Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
R PAZAR 9 26/7/07 16:07 Page 1 PAZAR EKİ 9 CMYK 29 TEMMUZ 2007 / SAYI 1114 9 PAZARIN PENCERESİNDEN TARLABAŞI’NDAKİ PERUKÇULARDA HER İSTEĞE UYGUN PERUK VAR Tarlabaşı: Peruk cenneti Tayfun Karademir / Tayibe Önel arlabaşı, saç modasını takip edenler, kemoterapi tedavisi nedeniyle saçları dökülen hastalar, travestiler, türbanlılar, kellik problemi olanlar ve hatta ünlülerin uğrak yeri. Bunların Tarlabaşı’yla ne alakası var, diyorsanız. Tarlabaşı’ndaki peruk dükkânlarını hatırlamanızda yarar var. Adımınızı her attığınızda karşınıza bir yenisinin çıktığı perukçular Tarlabaşı ile bütünleşmiş durumda. Platin Peruk, Fikret Peruk, Rönesans Peruk, Hamit Peruk... Fahri Çiçek, semtin en eski perukçularından. Otuz dokuz yıldır bu işi yapıyor. Önce Ankara’da, 1988’den beri de Tarlabaşı’nda. “Önceleri Tarlabaşı’nda bir tek ben vardım, şimdi yirmi üç dükkân olduk” diyor. Perukçulara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Harry Potter’ın sonu Selçuk Erez arry Potter kitaplarının ünlü yazarı J. K. Rowling’in açıklamaları tüm yerli ve yabancı haber bültenlerinde yer aldı: Harry Potter artık bunca izleyicisini depresyon ve yasa boğaraksahneden çekilmektedir. Bunca yıllar dirsek çürütmüş olduğu Hogwarts Büyü Okulu’na bu devrede birçok köken ve etnik guruptan öğrenci alındığı ve kız öğrencilerin sayıları 48’e vardığı halde Harry Potter yakında buradan ayrılmak zorundadır. Derin hüznümüze rağmen onun heyecan verici yaşamı ve meslek hayatını yâd etmekte yarar görüyoruz: *(bkz. sayfa dibi notu) Bu noktaya nasıl gelindiğini, Rowling’in kitaplarından okuyarak anlamağa çalışalım: Sayın Potter, bir söylentiye göre Ankara Hukuk’ta okumuş ve Siyasal’da bir süre bulunmuşsa da yazar, onu Hogwarts’a alıp kollayanın rahmetli Bülent Dumbledore olduğunu ileri sürmüştür. Ancak Sayın Potter, röportajın birinde Dumbledore’a, H. Potter’e niçin yüzlerce kedisinden birini değil de bir baykuş hediye ettiğini sorduklarında, Dumbledoore’un “Karım, beni, o, kedilere bile bakamaz, bunları kuşa çevirir diye uyarmıştı” demesini affetmemiştir! Harry Potter, bundan sonra ölümsüzlüğe götürecek Felsefe Taşı’nı ele geçirmeğe kalkan Draco Erdal’ı engellemeye kalktıysa da üç kez onun karşısında yenilmişti. Potter, Melez Prens’de bir süre kendisine hafif gelen rakiplerlerle savaşıp bunları alt etmişse de aslında kendini zor günler beklemekteydi: T Yirmi yıldır Tarlabaşı’nda perukçuluk yapan Hamit Peruk’un sahibi Hamit Beder de gerçek saçları toplayıcılardan alıyor, perukları kendisi yapıyor. “Bazen dükkâna saçlarını satmaya gelenler oluyor. Kadınlardan daha çok erkekler geliyor. Bize gelen saçların önce kırıklarını alıyoruz. Bazı işlemlerden sonra peruk haline getiriyoruz” diyor. Önceden peruk alanların sadece pavyonlarda çalışanlar ve travestiler olduğunu vurgulayan Beder, bu durumun değiştiğini anlatıyor. Rönesans Peruk’ta çalışan Cengiz Civelek de onu doğruluyor. Yerli saçı bulmanın zorlaşmasından dolayı Türk saçından yapılan perukların pahalılaştığını söylüyor ve müşterilerin tercihlerini şöyle anlatıyor: “Aşırı dinciler sentetik peruk istiyor, ‘başkasının saçını kullanacağıma, sentetik kullanırım’ diyorlar. Perukları birkaç günlüğüne H Rönesans Peruk’tan Cengiz Civelek... Yine de korkusu yok Çiçek’in. “Biz aç kalmayız” diyor, “Yeni bir kozmetik ürünü çıkar, saç döker; bu da perukçuların işine yarar”. Yalnız bir şikâyeti var, perukların pazarlarda satılması. “Eskiden bir sanat olan bu iş, artık bu yüzden sadece ticari amaç güdülen bir iş oldu. Bunda türban takanların etkisi var. Yakında maşa ve boya yapılabilen, fön çekilebilen sentetik peruklar çıkacak. Bunun satışları artıracağını düşünüyorum” diyor. Peruklar, sentetikten ve hakiki saçtan yapılıyor. Sentetik peruklar Çin’den getiriliyor. Hakiki saçlar ise kuaförlerden ve köylerden toplanıyor. Çiçek’e göre bu artık pek kolay değil, çünkü Türkiye’de artık saç uzatan kadın pek kalmadı. Olanlar da saçlarını boyayarak zarar veriyorlar. Bu yüzden saçlar Hindistan, Özbekistan ve Tacikistan’dan geliyor. Platin Peruk’tan Fahri Çiçek. Foto: Tayfun Karademir kiralayanlar da oluyor. Bazı türbanlılar, vesikalık fotoğraf çektirmek için beş on dakikalığına peruk kiralıyorlar”. Fikret Peruk’un sahibi Fikret Çağlar, 1981’de bu işe başlamış. “Önceden piyasa Beyoğlu’ndaydı; ancak artan kiralar nedeniyle biz perukçular Tarlabaşı’na geldik” diyor. Çağlar’a göre bu işle uğraşan çok olsa da, usta sayısı az, “Peruk yapımında önemli olan saçın orijinal halini bozmamak. Gelen saç dalgalı ise dalgalı; düz ise düz olarak kalmalı. Eğer saçın orijinal haline müdahale edilirse belli bir süre sonra saç bozulur” diyor. Her kesimden müşterisinin olduğunu belirtiyor. “Ünlülerden de müşterilerimiz var” diyor, “Hatta yurtdışından Türkiye’ye tedavi olmak için gelen hastalar bile var. Kemoterapi tedavisi görenlerin kullandığı peruklar farklıdır; onlar daha hassas olanlarını tercih ederler”. Azkaban Tutsaklığı kitabında Harry Potter’in Zincirbozan günleri anlatılır: Herkesin sandığı gibi Adnan Menderes’in yakasına yapıştığı için değil eninde sonunda solu bölüp bölüp unufak edeceği, kalanı da götürüp AKP’nin sağına dikmeğe kalkışacağı büyücülerce anlaşıldığından buraya getirilmişti. Ateş Kadehi’nde de yine bir yarışma bahis konusudur: Simgesi Sarı bir gül olan Voldenmort’a karşı çıkıp başarıya ulaştığını anlatılır. Ev Cini adıyle anılan Sırfyürek Mustafa, Shagaga olarak bilinen Cavcav onu asla yalnız bırakmazlar, ortada görünmediğinde adına konuşup basını savmağa çalışırlar. Zünrüdü Anka Yoldaşlığı’nda Bay Potter, hayatını cehenneme çeviren sihirli/sihirsiz pek çok şeyle başa çıkmak zorundadır: Sarıgül yine karşısına dikilir. Ancak Rowling’in bugünlerde yayımlanmış olan son kitabında (Ölümcül Takdis) Sayın Potter’in Hogwart’tan biraz acı bir şekilde ayrılıp günlerini bundan böyle tavuk yetiştirmek ve Antalya ile Rodos arasında yüzerek geçireceğine inanılmaktadır. Meselenin niçin böyle sona erdiğini soran gazetecilere yakın hizibinden biri şu açıklamayı yapmıştır “Söylenenler asılsızdır! İşin aslını öğrendikten soınra Sayın Başkanımızın istifasını istemiş olanların ne kadar art niyetli olduklarını anlamış olacaksınız: Başkanımız, ‘O oldukça CHP’ye oy vermem’ diyenler yüzünden değil, başka nedenlerden kaybetti: Kendisi, Rowling’e, bu kitabın mutlu bir sona ermesi için İstanbul 2. Bölgeden liste başı aday olmasını önermişti. Ancak Rowling her nedense bunu kabul edemedi. Etseydi, kuşkusuz son böyle olmazdı! Ama göreceksiniz, bir sonraki seçimlerde, Rowling’e öyle bir teklif götüreceğiz ki sayın yazarın bunu reddetmesi imkânsız olacak ve biz de kesinlikle iktidara geleceğiz! * Burada orkestra “yar saçların lüle lüle” müziğini çalmaktadır.