22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

ENERJİ 16 Piyasanın görünmez eli devlet babaya tutunuyor Serbest piyasa sınavda üzerindeki etkinliğinin tekrar artırılmasıyla sonuçlanmıştı. İlerleyen yıllarda da, serbestleşme politikalarının yarattığı irili ufaklı birçok kriz yaşandı ve bunlardan 1978 yılında yaşanan krizin sonuçları 1980’lere ekonomik kargaşa ile girilmesine neden oldu. BD’de ortaya çıkan ve dünya ülkelerine yayılan son büyük kriz, serbest piyasa uygulamalarının sona erdirilmesi yönünde önemli bir sorgulamaya neden oldu. Buna bağlı olarak ülkemizde başta enerji sektörü olmak üzere devam etmekte olan özelleştirme ve serbestleştirme uygulamalarının nasıl bir yöne evrileceği, gündemin en önemli sorunlarından biri olacak görünüyor. Yaşanan büyük kriz ve bu krizin “aşılması” için üretilen çözüm yolları, bugün dünyada egemen olan ekonomi politikalarının ne anlam ifade ettiğini de açıkça ortaya çıkarıyor. Kaçınılmaz çöküşe uğrayan şirketlerin kurtarılması için kamu kaynakları seferber ediliyor, ama sistemin asıl mağdurları olan milyonlarca insanı, içine düştüğü çöküntüden kurtaracak hiçbir adım atılmıyor. Aksine sistemin yürütülmesi uğruna harcanan fonlar, onların yoksulluğunu daha da artırıyor. Kapitalist dünyayı saran kriz üzerine, serbest piyasa politikalarının ve kapitalizmin sonunun geldiği; güç dengelerinin değişerek, çok kutuplu bir dünyanın doğacağı yönünde yorumlara sıkça rastlıyoruz. Elbette kapitalizmin sonuna ilişkin çeşitli varsayımlarda bulunulabilir ya da sistemin devamından yana olanların bel bağladığı kurtarma operasyonları, krizin bu defa da atlatılmasını, hafifletilmesini sağlayabilir. Fakat asıl üzerinde durulması gereken husus, yaşanan krizin az ya da çok, öteden beri süreklilik gösteriyor olması ve serbest piyasa ekonomisinin iddia edildiği gibi “serbest” olmadığı, sermayenin sürekli olarak teşvikler, öncelik hakları verilmesi, zararlarının kamu bünyesine aktarılması gibi çok çeşitli kamu kaynaklarından yararlandırılarak var edilmesine yönelik politikalarla ayakta durabildiğidir. Dünyayı saran büyük krizin altında ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ A Cengiz GÖLTAŞ EMO Enerji Çalışma Grubu Üyesi Dünyayı saran büyük krizin altında kalan ekonomik model, 1980’lerin başından itibaren aşama aşama ülkemizde de uygulanıyor. Türkiye ekonomisi, 20 yılı aşkın bu sürecin neredeyse yarısını krizlerle geçirdi. Özelleştirme ve serbestleştirme kavramlarıyla simgeleştirilebilecek yeni liberal politikaların derinleştirildiği, sermayenin hemen tüm isteklerine boyun eğildiği 2000’li yıllar, krizin süreklilik arz ettiği yıllar oldu. kalan ekonomik model, 1980’lerin başından itibaren aşama aşama ülkemizde de uygulanıyor. Türkiye ekonomisi, 20 yılı aşkın bu sürecin neredeyse yarısını krizlerle geçirdi. Özelleştirme ve serbestleştirme kavramlarıyla simgeleştirilebilecek yeni liberal politikaların derinleştirildiği, sermayenin hemen tüm isteklerine boyun eğildiği 2000’li yıllar, krizin süreklilik arz ettiği yıllar oldu. Her krizin ardından kurtarma operasyonları ülkemizde de yaşandı. Etkinliği ekonomiye büyük zararlar veren şirketlere el konuldu. Ülkemizin ekonomik geçmişine bakıldığında da her serbestleşme girişiminin yeni krizler doğurduğu ve bu girişimlerden vazgeçilerek, denetim ekonomisine geçildiğine tanık olundu. İlk olarak 1950’li yılların başında, bugün olduğu gibi Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası dayatmalarıyla başlatılan serbest piyasaya yönelik uygulamalar, 1954 yılında başlayan krizle geri dönüşü zorunlu kılmış ve devletin ekonomi ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ kararlar alındı. Esas olarak Güney Amerika ülkelerine dayatılan ve Washington Mutabakatı olarak anılan bu ekonomik program, dünyada uygulanan yeni liberal politikaların bel kemiğini oluşturdu. IMF ve Dünya Bankası ile girmiş olduğu borç sarmalıyla birlikte, yeni liberal politikaların baş uygulayıcıları arasında Türkiye de yerini aldı. Ülkemizde de eksiksiz uygulamaya geçirilen yeni serbestleşme politikalarını şu başlıklar oluşturdu: Mali disiplin; Kamu harcamalarının başka alanlara kaydırılması; Sermaye kesiminden alınan vergilerin düşürülerek, sermaye birikimini artırmaya hizmet edecek vergi düzenlemeleri; Mali serbestleşme; Tek ve rekabetçi bir döviz kurunun kabul edilmesi; Dış ticaretin serbestleştirilmesi; Doğrudan yabancı yatırımlar önündeki engellerin kaldırılması; KİT’lerin özelleştirilmesi; Rekabet ve piyasaya giriş koşulları üzerindeki engellerin kaldırılması; Özellikle yabancı yatırımcıların sahip oldukları hisseler ve çeşitli imtiyazlar başta olmak üzere, mülkiyet haklarının güvence altına alınması. Yeni Washington Mutabakatı Washington Mutabakatı’nın çeşitli ülkelerde uygulanması, Güney Amerika ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de derin ekonomik çatlamalara yol açtı ve 1990’lı yıllar yeni bunalımlarla geçti. Serbest piyasa politikaların uygulandığı ülkelerde, sermayenin sınırsız serbestliğinin yarattığı başıbozukluğun giderilmesi, yeni kurumsal düzenlemeleri şart koşuyordu. 1990’ların sonunda Yeni Washington Mutabakatı ya da Washington Mutabakatı Sonrası adı verilen politikalar gündeme getirildi. Yönetişim kavramı çerçevesinde, kurumsal yapıların yenilenmesi bu politikalarla hayatımıza girdi. Piyasaya açılan çeşitli sektörler üst kurullara teslim edilerek, doğrudan küresel sermayenin denetimine bırakılırken; ülkelerin kamusal organizasyonları parçalanarak, yerelleşme adı altında, kamusal denetim ve müdahaleden arındırılmış yeni rant alanları açıldı. ABD tarafından dayatılan yeni liberal politikalara ilişkin yukarıdaki kavramlar, son 20 yılda en çok duyduğumuz kavramlar oldu. Yapısal uyum çerçevesinde küresel sermayenin bir parçası haline gelindi. Bugün Washington Mutabakatı 1970 ve 1980’li yıllar, tüm dünyada kapitalist sistemin büyük bunalımlar yaşadığı bir süreç oldu ve bu sorunlardan kurtuluş yolu olarak, IMF ve Dünya Bankası tarafından ABD merkezli geliştirilen bir dizi ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear