26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Fatih Tekke, Necmi ve Şota’dan sonra Trabzonspor’un çıkardığı üçüncü gol kralı. Genç golcü Trabzonspor’un altyapısından yetişti. 1996 yılında Şenol Güneş tarafından A takıma alındı. Hami, Orhan Çıkrıkçı, Orhan Kaynak, Hasan Özer, Şota ve Archil’in gölgesinde yeşerme fırsatı bulamadı. bir yıl sonra Yılmaz Vural tarafından Altay’a kiralık gönderildi. Galatasaray’ın İzmir ekibini 54 yendiği maçta attığı 4 golle dikkatleri üzerine çekti. Burada ayağı kırıldı. Bir süre futbola ara verdi. Ardından Giray Bulak tarafından ikinci defa sürgüne gönderildi. Attığı gollerle Gaziantepspor’u zirveye taşıyan genç futbolcu, son anda kaçan şampiyonluğa en çok katkı yapan oyuncuların başında geliyordu... Bu sırada Beşiktaş’a transferi gündeme gelen Fatih Tekke’den ‘‘Kafa vuruşları iyi değil’’ diye vazgeçildi. Gaziantepspor’la ihtilafa düşünce de bu fırsatı iyi değrelendiren Özkan Sümer,Fatih’i önce yetiştirerek sonra da transfer ederek Trabzonspor’a ikinci kez kazandırdı. Zaten Altyapı koordinatörü olarak 1988 yılında Cumhuriyet’e verdiği demeçte, ‘‘35 yıllık futbol hayatımın en iyi futbolcusu’’ demişti onun için. Hatta bir gün antrenman sahasında tek başına çalışırken ‘‘ne yapıyorsun?’’ diye sorduğunda, ‘‘Şota’yı taklit ediyorum’’ dedi. C S Ü P E R L İ G İ N A R D I N D A N Sürgünden gelen kral: Fatih Tekke 3 1 G O L AT T I Adı: Fatih Soyadı: Tekke Forma Numarası: 9 Oynadığı Mevkii: Forvet Doğum Tarihi: 09.09.1977 Doğum Yeri:Sürmene Oynadığı Takımlar: Altay G.Antep Bu Sezon Attığı Gol: 31 Oyandığı Süre: 2924 Dk. Ligin gol kralı Fatih Tekke, hiçbir zaman üç büyüklerde oynamayı düşünmediğini söyledi. Bu cevap üzerine Sümer Fatih’e; ‘‘Bir daha asla Şota’yı taklit etmeyeceksin. Kendin olacaksın’’ diyerek çıkışır. Fatih’in 3. kez Trabzonspor’a dönüşü farklı olur. Kazandığı deneyimin yanısıra duygularını iknici plana itip ön plana yeteneklerini çıkarınca sürğünden zirveye çıkar. Her yıl üzerine koyan yıldız futbolcu A milli takımın değişmez oyuncusu olduğu gibi süpre ligin de gol kralı ünvanını ele geçirir. Fatih o yıllar için, ‘‘Ben de hatalıydım. Bana rahberlik edenler de. Ancak yaşandı bitti. Yaşadıklarımdan çok dersler çıkardım. Oynadığım futbolla da beni sürgüne gönderenlere en güzel cevabı verdim’’ diyor. Gol kralı olmanın güzel bir duygu olduğunu ifade eden Fatih Tekke, ‘‘Keşke gol kralı olmasaydım da Trabzonspor şampiyon olsaydı. İyi futbol oynamamıza rağmen ipi göğüsleyemedik. Bu yıl olmad, ancak gelecek yıl bütün gücümüzü ortaya koyarak şampiyon olacağız. İyi ve gnç bir takımım zvar. Hatta ligin en iyi kadrosuna sahibiz. Bir kaç takviyeyle hem süper ligde hem de Avrupa’da başarılı oluruz’’ diye konuşuyor. F.Bahçe, Beşiktaş ve G.Saray’a transfer olmayı asla düşünmediğini söyleyen Fatih, kendisi için ilk planda Trabzonspor’un şampiyonluğunun geldiğini belirtiyor. Ancak ondan sonra Avrupa’da futbol oynayabileceğini vurguluyor. BordoMavi endüstriyel futbolun neresinde? H A S A N A L yor. Oysa Trabzonspor ya da bir başka Anadolu takımının şampiyon olabilmesi için yayın gelirinin adil dağıtılması gerekiyor. Ki rekabet futbolda gelişimi sağlayabilsin. Bordo Mavili takım öyle bir noktada ki Anadolu takımlarının yayın gelirinden eşit pay almasını istese, bu kendi gelirlerinini de azalması demek. Yok sistemin devam etmesini savunsa, bu sistemin içerisinde şampiyonluğa ulaşması olanaksız değil ama çok zor. İşte endüstriyel Türk futbolunda Trabzonspor aslında böylesine bir yol ayrımında. Ancak yönetim bunun farkında değil. Farkında olsa haksızlığa uğrama paranoyasını bir kenara bırakarak o gerçeklere göre hareket eder. ‘‘Korkunun ecele faydası yok’’ deyip aynen İngiltere, Almanya ve ya Fransa örneklerinde olduğu gibi Süper Lig’deki takımlar arasında yayın gelirinin adaletli paylaşımını savunabilir! İlk bilinmesi gereken futbol kapitalizminin kendine özgü kurallarının olduğudur. Futbol artık sadece sahada oynanan bir oyun olmaktan çıkmıştır. Saha içinde ve dışında oynanan sosyo ekonomik bir olguya dönüşmüştür. Ülkeyi yöneten siyasal iktidar da hiç olmadığı kadar futbolun içine girmiştir. Endüstriyel futbolla, futbolun çıkarları çatışır hale gelmiştir. Anadolu ve istanbul kulüpleri arasındaki çatışma devam ederse 800 bin abonesiyle zaten zarar eden Digitürk’ün zararı daha da büyür. Hatta kulüplerin parasını ödeyemeyecek noktaya gelir. Türk futbolu da ekonomik krize girer... Türk futbolunun kurtuluşu, Trabzonspor’un yeniden şampiyon oluşu Anadolu takımlarının güçlenmesinden geçiyor. Türkiye’de futbol 90’lı yılların başında endüstrileşmeye başladı. Bu tarihte toplam 184.5 milyar lira hasılata ulaşan BordoMavililer, 20002005 yılları arasında 42 milyon dolara yakın gelir elde etti. Oysa Trabzonspor, 197484 arasında 6 şampiyonluk, 4 ikincilik ve sayısız kupa kazandığı yıllarda henüz endüstrileşmeyen futbolda çark tribün gelirleri ve yönetici katkısıyla dönüyordu. Trabzonspor 90’lı yılların başından itibaren endüstrileşen futbola uyum sağlamaya çalıştı. Mehmet Ali Yılmaz’ın 1992’de milletvekili olması, Sadri Şener’in de şilerinin kötü gitmesi zorunlu değişikliklere yol açtı. Görevi 1995’te Faruk Özak devraldı. 5 yıllık birikim güçlü bir takım çıkardı ortaya. Kadro istikrarı sağlandı. Kulübe yayın gelirlerinden önemli para girdi. İstanbul Kartal’da bulunan arazi hazineden kiralandı... Ekonomi pastasının henüz çok büyük olmaması ve kulüpler arasındaki mesafenin bugünkü kadar açılmaması da tarihsel açıdan önemli bir şans tanıdı Trabzonspor’a. Şampiyonluk yarışında umduğunu bulamayan BordoMavililer, umut tazelemekten yorgun düşen taraftarların ilgisini çekebilmek için tüketim çılgınlığına yöneldi. 1990 öncesinde üreten ve ürettiğiyle büyüyen Trabzonspor, 96 sonrasında tüketen ve tükettiğiyle küçülen bir anlayışa büründü. Giderleri, gelirlerini aştı. Hem saha hem de kulüp performansı açısından yere çakıldı... 2000 devrimi, Trabzonspor’da kanayan yarayı dur6 TRABZONSPOR Hasan Sönmez: 9 maç Tolga Zengin: 1 maç Özgür Bayer: 7 maç Tayfun Cora: 12 maç Karel D’Haene: 17 maç 1 gol Tolga Seyhan: 27 maç 1 gol Emrah Eren: 28 maç Erdinç Yavuz: 21 maç Volkan Bekiroğlu: 21 maç Hüseyin Cimşir: 32 maç 1 gol Hasan Üçüncü: 20 maç 1 gol Szymkowiak: 16 maç 9 gol İbrahim Yattara: 28 maç 8 gol EulYong Lee: 26 maç Emre Aygün: 3 maç Ufuk Bayraktar: 2 maç İbrahim Ege: 4 maç Gökdeniz: 32 maç 12 gol Adem Koçak: 26 maç 3 gol Celalettin Koçak: 32 maç1 gol Fatih Tekke: 34 maç 31 gol Mehmet Yılmaz: 27 maç 5 gol durdu. Kulübün tüm gelirleri üç yıl boyunca borçlara gitti. 2004 ve 20005 yıllarında ekonomik anlamda rahatlayan BordoMavililer, nisan ayında borsaya girdi. Buradan gelen parayla borçlar sıfırlanırken, geriye 30 yılını satan Trabzonspor’un elinde 5 trilyon kaldı... Türkiye’deki futbol sistemi 3 büyükleri koruyor, Anadolu takımlarını ezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear