25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

n Andrew Clements, C. Nöslinger, Ro- ği yazarın kılığına bürünmesinden, onun üslubunu elden geldiğince korumaya ald Dahl, J. K. Rowling… Çocuk yazını türünde “bütün yapıtları”nı çevirmek özen göstermesinden yanayım. Bir söyleşide, çevirmenin, mitologya- istediğiniz yazarı da sormak isterim. Bir yazarın tüm yapıtlarının onun üslu- daki Proteus’a, dilediği biçime bürüne- bilen o yaşlı kâhine benzetilebileceğini bunu kavramış tek bir çevirmenin elin- den çıkmasını her zaman savunmuşum- söylemiştim. Ama yazarın metnini kendi dilimizde dur. Ama bu, yayın dünyasının koşulla- rında pek mümkün olmuyor. oluşturabilmemiz için belirli bir özgürlük- ten, serbestlikten de yararlanabilmeliyiz. Roald Dahl’ın 5 kitabını Türkçeleştir- dim. Fena sayılmaz. Ama Dahl’ın tüm Çevirmen, yazarı silip atmadan, kendi yazarlığına soyunmadan, “sadakat” ile yapıtlarını çevirmek isterdim. “ihanet” arasında bir ip cambazı gibi yü- ‘DİL ÖZENSİZLİĞİ ÇOK RAHATSIZ EDİCİ’ rüyebilmeli bence. n Çevirmen olmanın etkisiyle çevi- ri yapıtları okurken çeviri hataları, dil ‘HİÇBİR OTOSANSÜR UYGULAMADAN yanlışları, lezzetsiz çeviri vb. neden- YAPTIM ÇEVİRİLERİMİ’ lerle tadınızın kaçtığı oluyor mu? n 1960’ların ikinci yarısından bu Yaramı deştiniz. Kuşkusuz, çok iyi, yana çeviri çalışmaları içindesiniz. 1980’in karanlık yıllarında çevirileri- çok yetkin çevirmenler var. Ama son dönemde, izleyebildiğim kadarıyla, çe- niz takma adlarla yayımlandı. Bütün bu süreçte sizi üzen ve çok viri yapıtların önemli bir bölümü hatalar- dan, dil yanlışlarından geçilmiyor. Yal- mutlu olduğunuz kimi anlardan söz etmenizi istesem. nızca çeviriler mi, telif yapıtlar da. Bu konuda çok yazdım, pek çok örnek de Türkiye gibi sansürler ve baskılardan geçilmeyen ülkelerde takma ad kullanan verdim. Burada yinelersem, bu söyleşi- ye sığmaz. yazarlar ve çevirmenlerden de geçilmez. Türkçe düşünüp Türkçe yazıyorsak, Bu ülkede Marksist yapıtları Türkçeye bu dili iyi bilmemiz, dilin inceliklerinin kazandırmaya çalışan pek çok çevirmen sırrına varmamız gerekmez mi? Hele ve yayıncı ağır bedeller ödedi. söz konusu olan edebiyatsa. Yalnızca 1980’lerde değil, 1970’lerde Ben, konusu ne olursa olsun, bir ro- de bazı çevirilerde takma ad kullanmak manda, bir öyküde dil ve üslubun belir- zorunda kaldım. leyici olduğu kanısındayım. Nadine Gordimer’ın bir sözünü hiç Yazar, ne yazarsa yazsın, dille yazar, unutmam: “Sansür, onu yaşamış olan- belki de bir dili yazar. Kaldı ki bir dil de lar için hiç bitmez. Düşgücüne vurulmuş o dilde yazan, o dili iyi kullanan yazar- bir damgadır sansür, onu yaşamış ola- larla oluşur, zenginleşir biraz da. nı sonsuza dek etkiler…” Ama baskılara Evet, günümüzde kimi yazarlar ve çe- karşı gene o düşgücüne sığınırsın, onla- virmenlerin dil özensizliği beni çok ra- rı düşgücünle aşarsın. EMRAH TÜTÜNCÜ hatsız ediyor. Kullandıkları dilin savruk- Türkiye’de Mustafa Suphi’den bu luğu, kötülüğü yazdıklarını okunmaz kılı- yana Komünist Manifesto’nun başı- yor, edebiyat olmaktan uzaklaştırıyor. na gelenler koskoca bir kitap olur. Cioran, “İnsan bir ülkede yaşamaz, bir Can Yayınları’ndan çıkan Komünist dilde yaşar. Ülkemiz, anayurdumuz dil- Manifesto’nun önsözünde ayrıntılı bir bi- Detaylı Bilgiler dir, başka bir ülke yoktur” derken ne ka- çimde yazdım bunu. dar haklıymış. n Özellikle dinsel dogmanın ve si- Kanımca, bu gerileme, son dönemde yasal erkin baskısı altında; özgür dü- Türkiye’nin dilinin tutulmasının, dilinde şünmenin, tartışmanın uzağına sav- yaşamamasının bir sonucu! rulmuş hallerimize bakınca çeviride Kitabı sizi en çok zorlayan ne oldu? YAZARI SİLİP ATMADAN… Ya da zorlandığınız oldu mu bu yüz- n Çeviren, Türkçe söyleyen, Türk- den? Öyleyse bu sorunu nasıl aştınız? çeleştiren… Sizin seçiminiz hangisi? Mutlaka zorlanmışımdır. En çok da Can Yücel, “Çeviri denen uğraş başka baskının, sansürün nereden geleceği- bir dilde yeniden yaratmak, yeniden pat- ni bilmediğim durumlarda. İnsan evla- latmaktır” demişti. Araştırmacılar, öğrenciler ve genel bilgiye ilgi duyan dı bir tuhaftır; bir bakarsın, çalıştığın ga- Gerçi bu sözde doğruluk payı yok de- zeteden gelmiş sansür. Çeviride ise bu herkes için el altında bulundurulması gereken ğil ama Türkçe ustası Can Yücel bence konuda zorlandığımı söyleyemem. Hiç- ayrıksı bir örnek. bir otosansür uygulamadan yaptım çe- önemli bir çalışma olarak öne çıkıyor. Yıllar önce Shakespeare’den yaptığı virilerimi. n Bahar Noktası çevirisini yayımlarken ki- tabın kapağında “Türkçe söyleyen” ya 1 Bir Çevirgenin Notları, Celâl Üs- da “Türkçeleştiren” de dememiş, “Wil- ter, deneme, Can Yayınları, 2. Basım: liam Shakespeare-Can Yücel” demeyi Mayıs 2019, s.87 yeğlemiştim. 2 agy, s. 12 Ben, daha çok, çevirmenin çevirdi- 3 agy, s. 101 -Seçkin Yayınevlerinde- 7 Kasım 2024 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear