray 10, Fenerbahçe 6, Beşiktaş 5 şampiyonluk aldı. 20012002 sezonunda Gaziantepspor zirveyi uzun süre zorladıysa da İstanbul’da ilk yarı 30 öne geçtiği maçta Fenerbahçe’den ikinci yarıda dört gol yiyerek umutlarını tüketti. Geçmişi böylece özetledikten sonra kısa bir değerlendirme yapmak gerekirse; 60’lı yıllarda Eskişehirspor’un sonuca ulaşmayan başarılı çıkışında, teknik adam, futbolcu, yönetim uyumunun yanı sıra güçlü alt yapı oluşumu ve büyük taraftar desteğinin payı olduğu görülüyor. 70 ve 80’li yıllara şampiyonluklarla damgasını vuran Trabzonspor’da da benzer özellikler ön plana çıkıyor. Bordo Mavili kulüp kendi öz kaynaklarını kullanmadaki becerisinin yanı sıra tıpkı Eskişehirspor gibi uyumlu, huzurlu bir yönetim, teknik adam, futbolcu birlikteliği sağlarken, ayrıca büyük taraftar desteğine sahipti. GÖRÜŞ / MERT İNAN Nice Şerefli İkinciliklere! Malum üç büyükler dökülüyor. Hem de sapır sapır... Hafızalarınızda yer etmiş, ‘’Ne maçtı...’’ dedirten bir karşılaşmaları var mı bu üç koca futbol devinin? Benim yok. Sizi bilemem. Üç büyüklerin yaşadığı kaos belki Anadolu devrimiyle sonlanacak. Manisa rüzgarı sert esiyor.. İyi gidiyor Ersun Hoca... Anadolu futbolunun 19 Mayıs’ı, hayal dediğimiz şeylerin ne kadar da yakın olduğunu düşündürdü bizlere. Deneyim, bütçe, medya, hakemler...Bugüne kadar Anadolu Kulüpleri hep bir engele takıldılar. Kimi zaman da kendi içlerinde yaşadıkları kavganın bedelini ödediler. Bu kez durum farklı. Manisa’nın dostu çok, düşmanı yok. Eğer baskıya dayanıp ve disiplinden taviz vermezse Manisa’nın şampiyonluk şansı üç büyüklerden daha fazla. Peki ya üç büyükler..Onların hali ne olacak? Tarih tekerrürden ibarettir. Yakında İnönü, Sami Yen ve Saraçoğlu’ndan bilindik sesler yükselmeye başlayacak.. ‘’İstifa’’ çığlıkları taşacak sokaklara. Üç büyüklerin yolu çıkmaz. Hafızamızı yoklayalım biraz. Beşiktaş’ın efsane başkanı Süleyman Seba, ‘’Şerefli ikincilikle’’ övündüğü zaman pek çok kişi tarafından eleştirilmiş, hatta hakarete bile uğramıştı.Futbol dünyası yıllarca ‘’Şerefli ikinciliği’’ tartıştı. Halbuki asıl önemli olan bu sözün taşıdığı anlamdı. Acaba Türk futbolu, özellikle de üç büyükler, yıllar önce ‘’şerefli ikinciliği’’ sahiplenmiş olsa, bugünkü futbol kısırlığı yaşanır mıydı? Şerefli ikincilikten bahseden Seba futbol kalitesi ve ‘fair play’ ruhundan ödün vermenin nelere yol açacağını en iyi bilen kişiydi. Aradan yıllar geçti. Üç büyüklerin balonu teker teker patlamaya, futbolun kalitesi gitgide diplere sürüklenmeye başladı. Artık günümüz kulüp yöneticilerinin aklında ‘buram buram’ futbol yok. Günümüz başkanlarının pek çoğu futbolu bir meta olarak görüyorlar. Futbolun üç sacayağı var. Üçü de dökülüyor. Evet, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray, milyon dolarlık şirketleri, ultra lüks tesisleri, benzerlerini Avrupa’da göreceğimiz statları ve özel TV kanallarıyla kulvar değiştirdiler desek yeridir. Galatasaray’ın ekonomik darboğazını bir yana koyarsak, üç büyüklerin futbol endüstrisinde katettiği mesafe Avrupa devlerine kafa tutacak düzeylere ulaştı. Siyasi parti liderleri meydanlara bin kişiyi toplayamazken, üç büyükler her hafta on binleri statlara çekiyor. Ancak bu büyüme futbol kalitesi adına sorunları çözmüyor.Çözmeyecekte… Yıldırım, Canaydın ve Demirören futbolun içinden gelen isimler değil. Aslında uzun zaman önce takke düştü kel göründü. Üç büyüklere gönül verenler sorunun tamamen kendi yönetimlerinden, kendi sistemlerinden kaynaklandığını gayet iyi biliyor. Hiç kimse ‘’Hakemler, federasyon, medya...’’ diye başlayan bahaneli cümleler kuracak durumda değil. ‘’Şirketler kuruldu, milyon dolarlık bütçeler ayrıldı, tesisler gelişti, statlar büyüdü, televizyonlar açıldı...’’ Futbol yeşil sahalardan çok borsada oynanır oldu. Geçen yıllarda saygıdeğer kulüplerimizden birinin başkanı şöyle demişti; ‘’Daha önceleri futbolu yalnızca sahada oynanan bir oyun olarak görüyordum...’’ Dün nasıl ki şerefli ikinciliği sorgulamadıysak bugün de bu hormonlu büyümeyi sorgulamıyoruz.‘’Endüstriyel futbola’’ kökten hayır diyen yok elbette ki. Doğru yönlendirme ve doğru hareketler ışığında uluslararası rekabet için şart. Ama özünde kalite olmayan bir futbol anlayışını kabul etmemiz kendi ipimizi çekmek anlamını taşıyor. Kulüpler endüstriyel anlamda büyüyecek diye kötü futbola boyun eğmemiz isteniyor! Sayın başkan Süleyman Seba’nın şerefli ikinciliğinde salt futbol vardı. Futbol gibi futbol! Siz öyle istiyorsunuz ya öyle olsun diyelim ve geçelim. Geriye ne kaldı? Ellerim bomboş, yüreğimde bir sızı… Zor ama olanaksız değil Şenes Erzik (UEFA Asbaşkanı): V.Manisaspor bu çizgisini devam ettirirse şampiyon olmaması için hiçbir sebep yok. Gerçek bir rekabet olursa kalite yükselir. Ve, ulusal takımımız için de bu çok verimli olur. Örneğin; ben Peru’ya gittim ve orada 17 Yaş Altı Ulusal maçında Hollanda karşısında Caner’i izledim. Oyuncuyu çok beğendim. Bu sadece bir tane örnek. V.Manisa bir takım olmuş. Bu uzun lig maratonunda yenilmeden şampiyon olacak diye bir şey yok. Turgay Şeren (Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı): Valla çıkarsa ben mutlu olurum. Böylelikle üç büyük takım biraz toparlanır. Transferlere harcadıkları paralara yani savurganlıklarına son verirler. Artık Anadolu’daki takımların da kadroları iyi. Bu yıl olmasalar da ileride olacaklar. Anadolu takımlarının güçlenmesinden yanayım. Çünkü böyle olduğunda Anadolu takımlarının seyircileri tribünleri dolduracak. Ziya Şengül (Spor Yazarı): Bir Anadolu takımının şampiyon olmasını herkesten daha fazla isteyen bir adam olmama karşın geçmiş yıllardaki deyemlerim seyirci potansiyelinden dolayı sonunu getiremedkilerini gösteriyor. Manisa’da şu anda ilk sırada ama şampiyon olmak için ekonomik gücü olan takımların şansı fazla. Dördüncü büyük Trabzonspor bile bu sorunları yaşıyor. Üç büyüklerin arkasındaki taraftar, reyting ve basın desteğini de göze alırsak biraz zor. Onur Belge (Spor Yazarı): Zaman zaman ligimize bazı takımlar, teknik direktörleri farklı bir şey yaptıklarında çıkışa geçiyorlar. Örneğin; Güvenç Kurtar’ın Kocaeli’ndeki çıkışı bu şekildeydi. Ancak şunu bilmek lazım ki önce ikinci, üçüncü, dördüncü veya beşinci olmak gerekiyor. Şampiyonluk son anda kaybedilecek, bu acı deneyimler yaşanacak. Ondan sonra mutlu sona ulaşılacak. Manisa ligde ilk beş bile yapmış bir takım değil. Yakın gelecekte hem Manisa hem de başka bir Anadolu takımı şampiyonluğa ulaşabilir. Erdoğan Şenay (Spor Yazarı): Hayır...Çünkü 50 yıllık bir spor yazarı olarak deneyimim bana bunu söylüyor. Vestel’in bu yıl ki çıkışı özellikle Ersun Yanal’ın çalıştırdığı takımların başarıları şüphesiz devam edecektir. Ancak büyük kulüplerimiz gerek futbolcu gerekse de teknik direktör seçiminde önce kendi öz çocuklarına dönüp gerçeği ülkemizin kaynaklarından aramadıkça Türk takımlarının Avrupa ekipleriyle başa baş yarışmalar yaratabilmesi olanaksızdır. Osman Tanburacı (Spor Yazarı): Anadolu’dan tabi ki şampiyon çıkar. Yalnız bu Anadolu takımlarıyla ilgili değil. V.Manisa bal gibi şampiyon olur ama yoluna taş koyarlar mı...Sıvas’ta herkes mağlup olabilir. Vestel Manisa iyi bir takım, iyi bir hocaya sahip ve şampiyon olmaya layık. 12 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear