Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 14 ŞUBAT 2010 / SAYI 1247 Ölümüne spor Konya’da düzenlenen turnuvada kickboksçu Murat Üstel’in ölümü ilgiyi bu spora yöneltti. Kickboksu kitleler için cazip kılan neydi? İnsan ölümü göze alarak nasıl ringe çıkardı? Bu sorulara Bağcılar’daki bir kursta yanıt aradık. Kimisi dünya şampiyonluğu kimisi kilo vermek kimisi de sorunlarından Kenan Şenyurt (sağda) arınmak için oradaydı... Yusuf Kafkas (20) Akif Gülen (23) Ne kadardır bu sporu yapıyorsun? 5 yıldır bu sporu yapıyorum. Çocukken gece bire ikiye kadar Sinan Şamil San’ın maçlarını beklerdim. Öyle bir ilgi oluştu. Başta sadece spor olarak düşünüyordum. Askerden sonra maçlara girmeye başladım. İstanbul çapında derecelerim var. İlerde K1’de yer almak istiyor musun? İmkânım olursa tabii ki girerim. Şu anda çalışıyorum, iş durumum maçlara girmeme izin vermiyor. Önümüzdeki ay maçlar var ama ben akşam dokuzda başlayıp sabah dokuza kadar çalışıyorum. İmkân olsa çalışır girerim. Peki bu sporda amacınız nedir? Amacım dünya şampiyonluğu. Televizyonda K1 izlerken hiç gözünüzü korktu mu? Hayır tam tersine hırs yaptım. O ringin içine girmek, orada bulunmak ayrı bir heyecan. İki dakika bile iki saatmiş gibi geliyor. O yüzden orada bulunmak isityorum. G Ne kadardır kickboks yapıyorsun? Yaklaşık beş yıldır yapıyorum. Televizyonda görüyordum, ondan sonra geldim, başladım. Televizyonda seni etkileyen neydi? Şova yönelik şeyler olduğu için ben de yapmak istemiştim. Böylece spora başladım. Kötü alışkanlıklarım da vardı. Başladıktan sonra hepsini bıraktım. Çalışırken bir yandan antreman da yapıyor musun? Sabahları koşuyorum, işyerinde de ara sıra mekik şınav yapıyorum. Ailen nasıl yaklaşıyor bu spora? Ailem hiç taraftar değil ama bana faydası olduğu için bırakmamaya çalışıyorum. K1’de yer almak istiyor musun? Şimdi low kick yapıyorum. Askerden sonra K1’de şansımı denemek istiyorum. Dünya şampiyonu olmak için çalışıyorum. G K DENİZ ÜLKÜTEKİN Fotoğraflar: VEDAT ARIK onya’da düzenlenen bir kickboks şampiyonasında 90 kiloda yarışan 24 yaşındaki Murat Üstel bir haciz kâtibi, aynı zamanda başarılı bir kicboksçuydu. 27 Ocak’ta final maçına çıktı. Finalden önceki gün yapılan maçtan sonra rahatsızlanmış acil serviste kendisine ağrı kesici verilmiş ve taburcu edilmişti. Üstel finale iyi başlamıştı, ama üçüncü ve dördüncü raundda aldığı darbelerden sonra yere yığıldı. Sağlık ekiplerinin yaptığı müdahalelerden sonra hastaneye, yoğun bakıma kaldırıldı. Beş gün boyunca süren çaba yeterli olmadı, Murat Üstel hayatını kaybetti. İdidalar dehşet verici, antrenörlerin oyuncuyu ilk maçtan sonra devam etmesi için tehdit ettiği ve doktor uyarısını dikkate almayarak Üstel’i zorla maça çıkardıkları, Üstel’in doktor uyarılarını ve ailesini ciddiye almayarak maça çıktığı söylentiler arasında. Ancak tüm bu söylenti ve kuşkuların ötesinde tartışılmayacak bir gerçek var. Kickboks Türkiye’de her geçen gün çığ gibi büyüyen bir tutku. 58 bin 826 lisanslı sporcuyla futbolun ardından en çok faal sporcuya sahip olan bir dal. Bağcılar’da ara sokaklardan birinde apartmanın en alt katındaki bir spor salonu. İçerde birçok minik sporcu antrenman yapıyor, büyüklerse yavaş yavaş geliyor. Cumartesi akşamını evde aileleri ya da arkadaşlarıyla geçirmek yerine kickboks yaparak değerlendiren gençler hallerinden oldukça memnun. Belki salon ilk bakışta pek etkileyici görünmüyor ama başındaki isim işinin ehli. Kenan Şenyurt hemen tüm yakın dövüş sporlarıyla uğraşmış. Kickboksuysa hepsinden ayrı bir yere koyuyor: “Çok aktif ve efor gerektiren bir spor olması yüzünden, yoksa vuruş serbestliğiyle alakası yok. Kilo vermek isteyenlere bile kickboks eğitimini öneriyorum.” Şenyurt uzun süre sporcu olarak kickboks yapmış, bir de Avrupa şampiyonluğu var. Sonrasında hakem ve antrenör olarak spora hizmet etmiş, aynı zamanda federasyonun eğitim kurulunda yer alıyor. Kickboksta yaşanan ani ilgi patlamasını “hem iyi hem de kötü” diyerek değerlendiriyor, “Bir aile televizyon Dila Üstan (24) Kickboksa nasıl başladın? Küçüklükten beri ilgim vardı ama ailem engelliyordu. Sonra kilo verme bahanesiyle maçlara girmeyeceğim diyerek bir şekilde başladım ve daha çok sevdim. Vücudumun esnek olduğun fark ettim. Aileniz K1’i izledikten sonra size nasıl yaklaştı? Bayağı endişelendiler. Ancak sonradan o kadar zararlı olmadığını onlar da anladı. Kickboksta hedefin nedir? İlerde antrenör olmak ve bayan kickboks takımını kurmak istiyorum. K1’de yer almak istemez misin? İsterim ama kapalı olduğum için bu mümkün değil. G Elif Zengin (16) Neler yapıyorsun? Okulumdan dolayı çok bir şey yapamıyorum. Haftada dört gün buraya geliyorum. Kickboksa ilgin ne kadardır var? Aslında uzun süredir var ama bunu birtakım sorunlarımdan dolayı ifade edemiyordum. Babamın da ısrarıyla başladım. Kickboksu nereden duydun? Babam zaten kickboksun hastasıdır, arkadaşlarımdan da duydum. Babam çok sevip zamanında yapamamış. Beni yapmam için teşvik etti. Bu kadar erkeğin içinde kickboks yapmak başta seni rahatsız etti mi? Çok şüphelendim “ya yapamazsam” diye ama şu an öyle bir tedirginliğim yok. Kickboksun senin için ne gibi artıları oldu? Vücudumun direnci arttı ve kilo kaybım oldu. Asıl amacım oydu zaten. Şimdi daha dinç hissediyorum daha rahat koşuyorum. Kick bokstaki sertlik seni başta korkuttu mu? Korkutmaz mı? Bayağı korkuttu. Nasıl başladın korkmana karşın? Hâlâ korkum var ama fazla sert vurmuyorlar herhalde kadın olduğum için. Baban senden öğrendiğin şeyleri göstermeni istiyor mu? Evet istiyor, zaten bu konuda annemle çok tartışıyoruz, “Bari evde birbirinize şiddet göstermeyin” diyor. Kardeşin var mı? Abim var. Henüz abim üzerinde uygulamadım ama deneyeceğim, aklıma yattı bu fikir. G da gördüğü şiddetten sonra çocuğunu kickboksa göndermek istemiyor. Açıkçası işi bilmesem ben de çocuğumu vermem. Ancak işi gördükten sonra aile bile merak salıyor”. Kickboksun yedi branşı var. Bunların hemen hepsi koruyucu giysiler eşliğinde yapılıyor. Ancak kamuoyunun kickboks olarak bildiği branş koruyucusuz olarak yapılan, FOX TV yayınlarıyla ülkemizde de popüler hale gelen profesyonel branş K1. Şenyurt “Ben yirmi yıldan fazladır bu sporu yapıyorum K1’e girmeyi hiç düşünmedim” diyor. Peki ya girenler? “Ben tavsiye etmem ama kişinin özgür iradesine bağlı. Televizyonda gördüklerine özenen ya da para kazanmak isteyen biri K1’de yer alabilir. Koruyucu malzeme kullanılmıyor, biraz onun da havası var. İnsanlar daha sert olsun istiyor. Şimdi bir de Mama denilen kafes dövüşü sistemi Avrupa’da popüler; yavaş yavaş Türkiye’ye de giriyor.” K1’de yaşanan sakatlıklar içinse sporun sertliğinden daha çok herhangi bir yakın dövüşte lisans sahibi olanların K1’de şansını denemesine bağlıyor. Kickboks belki dışardan sokak dövüşü gibi görünüyor ama bu tekvando ya da karetede ustalaşmış birinin K1’de başarılı olacağı anlamına gelmiyor. Yedi branş var dedik ama insanları kickboksa yönelten, tüm umutlarını ve hayallerini bu spora bağlamasını sağlayan etkinlik K1. Şenyurt “Ben aslında atletizm gibi olimpik sporlar daha çok yapılsın isterim” diyor ama pek dinleyen yok galiba. Halkın ilgisini biraz günlük hayatta yaşanan strese, biraz sokakların güvensizliğine biraz da bileği kuvvetli insanların “ben de yaparım” hevesi ne bağlıyor ve ekliyor “İyi bir kickboksçu on kişiyle rahatlıkla mücadele edebilir.” Ve onlardan biri olmak isteyen sporcular röportajın bitimiyle birlikte antrenmana başlıyorlar. Bileği kuvvetli olmak yeterli değil. Yaklaşık yarım saat ısınma ve esneme hareketleriyle geçiyor. Kimisi gerçekten zayıflamak ya da spor olsun diye gelmiş, kimisinin hedefi dünya şampiyonluğu. Kimisi kickboks sayesinde hayatla ilgili sorunlarını aşmış. Şenyurt bir yandan kickboks hocalığı yapıyor bir yandan terapi hizmeti veriyor. Öğrenciler sık sık konuşmamızı bölüp hocalarıyla konuşmak istiyor. Antrenman sırasında Şenyurt yanımıza geliyor, sahayı göstererek “Bu çocukların birçoğu yanımıza geldiklerinde sorunluydu” diyor. G 14 Şubat 1924: İstanbulAnkara arası ilk yolcu uçağı seferi yapıldı. Alman yapımı Junkers J13 tipi uçak İstanbul’dan Ankara’ya tren yolunu izleyerek fazla yükselmeden 3 saatte ulaştı. 1929: Amerika’nın Chicago şehrinde dönemin ünlü gangsterlerinden Al Capone 7 rakibini pusuya düşürerek kurşuna dizdirtti. Tarihe “Saint Valentine Katliamı” olarak geçen olayın nedeni, 1919’dan itibaren ABD’de yasaklanan içki satışındaki kâr kavgasıydı. 1989: İran lideri Humeyni, Hint asıllı yazar Salman Rüşdi için yazdığı “Şeytan Ayetleri” kitabı dolayısıyla ölüm fetvası çıkardı. 2004: Yönetmen Fatih Akın’ın “Duvara Karşı” filmi Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülünü aldı. 15 Şubat 1983: Türkiye’de renkli televizyon yayını haftada 4 saate çıkarıldı. 1999: PKK lideri Abdullah Öcalan, Türk güvenlik güçleri tarafından Kenya’da yakalandı. 1965: “Unforgattable” adlı şarkısıyla gönüllerde taht kuran ünlü Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı Nat “King” Cole (sağda) hayata veda etti. talimatıyla “Türk Tayyare Cemiyeti” kuruldu. Adı daha sonra “Türk Hava Kurumu” olarak değiştirildi. 1950: TBMM’de tek dereceli, gizli oy, açık sayım esasını getiren çoğunluk sistemine dayalı “seçim yasası” onaylandı. 18 Şubat 1856: Osmanlı İmparatorluğu’nda “Islahat Fermanı” ilan edildi. Hazırlayan: ALİ SELİM EMEÇ aliselim@yahoo.com C M Y B C MY B 16 Şubat 1925: Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın 17 Şubat 1926: TBMM’de Türk Medeni Kanunu kabul edildi. 1959: Başbakan Adnan Menderes’in (sol altta) de içinde bulunduğu THY’nin Viscount tipi yolcu uçağı İngiltere’de düştü. Londra’da yapılacak Kıbrıs görüşmeleri için yola çıkan Türk Heyeti’nin içinde bulunduğu uçak sis dolayısıyla Gatwick Havaalanı’na inmek zorunda kaldı. İnmek üzere alçaldığında ormana giren uçak 250 metre sürüklendi. Kazadan 10 kişi kurtuldu. 14 kişiyse hayatını kaybetti. Uçağın kopan kuyruk kısmında oturan Adnan Menderes ise kazayı hafif yaralarla atlattı. 19 Şubat 1932: Halkın eğitim, kültür düzeyini yükseltmek ve bütünleşmeyi artırmayı amaçlayan Halkevleri’nin ilki Ankara’da açıldı. 1956: Türk Milli Futbol Takımı, güçlü Macaristan Milli Futbol Takımı’nı Lefter’in 2, Metin Oktay’ınsa attığı 1 golle devirmeyi başardı. 20 Şubat 1914: İstanbul’a ilk kez elektrikli tramvay girdi. Öncesinde tramvaylar atlarla çekiliyordu. 1970: İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nün temeli atıldı.