22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Atatürk’ü yeniden tanımak için... İlgimiz ve sevgimiz bir yana, iyi tanıdığımızı sandığımız oysa birçok yönüyle hâlâ pek de bilmediğimiz bir liderdir Atatürk. Atatürk’le Bir Gün (Tudem Yayınları) bir yanıyla farkındalık sağlarken bir yanıyla da onca başarının kahramanının hayatına sakin, sahici ışıklar tutuyor. Mehmet Atilla’nın açtığı farklı pencerelerden bakmak, yepyeni kapılardan içeri girip dolaşmak da bize kalıyor. Atatürk hakkında zamandi- ler, hepsi ezber bilgilerle dolu. met Atilla’nın imzasını taşıması bu aklım- Y. BEKİR YURDAKUL zinsel bilgiyle, nüfus kaydıy- Ülkenin kurucusunu böylesine az ve bir- dan geçenleri ötelemeye yetti. Ve me- la vb. yetinmeyip hakkında ka- birinin benzeri tarih notlarıyla tanımakla ye- rakla açtım kitabın kapağını. Atilla bizi, il- ilimsel çalışmalar, araştırma ve in- leme alınmış yazınsal çalışma- tinmelerimizin altında yatansa verilenle ye- kin Onur’la arkadaş kılıyor. Başka, öteki, celemeler hatta kurgu yapıt da olsa ları da ilgiyle okumuş olanları- tinmelerimiz, merak duygumuzu erken yaş- az tanıdığımız Atatürk’e onun anlatımıyla B buluştuğum; farklı ne söylüyor, be- mızın bile “az” bildiği ya da hiç larda izne çıkarmamız olsa gerektir. içeriden ve yakından bakıyoruz. ni nereye, hangi yolculuğa çağırıyor ön- bilmediği yönleriyle bir “insan Elbette önemlidir doğum yerimiz, oku- Onur’un serüven düşkünü teyzesi, birçok celikle onu merak ediyorum. Atatürk” gülümsüyor bize anla- duğumuz okullar, yaşam boyu ortaya ülkeyi geziyor, sonunda Portekiz’e demir Siyasi bir kimlik, kişilik olmanın ötesin- tı boyunca. Birkaçını şuracığa koyduğumuz çalışma ve başarılar... An- atıyor. Orada evleniyor. Kızı, Onur’la ya- de askeri bir dehanın yanı sıra bir top- cak bunların hiçbiri bilmek, tanımak ey- şıt Luna da orada doğuyor. Ve bir dinlen- not düşmek isterim: Bir modacı lumbilimci olan Atatürk öyle sanıyorum ki lemlerinin karşılığı olarak yeterli değildir. ce döneminde Luna, annesi ve babasıyla gibi model çıkaran, gün gelince hakkında en çok yapıt ortaya konan buna Onca ezber bilginin hiçbiri, bir ilkokul Türkiye’ye, Onurlara konuk oluyor. hüngür hüngür ağlayan, gençlik karşın en az tanıdığımız liderdir. öğrencisinin Atatürk için kurduğu, “Sen Bu arada Luna’nın okul dönüşüne hazır yıllarında mektuplaşmalarında Hakkında çok şey var ezber ettiğimiz ne bizim sınıf arkadaşımız olmuşsun!” cümle- etmesi gereken bir de ödevi var; kısa bir Latin harflerini de kullanan, da- ki konunun özüne; savaş alanlarından po- si kadar içten ve sahici değildir çünkü. belgesel film. Bir kahraman, sanatçı, tanın- ha Cumhuriyet 12 yaşındayken litik arenaya, ekonomiye onca başarının ar- Atatürk’le Bir Gün’ü görünce de ilkin mış bir kişi… Ve Türkiye’de bir araya geli- 36 ülkeden 400’e yakın kadının dındaki insana ilişkin bilgilerimiz hâlâ sınır- bunlar düştü aklıma. Ne ki kitabın Meh- nince de o “kahraman”ı çabucak belirliyor katıldığı Uluslararası Kadınlar lı. Çünkü ders kitapları, sıra işi notlar; ders- kurguda rol alan kahramanlarımız. Birliği Kongresi’ni Türkiye’de Mehmet Atilla, bir yanıyla “insan düzenleyendir o. Atatürk”ü çok daha yakından, neredeyse Neler yaptığımızı, ortaya koy- ev içinden tanımamızı sağlarken bir ya- duğumuz işleri tanıklar söy- nıyla da teknolojideki gelişmelerin yarattı- ler, anlatır, yazar. Ya o süreç- ğı fırsatları ve bunların insan ve hayat ya- te kullandığımız eşyalar, bulun- rarına nasıl kullanılabileceğine ilişkin not- duğumuz mekânlar hani de- lar iliştiriyor akıl defterlerimize. riz ya “Dili olsa neler anlatır!” di- Çağları antikçağdan bu yana sıralarken ye. İşte Atatürk’le Bir Gün’de yaşadığımız dönemi “bilişim çağı” diye iki kahramanımız Luna ve Onur, adlandırmaya heves etmiştik geçen yüz- Atatürk’ün cep saati, radyosu, yılın sonlarında. Yeni binyılın ilk çeyreğin- panama şapkası, ejderha ayak- de görünen o ki işin içine hızla giren “ya- lı sehpası, madalyası, dolmaka- pay zekâ” nedeniyle bu konuyu da baş- lemi, masa telefonu, dürbünü, tan ele almak gerekecek. İyiye ve kötüye bastonları ve Latin harflerine kullanımıyla bu “yeni” olgu çağımızı ad- geçişte kent kent dolaşan kara- landırmakta da ağırlığını koyacak. tahtasıyla “konuşarak” tamamlı- Mehmet Atilla’nın kurgusu; buluşların, yorlar belgeselin hazırlığını. teknolojik ürünlerin iyi, doğru kullanımının Bilirim sizin de aklınıza dü- bir örneğini sergilerken bir şey daha yapı- şecektir eşyaların dile geldi- yor; ilginç ve başka bir “zamanda yolcu- ği anlarda Orhan Veli’nin “Ar- luk” olanağı sunuyor bize. zulu mudur acaba/ Bir tank rü- Onur ve Luna, bu büyük olanaktan yarar- yasında/ Ve ne düşünür tayya- lanıp koyu sohbetleri de barındıran bir bel- re/ Yalnız kaldığı zaman?// Hep gesel çıkarıyorlar ortaya. Konunun / kurgu- bir ağızdan şarkı söylemesini/ nun ayrıntılarını okurlara bırakıp kitabın beni Sevmez mi acaba gaz maske- leri/ Ay ışığında?// Ve tüfeklerin çıkardığı yolculuklara değinsem diyorum. Atatürk, savaş ve barış sahnelerin- merhameti yok mudur/ Biz in- sanlar kadar olsun?” dediği… de ortaya koyduğu onca başarının ardın- dan dün “hasım” olanlardan gelen bir- Takvim yapraklarının yine 10 Kasım’a doğru birer birer düştü- çok “ödül”ü geri çevirirken Mark Twa- in Derneği’nin “Türk milletine neşe için- ğü şu günlerde “insan Atatürk”ü de yaşama yolunu açtığı ve rehberlik et- tanımak ve yeniden tanımak için tiği için…” açıklamasıyla sunmak istediği iyi bir olanak sunuyor bize Meh- madalyayı memnuniyetle kabul eder. met Atilla’nın özenli çalışması. Çünkü ders kitaplarının, ezber Yakın çevresinde ortaya çıkan şaşkınlığı, “Hayatta işittiğim en büyük kompliman bu- edilmiş metinlerin söylemediğini, dur. Benim insan tarafımı övüyorlar” açık- önemsiz gördüğünü bize edebi- lamasıyla giderecektir. yat fısıldar, dillendirir, haykırır. n 22 7 Kasım 2024
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear