26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 310/11 Haziran 2010 Eski Maliye Bakanlığı Öğrencilerinyıliçindekiçalışmalarıgörücüyeçıktı Miniklerdensergivekonser şınca İnönü: “Olmalı, olmalı, hep sizinle, sizin aranızda olmalı. O’nun babası da savaşlarda ve yaşadığımız kötü günlerde sizin babalarınızla, dedelerinizleydi, onların yanındaydı!..” diye konuşmuştu. Işıklar içinde olsun, kamplarda birlikte karavana nöbeti tuttuğumuz Erdal İnönü’yü en son yakından görüşüm, Pembe Köşk’ün bahçesine babasının anıtının dikilişi sırasında olmuştu. Anıtı bir konuşma ile açan Erdal İnönü, konuşmasının sonunda, “...Bu anıt babamın Ankara’da ilk anıtıdır” sözleriyle bitirmişti. Ayrılırken yanına gittim, Karabiberler Çiftliği günlerini anımsattıktan sonra, bu anıtın İsmet İnönü’nün Ankara’da ilk anıtı olmadığını, İnönü’nün ayakta ilk anıtının Keçiören’deki Ziraat Fakültesi’nin bahçesinde bulunduğunu söyleyince üzüldü, “Ya öyle mi, kimse de söylememişti. Keşke konuşmamı düzeltseydim...” dedi. İnbilimciler (arkeolog), tinbilimci (psikolog) ve toplumbilimciler: İnsanlar arasında geçimlik dengelerin bozulması sonucunda hızla erimeye başlayan sevgi ve saygının yerini, yoğunlaşan şiddetle birlikte, değişik türlerde kaygı ve korkuların alabileceğini söylüyorlar. Çağdaş yaşama ölçütlerinin şaşmayan iki temel dinamiği bulunduğunu ileri süren bu insanbilimciler, söz konusu iki dinamikten birincisinin SEVGİ, ikincisinin ise AYDINLANMA olduğu üzerinde duruyorlar. Bu iki dinamiği en insansal boyutta uygulayarak kullananlar arasında B. Franklin, G. Washington, Atatürk ve Gandi’yi örnek gösteriyorlar. Sevgi’nin ve Aydınlanma’nın aynı zamanda bireyde ve toplumda kendisiyle barışık olma yeteneğini güçlendirdiğini; kendi kendisiyle barışık olmayan, olamayan bireyin ve toplumun, korkulardan daha başka korkular üretmeye daha açık olduklarını yazıp söylüyorlar. anKaRa (Cumhuriyet Bürosu) ahmet Hızal İlköğretim Okulu öğrencileri,yıliçindeyaptıklarıçalışmalarısergiledi. Öğrencilerin resimlerinden oluşan serginin açılışında, yine öğrencilerden oluşan bando konser verdi. ahmet Hızal İlköğretim Okulu öğrencilerinin Mamak Belediyesi Sergi Salonu’nda gerçekleştirdikleri yıl sonu faaliyeti yoğun ilgi gördü. Sergiye, ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, okul öğretmenleri ve öğrenci velileri katıldı. Serginin açılışında, miniklerin oluşturduğu okul bando takımı konser verdi. Etkinliğe katılanlar, her sınıftan miniklerin suluboya, yağlıboya ve karakalem resimleri ile bu yıl ilk defa yapılan ebru çalışmalarının yer aldığı sergiyi gezdi. Öğrenciler de sergi salonlarında hazır bulunarak ziyaretçilere yaptıkları çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Ziyaretçilerin sergiyi gezdiği sırada, 7a sınıfı öğrencisi Hilal Ecem Karaca adlı öğrenci, kemanıyla müzik dinletisi sundu. ‘Öğrencilerimizistekli’ Yapılan çalışmaları değerlendiren okulun resim öğretmeni neşe Bardakçı, müzik ve resim derslerine haftada bir saat ayrıldığına dikkat çekti. Öğrencilerin istekli olması nedeniyle güzel eserlerin ortaya çıktığını belirten Bardakçı,“Öğrencileri, ilgilerine göre çeşitli alanlara yönlendirmeye çalıştık ve çok farklı tekniklerde eserler ürettik. Sadece resim değil; kartondan hacimli çalışmalar, kabartma eserler ortaya koyduk. Okulda bir atölyemiz olmamasına rağmen ilk defa bu yıl ebru çalışmaları da yaptık” diye konuştu. Okulun 2B sınıfından Özgür Köse, 1 ve 2. sınıf öğrencilerinin resimleri hakkında ziyaretçilere bilgi verirken, serginin kendileri için anlamını, “Yaptıklarımızı sergileyerek kendimize güvenmeyi öğreniyoruz” diye açıkladı. Her şeyin metalaştığı bir süreç yaşıyoruz Bugün ülkemizde: Bilim ve siyasetten eğitim ve sağlığa her şeyin metalaştırıldığı bir süreci yaşıyoruz; bireyi/toplumu insansal bağlamda dengeleyecek olan değer yargılarının hızla alınabilir, satılabilinir duruma yürümesi, değişik şiddetlerde korkuları da birlikte getiriyor. Ne demişti 18. yüzyıl bilimerlerinden D’olbach?.. D’Holbach demişti ki: “Korku ancak köleliğin yaşama kültürüne dönüşmesini, kölelerin çoğalmasını sağlar. Köleleştikçe korkan, korktukça zalimleşen birey/toplumlar korku yaratan fabrikalara dönüşür. Oysa aydınlanmadır insanı insan eden, düşünce özgürlüğüdür, insanlığını insanlaştıran insan,aydınlanan insandır”. Ankara binlerce yıllık geçmişinden taşıyageldiği korkusuzluk kimliğiyle, hep açık tuttuğu sevgi ve aydınlanma damarlarını bağlayıp korkuya kanal açmamalı. Ankara korkuya kapı aralarsa kirli korku böcekleri yatak odalarımıza dalar!.. (*) Mankurt: Kendi toplumuna, kendi öz değerlerine yabancılaşmış toplumlar, bireyler için kullanılan psikososyal içerikli bir terimdir. 2. TBMM Binası ‘Güven kazanmalı’ Okulun beden eğitimi öğretmeni ve bando takımı eğitmeni Hasan Hüseyin Beter, yıl içinde öğrencileri ilgi alanlarına göre yönlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Ahmet Hızal İlköğretim Okulu öğrencileri yıl içindeki çalışmalarını sergiledi SergininöğrencilerinözgüvenkazanmalarıaçısındanönemliolduğunuanlatanBeter,“Ayrıcabuetkinlikleröğrencilerinderslerineyartımcıoluyor.Müzikçocuklarınritimduygusunu,resimgörmeyeteneğiniarttırıyor.Böyleceyaratıcıdüşünmebecerisikazanıyorlar”dedi. 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear