26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURlYET DERGİ AHU ANTMEN E fsaneye göre, Arkadia, bir tür yeryüzü cennetiydi. Bu yeryüzü cenneti, hementümefsanelerde cennet imgesinı oluşturan, dağlarlaçevrili, dışandaki kötülüklerden arınmış ve korunmuş, ağaçlar, çiçekler, müzik ve benzersiz dinginlıği olan bir yerdi. Cennet kavramına ılışkın farklı kültürlerin anlattığı öyküler, nüanslara karşın hep aynı imgede birleşiyor: Cennet, olağanüstü güzellikte bir bahçeydi. tnsanın kendisini doğayla bir hissettiği zaman yaşadığı mutlak bütün lük duygusunun birtür sımgesel karşılığını oluşturan bu bahçe imgesi, sonraki çağlarda yeryüzünden kopup bir tür hayal oluverdı: İnsanoğlu, iyilik ve kötülük bilincinin aynası olan bilge ağacın yasak meyvasını yemişti bir kere ve artık cennet, yeryüzünden çok uzakta, yaşarken elle tutulamaz, gözle görüncmez ama öldükten sonra belki ulaşılabılecek bir efsaneye dönüşmüştü. Yeryüzü cennetleri bu yüzden mi tatmin etmez oldu insanhğı? Yeryüzünde sahıp olduğumuz cennetlerin ötesinde insanlığın aradığı, hayal ettiği cennet nasıl bir ha. yalyerdir ki? Modern insanın hayalini kurduğu cennetin yansımalannı, turistler için hazırlanmış albenilı tatil rehberlerinde bulmakmümkün. Tatil 'uzmanlannın' tüketiciye sunduğu bu tür 'yeryüzü cennet'lerinde hep vurgulanan, bizi yaşadığımız gcrçeklikten olabildiğine uzağa hem gerçek anlamıyla, hem de bir metafor olarak çağınyor olmaları, ve elbette, bu tür yerlerin 'el değmemişliği'dir. Hatta günümüzde kimi tatil yerleri, tamamen yapay yollarla 'el değmemişlik' etkisi uyandırmak üzere inşa cdıliyor. Günümüz insanının 'Arkadia 'sı, işte bu tür'cennet'ler! Sanatını bir kadın ve doğa bilinciyle üreten ve şu sıralar Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde "plastik bir cennet" yaratan Suzy HugLevy sanatsalüretimini 1980'liyıllardan bu yana sürdürüyor. Doğal malzemelerle oluşturduğu nesneler ve mekân düzenlemelerinde izleyicinin düşünsel katılımıyla zenginleşen anlar ve sahncler kurguluyor. Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde 10 Şubat'a dek süren "Arkadia" başlıklı sergisinde HugLevy'nin yarattığı atmosfer ise, yitirdiğimiz yeryüzü cennetine bir ağıt niteliğinde. Aslında bu sergı, Suzy HugLevy'nin bir 'doğasever' olarak hemen bütün yapıtlarında yoğun olarak hissedilen duygunun birtür uç noktasını oluşturuyor, HugLevy burada sık sık karşımıza çıkan tüy, ağaç, yaprak, gölge gibi temel moti flere bir arada yer verirken bu kez neredeyse hiç doğal malzeme kullanmıyor ve bütün sergiyi endüstrıyel atıklarla gerçekleştiriyor. Kullandığımalzemeleriyaşamatanıklık etmeleri bağlamında değerlendiren Suzy HugLevy, çöpe atılmış gazete, tel ya da metal cşyalan veya doğadan topladığı ağaç köklerinikendi'yeryüzücenneti'olan atölyesine taşıyan ve yeri geldiğinde bu malzemelerin tanıklıklarından yararlanan bir çahşmabiçimibenimsemiş. Kullandığımalzemeyi bulması, seçmesı ve sonradan dönüştürerek onlara yeni bir yaşam sahası (sanatta) oluşturması sanatının ana özelliğını oluşturuyor. Küratörlüğünü Amelie Edgü'nün gerçekleştirdigi bu sergi için Milli Reasürans Sanat Galerisi' ni kutlamak gerekir, mekânın farklı türde yapıt veren sanatçılara kapılannı açması önemli. "Arkadia", bu kez bir yeryüzü cennetini ya da ütopik bir hayal atmosferini akla getirmek adına değil, bir tür karşıütopyaya göndermedc bulunmak için kullanılıyor. Çok doğrudan bir nedenı de var bu serginin, sanatçı, açıklamış: "Bahçemin yanındaki arsayı dikenlı tellcrlc çevirebilmek için ça '*^gwt?ffwıtiT;BW<T'«a \: " ?wns*. »egyy.va Manikürsüz bir doğa Küratörlüğünü Amelie Edgü'nün yaptığı serginin çok ilginç bir sebebi var: Çevrenin, ağaçlann hızla yok edilmesi. Sanatçı Suzy HugLevy 'Sabahlan domates ve sebze toplardık. Mahsul o kadar çok olurdu ki, babam bir konserve tenceresi edinmişti' diyor çocukluğunu anlatırken... Arkadia 10 Şubat'a dek gezilebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear