Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
U insan insandan sorumludur Mektupla tanı, mektupla sağaltım olur mu? Kuşkusuz bir hastalığın tanısı mektupla konmaZf Sağaltım da mektupla yapılamaz. Ama okur mektuplarının da, toplumun sağlık kültürünün artması işlevine katkısı olur. Kişisel sağlık sorunu gibi görünen konular bile toplumda yaşanan sorunların gerçekçi bir aynasıdır. nsanlar, sağlık sorunlarından dcrtU li. Ya kendilerinin, ya ailede birim nin derdi var. Bu sorunlar için hasm taneler kuruluyor, hekimler yetişJL tiriliyor, hemşireler eğitiliyor, bütün bunlar tamam. Ama, insanlar, derdini anlatamıyor. Dertten bunalmış insan, derdini anlatmanın yolunu bulamıyor. Hekimlcrin fazla zatnanı yok, hcmşirelerin işi başından aşmış, her tarafta bir telaş, bir koşturmadır gidiyor. Dertli insan, gene, derdiyle baş başa. Şimdi, akla gelir ki, "hasta insanın derdi hastalık değil mi, bu hastalığa çare bulunursa hastanın derdi de kalmaz, bu koşuşturmalar da bunun için" diye düşünmek daha doğrudur. Bu düşünce temelde akılcı olabilir, ama kanımca yeterli değil. Hiçbir şey "insanın insanla iletişiminin" yerini tutmuyor. Ashnda bu sorun, sağlık hizmetleri gelişmiş ülkelerde de önemli bir sorun. Üstelik, günden güne de büyüyen bir sorun. Artık, hasla bir insan, hekimin bilgisayardan gelmiş raporlara bakıp da, hastanın ilaçlarının yazılmasından hoşnut değjj. Tıp ilerledikçe, hastalıklar analizlcrin sonuçlarıyla, mekanik çalışmaların ürünleriyle değerlendirildikçe, insanların "derdini anlatma" gereksinmesi daha da artıyor. Şimdi, butün Ülkelerde, uç uzmanlıklann hastayı bir organıyla gören yaklaşımı yerine, hastayı bir bütün olarak alan hekimlik anlayışına yönelme var. Yıllarca önce, çalıştığım bir hastanede yaşanmış olayı anımsanm. Yeni açılan bir hastaneydi, hasta yataklarına sonradan numaralar kondu. O zamana kadar hasta adıyla yapılan çagnlar, numaralar konduk tan sonra numaraya göre yapılmaya başlandı. 58 numare. Laboratuvara gideceksin. 63 numara. Röntgen sıran geldi. Hastalar topluca bu uygulamadan yakındılar. Yakınmalarının özü "kendilerinin bir numara olnıadıkları, adı ve soyadıyla çağnlmaları gereği" idi. Bu uygulamanın, hastane çalışmaları için büyiik bir kolaylık olduğunu çok güç anlatabildik. İnsanın bir hekime mektup yazma gereği duymasının temel nedeni de, "derdini dökmek, derdine derman aramak"tır. "Neden mektup?" diye duşunülürse, bunun çeşitli yarııtları olabilir. Yüz yüze konuşmaya çekindiği bir sorîınu anlatma. Daha sakin bir zamanında sorunlannı derleyip toplama. Güvendiği bir hekime derdini anlatma. Uzağında yaşadığı bir hekimin göruşlerini öğrenme. Sorunlannı bir zaman kısıtlaması olmadan anlatabilmc. Bunlar ve daha başka ncdenler, insanları bir hekime mektup yazma gereğini duyurur. Yaklaşık yirmi yıldan beri, hastalıklar ve hastalarla ilgili yazılar yazan bir hekim olarak, mektup yoluyla başvurular alırım. CUMHURİYETDERGl'deki SAĞLIK sayfamızda da bu başvuruları alıyorum, yazılarım için seçtiğim konularda değerlendiriyorum. Ama, yoğunlaşan başvurular, bununla birlikte kişisel yanıt alma istekleri bu gereksinmeyi de karşılamayı yararlı bir işlev olarak düşündürttü. Bu aydan başlayarak, her ayın bir yazısını, "okur mektuplannın yanıtlanması" olarak hazırlamayı, dergı yönetıcisi arkadaşlarımızla kararlaştırdık. Bunu okurlarımıza duyuruyorum. Bu konudaki önemli bir noktayı da, oknrlarıınızın dikkatine sunmak istiyorum: "Mektupla tanı, mektupla sağaltım olur mu?" Kuşkusuz, bir hastalığın tanısı mektupla konamaz. Sağaltımı da mektupla yapılamaz. Hastaiıkla ilgili bilgiler, hekime, hastalığın belirtileri, gelişimi, kişinin değerlendirmesi gibi öğeleri iletir. Bu yollarla, hastalığın olasılıkları düşünülür. Bu olasılıklar çerçevesinde, hastaya görüşler, öncriler, dUşünceler ilctilir. Bazen, hasta, konmıış bir tanının önemini merak eder, adı geçen hastalığın iyileşme derecesini merak eder. Bunlar açıklanabilir. Sağlıkla ilgili sorunlar iletilir, bunlara değinilmesi istenebilir. Bu istekler de genel yazı programı içinde değerlendirilir. Bir hekimle hastaları, bir yazarla okurları arasındaki iletişim çok önemlidir, çok değerlidir. Bu iletişim, toplumun yaşanan sorunları konusunda çok uyarıcıdır, çok öğreticidir. İnsanlar, sorunlannı iletirken, içinde yaşadıklan toplumun neleri meraka değer bulduğunu, ilgilendikleri konuları, sorunlara bakış açılarını, konuyla ilgili değer yargılarını, konuya özel kültürü de anlatmış olurlar. Sağlıkla ilgili soruniar, kişiye özel değildir, herkesin sorunu olabilir. tnsanlar, başkalarının sağlık sorunlarını da merakla izlerler. Günün birinde kendisinin, ya da yakınlanndan birinin başına da böyle bir dudüşünürler. f rumun gelebileceğini Diğer yandan, okur mektupları, yazann programının "daha gerçekçi, daha yaşanan, daha yararlı" olmasını sağlar. Her yazar için, asıl amaç, "okunan yazılar" yazmaktır, "yararh yazılar" yazmaktır. Bir hekime yazılan mektuplardaki önemli nokta, yazılaniarın da, tıpkı konuşulanlar gibi, hastayla hekim arasında kalmasıdır. Mektubun ve yanıtının yayımlanacak olması, bu gerçeğin özünü değiştirmez. tnsanların bunalıp da hekime açıkladığı dertleri yayımlanmak Uzere yazılmış da olsa "gerektiği gibi" aktarılacaktır, burada da hekim kendi değerlendirmesini yapacaktır. Son yıllarda artan "Sağlık Köşeleri", "SorularSorunlar" bölümleri, yalnız bize değil, bütün dünyada basın organlannın yer verdiği ilgi çekici bir alanın, "sağlık sorunlarının" öneminin artışındaki gösterge. Amerikalı Dr. Lester L. Coleman, "Sağlığnız Üzerine" adındaki köşe yazılarıyla Amerikan Birleşik Devletleri'nde, Kanada'da, Güney Amerika ülkelerinde tanınmıştır. Bizde de, "Doktorunuz" adıyla çevrilen kitabı, okurlarının sorulannı yanıtlayan bir hekimin, sade, açık, yüreklendiren anlatımıyla Dr. Coleman'ın haklı bir ilgi gördüğUntı kanıtlamıştır. Ne ki, her toplumun kültürü farklıdır, sorunlara bakışı farklıdır, çözüm arayışları farklıdır. Tıp bilimi gibi evrensel bir konuda bile, insanların ahşkanlıkları, yetiştirilme farkları, anlayış, davranış t'arkları sorunları birbirinden farklı kılmakta, çözümler üzerindeki görüşlerin de farklı aktarımlarını gerekli kılmaktadır. Radyo ve televizyon gibi, çok yaygın izlenen, çok kisiye seslenen yayın organlarında, "Sağlık programları", zaman doldurmak için yapıldığı izlenimi veren dolgu programlardan öteye gidememiştir. Toplumumuaı çok yakından ilgilendiren pek çok sağlık sorunu, konu olarak ele alınıp topluma sunulmamaktadır. Orneğin, Çernobil'deki nukleer kazadan sonra, "radyasyonun insan sağlığındaki eikilcri", yaz aylarında zaman zaman salgın biçimini alan "yaz ishalleri", her gün 1520 kişinin hayatını yitirdiği "trafik kazalan"nııı insan etkeni olarak nedenleri, yapılacak ilkyardım gibi güncel konular hiçbir zaman dıkkat çekmemiş, olaylar öylece akıp gitmiştir. Sağlık konusunda gelişmiş Ülkelerde yapılan sayısız belgeseller de, aynı ilgisizlik duvarını geçememiştir. "Yaşayan Beden" adındaki nefis sağlık belgeseli, TRT'de bir örnek yayın olarak kalmıştır. Değer li, bilgili hekimlerin zaman zaman programlarda konuşturulmaları, kuşkusuz olumludur, ancak, bir TV programı bundan başka bir şeydir. Yaşananla bilineni buluşturan görüntüler, olayın oluşumunu açıklayan yaşam kesitleri, bunların arasında yer alan "konferans" görUnümü vermeyen açıklamalar, elbette toplumun sağlık kültürünün artmasında önemli bir yer tutacaktır. Toplumun sağlık kültürünü arttırmak, hastaneler kurmak, hekimler yetiştirmek, hemşireler eğitmek kadar önemli bir iştir. Çünkü, sağlık hizmetinin her alanından yararlanacak olan insandır. İnsanın sağlık kültürünün artması sağlık hizmetlerinin düzeyinin artmasına doğrudan yardımcı olur. Biz, okurlarımızın mektuplarının da, toplumun sağlık kültürünün artması işlevine katkı olduğu görüşündeyiz. Kişisel sağlık sorunu gibi görünen konular bile, toplumdaki "yaşanan sorunlar"ın gerçekçi bir aynasıdır. Bu karşılıklı işlevin yararınu inanıyoruz. Çünkü, İNSAN, İNSANDAN SORUMLUDUR.. Bir hastalığın tanısı nasıl konur? n r hastadaki hastalığın tanısının Dkonması, sanıldığından çok daha karmaşık bir dizı işlemın gerçekloştirilmesine, bu işlemlerin sonuçlarının doğru değerlendırilmesıne bağlıdır. Gene de, her aşamada değerlendirmeleri yeniden gözden geçirmek, olası hata paylarını hesaba katmak, hekimlerin dlkkat ettikleri noktalardır. Tıptakı bütün gelişmelere karşın "yanlış tanı" sorunu, hekimlerin sürekli tartıştıkları, değerlendirdlkleri bir konudur. Hastanın, hastalığı • konusunda anlattıkları birçok I Anamnezönemlidir. Hastalığın durumda çok nasıl başladığı, hangi belirtilenn ortaya çıktığı, zaman içinde belirtilerin değışlmi dikkatle izlenır. Bedenın ağnyan yeri, ağrının nıtelığı, öksürük, halsizlik, ıdrar ederken yanma, derideki döküntüler gibi çeşitli hastalık belirtileri hasta tarafından nasıl algılanmıştır. Ilk adım budur. muayenesi hekim tarafından yapılan 2• Hastanınönemli ipuçları Hastanın muayenesi, verir. Hastadaki hastalık belirtileri, hekim tarafından dikkatle gözlenir. Şişmiş eklemler, büyümüş lenf bezleri, derideki döküntüler gibi her organa özel değişikliklerln gözlemi önemlidir. Hekim tarafından her organa özel muayene yöntemlerı, hekime çok önemli bilgiler verır Laboratuvar bulguları: Hastanın çeşitli sıvılarının, organlannın yardımcı araçlarla, gereçlerie gözden geçirilmesi, "kapalı kutu"nun sakladığı gizlerin açıklanmasında çok değerlidir. Kan, idrar, eklem sıvısı, beyinomurilik sıvısı glbl sıvılarda önemli araştırmalar yapılır, organiarın röntgen araştırmaları, alınan doku ıncelemelerını sağlayan bıyopsiler, bazı organiarın doğrudan incelenmesinı sağlayan endoskopik muayenoler, ızotop ardştırmaları, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi gibi her gün gelışen yöntemlerle bütün beden işlevsel olarak, dokusal olarak incelenir. 4 Bu aşamaların hepsindekiönemli sonuçlar, hekim tarafından değerlendirilir. Kuşkusuz, en işlem de budur. Hekim, bilgilerinl, gorgülerini, deneyimlerini birleştirerek hastalıkla ilgili kararını verır. Unutmamalıyız ki, yapılan her sey sadece hekime yardımcı olacaktır. 25