Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYETDERGİ olduğunu fark etmiş. titüsü'nde görev yaSOZCUĞUN TARIHI pan Psikolog Emre Bu hoşgörünün altında yatansa çoğul külKonuk, bir sürc sonHemen hemen bütün diltürlerin içiçe yaşara bu cksik kapatma lerde hoşgörü karşılığını ması. keyfinin yerini bentolerans sözcüğünde bu/etmc çabalarının alBelki de Türkluyor. Latince "tolarare" dığını anımsatıyor. ler'in çoban geçmişı, fıilinden gelen tolerans Oözelliğınibırakbadiğer kültürlerle pomüsaadc etmck, kodlanna benzc demeler zitif ilişki kurtnadan mak, çekmek (giderilmebaşlıyor. Zıtolduğun varolamamaları ve o yecek bir kötülüğe boyun için sen kötüsün, sen kültürlerin ileri tekeğmek) göz yummak, hastasın deniliyor nolojileri bunda etkihoş görmek anlamlannı ikarşılıklı. İşte bu li. Monokültürlerin çeriyor. Kelimenin Arapnoktada da hoşgörüetkili olduğu Kuzey ça karşılığı ise "tesasüzlük başlıyor. Avrupa'da ise topmüh". Almanlar dillerinBundan kurtulmanın lumsal hoşgörü çok bir yolu var mı? Kode "müsamaha" sözcüğüzayıf. llalkın farklılınuk'a göre niyet önün karşılığı "die Dulğatahammülü Türknemli. Taraflar bu dung" sözü olduğu halde lerden daha az. Orasorunu çözmeye nıda kurumsal, politik "der Toleranz" deyimini yetlendiklerinde hoşgörü var. Bu farkkullanıyor. Bu da toleranfarklılığın birbirlerilılığı Iranlı göçmensın sosyal, kültürel, tarih ne zarar vetmediğilerin Türkiye'de yaalanlarında tam karşılığıni, tamamlayıcı olşadıklanyla Türk nı bulan sözcük olmasınmasından dolayı göçmenlerin Kuzey dan kaynaklanıyor. zenginlık kaynağı Avrupa'da yaşadıkolduğunu görebilir. larını anlatarak örnekliyor Demir. Türkiye göçmenleBu fark görüldüğünde çatışmaya da re karşı kurumsallaşmış bir yardımı gerekkalmaz. olmamasına karşın bir milyondan fazla tranlı göçmen topraklarından Değişınek / aynı kalmak geçerken bir zorluk yaşamamış. Hoşgörü her insanın aklına geldiGöçmenler ise maddi güçlüklerle ğini yapması değil. Konuk da bu kokarşılaşmışlar, ama dışlanmamışlar. nuyu vurguluyor. Bu insanlann orTürkler'e ise Kuzey Avrupa'da çok ganize yaşadığı toplumlarda işin dodaha onurlu bir yaşam olanağı suğasına aykırı. Bütün sistemler dennulmasına karşın dışlanmayı yaşagelerini korurken bir taraftan da demışlar. Sadece Türk olduklan için ğişirler. Değişme ile aynı kalmayı değil Sicilyalılar, Polonyalılar, Şilibecerebildikleri sürece sorun yok. liler, Araplar da aynt dışlanmışhğın Ama bir toplum değişmeyi reddediiçindebulmuşlarkendilerini. yorsa, sınırlannı kalın çiziyorsa başı belada. Çünküetrafınauyamayacak. Devletin hoşgörüsüzlüğü topluKonu demokrasiye geldiğinde mun hoşgörüsünü tehdit etmiyor Cezayir'i örnekliyor Konuk. Cezamu? Bu soruyu, Ege ve Akdeniz sayir'de yann öbür gün adil bir seçim hillerinde son yıllarda yaşanılan yapılacak olsa, toplumda şeriatçılaTürkKürt ayrımını örnekleyerek rın hakim olması nedeniyle çoğun"evet" diye yanıtlıyor Demir. Sıralukla iktidara gelecekler. İşte burada dan ınsanlann bile hoşgörülerini yidemokrasinin tek unsurunu oy, seçtirmiş olmaları hep bir dinamitlenmeye bağlı. Daha da tehlikelisi bugün banş, kardeşlik, hoşgörü sözcükleri, bunun zıttını temsil eden şahsiyetlere ve kurumlara veriliyor. Bunun dışındaki kişilerin bu sözcükleri kullanmasına ise büyük bir tahammülsüziük gösteriliyor. Örnek mi? Barış şenliğinde yaşanılan t i gözaltılar. Devlet gerçek banştan, kardcşlikten korkuyor. Demir, "Korkuyorum" diyor, "Şizoid bölünme yeniden gündeme getiriliyor. Buna karşı uyanık olmamız gerektiğinı düşünüyorum". Bizans, Ermeni, Yahudi, göç... Tarihe yay ılan bütün bu olaylar boşuna değil. Şimdi bu tolerans bozulmaya çalışılıyor. Gün gelip tolerans ortadan kaldırılabilir öyle bir tehlikc de var. Üstelik bın yıllık bir hazmedilmeye rağmen... Diğer toplumlarda hoşgörü hangi boyutlarda yaşanıyor? Bu soruyu Amerika örncğiyle yanıtlıyor Konuk. Hani derlerya Avrupalı'nınen aptalı Amerika'dadır diye. Konuk işte bu düşünceye katılmıyor. Bir adam, her şeyini bırakıp bilinmeyene gidiyorsa onun profili başkadır. O adam girişimcidir, bin tane adamla hareket ettiği için farklı şablonları yaşar. Bu yüzden Amerika'nın havuzuçok farklıdır. Bu görüşünü bir başka örnekle pekiştiriyor Konuk. Amerika'da yaşayan bir Irlandalı kendi ülkesinde yaşayan bir trlandalfdan yetenek ve zeka yönünden çok daha ileri. Araştırmalarbunudoğruluyor. Bualttan gelen hoşgörüyü gösteriyor, ama devlet de başı sıkıştığı zaman köklü reformlar yapabiliyor. 1960'larda Kennedy'nin insan hakları açısından gerçekleştirdiği reform, devletin tarihi bir sıçramayı gerçckleştirebildiğinin bir kanıtı. Devlet geneleğilimlereuyuyor, ama Anayasası da buna olanak tanıy or. Bir Amerlka bir Türkiye Savaşlann, kanın haberdsidirpostallar. Çiçek ise barışı muştular... me ve seçilme hakkı olarak değerlendirmenin koşullan ortadan kalkıyor. Çünkü demokrasinin başka unsurlan da var. O kültürün anlaştığı ortak kavram ve değerlerbunlar. İşte bunlar, tehlikeye giriyor. Türkiye'nin onca yıldır demokrasi prensipleriyle oluşturduğu kulvarda da radikal bir değişiklik hoşgörünün zarannı gösterebilir. Onemli olan birsürü farklı şablonukuşatıcı başka bir şablonun oturtulması. Türkiye bunubaşarabilirsemesele yok. Ama başaramazsa onun da başı Cezayir gibi belada olacak. Siyasal olsun etnik olsun bir toplum içinde farklı kültürlerin kendilerineözgüşablonlarıolduğunu anımsatıyor Konuk. Toplumsal hoşgöriiden anlaşılan da çok sayıda insanın ortak şablonla hareket ederken kendisi gibi bir başka alt kültürün de kendine özgü paydalarla hareket edebileceğini, bunun geçerli olabileceğiniveçatışmanınfarklıltğa değil, başka ölçülere dayandınlması gerektiğini kabullenmesi. Darbelor ve hoşgörü Konuk, yeniden Türkiye'ye dönüyor. Bu kez söylediklerinden dolayı alabileceği eleştirileri göğüsley ip askeri darbelerin olduğu dönemlerde ve hemen arkasında bir hoşgörü ortamının yaşandığını vurguluyor. Türk entelektüelinin "tu kaka" ettiği darbclere olan yaklaşımını da şöyleözetliyor: " 1960'ta askeri darbe yapıldı. Getirdiği anayasa da dünyanın en hoşgörülü anayasalarından biridir. Hoşgörüyü, kitaplan, çevirileri, sosyalizmı, komünizmi Türk ordusu ve onun hazırlattığı anayasa getirmiştir. Hemen de çekilmiştir zaten. Adam asmıştır o ayrı bir konu, onun savunulacak bir şeyi yok. Onun ana misyonu Menderes'i asmak değil, yeni anayasayı getirmek ve parlamenter rejimi yerine oturtmaktı. 12 Mart'ta ise entelektüeller, ihtilal öncesindc ordu içindcki cuntayla askersivilbürokrat bireylem planlıyordu. Mahir Kaynak, birinci elden buna izin vermcdi. Daha koyu bir hoşgörüsüzlük böyle bir operasyonu yaptırdı. Ama yapmasaydı, Türk ordusunun bir kanadıyla bize Irak modeli bir konsey sunulacaktı. 12 Eylül'de ise sokağa çıkamaz durumdaydık. Hiçbir sistcm kendisini dağıtmak istemez. Parlamenter sislem kendisini koruyamadığı için 12 Eylül oldu. Feci şeyler yaşadık, ama ana misyon sistemin korunmasıydı." Diğer ülkclerdc de sistcm kendi Türkler hofgörülüdür Konuk'a göre Türkler'e hoşgörülü toplum denilebilir. Bu görüşünü de son yıllardaki laiklik tartışmasına dayandınyor. Örneği ise anneanne yada babaannelerimiz. Onlann günde beş vakit namaz kıldıklarını anımsatıyor Konuk. Kendi babaannesi de büyük ihtimal bir vakit namazını bile kaçırmayan bir kadın. Ama ne o ne de hacı kocası, çocuklarına vc torunlanna ne giyimleri ne de yaşama biçimleriyle kanşıyor. "Laiklikten ne anlaşılıyorsa, ne anlatılmaya çahşılıyorsa" diyor Konuk, "Türklerin geleneğinde onun hücrelerinc kadar hazmedildiğini görüyorum. Genellikle insanlarbaşkalannın tanrıyla alışverişlerine kanşmıyor.O, onun allahla kendi arasındaki mesele diyor". Yabancılara, turistlere gösterilen toleransın altında yatan ise "onlarla birlikte büyümüş" olmak. Anadolu, Zıtların ölümü Eş seçerken nasıl birini ararız biz? Kendimizebenzeyen,bizimkişıliğimizc uygun birini değil mi? Oysaevlilikle ilgili istatiki bilgiler tam da bunun tersini gösteriyor. Diyelim ki mantıklı biriyiz, seçtiğimiz kişi duygusal oluyor. Ya da içe dönük bir yapımız var seçtiğimiz kişi tam tersi. Bir anlamda eksiklerimizi kapatıyoruz eşlerimizle. Ve işte tam bu noktada başlıyor insanlık trajedisi. Nasıl mı? Davranış Bilimleri Ens ILKAY ALPTEKIN DEMİR "Toplum olarak hoşgörülüyüz. Ama bu hoşgörü devletin hofgörüsüzlüğünün tehdidi altında. Barış söyieminde bulunanlara baktn. Akdeniz ve Ege kıyılarındayaygmlaşurılan KürtTürk düşmanUgtna. Amayine de büüerce yıiuı bir arattayaşamtştığı btukm ve kafgörü h«kİM oimcmA."