Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 317/30 Temmuz 2010 ÖNCE SAĞLIK PROF.DR.BİLGİNCÖMERT MESAHastanesi İçHastalıklarıUzmanı email: bcomert@mesa.com.tr D amla Hastalığı”, “Kralların Hastalığı” olarak da bilinen Gut hastalığı, anormal ürik asit metabolizması ile ilişkili metabolik bir hastalıktır. I Hastalık en çok kimlerde görülür? Gut hastalığı en çok 3050 yaş arası erkeklerde görülür. Menapoz öncesi kadınlarda çok nadirdir. Normalde kan ürik asit seviyesi erkeklerde 6.5 mg/dl, menapoz öncesi kadınlarda 6.0 mg/dl’den düşüktür. Menapoz sonrası kadınlardaki kan ürik asit seviyesi erkekler ile eşitlenir. Bunun nedeni östrojenin böbreklerden ürik asit atılımını artırıcı etkisinin ortadan kalkmasıdır. I Gut hastalığının nedeni nedir? Hastalığın nedeni kan ve dokularda ürik asit miktarının artmasıdır. Bunun nedeni ürik asit üretiminin artması veya çoğunlukla yetersiz atılımıdır. Bazı hastalarda ürik aside dönüşen pürin içeren gıdaların (kırmızı et, balık, baklagiller gibi) fazlaca tüketilmesi sorumludur. Bir başka neden olarak, çeşitli hastalıkların tedavileri amacıyla kullanılan bir kısım ilaçlar kan ürik asit seviyesinin artmasına yol açabilir. Örneğin kemoterapi gören hastalarda ürik asit yapımında artış ortaya çıkarken, hipertansiyon veya kalp yetmezliği tedavisi sırasında kullanılan bazı idrar söktürücü ilaçlar böbreklerden ürik asit atılımını azaltarak kan ürik asit düzeyinin artmasına yol açabilir. Ürik asit metabolizması ile ilgili bazı kalıtsal problemler de ürik asit artışından sorumlu olabilir. Kalıtsal geçiş annebabadan olabileceği gibi büyükannedede gibi önceki kuşaklardan da olabilir. Ürik asit seviyelerinin yükselmesi sonucu eklem ve yumuşak dokularda ürik asit kristalleri birikir. Kristaller dikiş iğnesine benzer. Bazı faktörlerin devreye girmesi ile bu kristaller Gut atağı olarak adlandırılan eklem iltihabına yol açar. I Gut atağını ortaya çıkaran faktörler nelerdir? En iyi bilinen faktörlerden biri alkol alımıdır. Bunun dışında sıkı diyet ve açlık, ameliyatlar, travma, stres, pürin içeren gıdaların fazla alımı ve bazı ilaçlar gut atağını tetikleyebilir. I Gut atağı nasıldır, belirtileri nelerdir? İlk atak genellikle gece ortaya çıkar. Atakların en az yüzde 80’inde tek bir eklem etkilenir ve en çok görüldüğü eklem ayak başparmağı ile ayak tarağının oluşturduğu eklemdir. Ayrıca ayak bileği, diz, dirsek, el bileği gibi başka eklemlerde de atak izlenebilir. Etkilenen eklem son derece ağrılı, şiş, kızarıktır. Ekleme temas ve eklem hareketi ağrıyı şiddetlendirir. Has GUT HASTALIĞI talar, etkilenen ekleme çarşafın bile temas etmesine tahammül edemez. Atak tedavi edilmediği durumlarda birkaç gün bazen birkaç hafta sürebilir. I Hastalığın uzun dönemde seyri nasıldır? Hastalık üç dönemden oluşur. İlk dönem, kandaki ürik asit seviyesinin yüksek olduğu ancak herhangi bir şikâyetin olmadığı, yıllar süren ve ilk atağın ortaya çıkmasına kadar geçen dönemdir. İkinci dönem ise aralıklı olarak atakların görüldüğü, ataklar arasında herhangi bir şikâyetin olmadığı dönemdir. İlk ataklar sonrasında eklemlerde kalıcı hasarlar olmaz. Üçüncü dönem ise kronik Gut artriti dönemidir. Bu dönemde ataklar daha sık olur, eklemde ka lıcı bozukluklar ortaya çıkar ve ataklar arası dönemde de eklem ağrıları devam eder. Yine bu eklem çevreleri ve yumuşak dokularda özellikle kulak kepçesinde görülen ürik asit depolanmasının neden olduğu küçük, beyaz sivilcelere benzeyen “tofüs”ler izlenir. Bu tofüsler bazı hastalarda özellikle eklem çevrelerinde 34 santimetre çapını aşan boyutlara ulaşabilir. Gut hastalığı “gut nefropatisi” olarak adlandırılan böbrek hastalığına ve idrar yollarında ürik asit taşlarının oluşmasına da neden olabilir. I Gut hastalığı teşhisi nasıl konur? Bazı romatizmal hastalıklar ile karışabileceği için konu ile ilgili uzman hekimler tarafından değerlendirilerek teşhis konması gerekir. Atak sırasında ürk asit düzeyleri genellikle yüksek bulunur. Ancak bazı hastalarda ürik asit seviyeleri normal düzeylerde bulunabilir. Ürik asit seviyesinin normal olması gut atağı olmadığı anlamına gelmez. Ataklar esnasında ayrıca sedimentasyon ve lökosit değerleri de yükselir. Gut atağının esas teşhisi, etkilenen eklemden bir enjektör yardımı ile alınan eklem sıvısında mikroskop yardımı ile ürik asit kristallerinin gösterilmesi ile konur. Eklemden sıvı alınması işlemi özellikle belirtileri tipik olmayan hastalarda, eklem iltihabı bulguları ile seyreden bazı hastalıklardan (yalancı gut, romatoid artrit gibi) ayırt edilmesi ve doğru teşhis için gerek li olmaktadır. Hastalığın erken dönemlerinde eklem grafileri normaldir. I Gut hastalığı nasıl tedavi edilir? Tedavi iki bölümden oluşur. Birincisi akut gut atağının tedavisi, diğeri ise yeni atakların engellenmesine yöneliktir. Akut atak sırasında amaç ağrıyı gidermek ve eklemdeki iltihabı tedavi etmektir. Bu amaçla kolşisin, steroid (kortizon) ve steroid içermeyen antiinflamatuvar ilaçlar kullanılır. Bu ilaçların kendilerine göre bazı yan etkileri görülebilmektedir. Hastanın özelliğine, mevcut duruma göre en uygun ilacı ve dozunu doktorunuz belirleyecektir. Etkilenen ekleme günde dört kez 30 dakika süre ile buz uygulanması ağrının azaltılması ve şişliğin giderilmesinde faydalı olabilmektedir. Bu tedaviler ile genellikle 12 gün içinde atak kontrol altına alınmaktadır. İlaçların atağın hemen başında kullanılmaya başlanması daha etkili olacağından, bu ilaçların ev ve işyerinde de bulundurulması faydalı olacaktır. Bu ilaçlar atak sonrasında, akut atak esnasında kullanılan dozlardan daha düşük dozlar ile yeni atakları önlemek amacıyla da kullanılabilmektedir. Ancak bu ilaçların ürik asit seviyesini düşürücü, eklemlerdeki ürik asit birikimini azaltıcı etkisi yoktur. Bu nedenle kan ürik asit seviyesi yüksek olan hastalarda yeni atakların oluşmasını önlemek için ürik asit düzeyini düşürücü tedavi gereklidir. Allopurinol, probenecid ve sulfinpyrazone ürik asit seviyesini düşürmek için kullanılır. Allopurinol vücutta ürik asit üretimini engelleyen bir ilaçtır. Probenecid ve sulfinpyrazone ise böbreklerden ürik asit atılımını artıran ilaçlardır. Bu ilaçların kendileri de akut Gut atağına neden olabildiğinden genellikle akut atak sırasında başlanmaz, atak sonlandıktan sonra verilir. I Gut hastalığında cerrahinin yeri var mıdır? Enfekte olan tofüslerin ve eklem hareketlerini engelleyen tofüslerin varlığında cerrahi tedavi gerekli olabilir. I Gut hastalığında diyet Obezite ile yüksek kan ürik asit düzeyleri ilişkili olduğundan, doktor ve diyetisyen kontrolü altında kilo verilmesi gut atağı riskini azaltacaktır. Pürin içeren gıdalardan özellikle kırmızı et, balık, sakatat, baklagillerin tüketim miktarlarının azaltılması kan ürik asit düzeyini kontrol etmede yardımcı olacaktır. Yapılan çalışmalarda süt ürünleri tüketiminin kan ürik asit düzeyini azalttığı gösterilmiştir. Yine kahve tüketiminin de kan ürik asit düzeyi üzerine olumlu etkileri olduğuna dair çalışmalar mevcuttur. Alkollü içeceklerin kan ürik asit düzeyini ve gut atağı gelişme riskini artırdığı bilindiğinden, tüketimleri sınırlandırılmalıdır. Böbreklerde ürik asit taşlarının gelişimini azaltmak için günlük sıvı alımı mutlaka yeterli seviyede olmalıdır. Bu sayfa Mesa Hastanesi tarafından hazırlanmıştır. / www.mesahastanesi.com.tr 292 99 00 21