26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 25 Şubat 2014 Salı Çılgın projeler ve kentsel dönüşüm ile kentlerin özgün dokularının ve yeşil alanların yok edildiği bir dönemde yerel seçimlere giriyoruz. Peki uzmanlar nasıl değerlendiriyor? Kentinize oylarınızla sahip çıkın T ürkiye, siyasi iktidarın çılgın diye tanımladığı “megaprojeler” ve “kentsel dönüşüm” furyası içinde yerel seçimlere giriyor. Ve tabii işleri hızlandırmak ve yerel aktörlerle müzakere etmekten kaçınmak için aşırı yetkilendirilmiş bir TOKİ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı... Bunun yanı sıra çarpıltılmış yasalar ve hak ihlalleri, yaşamsal kayıplarla... Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerin plansız şekilde hızla dönüşmesi, dönüşüm sonrasında ortaya çıkacak tahribatın büyüklüğünün ne düzeyde olabileceği konusundaki belirsizlikler, hem ilgili meslek çevrelerinde, hem de İstanbullularda yoğun bir kaygı yaratıyor. Şubat ayı içinde bu bağlamda bilim ve meslek çevrelerini buluşturan iki önemli etkinlik düzenlendi; “Yerel Yönetimler Kentleşme ve Demokrasi Sempozyumu” ve “Mega Projeler ve İstanbul Paneli”. Her iki etkinlikte de altı çizilen husus “demokrasi krizi aşılmadan kentlerdeki sorunların çözülemeyeceği” oldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü tarafından düzenlenen “Mega Projeler ve İstanbul” panelinde yerel seçimler öncesi “Mega Projeler” ve bu projelerin yarattığı mekânsal, toplumsal ve ekonomik etkiler gündeme getirildi. Panelde bir yandan 3. Havalimanı, 3. Boğaz Köprüsü, Kanalistanbul, Avrasya Tüneli, Yenikapı dolgu alanı gibi çok sayıda megaproje öte yandan toplu konut ve kentsel dönüşüm uygulamalarla İstanbul Kent Bölgesi’nin adeta bir hallaç pamuğu gibi atıldığı verilerle ortaya kondu. Panelin konuşmacılarından İlhan Tekeli’ye göre, sorun mega projelerin bulunmasında değil, siyaset kültürümüzün bu projeleri bir siyasal çatışma konusu haline getirmesinde. Hatta iktidara gelmek ya da iktidarını sürdürmek arayışı içinde yaratmak istediği kamplaşmanın bir vesilesi olarak kullanmasında. “Siyasal önderin topluma çılgın bir proje önermesi meşru olarak görülemez, projenin rasyonel olduğunun Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerin plansız şekilde hızla dönüşmesi, dönüşüm sonrasında ortaya çıkacak tahribatın büyüklüğünün ne düzeyde olabileceği konusundaki belirsizlikler, hem ilgili meslek çevrelerinde, hem de İstanbullularda yoğun bir kaygı yaratıyor. Fotoğraflar: Vedat Arık gösterilmesi gerekir” diyen Tekeli, mega projenin kaliteli bir demokratik hukuk devleti anlayışı içinde uygulamaya geçebilme koşullarını; “Karar ve demokratik müzakere süreçlerinin şeffaf olması ve uygulamasına ilişkin denetim mekanizmasının işlerliği konusunda güvenin sarsılmaması”, “Projenin uygulanmasının hakça olabilmesi için kompansasyon fonlarının kurulmuş olması” ve “Mega projelerin kamusal meşruiyetinin kurulmuş olması” olarak sıralıyor. Tekeli “Bu koşullar yerine getirildiğinde siyasetçinin takdir yetkisi önemli ölçüde sınırlanacak, projeyi kişiselleştirerek bu bağlamda gösterişçi kararlar vermesinin yolu tıkanacak, siyasetçinin takdir hakkını kullanmasından kaynaklanabilecek yolsuzluk kanallarının gelişme yolu açılamayacaktır. Böyle temellendirilmiş bir proje ötekileştirme siyasetinin bir aracına da dönüşmeyecektir böylece” diyor. “Mega Proje Paradoksu” üzerinde duran MSGSÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hürriyet Öğdül ise dünya örneklerine bakıldığında bu projelerin her zaman öngörülen maliyetleri aştığını, beklenen ekonomik faydaya ulaşamadığını ve çevreye olumsuz etkilerinin fazla olduğunu belirtiyor. Öğdül, bu projelerin tam bir fizibilite çalışması olmadan ikonik, belirsiz, sanal projeler olarak, tartışılmadan kamuoyuna sunulduğunu, risklerin hesaplanmadığını, dolayısıyla büyük ekonomik, toplumsal, doğal kayıp ile karşılaşıldığını, buna rağmen mega proje sayısındaki artışın küresel ekonominin gereklerini yerine getirme gayreti olduğunu ifade ediyor. TMMOB Mimarlar Odası’nın ülke ve kent demokrasisinin geleceği için kent, mimarlık, çevre, kültür, sanat ve demokrasi politikalarına ilişkin bilim, sanat ve meslek insanlarının katılımıyla düzenlediği “Yerel Yönetimler Kentleşme ve Demokrasi Sempozyumu” ise 2324Ocak günleri Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleşti. Fikirtepe örneğinde olduğu gibi ortada plan yokken hayal satıldığını söyleyen Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Y.K. üyesi Mücella Yapıcı,“Ortada ikiyüzlülük var. Büyük Kentsel Dönüşüm Projeleri, kuralsızlaştırma ve kentsel rant yaratma üzerine oturtulmuştur. Hiç kimse bu dönüşümün üzerine iyi niyet bina etmesin. Bu balon patlayacak” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear