Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Mart 2025
Resim: JOHN SINGER SARGENT / “GASSED” (1919)
Donma etkisiyle halüsinasyonlar görerek yönlendirmeye çalışır. Öyle ki Graves
ölmeye yatan ya da kan kaybı nedeniyle yolladığı bir mektubunda“Tanrı aşkına
bilinci kapanıp komaya giren piyadelerin kardeşim, neşelenin ve daha iyimser
evrensel sözcülüğüne soyunur dizelerinde: yazın; savaş henüz bitmedi ve insanlara
güç vermek lazım” önerisinde bulunur.
“Kar, yanaklarına nazikçe dokunurken
titreyen askerler, yaz rüyası görürler/ Bu öneri, Owen’ın “Şiirimi Savunmak”
Sıcak odalar hayal ederler/ Ve sonra şiirinin ortaya çıkmasını sağlasa da
o, savaşla ilgili sorgular yapmaktan
sessizce ölümlerine geri dönerler.”
Owen, sayıklama ve bunalım halini kurtulamaz bu şiirinde de: “Ölümün
“Tuhaf Karşılaşma” şiirinde, iki saçma, hayatın daha saçma olduğu
yerdeyiz.”
düşman askerin ruhlarının öte dünyadaki
“Hissizlik”te bunalımı zirve yapar,
hesaplaşmalarını dramatize ederek doruk
“Katledilenlerin hesabı tutulmaz olur
noktasına ulaştırır.
artık” sözleriyle bombaların tacizi ve
“Ben senin öldürdüğün düşmanınım dos-
şokuna karşı duyarsızlığı en iyi ilaçmış
tum/ Dün beni delerek öldürdün” dizelerin-
gibi sunar.
de tertemiz hayatları yaşamaktan alıkon-
Hindenburg Hattı’nda öldürülen ve
muş gençlerin, birilerinin çıkarları uğruna
yaralanan onlarca insanı gördükten
birbirlerini öldürmek için savaş meydanla-
sonra yazdığı “Bahar Taarruzu”ndaki
rına sürüldüklerini gördükçe çılgına döner.
“Bu dünyanın sınırından cehenneme
“Ölü gülümsemesinden/ Cehennemde dur-
düşüp gittin/ Bazıları düşmeden önce
duğumuzu biliyordum/ Burada yas tutmak
Tanrı’nın onları yakaladığını söylüyor/
için sebep yok” serzenişi, ümitsiz zafer slo-
Ama varoluşun kıyısından böyle bir
ganlarıyla oyalanan perişan bir kuşağın ar-
şeyi söylemek ne mümkün/ İnsanüstü
tık önemsiz yazgısına götürür onu.
insanlık dışılıklarla/ uzun zamandır
Yüzlerce mil uzaktaki güvenli mesafe-
beklenen zaferler artık çok eski bir utanç”
lerden savaşın şanı ve şerefi konusunda
dizelerinden de anlaşılır ki muharebe
ahkâm kesen duyarsız yöneticileri başka
cehenneminin ortasındadır artık.
şiirlerinde de eleştirmekten vazgeçmez.
ASKERLERİYLE SAMBRE NEHRİ’Nİ Gündüz Vassaf’ın bugüne
Onların ateş altında yapayalnız bıraktığı
masum gençlerin son anları “Mahkûm GEÇMEYE ÇALIŞIRKEN ÖLDÜRÜLÜR!
Bu cehennem, güzel ve aydınlık günler
Gençler İçin Marş” şiirinde Tamer
kadar yayımlanmış belki de
görmesine izin vermez.
Gülbek’in, şairin bilincinin altını üstünü
kucaklayan duygulu çevirisinde iyice 4 Kasım 1918’de -savaşın bitimin-
den bir hafta önce- askerleriyle Sambre
duyumsanır:
en kişisel kitabı...
Nehri’ni geçmeye çalışırken öldürüldü-
“Çocukların gözlerinde vedaların
ğünde aktivist kimliği ve kahramanca ölü-
kutsal parıltıları parlayacak/ Artık onlar
müyle Avrupa’nın simgelerinden biri ol-
için ölüm var; dualar ve çanlar yok”
muştur bile.
dizeleri kimin davasına hizmet ettiklerini
Baba olacağını öğrenen Gündüz Vassaf, çocuğu-
Vurulduğunda, yumruğunu havaya kal-
bilmeden yitip giden canlar için saygı
dırıp “Kalemin silahtan daha güçlü oldu- nun doğumuna aylar kala kaleme sarılır ve ona
duruşudur.
ğunu anlayacaksınız! Dostum, sürekli ke-
Dökülen kanların ve kıyımların
mektuplar yazmaya başlar... Yazılmalarının üze-
yifle söylediniz, umutsuz bir zafere he-
histerisinden kurtulamayan Owen,
ves eden çocuklara o eski yalanı: Dulce
Sassoon’a, “Hayatımı sen yoluna koydun.
rinden 40 yıla yakın zaman geçtikten sonra
et Decorum est pro Patria Mori [Tatlı ve
Ben delicesine alevler saçan bir kuyruklu
Şereflidir Ölmek Vatanın İçin]” diye hay-
nihayet gün yüzüne çıkan bu mektuplar, baba
yıldız idim fakat sen beni düzelttin,
kırır son sözlerini.
işledin; bana biçim verdin.
adayı Vassaf’ın iç dünyasını tüm samimiyetiyle
Biliyorum, yakında savrulup gideceğim
‘CESURDUM BEN, GİZEM DOLUYDUM/
fakat senin parladığın yörüngede sana
BİLGELİK DE BENDEYDİ, HÜNER DE!’ ortaya koyuyor.
uydu olmuş bir yıldız olarak kalmaktan
Annesine yazdığı, meğerse vedası nite-
vazgeçmeyeceğim” diye seslense de
liğindeki mektubunda, “Sinirlerim gayet
Oğlu Doğan’ı beklerken aileye, hayata ve gelece-
Sassoon dışında, kendisine başka iyi durumda. Aslında on iki gün boyunca
yüzümü yıkamadım, botlarımı çıkarama-
modeller de arar. ğe yepyeni bir pencereden bakmasının yansıma-
dım, derin bir uyku uyuyamadım. Ama ne
ROBERT GRAVES: ‘TANRI AŞKINA
sı olan Doğana, Gündüz Vassaf’ın bugüne kadar
olursa olsun bu çocukların dertlerini hay-
KARDEŞİM, DAHA İYİMSER
kırmak için elimden geleni yapacağım”
yayımlanmış belki de en kişisel kitabı...
YAZIN; SAVAŞ HENÜZ BİTMEDİ,
sözlerinden anlaşılır ki yaşamsal kehane-
İNSANLARA GÜÇ VERMEK LAZIM’
tini gerçekleştirmenin huzuru içindedir.
Bu noktada Thomas Hardy ve Robert
Mezar yazıtı da kendi sözlerinden
Graves, Owen’ı “savaşlar üstü bir
oluşur: “Cesurdum ben, gizem doluydum/
meram” sahibi olması konusunda Bilgelik de bendeydi, hüner de!”
n
www.iletisim.com.tr iletisim@iletisim.com.tr
iletisimyayin iletisimyayin iletisimyayin iletisim-yayinlari
KITAP 13
20 Mart 2025
Türkçe Edebiyat, 166 sayfa