26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

29 Ekim 2010 Cuma 330 kent durumunda idi. Payıtaht ömrünü tamamlamıştı: Türkler tarih içinde çeşitli devletler kurmuş ve çeşitli başkentler seçmişlerdir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti Konya idi. Batı Anadolu’da kurulan Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti Bursa idi. Bu devlet çok geçmeden Marmara’yı aşıp Avrupa kıtasında genişlemeye başlayınca başkentini de Bursa’dan Edirne’ye taşıdı. 1453’te İstanbul fethedilince, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti hemen Edirne’den İstanbul’a taşındı. İstanbul, coğrafi bakımdan İmparatorluğun ortasındaydı: Doğuda Anadolu, Batıda Rumeli ve orta yerde başkent (payitaht). Devletin jeopolitik dengesi böyle kurulmuştu. Ama Rumeli kanadı kopunca denge bozuldu; İstanbul devletin bir kenarında kalıverdi. Artık hem karadan hem denizden tehdit altındaydı. 16 Mart 1920’de İstanbul işgal edildi, payıtaht düşman eline rehin düştü. Daha o tarihte İstanbul, payıtaht olarak tarihi ömrünü tamamlamıştı. Bundan böyle İstanbul artık Anadolu’ya hakim değil, tabi idi. Başkent Günü: Tarihi gelişmeler Ankara’yı başkent yapmıştı, ama bunun resmen ilanı, son düşman askerinin ülkeden kovulmasına kadar geciktirildi. 2 Ekim 1923 günü yabancı askerlerin son kalıntıları, İstanbul’da, Dolmabahçe önünde Türk bayrağını selamladıktan sonra çekip gittiler. Bütün Türk toprakları düşmandan temizlenmiş oldu. İşte o zaman başkent işi resmen ele alındı. 9 Ekim 1923 günü, İsmet Paşa ve 13 arkadaşı Meclise tek maddelik bir yasa tasarısı sundular: “Türkiye Devleti’nin makarrı idaresi (başkenti) Ankara şehridir.” Bu tasarı, Meclis’te görüşüldü ve yasa olarak değil, 27 Sayılı Karar olarak kabul edildi. Böylece Ankara, resmen başkent oldu. Tarih: 13 Ekim 1923. Üç gün üç gece şenliklerle kutlandı. Daha sonra Ankara’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olduğu değişmez biçimde anayasalarımızda da yer aldı. Büyük olay: Başkent değiştirme başlı başına büyük bir olaydır, bir devrimdir... Başkent, devletin beyni, çarpan kalbi demektir. Devletin bütün örgütleri başkentte düğümlenir. Yasama, yürütme, yüksek yargı başkenttedir. Yasalar, kararlar buradan çıkar. Devlet başkentten yönetilir. Başkent, devletin dış ilişkilerinin de merkezidir. Yabancı elçiler, güven mektuplarını başkentte sunarlar. Yabancı devlet ziyaretleri, yabancı devletlerle resmi görüşmeler başkentte yapılır, antlaşmalar başkentte imzalanır. Yabancı ziyaretlerin resmi bölümlerini başkent dışına taşırmak, başkentin saygınlığını zedeler. Başkentin saygınlığı, cumhuriyetin saygınlığı demektir. Ziyaret programlarını hazırlayan protokolcülerimiz bunlara özen gösterirler ve göstermelidirler... Ama Türkiye başkentini İstanbul’dan Ankara’ya taşıyınca, emperyalist Batı ayağa kalkmış, kıyameti koparmıştır, Türkiye’nin egemenlik hakkını yok saymış ve Başkent Ankara’yı tanımamıştır. Türkiye ile İngiltere, Fransa ve İtalya arasında bir diplomatik Ankara Savaşı yaşanmış ve tam 25 adet nota alınıp verilmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı üç buçuk yıl sürmüştü, Başkent Ankara Savaşı ise tam yedi yıl sürmüştür (19231930)! Bunu unutmayalım. Büyük metropol: Ankara, 87 yılda tam 100 kat büyümüştür. 50 bin nüfuslu bir kasaba iken 5 milyon nüfuslu bir metropol olup çıkmıştır. Cumhuriyet büyük işler başarmış, Ankara da büyük bir başkent olmuştur. Ancak Ankara ideal bir büyük şehir olabilmiş değildir henüz. İdeal bir başkent görmek özlemi, insanlarımızı zaman zaman acı acı söylemlere, yazıp çizmelere itmektedir. Ankara çarpık yapılaşmaya yenik düştü diyenler var 57 Diplomatik savaş Ankara Savaşı: Yakın tarihte başkent değiştiren başka devletler de olmuştur. Örneğin Rusya başkentini Petersburg’dan Moskova’ya, Pakistan Karaçi’den İslamabad’a, Brezilya da Rio’dan Brazilia’ya taşımışlardır. Bu taşınmaları herkes doğal karşılamıştır; çünkü başkentleri seçmek o ulusların kendi egemenlik hakkıdır. dır. Ama başkent yenik düştü demek, Cumhuriyet yenik düştü demek olur ki, bunu söyleyemeyiz. Her şeye rağmen Cumhuriyet de başarılı olmuştur, başkent Ankara da... Cumhuriyetin başarısı başkentin de başarısıdır. Doğal gaz gelmeden önce Ankara’da hava kirliliğini gören bir yabancı diplomat, acaba Türkiye yeniden başkent değiştirir mi demeye kalkışmıştı. Kendisine, biz bu başkenti sokakta bulmadık demek yerine, Müdafaa Caddesi’ndeki yazıtı okumasını salık verdik. Bugün kendi insanlarımıza hatırlatmaya gerek var mıdır acaba, o mermer üzerine Atatürk’ün şu sözleri kazınmıştır: “Ankara merkezi hükümettir ve ebediyyen merkezi hükümet (başkent) kalacaktır. Gazi M. Kemal, 1924”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear