15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 310/11 Haziran 2010 Prof. Dr. Şeker: Hamile kalabilmeleri bile sevindirici Erkendoğumda‘baz’ şüphesi Cebeci’deki Kızılay Kan Merkezi ‘Güvenlik mesafesine uyulmuyor’ Uzmanlar, baz istasyonlarının insanların toplu yaşam alanlarına kurulmamasını, kurulması durumunda ise güvenlik mesafesinin kesinlikle gözetilmesiniveuyarıcılevhalarınbulunması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Eski Elektrik Mühendisler Odası Başkan YardımcısıTarık Öden konuya ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “Baz istasyonlarının, okullardan, hastanelerden,kreşlerden,topluyaşam alanlarındanuzakkonulmasıgerekir.İstasyonların limit değeri,‘güvenlik mesafesi’yle tanımlanır. Bu mesafe içinde canlıların bulunmasının sakınca yaratacağını, sadece Türkiye’de değil; tüm dünyadaki tıbbi otoriteler ve uluslararası kuruluşlar söylüyorlar. Olması gereken,bazistasyonlarınınçevresindeölçüm yaptırmaktır. Bu ölçümlerin sonuçlarında çıkan oran düşük olsa bile, Yargıtay’ınvermişolduğumahkemekararlarıvar.Yargıtay’ın2004yılındaalmış olduğu, insana ve çevreye zarar veren baz istasyonlarının sökülmesi yönünde bir emsal karar var. Buna karşın, binalara ücretle kiralama yapmak suretiyle baz istasyonu kurulduğunu biliyoruz. Ancakbukurulumlarıyapanlarşunuihmal ediyorlar; baz istasyonları, anteni karşıdan gören binalarda özellikle sıkıntı yaratır. Türkiye’de,anteninzararverdiğialan olaraktanımlanan güvenlikmesafesine uyulmadığı gibi, yalıtım hassasiyeti de gösterilmiyor. Elektromanyetik dalga, güneş ışığı gibi gelmez, dalga dalga yayılır. Bu yüzden sadece çatının yalıtılmasının bir değeri yok. Ama Türkiye’de zatençatılarbileyalıtılmıyor,istasyonların üzerine‘tehlikeli alan’yazısı yazılmıyor. Biz bunu defalarca söylememize, Başbakanlık bizden görüş istediğinde yazılı olarak ifade etmemize karşın hâlâ ülkemizde yeterli duyarlılık yok.” Merkezin tam karşısında bulunan baz istasyonu NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cebeci’deki Kızılay Kan Merkezi’nde çalışan 8 hemşireden 4’ünün erken doğum yapması, dikkatleri yakındaki baz istasyonuna yöneltti. Cep telefonunun zararları üzerine kitap yazan Prof. Dr. Selim Şeker, “Merkezde çalışan hemşirelerin hamile kalabilmesi bile sevindirici” değerlendirmesini yaptı. Cumhuriyet Ankara, Mamak Caddesi üzerindeki Kızılay Kan Merkezi yakınındaki baz istasyonuna daha önce dikkat çekmişti. Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi’nin (BAUM) 10 metre yakınındaki bir apartmanın çatı katında bulunan ve merkezde yapılacak hassas nörolojik ölçümleri bozabileceği için tepki toplayan baz istasyonu, bu kez erken doğum şikâyetleriyle gündeme geldi. A Erken doğumda yoğunluk Baz istasyonunun tam karşısında bulunan Kızılay Kan Merkezi’nin çalışanları, baz istasyonuna ilişkin yakınmalarını Cumhuriyet Ankara’ya şöyle anlattılar:“Burada çalışan personelden çok uzun zamandır kronik yorgunluk şikâyetleri geliyordu. BAUM’la beraber sizin yaptığınız haberden sonra, şikâyetlerin baz istasyonuyla ilgili olabileceğini düşündük ve gözlemlemeye başladık. Son iki yıla dönüp baktığımda, merkezimizde çalışan hemşirelerden 8’inin hamile kaldığını ve 4’ünün gebeliğinin 33. ve 34. haftada, erken doğumla sonuçlandığını gördük. Şu an hamile 4 hemşiremiz daha var. Onların doğumlarıyla, bu oran belki daha da yükselebilir.” Kendilerinin de sağlık çalışanı olduğunu, bu konulara ilişkin bilgi ve duyarlılıklarının bulunduğunu belirten çalışanlar, son 10 yılda tüm donyada erken doğum oranının arttığını, “Ancak bu oran 8’de 4 olmadığını” dile getirdiler. Hemşirelerden birinin ikiz gebeliği olduğu için erken doğum yapmasının normal olduğunu anlatan çalışanlar, bir başka hemşirenin durumunun özellikle dikkat çektiğini vurguladılar. Çalışanlar, cep telefonu kullanımını kısıtlayan ve beslenmesine çok dikkat eden bilinçli bir hemşirenin 33. haftada doğum yaptığını bunun da “düşündürücü” olduğunu dile getirdiler. ‘Hamilelere sevinmeliyiz’ Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz “Cebimizdeki Tehlike: Cep telefonu” kitabının yazarı Prof. Dr. Selim Şeker, söz konusu merkezde çalışan hemşirelerin gebe kalabilmelerine bile sevinilmesi gerektiğini söyledi. Günümüzde artık cep telefonu ve bu sistemlerin tıbbi olarak kabul edilmiş zararları olduğunu belirten Şeker, şu değer lendirmeyi yaptı: “Bunlar: Stres, görüş alanında daralma, kulak bölgesinde ısınma, kalp pilinin bozulma riski, kulak çınlaması, yorgunluk hissi, yoğunlaşma bozulması, baş ağrıları, işitmede geçici aksaklıklar, sersemleme ve uyku bozuklukları, 24 saatlik bir zamanda görülen etkileridir. Cep telefonunun uzun yıllar kullanımında (on yıl ve üzeri) görülen olası rahatsızlıklar: Genetik yapının bozulması, kalp rahatsızlıkları, hafıza zayıflaması, kalıcı işitme bozuklukları, kan hücrelerinin bozulması, el ve bilekte sinir sıkışması, alerji, üreme bozuklukları, hiperaktivite, beyin hücrelerinde ölüm ve beyin tümörleri, beyaz kan hücresi kanseri, embriyo gelişiminin zarar görmesi ve üreme bozukluklarıdır.” Cep telefonu ve sistemlerinin erken doğum etkisi yarattığına ilişkin tıbbi veriler de bulunduğunu belirten Şeker, “Erken doğum da bu etkilerin içinde çeşitli makalelerde tanımlanmaktadır. Kanserle cep telefonlarının kullanımı arasında son yıllarda ortaya koyduğumuz bulgulara karşı, ‘kanser örneği varsa örnek gösterin’ diyorlar. Bu etkilerin, 10 yıl gibi bir sürede ortaya çıkacağını kabul etmiyorlar. Erken doğum örneğinde artık beklemeye gerek olmadığını görüyoruz” dedi. AvrupaveAmerika’dakibazistasyonları AvrUpA ve Amerika’da baz istasyonlarının olabildiğince kent dışında kurulmasıöngörülüyor.Ancakkentiçinebinanın çatısına kurulmasının zorunlu olduğu durumlarda seçilen yapının çevre binalardan daha yüksek olması gerekiyor. Japonya ve Çin’deki uygulamalarda yüksek binaların üzerine platform yapılıyor, anten pilonları(kule) bu platformun üzerine monte ediliyor. Böylece antenlerle yaşam alanları arasındaki mesafe artırılıyor, insanların sinyallerden etkilenmesi asgari bir düzeye çekilyor. Avrupa ülkelerinde ise insanların yoğun elektromanyetik dalgalara maruz kalmamaları için baz istasyonlarının üzerine rahatlıkla görülebilecek biçimde tehlike veya güvenlik levhaları konuluyor. Baz istasyonunun güvenlik mesafesinin sonlandığı noktalarda, “dikkat” , “tehlikeli” ,“radyasyon alanıgirmeyiniz” şeklinde küçük levhalar asılıyor. Ayrıca Türkiye’de baz istasyonlarının su depolarıyla gizlendiği örneklerin aksine diğer ülkelerde, baz istasyonlarının yerleri, sayısı, yaydıkları frekanslar haritalarda gösteriliyorvehalkınbilgisinesunuluyor. 2
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear