27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 (rMIU'RİYI I DF.RGİ raCartlandronıanmıokııyormu.'jgıbi yaparakgö/ucuyla Aborigınclcr'isü/nıektc. liirdcn, yanımdakı, knsaçlı, tcl gö/lüklü adamdikkatinıiçckmckiçiııharifçcök.sürüp konu!>ınayaba.>}lıyor. Avustralyaaksanıöylcsincyoğun kı önce bir lordun hizmctkân olduğunusöylediği izlcniminekapılıyor, sonra kcndinı bizzat"l.ord"un, yani Tann'nın, hi/metineadamışolduğunuanlıyorum. Böylebir.sözcnasılbirkarşılık vermckgcrekliğini kcstirmck güç. Ama konüjumun. başkalarıyla konuşmalarım monolog biçiminde yürütcn insanlardan olduğu belli. Bcndcn birccvap bcklcmcdcn, "Tanrı beni çağırmadan öncc yıllarca kuzcyde su aradım," diyor, "ama pck bir işc yaramadı; su bulmakkolay değil." Arayışının kuzcyde gcçtiğinibelirtmis, olmasa, "su" sözcüğünü Tanrı 'ya kavuşmanın fcrahlığınıanlatan,simgeselbirbiçimdekullandığınainanmakolanaklı.amabucoğrafi ayrıntı.sözünüettiğininherkesinbildiği.sıradan sıvı olduğunu göstcriyor. "1 ler ş.ey su," diye devam ediyor. "Bu kadar savaş oluyor. Niçin? Hep su yüzünden. Tann'nın cmrinc karşı gelip su uğruna birbirlcrini öldürüyorlar. "Dünyanın hcrycrindc iklim koşullarının Avustralya'nın ortasındaki gibi olmadığıni vcsuyun aynı önemi taşımadığını söylemck için ağzımı açıyoruın, ama sö/ümü kesip Aborigineler'i gösteriyor. "Şıı kadmları görüyormusunuz?" "Evct" "Onların oturduğu yerde çok az su vardır işte. Kiliscmİ7bira/tatilyapmalarıiçin Adclaidc'c gctirtmişti; şimdi geri dönüyorlar. Bcn dc yolcu ctmcyc geldim." Sonra bana doğru cğilip alçak scsle. "Bu insanlar siyah tabii,"diyor. "Ama Tann'nın gözündcböylc şeyleröncmsizdir. Okimscnin rcngınebakmaz." Dışarıda bir motor scsi duyuyorum. Dönüp baktığımda. öniinde "Alice Sprigns" yazan lacivcrtbeyaz bir otobüsün garaja girmekte olduğu görülüyor. Artık bu tek taraflı konuşmaya son vcrmenin zamanı. "Otobüsümgcldigaliba,"diyorum. "Sizdemıbİ7İmkilcrlcaynıotobüstesiniz? Yakında bir yere nıi gidiyorsunuz?" "Hayır, AlıccSprings'e." Bir an su ararkcn kcndismin debır/anıanlarkıtanın içkcsimmdcyaptığı yolcu lukları özlcmi.s gibi. "O kadar uzagademek." diyor düsünccli birbiçimdcbaşını sallayarak. "Yolunuzaçıkolsun." Teijekküredipkapıdançıkıyorum. Dışarıda duran otobüs, Mclbournc'dan gclirkcn bindiğiın otobüsün aksıne tek katlı olmasına karşın.birçöltaşıtınayaküjandahaheybetli bir görünüme sahip. Arkada iki ycrinc dört dcv tekcrleği var. Ön tamponunun üstünc, kendilerineçarpanaraçlaraciddiölçüdczarar vcrebilen kangurulara karşı birdi/i yatay, çclik"kanguruçubuğu"ycrlcştirilmiş,yukarıdanaşağı incnsilcccklcrininaltındakalan layanlarındakiçocukdaotobüsebiniyorlar. Sonra yavaşyavaşötekiyolculardayerlerini alıyor,amayanımaoturanolmuyor. Bu,gece 1950'liyıllarda İngilizler bir dizi nükleer denemeyaptıkları için çölün görünen tehlikelerine bir degörünmeyenler ekleniyor. Far ışığmda bir çöL ŞAVKAR AITINKI. ırmı saat sürccck olmasına karşın heııiyalnızca çölün ortasına kadar götürccck olan yolculuğuma ba.şlamak ıçin garaja vardığımda Alice Spıingsotobüsüdahagörünürdcyok. Küçiik beklcmc böliimü oldukça dolu, amadısarıda başka yerlcre gidecck iki otobüs olduğundan. turuncıı plastik iskemlelerdeoturanlarınnekadarınınyolarkadaşlarım olduğu belli değil. Ben de bir iskemlebulupbeklemeyebaşlıyorum. Avustralya'nın iç kcsırnindckı çöl Orta Doğu ve Ku/ey Afrika'daki çöller gibi bir kum deni/i değil. Dahaçok, Amerika'nıngüneybatısında Ncvv Mexico'dan Kalifomiya'ya kadar uzanançölü andıran,alabi Idiğinekurakbiralan.Çalılar, beyazgövdeli"hayalet"okaliptüsler,heryağmurdamlasınıyakalayabilmek için iki yanaaçılmışdallarıyla dev hunilerc benzeyen mulga ağaçları vc ycr yerde uzun sarı otlardan oluşan bir bilki örtüsü var. Kangurularla küçük farclcrden Gan demiryoluyapıldiktansonraba^ıbo!>dolaşmayabırakılandevelcrintorunlarınabirdi/ı olobur hayvan vc bunlarm bazılaruıı yiyen. Avustıalya'ya ncreden geldiklerı bilinmeycn,"dıngü"denilen vahi}iköpeklcrve!>ehirlilcrinyürcklerinekorkusalanbüyükyılanlarbuyöredcbarınabiliyorlar. Tabii çöldcinsanlardayaijiyor. Pingolarm varlığıkıtanıngüncyindcülduğugibikoyunculukyapılabilmcsinicngcllcsode.ctlıyapraklı çalılarbüyükbaşhayvanlarıdadoyurmayayettiği için,çöl biravuççağda^kovboyunciplervehelikopterlerlekırkellibinbaşlık sürüleri güttüğü, binlercc kilomctrc karelikdevçiltliklcrinycri. Yirmibcijbinnüfuslu AliccSpringskadar"büyük"baijkabiryerle• i ycri olmasa da, bu çiftliklcre vc çe^itli > m ycılcıdcki bakır,opal vc uranyum madcnlcrınc bağlı ularak gclii>mi!}, nüfıısları birkaç yü/lc birkaç bin arasında dcği^cn köy vc kasabalarda var. Çoğu, Amcrika'daki Kizıldcrililcrgıbi, kcndılcrinc ayrılmış "rczcrvasyonlar"dayaşayan Aboriginelcr'intoprakları da çölün içindc. Gcnc de, bcj altı Avrupa ülkcsininsıgabilcccğibiralanadağılmışinsanlarınsayısı küçük birtaşra^chriniancak doldurabilecekkadar. Sonuç.bırkııındcnizi olnıa.sa da, nercdeyse bir kum dcnizi kadar bo.'jbirbölge. Su savaşları Uirkaç sıra öleınde oturan iki Aborigine kadın gözümc çarpıyor. Ikisinin deayakları çıplak, üstlcrine eski, uzun, siyah etcklcrle solmu^tişörtlergiymişlcr. Ya^lıolanınsaçları beyazlaşmi!}, genç olanın kucağında küçük birçocuk var. Birazileride.altmışınayaklaşmiş,aşırımakyajlı bir kadın, clindeki Barba Çalılar, beyaz gövdeli "hayalet" okaliptüsler, mulga ağaçları, sarı otlar, büyük yılanlarla, vahşi köpekler ve suyu arayan insanlar... Avustralya'da bir çöl. Ama asla aklınıza gelen kum denizlerinden değil. Büyük bir sessizlik ve farklı renkler diyarı... Alice Springs 'de keşfedilmeyi bekleyen Olga tepeleri..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear