25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

MÜGE İPLİKÇİ’DEN ‘COLUMBUS’UN KADINLARI’ ‘Bir kadının kendisi olması, ayaklarının üzerinde yükselmesi en büyük devrim!’ “Dinleyin” diye başlıyor ilk öykü ve 1450’lere uzanıyoruz Müge İplikçi’nin alegorik anlatının baskın olduğu, kimi felsefi kimi psikolojik çıkarımlarla sorgulamaya yönlendiren Columbus’un Kadınları (Can Yayınları) kitabında. Kitabında Christopher Columbus’un Santa Maria adlı gemisinden yola çıkararak geliştirdiği izlekte, kadınlar arasındaki ilişkileri kadınlar için güçlenmenin önemli bir alanı olarak öne çıkarıyor İplikçi. Ülkesinden binlerce kilometre uzaklıktaki kadınların sosyal ve kültürel alanda yaşadığı çatışmayı ve değişimin hikâyesini anlatıyor. sa hemen hepsi orada eridi ve doğrusu erimesinden de hiç de, bizzat seçtikleri bir var olma biçimi de denilebilir. Ka- MEHMET S. AMAN şikâyetçi olmadım. nımca kimliğe yaslanmak yerine kimliksizliği tercih etmek mehmet.aman@cumhuriyet.com.tr İngilizcemdeki aksan örneğin, bana çok özel bir özgür- gerçekten farklı bir direniş biçimidir. lük alanı tanıdı. Onların Müslüman, Doğulu, örtülü, ak- Yıllar önce bu kitabı yazarken bunu düşünüyordum, yıl- GİZLİ KAHRAMAN SANTA MARIA! sanlı, çekingen vb. diye tanımladıkları kadın tipinin içim- lar sonra farklı bir biçimde Yıkık Kentli Kadınlar kitabım- n İlk olarak Columbus’un Santa Maria gemisinin ağ- de bir yerlerde gezindiğini hissettiğimde başta çok şaşır- da da çıktı bu karşıma. Bu kimliksizliğin ya da kimliksizli- zından bir düş kırıklığı ve ikilemleri okuyoruz küçürek dım ama sonrasında bu yanımı da önemseme- ği tercih etmenin ana unsuru, yeni mücadele alanları geliş- öyküde. Kadınların ana izlek olduğu kitabı- ye başladım. tirme ve ezberleri bozma fikrinden besleniyordu. Aslında nızda Santa Maria neler anlatıyor? Columbus’un Kadınları’ndan sonra yazdığım bu hiçbir yerdeyim demek değil, hem oradayım hem de bu- Santa Maria tarihin içerisinden seslenerek, ale- Kaf Dağı kitabımda anlattığım Pakistanlı ka- radayım demek. Geçişkenliği temsil ediyor. nen “kullanıldım” diyor. Asıl keşfi ben yaptım dın bu izleri taşıyan bir kadındı ve bana hiç ya- n Kadınlar kimliksiz fakat aynı zamanda köklerin- ama kahraman olamadım... Doğrusu onun öze- bancı değildi. Doğrusu Columbus’un Kadınları den uzak, sıla hasreti çeken kadınlar. Kitabınızın özelin- linde tüm gizli kahramanlara küçük bir hatırlat- sonradan birçok öykümde de karşıma çıkacaktı. de hem kimliksiz hem de yurt / kültür hasreti çekmeyi na- ma yapmak istedim. “Kullanılmaya izin verme- Onların sığındıkları aidiyetler ve bir biçimde sıl tanımlarsınız? yin kadınlar” demek istedim sanırım... soluklandıkları kimi aidiyetsizlikler bana yol Bu bir çelişki gibi gözüküyor, değil mi? Bence değil... O Santa Maria bir gemi olsa dahi, onun için ara- gösterdi ve göstermeye de devam edecek. Bi- kadar net anladığım bir duygu ki bu. Şimdilerde sıkça dü- nılan bir mesaj varsa, o da olsa olsa budur. El- raz önce bahsettiğim Yıkık Kentli Kadınlar adlı şündüğüm “eve dönüş” temasına da göz kırpıyor. Evet, bette keşiflerin nasıl “erkek elinden” çıkma bir depremzede kadınlarla yaptığım etnografik ki- eve döneriz. Ancak yola çıkıp döndüğümüz o ev, yola çı- düzmece olduğunu da dile getirmek istedim. tabımın da esin kaynaklarından biri bu kitaptır. karkenki ev değildir artık. Çünkü biz değişmişizdir. n Santa Maria’yı dile getiren “keşif yap- Ancak bu, o “evi” deli gibi özlemeyeceğimiz anlamı- ma” isteğinin esin kaynağını anlatır mısınız? AKILLI, DERTLİ, DİRENGEN KADINLAR na gelmez. Esasen, döndüğümüz yerin kendi içimizdeki ses Bu kitabı yazdığım sırada Tzvetan n Kitapta bir araya gelen farklı farklı “kadın- olduğunu da bir sonraki seferde anlayacağız. Todorov’un Amerika’nın Keşfi kitabını çok ları” yazarı nasıl tanımlar? yeni okumuştum ve “keşif” fikriyle toprağın, kadın bede- Akıllı kadınlar diyebilirim. Dertli, yaşamın kaç bucak ol- ‘DEVRİMİ ÇOK SEVDİK AMA DEVRİM NEDİR ninin, dilin ve farklı coğrafyaların nasıl talan edildiğini bir duğunu görmüş, kimilerini sineye çekmiş, kimilerini dönüş- SORUSUNU DA SORMAYA DEVAM EDEREK...’ kez daha düşünme fırsatını yakalamıştım. Bir yüksek lisans türmeyi başarmış, kendini ve potansiyelini görmüş, çoğu kez n “Kovulacağımızı bildiğimiz halde devrimi çok sevdik” öğrencisiyken, ABD’nin Columbus kentinde bu kitapla bu- sınıfta kalmış, zaman zaman içe dönmüş, zaman zaman kaç- diyen Furuğ çıkıyor karşımıza, Tahran’ı özleyen Farah luşmamın bir tesadüf olmadığını biliyordum ve bu etnogra- mış, bazen saklanmış, bazen sessizce çekip gitmiş, sonra ge- ve İstanbul’u özleyen bir kadının çehresinde. fik kitabı yazdım. ri gelmiş, ardından tekrar yola koyulmuş kadınlar bunlar. Furuğ’un kadın mücadelesi özelinde “Kaküleli Bir Za- 20. yüzyılın son demlerini yaşarken, kadınların cephe- Kitaptaki beyaz yakalı kadınların öyküleri zaman zaman man” öykünüzden yola çıkarak size ve yazınınıza etkisini sinde değişmiş gibi görünen sömürü dinamiklerine, kim- şansın gerisine düşen öykülerdir. Santa Maria’nın yaşadı- sorsam, neler söylersiniz? lik, coğrafya, din ve dil üzerinden bakma ve hatta çağımıza ğı talihsizliğe yakın duruşları olduğu söylenebilir. Varken Furuğ esintisi şu an İranlı kadınlar için çok önemli bir yön veren yeni sömürü düzenine temas etme şansı da böyle yokturlar, yapmışken yapmamış sayılırlar. Görünmeleri ge- yerde duruyor. Benim için de. Ondaki özgürlük tutkusu doğdu. Şans derken kitabı yazmaktan bahsediyorum. rekirken silinirler... ve şiire hayranım. Columbus’un Kadınları’nı yazarken de n Kimliksizliğin baskın olduğu öykülerin ağırlıkta ol- hayrandım. Şimdilerde İran’da alevlenen hareketin dünya- ‘KENDİMDE BATILI DİYE DÜŞÜNDÜĞÜM duğu bir kitap Columbus’un Kadınları. Bu kimliksizliğin daki bütün kadınları ateşlediği ortada. Ancak bizim coğraf- NE KADAR KESKİN ALAN VARSA ana unsuru nedir? yamız için bambaşka bir tılsıma sahip olduğu da aşikâr. HEPSİ COLUMBUS’TA ERİDİ!’ Özellikle Filistinli Hannah’ın öyküsü, bu hususun altını Evet, devrimi çok sevdik. Ama devrim nedir sorusunu da n Kitapta son 100 yılını savaşlar ve iç savaşlarla geçi- çizer. Anlatıcıya “Senin dönecek bir ülken var en azından” sormaya devam ederek. Columbus’un Kadınları’nda bunun ren Tunus, Filistin, İran ve ayrıca Türkiye’den kadınla- derken Hannah, hem coğrafyanın kadın için ne anlama gel- kadınlar için nereye denk düşeceğini söylediğimi sanıyo- rın ortak noktası Columbus. Niçin Columbus? Özel bir diğini dile getirir hem de bütün kadınların belleklerinde ge- rum. Bir kadının kendisi olması, ayaklarının üzerinde yük- nedeni var mı? zinmesi öngörülen ve farklı direnç noktaları sunabilecek selmesi en büyük devrimdi. Hâlâ da öyle. Bu kitabı Columbus’ta yazmaya başladım. Orta Batı de- coğrafyasızlığa temas etmemizi sağlar. n Son olarak yeni çalışmalarınız var mı? dikleri o diyarda... Öte yandan Ortadoğulu yanımı çok net Sözünü ettiğiniz bu türden bir kimliksizliğe, özellik- Var ve yaşadığım sürece sanırım hep olacak. Bu da be- anladığım bir coğrafya oldu Orta Batı ve Columbus. Ken- le Doğulu kadınların Batı ile verdiği amansız mücadele- nim kendi çapımdaki devrimim. dimde Batılı diye düşündüğüm ne kadar keskin alan var- n ANN QUIN’DEN ‘BERG’ nn Quin’in 1964’te yayımlanan ilk romanı Berg (Çeviren: monologlarla bezeli, geçmişten anıların ve mektupların sürek- Aslı Anar / Everest Yayınları) şu cümleyle başlıyor: “Adı- li günyüzüne çıktığı, düşlerin gerçeğe karıştığı, kimi zaman Sa- Anı Greb olarak değiştiren Berg diye bir adam babasını öl- muel Beckett absürtlüğünü kimi zaman Anna Kavan karanlığını dürme niyetiyle bir sahil kasabasına geldi…” andıran bir anlatı. Berg ya da Greb uzun süredir yaşamında yer almayan babası- Çocukluğu babanın yokluğunda, bekâr annesiyle geçen ve nın izini bir sahil kasabasına kadar sürmüştür. Kimliğini saklaya- hayatı boyunca ruhsal sorunlarla boğuşan Ann Quin’den oto- rak hemen yanı başındaki odayı tutar ve kendisini babası, onun biyografik izler taşıyan roman, 1989’da Michael Austin yönet- sevgilisi ve biricik vantrilok kuklasının yer aldığı tuhaf bir mace- menliğinde sinemaya da uyarlanmıştı. n ranın içinde bulur. Berg, Ann Quin’in alışılmış deneysel üslubuna sahip, içsel Berg / Ann Quin / Çeviren: Aslı Anar / Everest Yayınları / 2022. 8 23 Şubat 2023 VEDAT ARIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear