Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sözü dönüştüren
anlatıcı:
Hasan Özkılıç
Yolda olmak… Yola düşmek… Hasan Özkılıç’ın Şima
romanını okurken çıktığınız okuma yolculuğunda “yol”
imgesinin bütün durumlarını / duruşlarını derinlikli
biçimde hissedersiniz. Yol, bir durumdur; yola düşen
kişinin de yolda olma hali bir duruşu sergiler.
ikâye anlatıcılığında yol, birçok “Doğu” imgesi her yönüyle romanın do- yirmi beş karekod’un gösterimi, metin- dır. Tutkuyu askıda bırakandır. Anlatı-
anlam içerir. Sözlü anlatıdan ta- kusunda yer ediyor. Anlatılan mekânlar, sel / anlatı bağlantılarıyla verilmesi de da karşımıza çıkan âşık kadınlar / âşık
H şınan âşk / aşık hikâyelerinde yansıtılan tutkular, dile getirilen gelenek- kurmacayı zenginleştirir. olunanlar, bu uğurda şiir yazanlar, ya-
yola düşmek çoğunlukla bir arayışı, git- sel yaşam izleri.. ilk belirenlerdir. zılan şiirlerde kendilerini bulanlar bu
meyi, kavuşma özlemini simgeler. Âşık Şima ile Behram hikâyesi, çağdaş BUGÜNÜN ‘YENİ ROMAN’ FORMU! hikâyenin tamamlayıcı unsurlarıdır.
olunanın peşine düşmek, kaybedile- Kerem ile Aslı hikâyesidir bir bakıma! Bugünün “yeni roman” formunun na- Şima’nın annesi Sahar Hanım’ın şa-
ne, gidene varmak arayışıdır aynı za- Aşka, kadına, Doğu’daki kadının var sıl olabileceğini, klasik anlatı biçimi- ir Pervin-î İtisâmî’nin yazdıklarında ken-
manda. oluşuna bakıştır Şima’nın öyküsü. Ardı- ni tamamen unutarak yazmak yerine, dini bulması; Melike’nin köyündeki cüz-
Şima (Everest Yayınları) bu anlamda na düşülen, küstürülen, bırakılan, sevi- bunu çeşitlendirerek yazmanın kaçınıl- zam hastalığı üzerine belgesel film çe-
sözlü anlatı geleneğinin anlatı formu, iz- len, aranan, karşılaşılan, tutkuyla bağ- mazlığına bir örnektir Şima’da Hasan kimine gelen Füruğ’un ondaki izleri, ai-
lek çeşitliliğini içeren bir doğu anlatısı ola- lanılan… Yitirince de değeri anlaşılan, Özkılıç’ın kullandığı form. lede okunan şiirleri…
rak çıkar karşımıza. tutkunun ve sevmenin ne anlama geldi- Romanda sıklıkla, yinelenerek karşı-
Hasan Özkılıç, geleneksel ile moder- ğini öğrenen / öğreten… mıza çıkan Sabırtaşı Evi, Şairler Mezar- ŞİİR ÜLKESİ İRAN’IN KADIN
ni buluşturan bir bakış / anlatım üzerine Hikâye içinde hikâye, masal için- lığı, kör adam motifleri yer yer metafor, ŞAİRLERİNE GÖNDERMELER
kurar Şima romanını. Anlatılan hikâye de masal formunu iyi bilen bir anlatı- göndermeleri olan simgelerdir. Olan ol- Bir “şiir ülkesi” olan İran’ın kadın şa-
ile yazılan romanın içselleştirilip kur- cıyla karşı karşıyayız. İran’ın sınırımı- mayanı, yaşanan yaşanmayanı, görü- irlerine yapılan göndermeler Behram’ın
gulandığı anlatı; “şimdi”nin yaşanılanı za yakın kenti Maku’dan Tebriz’e, ora- nen görünmeyeni bağlantılar kurma ve yazar-anlatıcı’nın bunlarla ilgisi ro-
/ anlatılanı olarak üst kurmaca biçimi / dan İsfahan’a uzanan yolculukta Beh- yordamı olarak okumamızı sağlar. manı zenginleştiren göndermeleri içerir.
söylemi karşımıza çıkar. ram, kendisini terk edip yurduna dönen Roman yola düşme, arayış hikâyesiyle Kendisini terk eden eşi Şima’nın ardı-
Öyle ki, yirmi dokuz bölüme yayılan yol Şima’nın arayışındadır. başlayıp ilerlerken, anlatıcı Behram, bu na düşen Behram’ın hikâyesi bir yanıy-
hikâyesini yaşayan / anlatanın bakış açı- Onun yolda olma halinin öyküsü- kez, karşılaştığı kişilerin hikâyelerini ken- la yol / yolculuk anlatasıdır, diğer ya-
sıyla okuyup izlerken; yaşanan / dönü- nü, başından geçenleri, karşılaştıklarını, di hikâyesine katarak arayış yolculuğuna nıyla da tutkulu aşkın sürükleniş öykü-
len / hissedilip yazılan zaman’ın anlatı- hissettiklerini, tutunduklarını dile getirir- devam eder. Anlatılan her bir hikâyedeki südür. Tebriz ise romanın dokusunda
cısı da “şimdi / oda” adı verilen yedi bö- ken; biz de, okur olarak o hikâye anlatı- gerçeklik, adeta anahtar / açımlayıcı / bir kent olarak varlığını hissettirir.
lümde, adeta yolun / yolcunun / yolda cısına (inanarak) eşlik ederiz. bağlantı kurucu öğe / motif olarak, ro- Hikâyesi anlatılanla öyküsü yazılan
olanın / arayanın / anlatanın gölgesi ola- Özkılıç, yapıtının üst kurmaca yanını pe- manın anlatı dokusunu biçimler. romanın anlatı katmanında iki ses ola-
rak bu anlatıyı kurma öyküsünü dile ge- kiştiren bir başka şey daha yapar; yazar- Elbette bunların başında Melike’nin rak belirir. “Şimdi” ve burada olup bi-
tiren yazar’ın sesi olarak karşımıza çıkar. anlatıcı’nın -bu hikâye anlatıcısının göl- hikâyesi gelir. Bir “siga kadını” olarak tenlerin tanığıdır anlatıcı ses. Yaşayan-
gesi olarak, o çıkılan yolculuğun seyrini tutsak olduğu bir törenin “kurban”ı Me- la görüp gözleyinin buluştuğu bir anlatı
DOĞU İMGESİ... görsel olarak zenginleştirir. Bunu da ro- like; romanın taşıyıcı, dönüştürücü figü- olarak Şima, Doğu anlatıcılığının renk-
Özkılıç anlatısını katmanlı kılan yalnızca manın sayfa kenarlarında karekod kul- rüdür. Öyle ki adı hep bir iz olarak ro- lerini taşıması bakımından da uzun sü-
bu kurgulayış biçimi değildir. Bir hikâye lanarak yapar, orada gidilen / anlatılan manda yer eden Şima’yı da gölgeler. re hafızanızda yer edecektir eminim.
anlatıcısı olarak karşımıza çıkan Beh- yerlerin görsel olarak izlenmesini sağlar. Anlayan, anlatan, sürüklenen Beh- Romanı okuyup sonlarken, sizde ka-
ram; kaybettiği, ardına düştüğü Şima’nın Bir bakıma yazarın eşlik ettiği ram, Doğu tutkusunun bir kahramanı- lanları / iz bırakanları düşünürken, Javier
“Kerem”idir aynı zamanda. Bugünün aşk- “hikâye”, Behram’ın başından geçenle- dır. Bildik Doğu aşk hikâyelerinin ne- Cercas’ın şu cümlesini de anmanızı iste-
larının nasıl yaşandığının gösterenidir. rin tanıklıklarının “mekânsal hakikat”ını rede / nasıl yaşanabildiğini hatırlatan- rim: “Kurmaca kurtarır, hakikat öldürür.” n
FABIEN TOULMÉ’DEN EZBER BOZAN BİR YOLCULUK: ‘İKİ YAŞAM’
“Hakim’in Yolculuğu” üçlemesiyle tanınan bir işi ve güzel bir evi olmasına karşın aşka, sıkı zamanıdır.
Kitabında geleceğe dair düşleri ertelememeye
dostluklara ve küçük uçarılıklara karşı mesafelidir.
Fransız çizer Fabien Toulmé dokunaklı grafik
dikkat çeken Toulmé, konfor alanlarımızdan
romanı İki Yaşam’da okuyucuları ezber bozan Sakin dünyası, hiç beklemediği bir anda aldığı
çıkmaya, hayatı ıskalamadan doyasıya yaşamaya
bir iç yolculuğa çıkarıyor. sarsıcı haberle başına yıkılır: Sadece birkaç aylık
ve herkesi kendi hikâyesinin peşine düşmeye
Çocukluğundan bu yana hayallerini hep ertelemek ömrü kalmıştır. Genç adam, hayalini kurduğu
davet ediyor. n
zorunda kalan Baudouin, otuzlu yaşlarında, yalnız hiçbir şeyi gerçekleştirememiş olmanın pişmanlığı
bir adamdır. Sanatla ve felsefeyle ilgilenen, seyahat ve öfkesi ile baş başadır. Luc, kardeşinin her şeyi
İki Yaşam / Fabien Toulmé / Çeviren:
tutkunu çapkın abisi Luc’ün tersine monoton ve sıkıcı geride bırakıp onu kendisiyle Afrika’ya gitmeye
Damla Kellecioğlu / Desen Yayınları /
bir yaşantısı vardır. İyi bir eğitimi, dolgun maaşlı ikna eder. Baudouin için artık kozasından çıkma 272 s.
22 23 Haziran 2022