Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 ŞUBAT 2011 / SAYI 1301 5 Soldan sağa: Mustafa Üstündağ, Murat Şeker, Kadir nanır ve Kenan Ece. Fotoğraf: OĞUZ YILDIZ Bu bir Robin Hood hikâyesi adir nanır da dizinin ilgi çeken isimlerinden biri. ki yıldır televizyondan, dizilerden uzaktı. Şimdi Cemal Amca karakteriyle bu çetenin üyesi olarak tekrar ekranlarda. Gelen birçok senaryoyu özenle okuyup reddeden nanır, bu kez gerçekçi, ayakları yere basan ve inandırıcı gördüğü bu rolü kabul etmiş. Zaten istediği de sinematografisine uygun olarak içeriği ve söylemi olan işler. Anlatıyor: “Çilingir Cemal, bizim insanlarımızdan biri; namuslu, dürüst, temiz bir adam. Bu, yumuşak bir şekilde başlayıp giderken sertleşen bir Robin Hood hikâyesi. Oynadığımız karakterlerle, ortaya koyacağımız manzarada insanların kanını emen, sömüren kişilerin de canına okuyacağız! Bu tiplemeyle aslında ben de karakter zenginliğine bir fotoğraf daha eklemiş oldum. Küçük insanların dünyası dediğimiz o dünya var ya, benim için en büyük dünya o. Bu anlamda denenmemiş bir çalışmayı yapıyoruz, o insanların dünyasını ön plana çıkarıyoruz. Sıkışan ekonomi, siyasal ve sosyal yapıyla gerilmiş Türk toplumunun eğlence aracı olarak bir tek televizyonları kaldı. Onun da başına geçtiğinde değişik çalışmalar izlemeleri hakları. Sakın ha! Öyle, ‘dizi çekiyor’ diye hafife almasınlar. Biz çok genç bir ekiple çalışıyoruz. Herkesin dikkatini çekmesi gereken nokta şudur: Bugün hem içerdikleri format hem de teknoloji açısından dünyanın 56 televizyon kanalının arkasından gelecek kadar kaliteli bir altyapımız var. Şimdi bu format içerisinde en fazla ilgi gören bölüm dizilerse ki en büyük pastayı reklamcılar oraya ayırıyor, genel kaliteyi en beğenilen yerde düşürmemek gerek. Çünkü bu işin lokomotifi diziler. Bu kadar zor çalışma koşullarıyla kaliteyi korumaya çalışıyoruz, herkes özveriyle çalışıyor. Ancak bazı sorunları aşmak için adım atmak lazım. Bunun da olacağına inanıyorum.” G K zmir Çetesi, iki kafadarın dolandırıcılık hikâyesiyle savaşmak durumunda kalan bir adamın yaşadıklarını anlatıyor. Hayatın içinden, hareketli ve sıcak bir hikâye bu. Ekibin amacı da zaten o karanlık dizi dünyasına yüzü gülen bir iş kazandırabilmek. Bu anlamda da sektörün garanticiliğine inat alışılageldik kalıpların dışına çıkmaktan çekinmiyorlar. ZUHAL AYTOLUN nce Ankara’dan Behzat Ç. geldi, sonra da zmir’de başlayan dizilerin çekim haberini aldık. Dizi sektörü stanbul merkezli olmaktan çıkıp yavaş yavaş diğer illere kaymaya başladı, iyi de oldu. Hem içerikte hem de teknikte farklılık yaratan yeni bir genç kuşağın hareketi bu. Adını şehirden alan zmir Çetesi de bunlardan biri. Murat Şeker’in ilk dizi yönetmenliği denemesi bu. Zaten film olarak değerlendiriyor, film gibi çekiyor diziyi. Başrollerde de Kadir nanır, Kenan Ece ve Mustafa Üstündağ. Komedi aksiyon türündeki bu dizi, Çilingir Cemal Amca’nın, yönetmenin tabiriyle “üçkâğıtçılık, dolandırıcılık ve indiregandi” üçgeniyle yaptığı savaşı anlatıyor. Dolandırılan Cemal Amca, parasını almanın tek yolunun çeteye dahil olmaktan geçtiğini anlayınca, onlara katılıyor. Biz de kimdir bu çete diye sormak için Murat Şeker, Kadir nanır ve Kenan Ece ile buluştuk. şte çete, işte anlattıkları. zmir Çetesi nasıl çıktı ortaya? Size nasıl geldi hikâye? Murat Şeker: Hikâye Elveda Rumeli’nin de senaristi olan Alican Yaraş’a ait. Onun başının altından çıktı bu iş. Beni de projede en çok çeken şey tarzının ve hikâyenin gelişiminin benim tarzıma yakın ve hergelece olması oldu. Kadro oluşmaya başladıktan sonra da heyecanlı hale geldi iş. zmir fonunda geçen, komedi macera türünde bir film bu. Film diyorsunuz dizi için? M. Şeker: Bu bir alışkanlık aslında, çok da uyarıyorlar. Benim için bu dizi film. Diyorum ki siz dizi kısmıyla ilgilenin, ben de film, ortada buluşalım. Zaten bu benim çektiğim ilk dizi. Bugüne kadar o çarkın içine girmemek için dizi projelerine sıcak bakmadım. Çalışma koşullarına karşı bir tepkim vardı. Ama diğer yandan da snop görünmemek gibi bir kaygı da güdüyorum. Çok zengin olduğum için dizi yapmıyor değilim. Gelin görün ki, hikâyenin bana yakın YEN KUŞAK S NEMACILARIN MZASI zmir’e gittiğinizden beri mutlaka dinliyorsunuzdur KarşıyakaGöztepe’nin stattan sosyal hayata uzanan ezeli rekabetini. Nelerle karşılaştınız bu süreçte, var mı yaşadığınız ilginç bir hikâye? K. Ece: Dizinin ilk tanıtımlarında Göztepeli bir taraftarı canlandırdığım yazılmıştı. Bir gün Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yürürken maçtan çıkan bir grup Göztepelinin geldiğini gördüm karşıdan. Sevilme ihtimali bile ürküttü beni. Arka sokaklardan dolaştım. M. Şeker: Fanatizm, aklın irrasyonel kısmıyla ilgili. Burada kulüplerin olaya el koyması gerekiyordu. Çünkü biz adında zmir geçen ilk diziyi yapan ekibiz. Söz konusu hikâyeler de fantastik taraflarının yanı sıra gerçek! Ancak Facebook’ta zmir Çetesi adıyla açtığımız hesaba bile yüzlerce yorum yağdı. Göztepe ve Karşıyakalılar oradan da rekabete tutuştu. O yüzden artık bunu kaşımaya gerek yok. Bizim derdimiz zmir Çetesi’yle başka bir hikâye anlatmak. 6. Dağ Filmleri Festivali başlıyor ağ Kültürü Derneği tarafından düzenlenen 6. Dağ Filmleri Festivali, 16 Mart 2011 tarihleri arasında izleyici ile buluşuyor. “Dünyadan”, “Keşif Ruhu”, “Ülkemizden”, “DoğaÇevre nsan”, “Bisiklet”, “Kayak” ana temaları altında toplanan filmler, izleyicilere keşif, macera, heyecan ve adrenalin dolu saatler yaşatacak. Film gösterimleri Fransız Kültür Merkezi, Galatasaray Aynalıgeçit ve Harbiye Pusula Sanat Evi’nde yapılacak. Türkiye’nin ilk ve tek dağ filmleri festivali kapsamında bu yıl, 6 farklı tema çerçevesinde belirlenen, 20’si yerli, 19’u yabancı toplam 39 filmden oluşan bir seçki hazırlandı. Yamaç paraşütünden kanoya, çeşitli doğa sporlarından kayağa kadar festivalin ruhuna uygun pek çok konuda çekilmiş yurtiçinden ve yurtdışından filmler bir hafta boyunca macera tutkunları ile buluşacak. Genç kuşaklarda kalıcı bir doğa kültürünün yerleşmesi adına önemli bir işlev gören ve bu alanda Türkiye’deki büyük bir boşluğu dolduran DFF kapsamında, film gösterimlerinin yanı sıra, fotoğraf sergileri açılıyor, kitap stantları kuruluyor ve uluslararası üne sahip konuşmacıların seminerlerine yer veriliyor. DFF bu sayede kent insanının bir parçası olduğu doğaya olan ilgisinin ve duyarlılığının arttırılması, buna dair bilinç düzeyinin yükseltilmesi hedefine daha güçlü adımlarla ilerliyor. Festivalin etkili olduğu ve kısa sürede fark yarattığı bir başka konu da Türkiye’de doğa belgeselciliğine sağladığı katkı. Festival programı ve gösterim mekân detayları için www.dagfilmfest.org adresini ziyaret edebilirsiniz. G D Gösteri Uykudan Önce nlü sunucu Yiğit Alıcı ile Öykü Onur Tanyel’in sahnesinde oldukları Uykudan Önce gösterisi kısa bir aranın ardından yeniden başlıyor. kili, stanbul ve birçok şehirde sahneledikleri oyunu, yeni sezonda yenilenen haliyle ilk kez Selçuk Üniversitesi’nde sergilemişti. En son Evcilik Oyunu programındaki rolüyle hayran kitlesi artan Yiğit Alıcı, Uykudan Önce’yi iki yıldır Öykü Onur Tanyel ile birlikte sahneliyor. Sıra dışı yönleriyle dikkat çeken şovda ikili, sahneye siyaset, medya ve popüler kültürle harmanlanmış farklı bir içerik koyuyor. Uykudan Önce’nin yeni gösterisi ise bugün Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde... G Tel: (0212) 236 10 27 Bilet: 20 TL. Ü fakat En Uzun Yol Ö olması, zmir'de çekilmesi beni tavladı. Artık ben de bir yüzleşeyim şu reyting canavarıyla, öyle değil mi? Kenan Ece: Beni de ekip ve hikâye tavladı. Ayrıca televizyonda hep karanlık diziler görüyorum. Acı, gözyaşı, aldatma... Evet bunlar gerçek hayatta var. Hayatın hiç de kolay olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Ama yine de televizyondan bu kadar negatiflik yayılmasına karşıyım. nsanların iyi hissedebilecekleri yapımlara da ihtiyaç var. Hikâyeyi ilk olarak GöztepeKarşıyaka rekabeti üzerinden duyduk, bu sonradan değişti. Neydi anlaşılamayan nokta? M. Şeker: Kulüplerle mutabakat sağlanamadı. Anladığım kadarıyla Göztepe Kulübü’nün içinde de bir kafa karışıklığı var. Bir Fenerbahçe filmi çekmiş kişi olarak kulüplerle nasıl bağlantı kurulur, biliyorum. Ancak bu dizi için bir ilişki kuramadık, biz de Altay ve Bucaspor'a yönlendik. Önce Ankara’dan çıkan Behzat Ç. şimdi de zmir’de çekilen diziler. Dizi sektörü stanbul merkezden çıkıp diğer kentlere doğru mu uzanıyor artık? M. Şeker: Türkiye’de hayat sanki sadece stanbul'da yaşanıyormuş gibi düşünülüyor. Bu bir kısır döngü. O yüzden diğer büyük şehirlere yönelmek akılcı ve gerçek. Dizi sektörü ilk defa doğru bir yere, başka şehirlere ve hikâyelere yöneliyor. Burada da etken olan nokta, genç yapımcı, yönetmen kuşağının girişimciliği. Farklı kapılar açılabiliyor. Artık yeni kuşak kendi imzasını televizyona da sinemaya da atmaya başladı. Gelecekte daha da farklı ve kışkırtıcı işler olacaktır. Genç kuşak nasıl bir çete peki? M. Şeker: Tamamen ezber bozan bir çete yayıldı Türkiye'nin her yanına. Yeni bir gençlik hareketi bu. Biz sinemaya sevdalandığımızda bu kadar çok mecra yoktu. Şimdi ise endüstrileşiyor. Ayrıca bu, sivil de bir hareket. Bu anlamda hem toplum dönüşüyor hem de üretenler. Asıl Türkiye’nin değişen yüzü bu. Türk sinemasında alışkanlıklar, önyargılar, sektörleşememe bir duvarsa, o duvarın şimdilerde durumu nedir? M. Şeker: O duvar çatladı, kırılıyor, ama büyük bir delik olduğundan söz edemeyiz. O duvardan bir iki kişi geçiyor, geçerken bir iki tuğlayı düşürüyor, alanı genişletiyor. O duvar eninde sonunda yıkılacak. Dizilerde en çok ne ilgi çekiyor ve siz neyin ağına takılmaktan kaçınıyorsunuz? M. Şeker: Bir adamla bir kadın varsa, bunların ne zaman sevişeceğini merak ediyor izleyici. Biz o ağa takılmayı asla istemiyoruz. Evet, zmir Çetesi’nde de ilişkiler var ama biz Cemal Baba parayı kurtaracak mı, onu izleyeceğiz. K. Ece: Bu bir paket program. Tutan formül neyse hemen ona yönelim oluyor. Bizdeki formül farklı. Dostluk, fedakârlık gibi kavramlar daha ön planda.G Bir Avuç Cesur nsan Ezber bozan bir çete C M Y B C MY B