Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HAFTANINNOTLARlDuvauAsena İsveç nere, Türkiye nere, 11 HAKEMLER, ŞIKE VE KADIN B G eçen hafla Mchmet Karaç'ın yazdığı "Töre Kıskacında Kadın" adlı kitaptan söz etmiştım. Ülkemizde bir töre var, evin kadınlarının namusu erkeklere emanet, kızlar sokakta yalnız başına yürüdüğü için bile ailenin namusu zedeleniyor ve aile meclisinin kararıyla naıııus temizlemek adına kızlar öldürülüyor... Ve bildiğiniz gibi ne yazık ki bu ülkenin kanunlan ncredeyse bu cinayetleri teşvik ediyor, 'namus korumak meselesi'ni hafifletici neden ilan ederek, cezada akıl almaz indirimler yapılıyor. Taammüden cinayet gibı en ağır suçıı işleyen bu azılı katiller birkaç yıl yatıp çıkıyor. I^in daha da garıbi, TBMM'den bu güne kadar, bu konuda hiç ses çıkmamış olması. Ya onların çoğu da bu durumu doğal karşılıyorlar, ya da oy kaygısıyla susuyorlar. Ama İsveç adaleti namus cinayetine indirim yapmadı. Kuzeniyle evlcnmeyi reddeden Fadıme Şahindal'ı öldüren baba Rahrni Şahindal'ı ömür boyu hapse mahkum etti. Bu o ülkenin en ağır cezası. tsveçliler bu olay yaşandığında şok geçirmişlerdi ve cenaze törenine isveç Prensesi Victoria, Parlamento Başkanı, bakanlarda katılmış, göz yaşı dökınüşlerdi. Şaşkın ve üzgündüler ve kadınerkek eşitliği konusunda en ileri ülkelerden biri olan İsveç, bu barbarlığı afretmemişti... Türkiye'dc ise cinayet affediliyor. Demek ki ülkemiz kadınerkek eşitliği konusunda oldukça gerilerde. Parlamentoyu oluşturan erkeklerimizin Fııılimv ölıliirüldü ve katil mahkum oldu... duyarlıhğı sayesinde değil, Avrupa Birliği'nin dayatması sonucunda Medeni Kanun'umuzu ıkına sıkına değiştirdik. Demek ki sıra şimdi Türk Ceza Kanunu'na geldi. ^ Yalısı'nda, önemli bir organizasyon vardı, Şakir Eczacıbaşı ve Nuri Çolakoğlu'nu ve ekiplerini sevgiyle izledim, yağmurlu, fırtınalı havada buraya koşuşan gerçek sanatçılarla kucaklaştım. Giin boyu, sıyah (4 nıilyar TL), beyaz (bir milyar TL ) ve kırmızı (200 milyon TL) laleler satıldı... Laleler, sahiplerine festival boyunca ayncalıklar, kolaylıklar sağlayacaktı, ama bu lalcleri alanlar önce, 30 yıldır sanatı yaşatan iKSV'ye yardıın etmiş olacaklardı. Gece bıttığınde 100 adet satılması planlanan siyah lale 94, 250 adet satılması planlanan beyaz lale 162, bir sının olmayan kımıı/ılardan ise 524 tane satılmıştı... llerkes mııtluydu, Şakir Eczacıbaşı ve Nuri Çolakoğlu'nu alkışlarla uğurladık Bu düzeysiz magazini yaratan medya ortamında, sanata yardım edenleri, sanata gönül verenleri bir kez daha alkışlayalım ve ne olur onları desteklemek için nıaddı manevi elimizden geleni yapalım. ^ u lstanbul Kültiir ve Sanat Vakfı 30. yılını gününü sanata ve sanatçılara ayırdı ve kutluyor. Tıpkı bcnim gibi... Bcn 30 bir sanat ve kültür kurumu için özel yıldır gazetecilik mesleğinıde gelişip yayın yaptı. Geçen pazar, İKSV'nin en büyürken, binbir zorluk hatta önemli sponsorlarından bıri olan The haksızlıklarla boğuşurken, İKSV de pek Marmara'nın işlettiği Esına Sultan çok şeyle savaşarak bu günlere geldi iştc. IKSV 30 yıldır, binlerce kışıye büyük mutluluklar yaşattı, şehrın bır parçası oldu. Ben de 30 yıldır kendımi oıılardan birisi gibi gördüm... Gönliim istiyor ki bu kurum ıçın herkes elinden ne geliyorsa yapsın... Tıpkı CNN Türk gibi... Belki de Türkiye'de ilk kcz, İKSVı\in j>ün boyu program yapıldı, teşekkiirler CA7V Türk... bir TV kanalı tünı Herkesin tiksintisi kendine D iyanet tşleri Başkanlığı neleri yiyip neleri yemememiz gcrektiğini açıkladı. Ben bu izin ve yasakların nedenini bir türlii anlayamadım. Örneğın, suda yaşayan ,^^0 hayvanlardan yalnızca J^^S*ı^ balığın yenmesı helal. 3 ^ " ^ " ^ / ? Midye, karides, ıstakoz, 7 JiVİ. y e n 8 e Ç gibı üriinlerin ^Sr yenmemesi gerekiyor. Ama mesela çckırge ycnebiliyor. Sebebı de çekirgenin insanda tiksiııti uyandırmaması. Bu nasıl şey , insanın neden tiksinli duyup duymayacağı nasıl bılınebılır kı? Herkesin tiksintisi kendine değil midir? Örneğin ben karidese değil ama çekirgeye tiksiııti duyabilirim. Tavşanı yiyebilirmişiz... Ama kurbağayı yiyemezmişiz... Niçin? Mesela kimileri o oyuncak gibi tombalak tavşan asla yiyemez ama, eline alıp sevip okşayanıadığı için bir sempatı duyamadığı kurbağayı yiyebilir... Kinı ne karışır? At eti helalmış ama mekruh sayılıyormuş. Katır ve eşek eti harammış ama yabaııi eşek yiyebilirmişiz... Bir açıklaması varelbette bunların, binek hayvanı olup savaşta kullanıldığı ıçın atı yememeliymişiz... Demek ki yabanı eşeğe binilmiyor... Pislik yiyen hayvanlann et ve sütleri de yenmiyornıuş. Tavuk, koyun, sığır ve keçi de pislik yediğinden bu hayvanlann bir süre hapsedilerek yemlenmesi gerekiyormuş... Yediğimiz tavuklar, koyunlar hapsedilerek mi yemleniyorlar acaba? Bğer böyle değilse yandık, herkes günahkâr demek ki bu ülkede... Hem laik bir ülkeyiz diye bağınp çağınyoruz, hem de gün geçmiyor kı, 'dinimize göre şu yasak bu yasak' dıye eınirler çıkmasın. En laik TV programlannda, en laik TV sunucuları bile durmadaıı bu haberleri pompalayıp, tartışma programı hazırlıyorlar... Dinimize göre kurban kesmesek olur mu, ayrı yataklarda yatılır mı, kocalar karılarını yataktan atabilirler mi, canlannı acıtmadan ve yüzlerini gözlerini morartmadan dövebilirler mi, dört kadın alabilirler mi, doğum kontrolü yapabilirler mi, kadınlar parfüm sürebilirler, pantolon giyebilirler mi, kırıtarak yürüyebilirler mi? Eğer biz laik bir ülkeysek, bizim uymamız gereken kanun, beğensek de bcğenmesek dc Medeni Kanun, ceza kanunu değil midir? Kendi ınancı ve arzusuna göre isteyen başını örter, isteyen kırıtarak yürür, isteyen karides yer, isteyen de çekirge. Artık kabak tadı vermedi mi reyting uğruna yapılan bu polemıkler ve kışkırtmalar? ^ ir süredir bir çeteden söz ediliyor ve futbol hakemlerine şike yaptınlması anlatılıyor. Bazı hakemleri baştan çıkartmak için verilen en önemli rüşvet de kadın. Lütfen arkadaşlar, yani erkek arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, bir kadınla bir gecelik bir ilişki yaşamak uğruna ahlaksızca işler yapmanın nasıl bir tanımı olabilır? Bu ne kadar utanç verici ve aşağılayıcı bir şey... Bu olayda hiçbir erkek köşe yazarı işin bü yönünü ele alıp kınama yazısı yazmadı. Oysa beklerdim özellikle 'aşk uzmanı' gazeteci erkeklerimizden bu tür bir yazı. Bu nasıl bır ilkelliktir ki, hiç tanımadığı bir kadınla bir kez birlikte olmak için tüm ahlaki değerlerini bile hiçe sayacak kadar başı dönüyor bazı erkeklerin? "Düzgün" erkeklerin bile neden bu konuda gıkları çıkmıyor? Ayıp yahu... Geçtiğimiz ay basında benim 'bütün erkekler maymundur' dediğime dair uydurma haber çıkmıştı... Demediğimi anlatmaya çalışmıştım ki, yapmadığım bir şey için yapmadım diye yırtınmak çok ağırıma giden bir şey... Neyse... Ama şu maymun meselesi bu yalan yanlış haberle aklıma sokuldu artık. Bazen öyle şeyler duyuyorum ki, kusura bakmayın ama, 'bunu maymun bile yapmaz' demeye başladım. O yalan haberi yazan muhabir arkadaş gözümü açtı yani. Mesela bir tane erkek çıksın da şu erotik giysili kızların erkeklere yönelik üriinlerin yanında poz vermesine karşı çıksın... Bir otomobil, bir motosiklet... Erkeklere yönelik her ürünün başında bir yarı çıplak kız... Herkes bu kızları eleştirir, 'aman ne ayıp, vücudunu sergiliyor' diye. Kimsenin aklına erkeği eleştirmek gelmez... Kimse, 'yahu ben salak mıyım, yanında bir güzel kız gördüğüm ürüne saldırıp hemen satın alacağım' demez. Bazı ışadamları, bazı politikacılar, bazı gazeteciler, bazı sporcular yurtdışına gitmeye görsünler, hemen onlara bir kadın armağan ediliyor... Onların da gözlerı dönüyor ve kabul ediyorlar. Ondan sonra da o adamlara istendiği gibı ış yaptırtılıyoı falan filan... Ben erkek olsaydım, bu konuyu gündeme getirir, kınardım... Çünkü bunlar, basit, sevimli çapkınlıklar değil.. Bunun adı çapkınlık bile değil... Çunkü çapkınlık bır uğraş vererek, hoşlandığı kişiyi etkilemek ve sonra birlikte olmaktır... Para aldığı herkesle birlikte olan bir kadınla yatmanın nesi övünülecek bir şey? Bir aklı başında erkek de şu duruma bir değinsin ne olur... 'Aşk uzmanları', bari sız ele alın şu konuyu, çünku aşka da çok ters düşüyor bu durumlar... Yani kadının rüşvet olarak alınması falan...^ VIVET'IN KİTABI Gazeteci Vivet Kanetti'nın "Koş Süreyya Koş" kitabını ıkinci baskısında okuyabildim. Kitap çok akıcı bir dille yazılmış ve güncel örneklerle dolu, bir solukta okunuyor. Basının son dönemlerini, basındaki kadınerkek ayrımcılığını çok çarpıcı örneklerle, cesurca anlatıyor Kanetti... Çok ilgili birisinin bile gözunden kaçırdığı örnekleri sergiliyor. Keyifle okuyor, bilgileniyor, ama okudukça sinirleniyorsunuz... llgililereve öğrenmek isteyenlere duyurulur ve önerilir. ^