23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 235/2 Ocak 2009 Manon’un gala kadrosu selamda MuratGöksu’dan G.Puccini’ye DoğumGünü Armağanı: ManonLescaut pera ve balede, reji ile koreografi, repertuvarda yıllardır yer alan, dünyanın değişik sahnelerinde sergilenmiş bir yapıtın, yeniden sahnelenme sürecinde yaşamsal önem taşır. Kabaca iki seçenek vardır: Kimi rejisörler, eski yorumların DVD’lerini seyreder, çalışacakları sahneye bunu uygularlar. Bu yöntem kolaydır! Kimileri de, yeni bir yorum getirmeye çalışırlar, bunun için de yapıtın özüne dokunmadan, dönemsel değişikler yapar, bunu sahne ve giysi tasarımcısının katkısıyla destekler ve ortaya adeta bir “yeniden yaratım” çıkarırlar. Bu yeniden yorumlama işlemi de ya çok “kökten”dir, ya da sadece konuyu bilenler tarafından anlaşılan, küçük mesajlarla vurgulanan, eski dille “takdimtehir”lerle desteklenen türdendir. Bizde eski yapıtlara yeni yorumlarıyla özellikle Yekta Kara, Yücel Erten, Aytaç Manizade gibi rejisörlerin dikkati çektiğini söyleyebiliriz. Örneği gene Giacomo Puccini’den verelim. Ankara’da Aytaç Manizade’nin önceki sezon Madam Butterfly’daki minimalist sahne düzeniyle, yapıtın özünü ve ruhunu nasıl daha ön plana çıkardığını izlemiştik. Bu girizgâhı, Giacomo Puccini’nin doğumunun 150. yılında, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nce hazırlanan Manon Lescaut operasıyla ilgili düşüncelerimi aktarmak için yaptım. Yapıtın galası, tam da operada gerçekçilik akımının önderi Giocomo Puccini’nin doğum gününe rastlamıştı. Gala gecesi, İtalyan Kültür Merkezi işbirliği ve Puccini Festivali Vakfı desteğiyle “Giacomo Puccini: Müzik,Toprak, Hayat” ve “Puccini’yle Bir Gün(1915)” adlı kısa film gösterimleriyle başladı. Manon Lescaut, Puccini tarafından Fransız yazar Abbe Prevust’un aynı adlı kısa romanından esinlenerek yazılmış, ilk kez 1893’de sahMithat Karakelle Arda Aktar O Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com nelenmiş, gençlik tutkularını anlatan ve toplumsal düze sık hareket ettirilmesi, denizdeki çalkantıyı izleyiciye daha ni eleştiren bir yapıt. Şövalye Renato Des Grieux’ ile genç iyi hissettirebilirdi. Bu arada, son sınavla operaya giren, Manon Lescaut arasındaki tutkulu ama bir o kadar da ha giysi tasarımcısı genç Gazal Erten’in de, ilk denemesinde zin aşk anlatılıyordu. Aynı konuyu Massenet’nin de ope gelecek vaat ettiğini belirtmeden geçmemek gerek. Sora yapmış olması bir handikaptı ama Puccini bu yapıtla nuç olarak, karşımızda birinci perdenin biraz durağan kalilk uluslararası başarısına imza atacak ve üç önemli ya masına rağmen, kreşendo gibi yükselen, müzikteki drapıtı, La Boheme, Tosca, Madame Butterfly, kazanılan bu matik dozun sahnede de hissettirildiği, değişik, başarılı bir reji uygulaması bulduk. Bunu “Murat Göksu’nun Pucivme ile hazırlanacaktı... Yapıtı, herkesin adeta markalaşan “Öylesine Bir Din cini’ye 150. yaşgünü armağanı” olarak nitelendirmek de leti” ile tanıdığı, sahne sanatlarında çok yönlülüğüyle bir mümkün. pentatloncu gibi çalışan Murat Göksu sahneye koydu. Nihat Kahraman’la olumlu bir diyalog içinde sahne ta Ayrıntılar yeterince algılanamadı sarımını kararlaştırdıkları anlaşılıyor. Göksu’nun genelPuccini’nin müziğindeki ezgisel gücü, Arjantinli şef Tulikle yeğlediğini bildiğim “kutulalio Gagliardo Varas yönetimindeki Enrigue Ferrer ma” yöntemi gene uygulanmıştı, opera orkestrası yeterince vurguladı. Sayani sahnenin üzeri açık değildi. Bir londaki akustik sorunların da etkisiyŞule Köken “Paris pasajı” oluşturulmuş, ortale, bazı ayrıntılar yeterince algılanadaki değişken bölümde kullanılan madı, örneğin harp geçişleri tam olaparçalarla, eklemelerle ve aksesurak işitilemedi. İntermezzo ise güzel arlarla sahne ve mekân değişimleri seslendirildi, özellikle viyolonsel soloda vurgulanmıştı. Başarılı bir uygulaDemet Kıyıcı temiz ve duygulu bir icra maydı... gerçekleştirdi. Yapıtın özgün yapısı, dört perdeManon’da Şule Köken ile Des Gridir. Göksu bunu üç perdeye indirmiş, eux’de İspanyol tenor Enrigue Ferrer, her zaman ikiüç arasındaki intersahne uyumu ve oyunculuk olarak mezzoyu da, birleştirdiği üç ve dört birbirine yakışan bir çifti başarıyla arasına yerleştirmiş. Sahneyle ilgisergilediler. Konuk tenorun tüm enerli değişimlere vakit kazandıran, yajisini son damlasına kadar kullandığıdırganmayacak, yerinde bir uygunı, birinci perdeden sonra iyice açılalama olmuş. rak göze olduğu kadar kulağa da hoş İnsanın mayası değişmediği için, geldiğini gördük. İspanyol’un alternaaradan yüzyıllar da geçmiş olsa, tifi İstanbul’dan Efe Kışlalı, herhalde benzeri duygular, terslikler, kötüileriki temsillerde görev alacak. Şule lükler, dürüstlükler görülüyor. GökKöken de, yeterli koyuluktaki sesiyle su’nun yorumunda, kimi zaman bir dramatik soprano olarak alkışlan“alaycı”, kimi zaman “düşündürüdı. Köken’in tiz seslerde çok dikkatli cü” biçimde, “kadının bir meta olması, bağırarak söylemek yerine var olarak görülmesi”, erkeğin kötü davranış uygulaması ger olan tekniğini konuşturması gerek. çeğine vurgu yapılıyor. Bu da günümüz Türkiyesi’ne çağDaha yoğun bir çalışmayla, tonları ayarlama sorununun rışım yaptırıyor insana... Kumar ve para düşkünü bir ağa üstesinden geleceğine kuşku yok. Köken’in alternatifi Reybeyin, kızkardeşini “sattığı” yolunda bir haber, günümüz gah Görbil’i de, sahneye çıkacağı temsili denk getirebigazetelerinin üçüncü sayfa düzenlerinde sıkça karşılaşı lirsem izlemek istiyorum. Lescaut’ta Arda Aktar, geçlabilecek bir olgu değil mi? Ya da, en küçük bir kuşku miş yıllarda yaptığımız “operamız iyi bir bariton daha kada “ihbar” mekanizmasını çalıştırıp, “bastırma” giri zanıyor” değerlendirmemizi boşa çıkarmıyor. Volümü, şimlerini sıkça duymuyor muyuz? iniş ve çıkışları rahatlıkla gerçekleştirdiği tekniği, rejisörün yorumunu rahatlıkla yansıtan oyun yeteneğiyle, bir rolü Gazal Erten gelecek vaat ediyor daha repertuvarına kattı. Zengin ihtiyar çapkın Geronte’de Rejisörün, finaldeki ölüm sahnesini özgün yapıttaki gibi ise basbariton Mithat Karakelle vasattı, zaman zaman “çöl”de gerçekleştirmek yerine, gemide çözmesi, farklı sesinin sallandığını gördük. ve pratik bir yorum. Böylece üç ve dördüncü perdeyi de Bu arada tüm prodüksiyonlar için geçerli çözülmesi gekolaylıkla birleştirmeyi sağlamış. Sürgün kadınların gön reken önemli bir konu var. Üstyazıyla geçirilen Türkçederilişinde, gemiyi göstermeden hâlâtlı pantomimle rıh leştirilmiş metinlerin, “tercüme bürosu çevirisi” kokan tıma bağlı geminin hissettirilmesi, sahnenin gemi amba kimi cümlelerin anlaşılamadığı durumdan kurtarılıp, terına dönüşmesi, hareketin ip merdivenlerle ve yuvarlanan miz, özenli bir düzeltmeyle yeniden yazılması lazım! fıçılarla hissettirilmeye çalışılması basit ama hoş buluş2009’un ikinci gününde, Cumhuriyet Ankara Eki’ndelar. Ancak gala gecesi sadece bir fıçı yuvarlandı, halbu ki 235’inci yazımda, tüm okurlarıma sağlıklı, başarılı, olupki birkaç fıçının yuvarlanması, ip merdivenlerin biraz daha biten olumsuzluklara dirençli, mutlu bir yıl diliyorum. 18
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear