26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 257/5 Haziran 2009 Tiyatrocubabanın,tiyatrocuçocukları U ? Selda GÜNEYSU mut, Ulaş ve Umay Karadağ... Üç kardeşin de gönlünde tiyatro var. Önceleri sadece babaları, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Tiyatro Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurhan Karadağ’ın anlatımlarından öğrendikleri tiyatro sanatını, bugün profesyonel anlamda uyguluyorlar. Her biri, başkentte 53 yıldır faaliyetlerini sürdüren Ankara Deneme Sahnesi yapımlarında rol alıyor. Umut aynı zamanda Ankara Devlet Tiyatrosu (DT) oyuncusu. Ankaralılar Umut’u, “Ayışığı”, “Yersiz Yurtsuz”, “Eksik Etek” gibi televizyon dizileri ile “Gölgesizler” adlı filmden de yakından tanıyor. Karadağ ailesinde en çok tiyatro konuşuluyor. Umut, Ulaş ve Umay Karadağ ile Türk tiyatrosu üzerine sohbet ettik: Üç kardeşsiniz ve üçünüzün de tercihi tiyatro... ¦ Umut Karadağ: Babam Nurhan Karadağ, yaşamını ti yatroya adamış biri. Hal böyle olunca biz de küçük yaşlardan itibaren kendimizi tiyatro sanatının içinde bulduk. Tiyatro sevgisi ile büyüdük. Sağlığımız elverdiği sürece de bu sanatın içinde var olacağız. ¦ Ulaş Karadağ: Tiyatroya 13 yaşında gişede bilet satarak başladım ben. Yaman Altınok abimiz vardı bizim. Çok yol gösterdi bana. Tiyatroyu sevdirdi. İlk oyunumu 16 yaşında oynadım. Şu anda işsizim. Ancak Ankara Deneme Sahnesi’nin oyunlarında rol alıyorum. Dilediğimce, para kaygısı gütmeden... ¦ Umay Karadağ: Kardeşlerim gibi oyunculuk mezunu değilim. Yazarlık ve Kuram Bölümü mezunuyum. Tiyatro ya olan ilgim küçük yaşlarda başladı ancak aktif olarak sahneyle 1996 yılında tanıştım. 1996 yılında, bir oyunun provasını izlemeye gitmiştim. “Oyunda sen de rol alacaksın” dediler. Her ne kadar, “Hayır, istemiyorum” desem de bir anda kendimi sahnede buldum. İyi ki öyle olmuş. ‘Sanatta torpil olmaz’ Genellikle oyuncu anne ve babaların çocukları da ilerleyen yaşlarda oyunculuğu tercih ediyor. Bu bazen “Sanat saltanat gibi, babadan oğula geçiyor” şeklinde de yorumlanıyor. Sizin düşünceniz nedir? ¦ Umut Karadağ: İs ter istemez sanatla ilgileniyor çocuklar, eğer evde sanatın herhangi bir dalına gönül vermiş öncüler varsa. Evinizde sanat konuşuluyor, sanatla yoğruluyorsunuz. Ancak bu durum bazen size sıkıntı da verebiliyor. Örneğin üçümüz de Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü mezunuyuz. Babamız bölüm başkanı. Bazıları bizlerin babamızın torpiliyle DTCF Tiyatro Bölümü’ne girip, okuduğumuzu düşünüyor. Oysa hiç öyle değil. Ben DTCF’nin sınavını yedekten kazandım. 5 yılda mezun oldum. Hatta babam o kadar zorladı ki beni, az kalsın fakülteyi bırakıyordum. Babam, Ulaş’ın girdiği sınavın jürisinde bulunmadı. Ulaş’ın bu nedenle bir oy kaybı oldu fakülteye girerken. Umay’ın jürisinde ise hiç yer almadı. Çünkü babam, Yazarlık Bölümü’nün jürisinde zaten bulunmuyor. ¦ Umay Karadağ: Ayrıca sanatta torpil nasıl olur ki? Özellikle bu tiyatroysa. Oyunculuk uzaktan kolay ve sanki torpille yapılabilecek bir iş gibi düşünülüyor çoğu kez. Çok yanlış. İzleyicilerin karşısına çıkacaksınız, onlarla sahneden bire bir iletişimde bulunacaksınız. Onlar da sizi alkışlarıyla değerlendirecek... Yeteneğiniz yoksa bu iletişimi nasıl kuracaksınız? Ulaş, Umay, Umut Karadağ babaları Nurhan Karadağ ile... ‘Özümüze yabancı hale geldik’ Ankara Deneme Sahnesi sürekli köy seyirlik türündeki oyunların sahnelenmesine öncelik verdiği için bugün bazı tiyatrocular tarafından eleştiriliyor. Siz bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? ¦ Umut Karadağ: Müthiş bir kültürel yozlaşma içindeyiz. Kendi ülkemizde, kendi kültürümüze, özümüze yabancıyız. Genç nesildeki birçok arkadaşımız bugün türkü bile dinlemiyor. Ne yazık ki oyunlarda görev alan oyuncu arkadaşlarımız için de durum böyle. Onlar, bir Robert’i, bir Helga’yı çok büyük bir arzuyla oynuyor, lakin ne zaman kendilerine, “Hayriye’nin, Mustafa’nın, Emine’nin yaşamını oyna” denilse, “Aaa” şeklide tepki gösteriyorlar. Ankara Deneme Sahnesi’nin, dolayısıyla da babamın amacı Türk tiyatrosunu yaşatmak, dünyaya tanıtmak. Bizim tiyatro oyun yazarlarımız bugün dünyada neden bir Brecht, Stanislavski gibi tanınıyor olmasın? Neden bizim oyunlarımız da sahnelenmesin? Çok mu uzak bir hayal? ¦ Ulaş Karadağ: Nedendir bilinmez bizler, özümüze ait olanları hep küçümsüyoruz. Sanki her birimiz İngiliz Kraliyet ailesinden gelmişiz gibi... Türkçenin yerine yabancı sözcükler kullanmayı seviyoruz mesela. İstanbul’da bugün birçok alışveriş merkezinde ücretlendirmeler Avro ve Dolar üzerinden yapılıyor. Neden? Doğal gibi karşılanıyor üstelik tüm bunlar. Oysa doğal olan özümüze sahip çıkmak değil midir? Bugün genç tiyatrocuların her biri iş bulamamaktan yana dertli. Ulaş da biraz önce işsiz olduğundan söz etti... ¦ Ulaş Karadağ: İşsizlik bugün her gencin sıkıntısı. Oyunculuk üzerinden konuşmak gerekirse, ihtiyaçtan fazla konservatuvar açılıyor. Çok sayıda mezun veriyor okullar. Ancak öte yandan DT, beş yılda bir sınav açıyor. Orantısızlık var. Özel tiyatroların durumu zaten ortada. Ülkede yeterli sayıda şehir tiyatroları, belediye tiyatroları da yok. Hal böyle olunca işsiz kalıyorsunuz. Üniversitelerden yeni mezun olan oyuncular, bugün kendilerini dizi setlerinde buluyor, sonra bir anda yok oluyorlar... ¦ Umut Karadağ: Çünkü tüketim toplumunda yaşıyoruz. Her şey anlık. Üretim yok. Oysa tiyatro böyle değildir. Tiyatroda üretim vardır. Bir oyunu 300 bin kere oynasanız da her oyun aslında birbirinden çok farklıdır. Yaşar tiyatro, canlıdır. Konservatuvarlarda verilen eğitimi nasıl değerlendiriyorsunuz? ¦ Ulaş Karadağ: Ne yazık ki üniversitelerin birçoğunda, özellikle yeni açılan üniversitelerde yeterli sayıda öğretim elemanı yok. Bu ciddi bir sıkıntı. Ayrıca bugün bazı üniversitelerdeki, tiyatro bölümü için konuşuyorum, öğretim elemanları, bir oyuncunun, oyunculuğunun yanı sıra dans edebilmesi ve şarkı söylemesi gerektiğini de söylüyor. Ancak ne çelişkidir ki vücut ritmi olmayan kişiler sınavı kazanabiliyor. Bu nasıl oluyor? ¦ Umay Karadağ: Bugün tiyatro üzerinden konuşursak, yeterli sayıda öğretim üyesi bulunmadığından yana bir şikâyet var. Üniversitelerde de kadro sıkıntısı var. Kadro açılmıyor ki gençler kendilerini kuramsal anlamda yetiştirebilsin... 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear