Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
52 29 Ekim 2010 Cuma 330 Kaderdeğiştirenkent A PROF. DR. ÖZER ERGENÇ nkara, uygun coğrafi konumu ve etrafındaki kırsal alanın önemi dolayısıyla tarihin derinliklerinde daima önemli bir Anadolu kenti olmuştur. Özellikle Osmanlılar döneminde dünya ticareti ile bütünleşmiş, uzun bir süre hem bölgesinin hem de ilişkide bulunduğu dünya ticaret ağının dikkate değer bir parçası haline gelmiştir. Ancak, Ankara için değeri tartışılmayacak en önemli dönem, Türk Kurtuluş Savaşı ve onu izleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş yıllarını kapsayan zaman dilimidir. Türk Kurtuluş Savaşı’nın karargâhı olmak, Ankara’yı bu büyük mücadelenin önderi Mustafa Kemal Atatürk ile özdeşleştirmiştir. Ankara’nın Kurtuluş Savaşı yıllarındaki durumunu, 1921 yılında bu kente gelen, Mısırlı Hüseyinzade Kadriye şöyle anlatır: “Ankara bir tepenin üzerine kurulmuştur. Enine olarak inşa edilmiş şehir, berrak bir derenin suladığı yeşil bir vadiye hâkimdir. Türk mimari tarzında inşa edilmiş, mevsimlerin şiddetiyle eskimiş küçük evler, dar sokakların giriftliği içinde misafirperver ve aynı zamanda garip bir manzara arzetmekte. Şurada burada eski Ankira şehrinin kalıntısı görünmekte; başka bir devrin harabeleri olan yıkılmış kemerleri, devrilmeye yüz tutan sütunlarıyla Ankara, geçmiş zamanların damgasını taşımakta.”dır. İşte bu Ankara, yakın gelecekte bir “Atatürk kenti” olarak yükselecektir. Türk Devrimi’nin “istiklâli millî ve hâkimiyeti milliye tercihlerinin tecelligâhı”, Ankara’dır. Laik ve demokratik Türkiye’nin temelleri, yine Ankara’da atılmıştır. Türk Devrimi’nin büyük önderi, “ebediyete akıp giden her on yılda daha büyük saadet dayalı bir anlayışa geçilmiştir. Bulerle kutlanmasını” dilediği Cum gün, bu kararların alındığı günlerin huriyeti, “muhtâc olduğu kudre koşulları ve ortamı hatırlanmadan, tin asil kanında bulunduğuna” söylediklerimizin anlam ve değeriişaret ettiği Türk gençliğine, bura ni ortaya koymak kolay değildir. Bu bakımdan, bir an da olsa o günlere da armağan etmiştir. dönmek gerekir. Sözü edilen hedeflerin gerçekleşmesi için girişilen çabaların, uzun uzun anlatılması gereken aşamaları vardır. Okuma yazma oranının son derece düTürk Kurtuluş Savaşı, şük olduğu, Cumhuriyetin ilk yıllarında, yabu kentten yönetilmişzıyı öğretecek kişi bulmak da çok zordur. tir. Yeni Türk devleti, O günlerde, eleman bulmakta zorlanan, döburada kurulmuştur. Bu nemin Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan’a süreçte, üzerinde duAtatürk’ün şu sözleri yol gösterir: rulması gereken en “Müsterih ol Saffet, bunun da bir çaönemli tarih, kuşkusuz resi vardır. Türk Ordusunun, bilhassa 29 Ekim 1923’tür. Bu tarihte, yeni kurulan Türk devletinin yönetim Atatürk ve arkadaşları, ortaya biçiminin adı konmuştur. Bu yöçıkmış hükümet bunalımından yanetim biçimi, Osmanlı Devlerarlanarak, devletin yönetim biçiti’ninkinden tamamen farklıdır. Baminin adını koymak istediler. O’na ğımsız bir devlet için, en gerekli olan karşı çıkamayanların büyük bir kıs“egemenlik”in tanımı, yeniden yamı, Cumhuriyetin ilanının aceleye pılmıştır. Tanrısal kaynaklı bir egegetirilmemesi gerektiğini ileri sümenlik anlayışından, ulus iradesine rüyorlardı. Atatürk’ün en yakın arkadaşlarının düşüncesi, böyle bir değişikliğin “padişahın nimetiyle büyümüş olanlar” tarafından kabullenilmeyeceği biçimindeydi. Böyle bir ortamda Atatürk ve onun gibi düşünen ‘Müsterih ol Sa?et’ rumda Türk insanı, dünyanın başka yerlerindeki ileri düzeyde bulunanların gerisinde kalacak ve bu durumun yarattığı sorunlardan kurtulamayacaktır. Fakat, bu hedefe ulaşmak için girişilen yol, uzun ve çok zorlu bir süreçtir. Öğretmen Süleyman Edip Balkır, Cumhuriyet yayınları arasında çıkan “Anıları”nda, bu yolun başlangıcına ışık tutacak bilgileri, Tahsin Uzer’in Cumhuriyet sonrası ordusunun yetişbir konuşmasına gönderme tirdiği çavuşlardan bu hususta pekâlâ yaparak anlatır. Nitekim, istifade edilebilir. Yüzlerce nefer araEğitmen Kursları, Köy Enssından zekâlarıyla teferrüt etmiş olmatitüleri, “aydınlanma”yı sı lazım gelen bu erler, kısa müddetli sağlayacak yolun temel taşkurslarla bu iş için istifadeli elemanlar ları olacaktır. Böylece Atahaline kolayca getirilebilir. Bunlara türk, 1923 yılında Ankaeğitmen diyebilirsiniz”. ra’da yeni kurulan devletin kurumlarının yerleşebilecekü, Türk Devrimi’nin hedefi, Batı ği binaların büyük bir bölümü dünyasının 18. yüzyılda gerçek yokken, Anadolu’nun ortasında leştirdiği “aydınlanma”yı Anadolu “özgür insan” için en gerekli olan topraklarına getirmekti. Aydın örgütlenmeyi öne almıştır. Bu balanma, ünlü Alman filozofu kımdan Ankara, sadece bir kent olaKant’ın deyimiyle bireyi, “kendi rak kendi geleceğini değil, kısa bir kusuru olan ergen olamama ha süre önce yönetim merkezi olmalinden kurtarıp aklının sınırsız yı üstlendiği ülkenin tümünün kagücünü keşfetmiş bir insan ola derini değiştirecek faaliyetlerin rak düşünen, sorunlarını çöz alanı haline gelmiştir. Bunun ne anmesini bilen, dünyaya yeni de lam ifade ettiğini Atatürk, Onuncu ğerler katan bir varlık” haline ge Yıl Nutku’nda açıklıkla dile getirtirme hareketidir. Batı dünyası, miştir. Atatürk’ün bu nutku, sadebireyin bu büyük değişiminin ar ce içerik olarak değil, aynı zamanda dından sıçrama yapmış ve büyük büyük bir liderin güvenli ve gelebir gelişme yaşamıştır. Türkiye ceğe dönük köklü girişimlerinin haiçin de, bu gelişmenin mutlaka ya bercisi olan bir belge olarak deşanması gerekmektedir. Aksi du ğerlendirilebilir. ler, Cumhuriyeti ilan ettiler. Cumhuriyet, sadece yeni bir devletin yönetim biçimi olarak değerlendirilemezdi. Böyle bir yönetim altında, devletin uyruğu olan ulusun tüm bireyleri, “özgür insan” olmanın koşullarına kavuşturulacaktı. Çün