Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 AÇEV'den kampanya 3 NİSAN 2005 / SAYI 993 7 çok geç... Figen Atalay 06 yaş arası, çocuğun en hızlı geliştiği dönem. Beyin gelişiminin üçte ikilik bölümü 04 yaş arasında tamamlanıyor. Bu yaşlardaki eğitim eksikliği, çocuğun daha sonraki yaşamını olumsuz etkiliyor. Bu yüzden de eğitime başlamak için 7 yaş çok geç... Ülkemizde 06 yaş grubunda 7 milyon çocuk bulunuyor. Bu çocuklardan yalnızca yüzde 11 'i okulöncesi eğitim hizmetindcn yararlanabiliyor. Bu oran, Fransa'da yüzde 100, îtalya ve Belçika'da yüzde 95, Lüksemburg'da yüzde 97, Japonya'da yüzde 84, Meksika'da yüzde 70, Fas'ta yüzde 31, Yunanistan'da yüzde 73. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), bu çok yetersiz oranın yüzde 100e ulaşabilmesi amacıyla güç ortakları ÇYDD, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Eğitim Reformu Girişimi, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Türk Eğitim Vakfı ve Vehbi Koç Vakfı ile işbirliği içinde "7 çok geç kampanyası"nı başlattı. Iki yıl sürecek kampanyanın ilk yılında, toplantılar, paneller, uluslararası bir sempozyum düzenlenecek, gezici çocuk şenliği yapılacak. Bu okul hastala Kronik bir hastalığınız var, ya da bir yakınınız hasta. Nasıl davranacağınızı, bundan sonra nasıl yaşanacağını öğrenmek istiyorsunuz. Adres ÎÜ Hasta Okulu. Esra Açıkgöz ronik, yani tamamen iyileşmesi mümkün olmayan hastalık. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kronik böbrek yetersizliği gibi... Türkiye'de bu hastaların sayısı azımsanamayacak kadar çok. Ancak bu hastalıkla yaşamayı ne kadar biliyorlar? Yanıt, olumsuz olmalı ki, îstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde bir "Hasta Okulu" açılmış. Hastalara, üniversitenin öğretim üyeleri tarafından hem hastalıkları hem de sosyal yaşamlarını sorunsuz geçirebilmeleri için bilgi veriliyor. Her Çarşamba günü 14.0016.30 saatleri arasında gerçekleştirilen etkinliğe katılım ücretsiz. Dört yıldır faaliyette olan okulun koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever ile kronik hastalıklar ve okul üzerine konuştuk. Okulun kuruluş hikâyesi nedir? Hastalara yönelik eğitim programları eskiden de vardı. Ancak bunlar bir fakülte bünyesinde, kurumsal nitelikli değildi. 1997'de bunun fikri ortaya çıktı, uygulanması ise çeşitli sorunlar nedeniyle 2000 yılında gerçekleşti. Her yıl da genişleyerek devam ediyor. Programın, sadece kampus içinde kalmaması için Bahçelievler, Zeytinburnu ve Fatih Belediyeleriyle işbirliği yaparak, eğitim programları düzenlemeye başladık. Neden bu okula ihtiyaç duydunuz? Kronik hastalar, hastalıkları hakkında bilgi sahibi değiller. Oysa özellikle onlarm çok bilinçli olmaları lazım. Çünkü kronik hastalık, belli bir süre içinde tedavisi bitmeyen, ömür boyu hastayla beraber yaşayan bir hastalık. Dolayısıyla, kişinin; özel ve iş yaşantısını ona göre düzenlemesi gerekiyor. Bazı pratik sorunlarını çözebilmesi, yaşantısını daha kolay hale getirebilmesi ve tedavisinde yanlışlık yapmaması lazım. Peki Türkiye'de kronik hastaların sayısı çok mu? K Erken çocukluk eğitiminin toplumsal kazançları: • Çocukların yaşama eşit bir başlangıç yapması • Daha uzun süreli öğrenim • Daha geç yaşta çalışma hayatına giriş • Daha iyi aile içi ve çocuklar arası iletişim • Öğrenim yaşamında daha fazla uyum ve başarı Ekonomik kazançlar: • , " Hasta Okulu'nun koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Şükrii Sever... Evet, mesela, yüksek tansiyonlu hastalar toplumun yüzde 20'sinı oluşturuyor, yani her 4 kişiden biri yüksek tansiyonlu. Diyabet, böbrek, kanser, anemi gibi kronik hastalıkları da düşünürsek... tnsanlar, kronik hastalıklarıyla yaşamayı ne kadar biliyor? Bu sosyal ve kültürel düzeyleriyle alakalı. Eğitimli, internete kolayhkla erişebilen insanların hastalıklarıyla ilgili belh' düzeyde bilgisi var. Ancak çoğunluğun, hastalığının getirebileceği sonuçlar hakkında fikri yok. •Hastaları bu programlara katmayı ne kadar başarabildiniz? Bugüne kadar en büyüksorunumuz, hastalara ulaşmaktı. Burada basının da yardımcı olması gerekiyordu, ancak olmadılar. Bu sene çokuluslu ilaç firması Pfizer, bize ma • Her 1 liralık yaürımın ekonomiye 7 liralık bir kazanç olarak geri dönmesi • Sosyal yardım maliyetlerinin düşmesi • Uzun vadede yoksulluk döngüsünün sona ermesi • Daha yüksek statülü işlerde çalışma • Daha fazla kredi kartı kullanımı • Daha fazla bilgisayar kullanımı Kampanyaya siz de destek olun 7 Çok Geç Kampanyası'nda planlanan etkinliklerin hayata geçirilmesine yardımcı olabilmek için: • 3747'ye SMS yollayarak 5 YTL bağışta bulunabilirsiniz. • Vakıflar Bankası îstanbul Finansmarket Şubesi 2040817 No'lu hesaba bağış yapabilirsiniz. • Organizasyonların sporsorluğunu üstlenebilirsiniz. • Çalışmalara gönüllü olarak katkida bulunabilirsiniz. ine Yürüyen programa, anne ve babası ŞerifaAhmet Ortayazıcı'yı getirmiş. Televizyonda gördüğü programla okuldan haberdar olduğunu söylüyor, "Ilk haftakine geldim. Sonra horlama üzerine bir program olduğunu görünce anne ve babamı getirdim. Burada edinecekleri bilgiler onlar için çok rahatlatıcı oldu" diyor. M li destek vermeyi önerdi. Gazetelere ilanlar verdik, belediyelerle çalışmalar yaptık... Okula ilgi nasıl? Programa göre değişiyor. Bazen hasta sayısı 600'ü buluyor. Mesela, kardan dolayı okulların kapandığı hafta mültipl sklerozlu (MS) hastalıklarla ilgili düzenlediğimiz programa 300 kişi katıldı. Çünkü MS hastaları iyi örgütlü. Cinsel sorunlar üzerine yaptığımız programda ise 70 kişi vardı. Toplumda çok yaygın bir hastalık olsa da, itiraf etmek kolay olmadığı için katılım azdı. Yine aynı şekilde, alkolikler için düzenlediğimiz programa gelenler alkolikler değil, eşleriydi. însanlar, hastalıklarını eksiklik gibi gördükleri için paylaşmıyor, saklıyorlar. Hasta okulunda neler yapılıyor? Hastaların anlayacağı dille eğitim veriliyor, soruları yanıtlanıyor. Ayrıca eğitimler internette de aktif olarak uygulanıyor. Asıl amacımız, hasta danışma hadarı kurmak. Okul sayesinde pek çok kişinin aynı sorunu yaşadığını gören hasta için, bu büyük bir psikolojik bir rahatlama olmalı. Zaten okulun diğer amacı da hastalar arasında dayamşma, iletişim sağlamak. Okuldan sonra hastalar birbirleriyle bağlantıya geçiyor, hatta dernek kurabiliyorlar. Kronik hastalarda hâkim olan düşünce şudur: "Neden ben? Niye piyango bana çıktı?.." Okulda kendisi gibi yüzlerce insanı görünce yalnız ohnadığını anlıyor ve rahatlıyor. Okulun son programı hasta hakları... Evet, bu Türkiye'nin alışık olduğu bir şey değil. Hastaların da hakları ve sorumlulukları var. Tıpkı doktorların olduğu gibi... Hastaların eğitilmeleri, hekimlerin de bu olaylar karşısında bilinçlendirilmeleri gerek. Böylece kimsenin kimseye hakkı geçmesin. Hasta Okulu. îstanbul Ttp Fakültesi Dekanhgı Kemal Atay Am/ısı. 0212 514 0141 asta Okulu'nun hastaları da uygulamadan çok memnun. Tıpkı geçen hafta gerçekleştirilen Horlama ve Uyku Bozukluğu programın a gelen Benhal ve Adil Akar gibi... Akar çifti, okuldaki programları hastanedeki afişlerden görüp gelmişler. Çünkü Adil Akar, uykuda nefes durması sorunu yaşıyor. Daha önce hastalığıyla H ilgili araştırmalar yapmış, kafasındaki soru işaretleri de eğitim programında yanıtlanmış. Onu en çok şaşırtansa, kendisiyle aynı sorunu yaşayan daha pek çok hastanın olması, "Bilgi her zaman psikolojik rahatlama sağlar. Korku ise bilgisizlikten gelir. Bu yüzden eğitim programları yaygınlaştırılarak, daha çok insanın korkularından kurtulmasına yardımcı olunmalı" diyor. HAYVANLAR SİYAM KEDİLERİ Aylin Tunç S iyam kedileri, kediler arasında özel bir ycre sahiptirler. Onları özel yapan sadece tüy renkleri değildir. Davranış biçimleri, sahipleri ile yakın ilişkileri siyamları yaşadıkları ortamın ayrılmaz birer parçası yapar. Yavrular eve ilk geldiklerinde naif yapıları ile dikkat çeker. Ince açık renk, ufak yavrulardır. Bazılarında büyüdükçe renk koyulaşır. Beden yapısı açık renkli, ayak uçları, baş ve kuyruk koyu renklidir. Gözler mavidir. Siyamların klasik açık renk beden, koyu kahve baş, ayak, kuyruk rengı dışında çok değişik renkleri de vardır. Vücut, hemen hemen hepsinde açık renktir. Baş, ayak ve kuyruklardaki değişime göre adlandırılırlar. Maviye çalan koyu griler; Blue point siames, kızıl renkli olanlar; Red pjont siames, tekir olanlar; Taby point si ames, karışık kahve tonlu olanlar; Tortie poin siames, krem renkliler; Cream point siames olarak literatüre geçmiştir. Bunun yani sıra düz renkli olan albino (beyaz), tüm vücudu kahverengi olan tipleri de vardır. Ancak hepsinde ince üçgen bir yüz, yandan bakıldığında hafif kavisli bir burun, iri kulaklar, ince uzun bir kuyruk olur. Kuyruk yapısı bazı siyamlarda kısa ve kıvrıktır, bu bir özellik olarak kabul edilir. Siyamlar için önemli bir saptama da, normal kedilerin aksine, eve değil sahiplerine düşkün olmalarıdır. Buradan da an laşılacağı gibi son derece hassastırlar. Renkleri bazı insanları ürkütür. Aslında bu onları biraz da esrarengiz kılar. O kadar hassas yapılıdırlar ki, hata yapmaktan çok çekinir, evin kurallarını çok çabuk öğrenirler. Oyuncudurlar, ancak ilk gittikleri yerde yirmi dört saat tuvalet yapmaz hatta, saklanır, açığa çıkmazlar. Üzerine gitmemek ve size yavaş yavaş güvenmesini beklemek en doğrusudur. Aksi takdirde içine kapanır, mutsuz olur ve depresyona bağlı bazı sorunlar yaşayabilir. Hatta bulunduğu yeri terk etmeye varan davranışlar gösterebilir. Beslenmesine dikkat etıneli, asla kilo almamasına çalışmalı ve onunla ilgilenmelisiniz. Unutmayın siyamlar hata yapmaktan korkan bir kedi ırkıdır. •