26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Eskisi yenisi, öykümüz hangisi? Yeni yazarlara çokça yer açtığım biliniyor. Cumhuriyetimizin bu yeni yüzyılına başlarken, artık aramızda olmayan kimi yazarlarımız üzerinden görece “eski yazar” olgusunu deşip farklı bir yaklaşımla sözü gençlere getirebiliriz. Böylelikle konuyu, aynı zamanda yeni yazarların kendilerini ortaya koyma tutumları için de birer örnekçeye dönüştürebiliriz pekâlâ. ecati Tosuner’in 20 yıl önceki sorusunu unu- tamam: “Necati Tosuner ne zaman usta ola- N cak”. Kitaplı yazarlığının 40. yılında sormuş- tu Necati bunu, Dünya Öykü Günü’nde hıncahınç öykücü önünde “model” halinde. Soru salondakile- re değil öykücülüğümüzeydi, yazın kamuoyuna, ya- zarlarımıza. Her yazar, sırası geldiğinde ustalaşacağını, usta olarak anılacağını umar, doğal bu. Necati Tosuner bunu hepimiz adına, kimilerinin yayvan bakacağını bilerek yaptı. Ya gidenler, soramayanlar? Öyle ya Tosuner’e yaştaş 1940’lıları, önceki 20-30’lular kadar sonraki 50-60’lıları anımsayalım. Öyküde öne %40%40 çıkan, ama savrulup giden imzalara, genç sayılacak yaşta aramızdan ayrılanlara ne demeli? Sulhi Dölek (1948-2005), İzzet Harun Akçay (1953, 2011), Yücel Balku (1969-2003). İlk ikisi ellilerinde, öteki otuzlarında ayrılmış aramızdan. Gelin ömrünü öykü-romana, çeviriye vermiş bir yazarı da katalım kurulumu, işlenişi, anlatımı açısından bizi anlatılarında önünü açtığı farklı kişileriyle öne çıkan bunlara: Kâmuran Şipal (1926-2019). önemsenmesi gereken bir yazarla tanıştırıyor. İzzet Harun Akçay ne zaman usta olacak? Soramayacaklarına göre bu imzaların yerine bizim Kişilerin, olaylara yaklaşımındaki yumuşak tutum, sormamız gerekmez mi Necati Tosuner sorusunu? YÜCEL BALKU… Dölek’in halkçı dayanağa sahip açık biçimli Her yazarın zengin okur yelpazesi bulunsa da Yücel Balku, gepegenç yaşta aramızdan ayrılmış, öykülemesinde, yüksek gerçektenlik duygusuyla “usta”lık olgusu apayrı bir gizeme sahip çünkü. öyküye verdiği emekle, bunlardaki soyutlayımla, okuru çarçabuk kuşatan hünere dönüşüyor. dönüştürümle göz çelmeyi başarmış bir KÂMURAN ŞİPAL… Aykırı gerçekçi, yer yer grotesk çizgiye karşın ince öykücümüz. Kâmuran Şipal, 1960’larda yayımlanan öykülerini denge üzerinde duygudaşlık, özdeşleyim yaratarak Ölümü ardından yayımlanmamış metinleri de Gece Lambalarının Işığında (YKY, 2009) başlığı kayabilen bir yazar o. eklenerek “Bitmemiş Külliyat” olarak yayımlanan altında toplu basımla okurla buluşturdu, bir kez Dramatik akışın nasıl gelişebileceği yönünde Sükût Ayyuka Çıkar (Can, 2011), onu tüm daha gündemimize getirdi. önceden tasarladığı beklenti eşiğini, farklı verimleriyle ortaya koyuyor. Öykülerde anlatıcılar veya öykü kişileri olayları rastlantılarla şaşırtmacaya dayalı cilalayıp okurun Kullandığı simgeler, bizi farklı imgelere yöneltirken dıştan izleyen, bunlara pek karışmasa da olup metne koşut gizli bir koşuya çıkmasını sağlıyor. öykülerinde, her adımda okuru kuşatan bir evren bitenleri yeniden kuran yanlarıyla belirginleşiyor. Tahsin Yücel’den çok farklı olarak aykırı gerçekçi kurduğu söylenebilir onun. İzlenimci anlatımla kamera-göz benzeri güvensizlik çizgisini kara anlatıyla doruğa taşıyan, geleneksel Bu öykülerde kişiler, anlatının kuruluşunu içinde hep dıştakilerin peşinde birbirine sözdizimi kavrayışıyla çağıltılı bir anlam çoğulluğu içten dışa kurdukları halkalar aracılığıyla, yazar örgülenirken, sıkışmış, kuruyup kalmış su damlası yaratıp artalanı derinleştirerek bu yalınlıktan yokmuşçasına var ediyor üstelik bunu açık bir anlatı benzeri iz bırakıyor bu kişiler. kavramsallık çıktısı yaratmayı başaran Sulhi Dölek biçimiyle kol kola girerek sunuyor Yücel. İnsanlar, görünürde durgun bir yaşam sürse ne zaman usta olacak? Bireyle çevresi arasında karşılıklı ilişkilenimde de azıcık deşildiğinde dipte gizil güç halinde gerek bunu biçimlendirişi gerekse soyutlayımı, İZZET HARUN AKÇAY… bir gerginliğin beklediği, aralarında hiçbir sorun dönüştürümü açısından oyunbaz, dikkat çekici İzzet Harun Akçay, 1990’lar öykücülerinden olsa da yokmuş gibi görünse de bir etkime, yönleniş düzey sergileyen, öyküsünde bireyin, kendisine de daha çok Gülistan (Berfin Bahar, 2005) başlıklı öyküler aldıkları hemen ayırt ediliyor. gizemli göründüğü olgusunu açığa çıkarmayı bilen demetiyle dikkati çekmiş, bu arada romanlarında Tüm öykü kişileri, çözümsüz yaşamlarıyla ilginç Yücel Balku ne zaman usta olacak? sergilediği düzeyle ilgi uyandırmış bir kalem. konum sergiliyor. Çünkü Şipal, öykü kişilerini kendi Evet, eski aylar için hocaya söyletirler ya Gülistan’daki öyküler, genelde anlatımcı çizgide gerçeklikleri içinde yapılandırırken, bunun ardına “Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar” diye, buna göre algılanabilir ancak Akçay, bunu eğretilemeyle, geçip yalnız, münzevi dünyalarıyla burukluklarıyla yazarların yaşarken parlak birer yıldız halinde yerine koymayla dengeleyip görece farklı bir derinlik canlandırıyor onları, kişilerin sergilediği devamlılık sergilediği duruşu, usta olarak ne zaman anılmaya içiriyor anlatısına. da sürece yayılarak izleniyor böylece. koyulacaklarını sormayı bırakacağız bir yana, Ayrıca eklemek gerekir; biçemsel değişikliğe Öykülerden yansıyan içbükey bakışla, döngüsüne sönümlenmiş eski yıldız olduklarını düşüneceğiz ha, dönük tutumuyla, şairliğinden getirdiği dilsel kapanan evrenlerin içe dönük sorgulayıcı kişileriyle olacak iş mi bu? açılımla, bunların genişliğiyle de öyküyü köpürtüyor geçmişi yeniden kurmakla kalmayıp bunu sarsarak Yoksa yaşamamış, yazmamış, öykü kaleme İzzet Harun. silkeleyen, öykü tezgâhında bunu yeniden dokumanın almamış mı sayacağız onları? Üstelik alanlarında Bu tutumu hem anlamlandırmaya dönük güçlü iç önünü açan Kâmuran Şipal ne zaman usta olacak? ustalık sergilediklerini bile bile? Nitekim bugün ses yaratıyor öyküde hem de okurdaki sorgulayıcı yüzlerce öykücümüz var, var olanlara her yıl onlarca SULHİ DÖLEK… yanın açığa çıkmasını sağlıyor. yeni imza katılıyor ayrıca. Cumhuriyetimizin ikinci Sulhi Dölek, Süper Baba, İkinci Bahar gibi Demek ki yazarın verimleri, bu yanlarıyla yüzyılındaki bu ilk birkaç ayı gelin öyleyse biraz da 1970’lerden 2000’lere uzanan süreçte milyonlara görmezden gelinemeyecek dikkat çekici düzey, bu yenilere ayıralım. n ulaşan popüler halk dizilerinin senaryolarına imza nitelik sergiliyor. atmış, yaygın tanınırlığı olan bir öykücü, romancı. Sabırlı yaklaşımla kurduğu geniş soluklu www.sadikaslankara.com, her perşem- Yayıncısı Eksik Parça tarafından okurla öykülerinde yaydığı evrenleri, bu evrenlere be öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında buluşturulan Vidalar (1983) Aynalar (1994), yerleştirip toplumsalcı, insansal duyarlıkla işleyip güncellenerek sürüyor. 12 16 Kasım 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear