25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

3 NISAN 2005 / SAYI 993 BU ROMANI KİM YAZDIRDI? Özgür Erbaş nlaşılanl2 Eylül üzerinden silindir gibi geçse de, gençliğin muhalif kanı hâlâ sıcak... Yöntemler biraz daha renklilik gösterse de yine boykotlar yaşanıyor, çatışmalar, afişlemeler, pullamalar, toplantılar ve tabii piknikler. Ancak bu muhalefetin büyükçe bir bölümii "toplama kampı" havasında. Onların geçmişle aralarında temel bir fark var: Ideoloji yerini fikirler karmasına, politik öngörüler de paranoyaya bıraktı. Tespit yaparken takılan gözlükler bozuk olunca, çıkan sonuçlar da umutsuzluğu getiriyor. Sonuç; yaptığı tespiderin altında kalan, ezildiği yerden öfke büyüten, büyüttüğü öfkeyle baş edemeyen bir gençlik. Aynı gençlik tüm dünyada, "öfkeden katliam üretmenin" yollarını öğreten kitapları, filmleri izliyor. Son olarak ABD'de 9 yaşındaki Kızılderili çocuğun, kendisini Nazi ilan edip, eline aldığı pompalı tüfekle yarattığı katliamı izledik. Türkiye, ırkçılığın yükseüşinde çok da geride kalmamıştı, ama Avrupa standardını yakaladı! Türkiye'de de Hider'in Kavgam kitabı çok satanlar arasında. Bir diğer çok sa^m tan ise Metal Fırtına. mmm Orkun Uçar ve Burak Turna Duyulmuş tarafından yazdan Metal Fırtıduyulmamış btitün na, ABD Başkanı George Bush'un bir maden şirketi sahikomplo teorilerini bini ihya etmek için Türkiye'yi romanlaştıran işgal etme kararını ve bunun etrafında geüşen olayları anlatıyor. Metal Fırtına, 400 Görüldüğü gibi bu seferki işgabinlik satışa lin nedeni petrol değil. Türkiye'de bol miktarda bulunan bor. doğru hızla Bir süredir bor üzerinden ülküllerliyor. Sinemaya cülerin, bazı sol çevrelerin hatta radikal dincilerin internet siaktarılması da telerinde dile getirdikleri öngögündemde. Peki rüler de bu sayede bir kitaba kobaşarısının sırrı nu oldu. Tam da nüfusun yüzde 82'sinin ABD'yi sevmemesi her "gerçekliğl" ml? iki ülkede "mutsuzluk" yaratmışken... Bu yüzden de kitabın yazarları Burak Turna ve Orkun Uçar hem Türklerin hem de Amerikalıların ilgisine mazhar oldu. Onlara en çok sorulan soru: "Kim yazdırdı bu romanı, kaç para aldınız?" însanların şaşırmasını anlasalar da kırılmışlar. Sorulardan bıktıklarında da "Bu kitabı Zulu kabilesi yazdırdı ve elimizde 4 çek var, yani henüz para alamadık" diyorlar. Metal Fırtına bugün 400 bin satışa doğru hızla ilerliyor ve sinemaya aktarılması için görüşmeler sürüyor. A flJ^W^W»ı 'DİLERİZ OLMAZ' Kitap politik öngörüler içeren bir kurgu olunca bize de "Öngörünüz gerçekleşir mi" diye sormak düşüyor, bir de "Bu kitabın mesajı ne ve kime?" Yazarlar da "Dileriz gerçekleşmez" diyorlar ve ekliyorlar: "Bu bir uyarı kitabı. Mesajı ise Ey Türk halkı uyanın! Yoksa Irak'ın başına gelenler sizin de başınıza gelir." Uçar ve Turna, bin yıllık tarihten tüm figürlerikullanarak yarattıkları "politik" kurguyu, askeri, stratejik, politik malzemeyle süslemişler. Kitapta Alman Gizli Servisi'nden bir ajan Türkiye'ye yardım kararı alıyor, onun sayesinde ABD'nin gizli emelleri ortaya çıkıyor. Bu gizli emellere dair rapor ise MlT'teki ekipler arası kavgalara kurban gidiyor. Kitabın mesajı bir sayfada, "Bir Türk dünyaya bedeldir"ken, diğer sayfada, "Küresel kapitalizmöldürür"edönüşüyor. Birbölümde, Türk ordusunun zaaflarını okuyorsunuz, diğer sayfada şanlı direnişleri. Tam her şey bitti derken "Gri Takım" üyesi Gökhan Birdağ, ABD üssünden "derin bağlantılar" sayesinde çalınan nükleer bombayı ABD'ye kadar götürmeyi, hatta Washington'un bir kısmını haritadan silmeyi başanyor. Olup bitenin bir nedeni bor ise diğer nedeni de tarihsel kin! Bor tartışmalarının üstünün örtüldüğünü söyleyen Burak Turna'ya bir bor uzmanı olan Hasan Çetin'in "Metal Fırtına gerçeklerin üstünün örtülmesine neden oluyor" sözlerini anımsatıyoruz. "Boraks Ltd. Şti. değil miydi o? Başka bir şey yani" diye yanıtlıyorlar... Kitabın içinde pek çok şifre var. Bunlardan biri yukarıda da sözünü ettiğimiz romanın kahramanı Gökhan Birdağ'ın üyesi olduğu "Gri Takım". Şifrenin izini sürünce Orkun Uçar'ın internetteki köşesinin adının da "Gri Bakış" olduğunu keşfediyoruz! Soruyoruz: "Neden gri"? Yanıtı son derece basit: "Benim internet sayfamın zemini siyah, beyaz da çok parlak duruyordu. Ben de yazıları gri yaptım, köşenin adını da gri koydum. Romana da burdan girdi." Peki, romandaki Bolu kampı, ashnda Ozel Harekât'ın, Korkut Eken'in ilk eğitimleri verdiği Menteş Kampı mı? "Menteş Kampı mı? O da ne?" diyc yanıtlıyorlar. Yani komplonun şifrelerini çözme tutkumuz kursağımızda kalıyor. Kitapta halk direnişi referansını Stalingrad'dan alıyor. Romanın sonlarına doğru ise Malazgirt Ovası'ndan bir manzara var. Bir anda ortaya çıkan "Gizli Ergenekon Askerleri" de romana dahil. Bu kadar farklı referans kafa karışıklığı yaratmaz mı? Burak Turna: "Işte bu yüzden kitabın çözülmesi zor, kurgusu ve söylemi bu yüzden güçlü. Bizi eleştirenler biraz söylem analizi okumuş olsalardı, bu lafları etmezlerdi" diyor. Orkun Uçar ise yanıtını Kuran'a yashyor: "Kuran'ın yedi kat okuması vardır ve AzraiTi can alan melek diye görebilirsiniz. Oysa melekler prensiplerdir ve bu yüzden cinsiyetlerı yoktur. Bu kitabın birkaç kat okuması var." Metal Fırtına'nın yazarları Orkun Uçar (solda) ve Burak Turna. Kitapta bir de kritik anlarda ortaya çıkan hayalet süvariler var. Kimi kötülükleri engelliyor, kimi kötülerin elini kolunu bağlıyorlar, "şefaatle"... Aynı süvariler, Anıtkabir'i de koruma altına alıyorlar... Yine de ilk bomba hedefine varıyor. Genelkurmay Başkanı Hikmet Pars, korumalarıyla birlikte Atatürk'ün naaşını kurtarmaya geliyor. Ama o da ne? Atatürk'ün naaşı kaybolmuş! Nereyemi gitmiş? Bunu, Metal Fırtına'nın devam kitaplarında öğreneceğiz. CASUS DEVRİ BİTTİ! Kitapta askeri taktiklere ve silahlara ilişkin pek çok ayrıntı var. Bir televizyon programında emekli bir asker, "Bu kadar çok aynntıyı bilemezsiniz" diyor. Yanıtları: "înternetten baktıkkomutanım." Burak Turna, "Insanlar, bilgi çağının gizli saklı bilgi kalmaması olduğunu anlamıyorlar. Benim yaptığımı eskiden casuslar yapıyordu. Türkiye'nin askeri ataşesine şu bilgiyi bul dedilderinde, ikimizin ulaştığı bilgi de aynı olur. Çünkü yöntemlerimiz aynı" diyor. Kitapta sivillerin adları gerçek de askerlerinki neden kurgu? İki yazar farklı açılardan yamtlıyor. Burak Tur na bunu, " Askerlerin kendi içlerinde bir hiyerarşisi olmasına karşın sivillerin oyla seçilmesine, dolayısıyla sivillerin adının kullanılabileceğine" bağlıyor. Orkun Uçar ise konuyu yazarın gözünden görmek gerektiğini anımsatarak "Yaşar Büyükanıt demeye kalksaydık, nasıl konuştuğuna ilişkin bir gözlemimiz olmadığı için yazamazdık" diyor. Kitapta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün ABD'de gözaltına alındığında, odasına giren bir diplomatın burnunu kırdığını anımsatıp Gül'e dair böyle bir gözlemleri olup olmadığını soruyoruz, "Sakin görünüyor, ama sinirlenirse her şeyi yapabilir" yanıtını alıyoruz. Bu arada, Metal Fırtına 2'de Abdullah Gül'ün başına gelenlerin "Israil bağlantılı bir iş" olduğunun ortaya çıkacağını da öğreniyoruz. Son günlerde Kavgam kitabıyla birlikte anılmalarının nedenini sorduğumuzda Orkun Uçar, "Kavgam'ın satışı 40 bine gelmedi, biz 400 bine ilerüyoruz. Bu yanlış bir bakış açısı. Metal Fırtına'nın yarattığı girdaba katılan küçük şeyler bunlar" diyor. Metal Fırtına'nın yarattığı girdaba neden başka bir şeyin değil de Kavgam'ın katıldığı sorusunun yanıtı ise havada kalıyor.# Son dört yılda ırkçı saldırılar yüzde 30 oranında arttı... İngiltere tedirgin... I ngiltere'de ırkçı saldırılar giderek artıyor. Yapılan bir araştırmaya göre, azınlıklann nüfusun çok küçük bir bölümünü oluşturduğu kırsal bölgelerde ırkçı saldmlar çok daha yoğun yaşanıyor. Yeni bir seçime doğru geriye sayımın başladığı şu günlerde, Içişleri Bakanlığı verilerinden yola çıkılarak yapılan değerlendirmeler geçen dört yıl içinde ülkede bu açıdan pek bir ilerleme olmadığını, üstelik kımı yerlerde durumun daha da kötüye gittiğini ortaya koyuyor. Britanya'da en güvenli bölgelerin yine de azınlık nüfusunun en yoğun olduğu Londra, Leicestershire gibi yerler olduğu görülüyor. Bu bölgelerde nüfusun yalnızca yüzde 1 kadarı ırkçı eylemlerle karşılaşıyor. Gelgelelim, ırkçılığın çok yoğun yaşandığı kırsal bölgelerde azınlıkların ırkçı saldırılara uğrama olasılıklarının 2001 yılına kıyasla üçdört kat arttığına tamk olunuyor. Bri tanya'da 1999'da yaklaşık48 bin ırkçı saldırı yaşanırken geçen yıl 52 bin olay yaşanması, ülkede ırkçılıkla ilgili olayların o tarihten bu yana tırmanışa geçtiğini gösteriyor. Geçen günlerde yayımlanan bir rapor da azınhğa mensup her beş kişiden birinin hoşgörüsüzlüğe katlanamayıp ülkeyi terk etmek istediğini ortaya koyuyor. Doğal olarak, istatistiklerin de yüzde yüz doğru olduğu düşünülemez. Sözgelimi, Kriss Donald'ın Glasgow'da öldürülmesinin de açıkça ortaya koyduğu gibi, beyazlar da ırkçı saldırılara hedef olabiliyorlar. 40 bini aşkın deneğin katıldığı Britanya Suç Araştırması verilerine göre, ırkçı saldırılara hedef olduklarını düşünen beyazların oranı yüzde l'i bile bulmazken siyahi ve Asyahların oranı bunun üç dört katına ulaşıyor. Öyle ki, tersini iddia etmek her ne kadar aşırı sağcı siyasal grupların işine gelse de, eldeki kanıdar bu tür ırkçı eylemlerin daha çok azın lıkları etkilediğini ortaya koyuyor. Yetkililer 11 Eylül olaylarından sonra durumun özellikle de Asyalı kadın ve çocuklar açısmdan daha da kötüye gittiğini belirtiyorlar. Sonuç şu ki, Britanya son derece iç karartıcı istatistiklerle karşı karşıya. Son dört yıJ içinde yaşanan ırkçı saldırılarda yüzde 30'u aşkın bir artış gözleniyor. Bugüne dek alınan önlemler etkili olsaydı, bu olaylarda da çarpıcı bir düşüş meydana gelirdi. Oysa, hiç de öyle olmadı. tçişleri Bakanlığı ve polis örgütünün büyük bir çoğunluğu halkı ırkçı olaylardaki bu artışm yalnızca çok daha fazla olayın kayda geçmesinin bir sonucu ve adalet sistemine duyulan güvenin bir göstergesi olduğuna inandırmaya çalışıyor. Bir an önce farklı ve köklü bir çözüme gidilmezse bu tür olayların daha da tırmanması kaçınılmaz gibi görünüyor. 0 The Observer'dan: RÎTA URGAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear