22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

21 ENERJİ Nilgün ERCAN Kimya Mühendisi nerji kaynakları rezervlerinin dünyadaki dağılımı, yatırımların zamanında yapılıp yapılmaması, yakıt fiyatlarındaki istikrarsızlık, siyasi gelişmeler gibi faktörlere bağlı olarak, enerji arz güvenliği son yıllarda en çok üzerinde durulan konulardan biri haline gelmiştir. Özellikle başta ABD olmak üzere, yüksek enerji tüketimi olan ve/veya enerji tüketimi hızla artan, ithalata bağımlı bulunan ülkelerde enerji arz güvenliği konusu dış politika ve güvenlik politikaları düzeyinde ele alınmaya başlamıştır. ABD, tüm dünyanın gözü önünde enerji kaynakları açısından zengin rezervlere sahip ve enerji nakil güzergahları üzerinde bulunan bölgelerde açık askeri güç kullanımına gitmektedir. Günümüzde yeni bir enerji emperyalizminden söz eden, bunun bir şeklinin Rusya gibi enerji faktörünü siyasi amaçla kullanan üretici ülkelerde, diğer şeklinin ise enerji arzını güvenceye almak üzere politik ve askeri manevralar yapan Batı’daki tüketici ülkeler tarafında olduğunu belirterek; bir bakıma Batı’nın girişimlerini mazur gösteren, ancak söz konusu emperyalizmin daha “halim selim” bir biçime dönüştürülmesini savunan yaklaşımlar vardır.(1) Gerek petrol ve doğalgaz rezervleri olan, gerekse geçiş yolları üzerinde bulunan Karadeniz ve Hazar Bölgesi, uluslararası mücadelenin sürdürüldüğü önemli bir alan haline gelmiştir. BP istatistiklerine göre, 2007 sonu itibariyle dünya petrol rezervlerinin yüzde 61.5’i Ortadoğu, yüzde 6.4’ü Rusya, yaklaşık yüzde 4 kadarı Orta Asya ve Hazar Havzası’nda olup, doğalgaz rezervleri açısından bu oranlar Ortadoğu için yüzde 41.3, Rusya için yüzde 25.2 ve Orta Asya ile Hazar Havzası için yüzde 4.3 düzeyindedir. Yüksek miktarda enerji ithalatına bağımlı olan AB’nin bölgeye ilişkin politikalarının içinde enerji arz güvenliğinin sağlanması önemli bir yer tutmaktadır. BP’nin yıllık enerji istatistiklerine göre AB 2007 yılında dünya enerji tüketiminde yüzde 15.7’lik bir pay ile ABD’den sonra, Çin ile başa baş bir durumda yer almaktadır. Eurostat yıllık enerji istatistiklerinde AB27’nin 2006 yılında 1 milyar 825 milyon ton petrol eşdeğeri olan brüt enerji tüketiminin yüzde 5455’inin ithalat ile karşılandığı görülmektedir. Toplam ithalat rakamları üzerinden, AB27’nin petrol ithalatının yaklaşık yüzde 29’u ve doğalgaz ithalatının yüzde 32’si Rusya’dan karşılanmaktadır. Petrol ithalatının yüzde 13.7’si AB üyesi olmayan, ancak Avrupa Ekonomik Alanı üyesi olan Norveç, yüzde 8.2’si Libya, yüzde 7.8’i Suudi Arabistan ve yüzde 5.6’sı İran tarafından karşılanırken, doğalgaz ithalatının da yüzde 18.3’ü Norveç, yüzde 13.8’i Cezayir’den ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ E Özellikle başta ABD olmak üzere, yüksek enerji tüketimi olan ve/veya enerji tüketimi hızla artan, ithalata bağımlı bulunan ülkelerde enerji arz güvenliği konusu dış politika ve güvenlik politikaları düzeyinde ele alınmaya başlamıştır. ABD, tüm dünyanın gözü önünde enerji kaynakları açısından zengin rezervlere sahip ve enerji nakil güzergahları üzerinde bulunan bölgelerde açık askeri güç kullanımına gitmektedir. sağlanmaktadır. Bazı veriler geçici olmakla birlikte, 2006 yılında AB içi brüt enerji tüketiminin içinde, petrol ve petrol ürünleri yüzde 36.9, doğalgaz yüzde 24, katı yakıtlar yüzde 17.8, nükleer enerji yüzde 14, yenilenebilirler ise yüzde 7 civarında paya sahiptir. 10 Ocak 2007 tarihli “Avrupa İçin Bir Enerji Politikası (An Energy Policy for Europe)” adlı dokümanında AB’nin ithalat bağımlılığının eldeki verilere göre giderek artacağı, 2030 yılında yüzde 65’e yükseleceği, tüketilen gazın yüzde 57 olan ithalat oranının 2030 yılında yüzde 84’e, petrolün ithalat oranının yüzde 82’den yüzde 93’e çıkacağı tahmin edilmektedir. AB Komisyonu bu durumun ekonomik ve politik açıdan risk oluşturduğu görüşündedir. Dünyada enerji talebinin de hızla artmasıyla küresel enerji kaynakları üzerindeki baskının büyüdüğü vurgulanmakta, ayrıca herhangi bir kriz anında üye ülkeler arasında dayanışmayı sağlayacak mekanizmaların henüz oluşturulamadığına, çoğu üye ülkenin tek bir gaz tedarikçisine bağımlı olduğuna dikkat çekilmektedir. AB’nin stratejik ortak enerji politikasının amacı, komşu bölgelerde adım adım bir PanAvrupa enerji topluluğu yaratmaktır. AB ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ AB’nin enerji güvenliği ve Karadeniz Türkiye’nin enerji açmazı: Jeopolitik durum ve piyasa uygulamaları yandan çevresi Rusya, Hazar Havzası, Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi son derece zengin enerji rezervlerine sahip bir coğrafya ile çevrilidir. Bu anlamda komşu ülkeler, Birliğin artan enerji ihtiyacının karşılanmasında büyük öneme sahiptir. Bu komşular, Rusya, Cezayir, Mısır ve Libya gibi AB’nin mevcut veya gelecekteki enerji tedarikçileri, Ukrayna, Beyaz Rusya, Fas ve Tunus gibi transit ülkeler ya da Hazar Havzası ile Orta Asya’dan sağlanacak enerji kaynakları açısından önemli olan Güney Kafkasya ülkeleridir. Bu ülkelerle oluşturulacak ikili veya bölgesel işbirlikleri aynı zamanda sektörün piyasa kurallarına göre düzenlenmesini de kapsayacaktır. Karadeniz sinerjisi AB Komisyonu’nun 11 Nisan 2007 tarihli “Karadeniz SinerjisiYeni Bir Bölgesel İşbirliği İnisiyatifi” başlıklı dokümanında da belirtildiği gibi, Karadeniz; AB için hem önemli bir enerji üretimi hem de geçiş bölgesidir. Söz konusu inisiyatif ile AB; ulaştırma, çevre, araştırma ve eğitim ağları, bilimteknoloji, alternatif enerji kaynakları, enerji verimliliğine ilişkin çalışma alanlarının yanı sıra bölgesel ortakları ile yakın işbirliği içinde, mevcut enerji altyapısının iyileştirilmesi ve yeni altyapının oluşturulması, Karadeniz vasıtasıyla Orta Asya’dan AB’ye gaz ihracatını sağlamak üzere çeşitli teknik seçenekleri kapsayacak yeni bir transHazar transKaradeniz enerji koridorunun geliştirilmesi hedeflerini de önüne koymaktadır. Söz konusu inisiyatif öncesinde, geçmişte de bazı adımlar atılmıştır. Bunlar arasında Bakü İnisiyatifi, INOGATE (Avrupa’ya Devletlerarası Petrol ve Gaz Taşımacılığı/Interstate Oil and Gas Transport To Europe) Programı, TRACECA (Avrupa Kafkaslar Orta Asya Ulaşım Koridoru/The Transport Corridor Europe Caucasus Central Asia) Programı ve enerji altyapısını geliştirmeye yönelik olarak tesis edilen BaküSupsa ve BTC gibi petrol, BaküTiflisErzurum gibi gaz boru hatlarını saymak mümkündür. Ayrıca bu kapsamda yeni boru hatları da düşünülmekte olup; Komisyon’un Türkiye ile Yunanistan arasında da bir hattın tesis edilmesi konusunda kataliz görevini yerine getirdiği kabul edilmektedir. komşularına sadece enerji temini için gerekli olan bağlantıları sağlamak açısından bakmamaktadır; bu yayılma aynı zamanda politik ve piyasa reformları ile uygulamalarına dayalı bir işleyişi temel alan bir perspektifi de içermektedir. AB komşuluk politikası AB’nin 2004 yılında oluşturduğu “AB Komşuluk Politikası” kapsamındaki anahtar faktörlerden biri, 12 Mayıs 2004 tarihli Strateji Dokümanı’nda belirtildiği üzere, komşu ülkelerle stratejik enerji ortaklığı geliştirmektir. AB petrol ve doğalgaz açısından dünyanın en önde gelen ithalatçı ve tüketicilerinden biridir; diğer Enerji Şartı Anlaşması Esas itibariyle Doğu’nun zengin enerji kaynaklarının Batı yatırımcılarına açılması konusundaki girişimler SSCB’nin dağılmasından hemen sonra Aralık 1991 tarihinde kabul edilen Avrupa Enerji Şartı’na dayanmaktadır. Bu düzenleme, Batı şirketlerinin Doğu Avrupa ve eski ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear