Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 EYLÜL 2009 / SAYI 1225 7 DÜNYALI YAZILAR Bir dostluk ve bir kitap G iovanni Scognamillo, 80 yaşında. İtalyan asıllı bir levanten yazar, araştırmacı. Aylin Ünal, 28’inde. Scognamillo, Türkiye’de sinemayla özellikle korku sinemasıyla ilgili pek çok ilke imza attı, kitaplar yazdı. “Uzaydan Geldiler”, “Dünyamızın Gizli Sahipleri”, “Batının İnanç Temelleri”, “İstanbul Gizemleri”, “Beyoğlu’nda Fuhuş”, “Korkunun Sanatları”, “Fantastik Türk Sineması” bunlardan sadece birkaçı. Aylin Ünal, genç bir gazeteci. İlk kitabı “Aşk ve Korku” bu ay Hayal Et Kitaplığı’ndan çıktı. Onları aynı mısralarda anlatmamızın nedeni de bu kitap. Aşk ve Korku, Giovanni Scognamillo’yu anlatıyor; yazar olmak için ilk adımı atmış bir gencin gözünden... Nasıl tanıştınız? Aylin Ünal: Gazetecilik okurken üniversitenin haber ajansındaki arkadaşlar Giovanni’den efsane gibi bahsederlerdi. Onunla röportaj yapanlar, “Bir adam var, 7080 yaşında ama oyuncakları var, ne zaman postacı gelip oyuncak getirecek diye kapıyı dinliyor” derdi. Koca adamın oyuncakla işi ne diye, merak ederdim. Arkadaşım Metin Demirhan bir gün beni Giovanni’ye götürdü, devamı geldi. Kitap fikri nasıl çıktı? G. Scognamillo: Bana bakmayın, ben konu mankeniyim, Aylin konuşacak. A. Ünal: Sekiz yıldır tanıyorum Giovanni’yi. İyi anlaşıyorduk, bahsettikleri ilgilendiğim konulardı. Onunla bazı dergiler için röportaj yaptım, onları beğendi. Benim iyi yazabildiğimi düşünüyordu. Ertekin Akpınar, Giovanni’nin biyografisinin yazılmasını istiyordu. Önce başkasına önerdiler ancak olmadı. O zaman Giovanni beni önermiş. İnanılmaz sevindim. Kitapla ona vefa olan borcumu da ödeyebileceğimi düşündüm. G. Scognamillo: Estağfurullah... Siz niye Aylin’in yazmasını istediniz? G. Scognamillo: Ona güvendim, iyi bir yazar, akıcı bir üslubu var. Sekiz yıldır birbirimizi tanıyoruz, öyle ki kitap için fazla görüşmemize bile gerek yoktu. Bazı yönlerimi başkalarından iyi anlayabiliyor. A. Ünal: Daha kitaba başlarken nelerden bahsedeceğini biliyordum. Kitaplarını, günlüklerini, çizimlerini inceledim. Şimdiye kadar kimseye açmadığınız sırlarınızı da paylaştınız mı Aylin’le? G. Scognamillo: Ben hem çok açık bir insanım, düşündüğümü söylerim, yazarım, hem de bazı konularda oldukça kapalıyım, ama ruh arkadaşı olduğumuz için Aylin o engelleri aşabildi. Kimseye okutmadığım şiirlerimi okuttum ona. Bu kitapta benle ilgili bilinmeyen pek çok şey var. Benim çok daha objektif, gerçek bir portrem var. Aylin Ünal, yazar ve araştırmacı Giovanni Scognamillo’nun adını ilk üniversitedeyken duydu. 70 yaşında oyuncak biriktiren bu adamı merak ediyordu. Bir arkadaşı sayesinde tanıştı. Sekiz yıllık bir dostluğun ve Ünal’ın ilk kitabı “Aşk ve Korku”nun temelleri işte böyle atıldı. Kitap, hayatındaki her şeye, korkuya bile aşkla bağlı Scognamillo’nun hayatını anlatıyor. ESRA AÇIKGÖZ Dijital çağda ulema gücü ZÜLAL KALKANDELEN on günlerde “iMuslims: Rewiring the House of Islam” (The University of North Carolina Press, 2009) adlı ilginç bir kitap okudum. Siber dünyanın İslamın algılanma biçimi ve Müslüman toplumlar üzerindeki etkisini inceleyen kitabın yazarı, Wales Universitesi İslami Araştırmalar Bölüm Başkanı Gary R. Bunt. İslam ve teknoloji ilişkisini ele alan çalışmalarıyla, bu alanda dünyada otorite olarak görülen bilim insanlarından birisi Bunt. 2003’te çıkan “Islam in the Digital Age” adlı kitabı, Türkçeye de çevrilmişti. Bunt, İslamı farklı yorumlayan ama dijital dünyada bir araya gelenlerin oluşturduğu topluluğu, “Siber İslami Çevreler” olarak tanımlıyor. Sosyal, dini ya da politik amaçlarla bilgi alışverişinde bulunmak üzere siber dünyanın içinde aktif olarak yer alanları anlatmak için de “iMuslim” şeklinde bir kavram geliştirmiş. Siber İslami çevrenin son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmelere nasıl tepki verdiği, kitapta ayrıntısıyla ele alınıyor. S *** Fotoğraf: Vedat Arık Zorladığı, sıkıştırdığı oldu mu? A. Ünal: Gerek kalmadı ki... Hiç tartışmadınız mı? A. Ünal: Gerçekten her şey çok iyi gitti. Yazdıklarıma müdahale bile etmedi. G. Scognamillo: Çünkü hepsi doğru... Senden Giovanni’yi tarif etmeni istesem... A. Ünal: Kitabın adını Aşk ve Korku koydum, çünkü çok iyi özetliyor onu. Hayatı boyunca adam âşık olmuş, yaptığı her şeyi aşkla yapmış. Çocuk gibi, büyük tutkularını kaybetmemiş. İçindeki enerji müthiş. Geçen sene ona müzik seti aldılar, müzik yapmaya yeltendi. Sürekli yeni şeyler deniyor. İnanılmaz duygusal ve tutkulu. Korkuya da aşkla, tutkuyla bağlı. Canavarlar her yerde... Çocukluğunuza dair hatırladığınız ilk anı nedir? Asmalımescit’teki ev ve ailem... Ama en çarpıcı anım sinemasaldır, ilk korku filmimi seyretmem... Hayatınızın dönüm noktası? Çok küçük yaşta sinemayı, sonra da fantastik ve korku edebiyatını keşfetmem. Korkuda sizi çeken ne? En güçlü duygulardan biri sevgi, diğeri de korkudur. Normalde insanlar korktuklarını kabul etmezler çünkü korkmak aşağılayıcıdır. Ancak doğumumuzdan ölümümüze kadar unutmaya çalışsak da peşimizdedir. Hayatını canavarlarla, vampirlerle geçiren biri olarak onlardan ne öğrendiniz? Doktor Morra’nın YAŞ FARKINA RAĞMEN... Ondan ne öğrendin? A. Ünal: Bir şeyi gerçekten istersen başarabileceğini, bir de disiplini, insanları sevebilmeyi, alçakgönüllülüğü... Çok fazla insan tanımıyorum ama bence Giovanni gördüğüm tek entelektüel. Siz Aylin’den ne öğrendiniz? G. Scognamillo: Benden çok daha genç biriyle, özellikle bir kadınla, aynı frekansta olabilmek, aradaki yaş farkına rağmen anlaşabilmek... Bu benim yaşımdaki biri için çok önemli... Bir de ben de Aylin’i severim çünkü çok iyi biri ve iyi insanların sayısı giderek azalıyor. Aylin bu kitabı 28 yaşında yazdı, siz o yaşta neredeydiniz? G. Scognamillo: Dur düşüneyim... Bankacıydım. Bir yandan da Akşam’da yazıyordum. Bazen, keşke bankacı kalsaydım diyorum, en azından emekli maaşım olurdu. Sen Giovanni’nin yaşında olduğunda nerede, nasıl bir durumda olmak istersin? Giovanni anne ve babasıyla... Adası romanının sonunda çok açıklayıcı bir sahne var. Adadan ve adadaki canavarlardan kaçan bir kahraman Londra’ya geliyor, caddeye çıkıyor ve etrafına baktığında aynı canavarları görüyor! G Sevdiğim için yaptım Hakkınızda belgeseller çekiliyor, biyografiler yazılıyor... Bu size ne hissettiriyor? Onları hak etmediğimi düşünüyorum. Yaptıklarımı önemsemiyorum çünkü bence kolay bir şekilde yaptım. Belli konulara merakım var, onlarla ilgili bir şeyler yazmak, paylaşmak istedim. Kendime edebiyatçı gözüyle bakmadım, popüler bir yazarım. Bazı konularda ilk olmak gibi bir hevesim oldu, gizlemiyorum. Sevdiğim, eksikliğini gördüğüm konulara katkıda bulunmak benim için önemliydi. Bu mütevazılığı sağlayan ne? Ne yapayım, birçok ilki gerçekleştirdim diye hava mı basmalıyım? Çoğunluk öyle yapıyor... Ben yapamam. Gençliğimde karar vermiştim ya sinemacı ya yazar olacaktım. Orta yolu seçtim sinema yazarı oldum. İlgi alanlarımı başkalarıyla paylaşmak istiyorum, genç arkadaşları yönlendirmeyi, desteklemeyi seviyorum. G G. Scognamillo: Aman benim yaşıma gelme, yaşlılığın ne memen olduğunu bilseydim önlem alırdım. (Gülüyor) A. Ünal: Yazmaya sevdiğim birinin hayatını yazarak başladım, umarım bundan sonra da bir şeyi yapıyorsam sevdiğim için yaparım. Böyle yaşayabilirsem zaten güzel bir yaşamım olur. Bir de Arjantin gibi bir ülkede kendimi doğaya vermiş bir şekilde yaşamak isterdim. Giovanni’de seni en çok etkileyen ne? A. Ünal: Tükenmeyen enerjisi... Yoruldum diyor ama hiç inanmıyorum. Bana güç veriyor. Bir sürü genç ondan destek alıyor. G Benim kitapta en çok ilgimi çeken konu, dini otorite (ulema gücü) ve internet ilişkisinin anlatıldığı kısım... Bunt’a göre, internetteki gelişmeler ile ulemanın geleneksel gücünün kırılışı arasında bağlantı var. Çünkü kendisini otorite olarak gören bir insanın içtihata dayalı kararlar önerme olanağı, 1990’lara göre bugün çok daha fazla. Günümüzde artık herkes, duyurusunu internet üzerinden rahatlıkla yayabiliyor. Hükümetlerin onaylamadığı İslami reform çabalarının destekçileri, siber ortamda hazırda bekliyor. İnternetin yayılmadığı dönemlerde, dini bilgilenme, şeyh, âlim, evliya, pir ya da imam gibi dini otorite kabul edilip toplumca saygı duyulan kişiler aracılığıyla oluyordu. Bu karşılıklı görüşme şeklinde olabileceği gibi, yazılı metinler de ihtiyacı karşılıyordu. Oysa internet sayesinde farklı alternatifler gelişti; bugün insanlar internet üzerinden fetva alıp dua ediyor ya da hatim indiriyor. Bunt, örnek olarak, Pakistan’da evli çiftlerin yaşadıkları sorunlara karşı bir din bilginini ziyaret edip yardım istediklerini anlatıyor. Bu durum eskiden yüz yüze gelmeyi gerektirirken, artık benzer bir diyalog internet üzerinde de yapılabiliyor. Aynı şekilde, Pakistan’da uygulanan eski yöntemde, dinipolitik lidere bağlılık yemini için toplantı düzenlenirken aynı yemin artık online yapılabiliyor. Geleneksel yöntemler tamamen ortadan kalkmasa da, internet yeni seçeneklerin önünü açıyor. Ve öyle görünüyor ki, ulemanın eski gücünü kaybetmesi kaçınılmaz... *** Aslında internet, başta müzik ve habercilik alanında olmak üzere, birçok alanda otoriteyi ve eski güç sahiplerini yerinden etti. Gary R. Bunt’a göre, Müslüman dünyasındaki en büyük etkisi de ulemanın gücünün kırılması oldu. Günümüzde bilgisayarın başına geçen bir insan, gidip birilerinden icazet almak yerine, her konuda farklı görüşlere ulaşma şansına sahip. Üstelik böylece, şeyhten imama, evliyadan pire değişebilen görüşleri sorgulama ve doğruyu araştırma olanağını yakalıyor. Baskıcı toplumlarda internetin önünün tıkanmaya çalışılmasının önemli bir nedeni de bu... İnsanlara bilgiye ulaşma yolunda daha fazla inisiyatif kazandırdığı için, tutucu beyinleri rahatsız ediyor olsa gerek... İşin en garip tarafı da 21. yüzyılda hâlâ ulemainternet çekişmesinden söz ediyor olmak... Dünya, çok yakında üç boyutlu internetle tanışacak. Bu durumda akıl, teknolojiye direnmek yerine, güvenilir bilgileri siber dünyada halka ulaştıranların kazanacağını söylüyor. G www.zulalkalkandelen.com / kzulal@yahoo.com Aşk ve acı En büyük aşkınız ve korkunuz? En büyük aşk bence tek olmuyor. Benim de birkaç tane oldu... Korku... Korktuğum bir şey var, kediler. Ölümden korkmam. Hatta merak ediyorum bir şey var mı yok mu? Gidip görmekte yarar var. Kitapta, aşkın acı ve üzüntüden ayrı olamayacağını söylüyorsunuz... Başarılı da başarısız da olsa onları getiriyor, evet... Siz aşkı hep böyle yaşadınız yani? Hepsi değilse bile büyük kısmını... Belki de aşktan çok şey beklediğimden. Tutku ve aşk üzerine bir yaşam pek Giovanni’nin oynadığı bir filmden... çok bedeli de getirir beraberinde... Ödediğiniz en büyük bedel neydi? Galiba felcim oldu. O beni oldukça engelledi. Felçten önce de deliydim, ama felçten sonra daha delirdim... Geriye bakınca ne görüyorsunuz? Hoş şeyler var, nahoş şeyler de. Pek nostaljik biri olmadığımdan, geriye dönüp bakmıyorum. Pişmanlıklarınız? Ooo, bir dünya... Bazı ilişkilerim, evliliğim, mesleki hayatımın bir kısmı, Aylin’in dediği gibi çok tutkulu olmamdan doğan aksaklıklar, yanlış adımlar, yanlış kararlar... Geçmişe özlem duyuyor musunuz? Hayır. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Fazla iyi niyetliyim sanırım. Geçmiş beni bir yazar ya da araştırmacı olarak ilgilendiriyor ancak boyut olarak geçmiş değil, gelecek ilgilendiriyor. Bu yaşta gelecekten söz etmek iyi niyet gösterisi tabii. G C M Y B C MY B