22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

IŞIK KANSU’DAN ‘CUMHURİYETÇİ OLMAK’ ‘İktidarın amacı tek ve bellidir: Cumhuriyeti yıkmak!’ Cumhuriyetçi Olmak adlı, Cumhuriyet Kitapları yeniden kurmak olduğunu vurguluyor: tarafından yayımlanan incelemesinde, Cumhuriyetin “Karşı devrim, 20 yıldır devrimi kemirmekte. harcını ve Türk Devrimi’nin bütünlüğünü, Bizlerse ayaktayız, direniyoruz. Örgütlerimizle, vazgeçilmezlerini, farkını, özgünlüğünü tüm gazetemizle, bilinçli gençlerimiz ve özellikle katmanlarıyla çözümlüyor usta gazeteci ve yazar de dirençli kadınlarımızla... Demek ki Işık Kansu. Cumhuriyet yıkıcılarından çekirdeğimiz sağlam. Yeter ki özgün yanımız Cumhuriyetimizi geri almak yolundaki irade ve olan bağımsızlığımızı yitirmeyelim.” gidişatı yorumluyor. Işık Kansu kitabında, yürekli devrimciler İktidara geldiğinden bu yana Cumhuriyet’in dedesi Nafi Atuf Kansu, babası Ceyhun Atuf kazanımlarını ortadan kaldırmayı hedef Kansu’yu, evlerinden eksik olmayan, 6 Haziran edinmiş bir kadro ile karşı karşıya olduğumuzu 1978 tarihinde çalışmaya başladığı Cumhuriyet imleyen Kansu, görevimizin bu yıkıntıyı onarmak gazetesine adım atışını, o yılların Ankara’sını ve değil, Cumhuriyeti temel taşlarını kullanarak Cumhuriyet gazetesini de paylaşıyor. Bu açıdan gerici, bulanık bakış- ‘AYDINLANMA’NIN IŞIĞI SÖNMEZ’ GAMZE AKDEMİR lı ve kullanışlı çevrelerce, Türk n Ülke pazarlayıcılarından, Devrimi’nin aşağılanmaya, küçül- Cumhuriyet yıkıcılarından Cum- ‘TÜRK DEVRİMİ ÖZGÜNDÜR’ tülmeye çalışılması boşuna çabadır. huriyetimizi geri almak, hür olma- n Cumhuriyetçi Olmak (Cumhuriyet ya yeniden kavuşmak yolundaki Kitapları) adlı incelemenizde Cumhuri- ‘BUGÜN TÜRKİYE irade ve gidişata yorumunuz nedir? yetin harcını ve Türk Devrimi’nin bü- YÖNETİLEMİYOR!’’ Aydınlanma’nın ışığı sönmez. Hangi tünlüğünü tüm katmanlarıyla çözümlü- n “Bizi millet seçti” cümlesini ülkeyi, toprağı ışıttıysa; orası verimli yorsunuz. Vazgeçilmezlerini burada da emellerini gerçekleştirme yolun- ve doğurgan olur. Hiç kuşkusuz, her anmanızı rica ederim. Cumhuriyetin ve da manivela olarak kullananları, devrimin içinde onu kemiren bir kar- Türk Devrimi’nin farkı, özgünlüğünü “1923 Devrimi’ni mandacı, gerici şıdevrim kurdu vardır. Karşıdevrim, çözümlerken hangi noktalara dikkat çe- bir kadro elinde, Cumhuriyeti ze- 20 yıldır devrimi kemirmekte. Bizler- kiyorsunuz? hirleme, içten çürütme yoluyla ve se ayaktayız, direniyoruz. Örgütleri- Türk Devrimi gerçekten özgündür. diktatörlükle yıkma girişiminde bu- mizle, gazetemizle, bilinçli gençleri- 19. yüzyılın başından başlayarak Fran- lunmak ve “ikinci’yi kurgulamak miz ve özellikle de dirençli kadınla- sız Devrimi’nin de esintileriyle Osman- yolunda alınan mesafeyi” nasıl ir- rımızla... Demek ki çekirdeğimiz sağ- lı İmparatorluğu’nda Batı’nın baskısıy- deliyorsunuz? lam. Yeter ki özgün yanımız olan ba- la yapılan değişimler, Birinci ve İkinci Bugün Türkiye, Türk Devrimi’ni ğımsızlığımızı yitirmeyelim. Meşrutiyet’e doğru evrilmiştir. aşağılamayı görev bilmiş bir kadro Gerçekten bu ilerlemeler önemlidir ve yad- tarafından yönetiliyor. Aslında yö- ‘DEVRİMCİLİK BİR DAĞ sınamaz. Ancak, devrim değildirler. Ken- netilemiyor. Durumun, ekonomik YOLUDUR. SOLUĞU YETEN di toplumunu ve dünyayı sarsmamışlardır. ve toplumsal açıdan ne kadar kötü YAYLASINA ÇIKAR!’ Oysa Türk Devrimi, Osmanlı’nın yüz- olduğunu yaşayarak görüyoruz. Yalnızca ülke bağımsızlığından yıllarca görmezden geldiği, dışladığı Ay- İktidara geldiğinden bu yana söz etmiyorum. Siyasette, bilim- dınlanma atılımlarını, toplumsal devrim- Cumhuriyetin kazanımları ile didiş- de, düşüncede, yaşamın her alanın- leri, sanayileşme, insan hakları, adalet ve meyi, hatta ortadan kaldırmayı hedef da bağımsızlık. Bir de hiç kuşkusuz, demokratikleşme alanında atılan evrensel edinmiş bir kadro ile karşı karşıyayız. Cumhuriyet ilkeleri içinde parla- adımları içinde barındırır. Bu kadro Aydınlanma’nın getirdi- yan devrimciliğimizi unutmayalım. Üstüne emperyalizme karşı tüm yok- ği tüm estetik, bilimsel, sanatsal, akıl- Devrimcilik bir dağ yoludur. Soluğu sulluğa ve olumsuz koşullara karşın ve- cı bilinçten uzak, lümpenliği ve ca- yeten yaylasına çıkar. NECATİ SAVAŞ rilmiş bir ulusal kurtuluş başkaldırısı ve hilliği cesaretlendiren, 21. yüzyılda n Herkes Atatürkçü olamaz, çünkü? başarısının getirdiği bağımsızlığı ekler. hâlâ dogmalarla hareket eden, dünya Kitapta da vurgulamak istedi- Bağımsızlık anlayışıyla; ezilmiş, sö- sömürgenlerine karşı başı eğik, kendi ay- çürütmeye kalkıştıkları o yıkıntının altın- ğim gibi.... Atatürkçü olabilmek zor iştir. mürülmüş ve sömürülmekte olan halklar dınlarına ve muhaliflerine karşı zorba ol- da kalmışlardır. Görevimiz, bu yıkıntıyı Emek ister, akıl ister, yürek ister, cesaret için bir örnek oluşturmuş olan Türk Dev- mayı seçen bir kindar kadrodur. Amaçla- onarmak değil, kem küm etmeden, oraya ister, bağımsız, özgür düşünebilme, du- rimi evrenselleşmiş, tıpkı Fransız, Rus rı tektir ve bellidir: Cumhuriyeti yıkmak! buraya sapmadan, ilkesiz sığlıklara kapıl- yabilme, sezebilme, karar verebilme ve devrimleri gibi insanlık tarihinde onurlu Saray’dakinin eşinin dediği gibi “90 yıllık madan Cumhuriyeti temel taşlarını kulla- uygulayabilme ister. Herkesin harcı de- yerini almıştır. enkazı kaldırmaktır” Bugün, altını oyup narak yeniden kurmaktır. ğildir. Külhanlık değil, yiğitlik ister. n OSMAN OLCAY’DAN ‘MONTRÖ BOĞAZLAR KONFERANSI: TUTANAKLAR-BELGELER ağdaşlaşma atılımlarıyla uluslararası top- Sözleşmesi’nden aldığı yetkilerle donanmış olan Konferansı’nı arı bir Türkçeye çevirerek kırkın- luluğun saygın ve sözü dinlenir bir üye- Türkiye, İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş gi- cı yılında kitaplaştırmıştı. Montrö Boğazlar Kon- Ç si haline gelen, boğazlar üzerinde kontrol bi dünyanın geçirdiği en zorlu dönemlerde, hem feransı: Tutanaklar-Belgeler adlı kitap da o çevi- sahibi olmak için Milletler Cemiyeti’ne nota ve- boğazlardaki egemenliğini tartışmasız biçimde ridir. Kitap saygın hukuk uzmanı Rıza Türmen’in rerek bir konferans toplanmasını talep eden ye- sürdürmeyi hem de bu kadar stratejik bir su yolu- bu yeni baskı için yalın bir anlatımla kaleme aldı- ni Türkiye Cumhuriyeti, 1936’da Montrö’de top- nun hasım devletler arasında çatışmalara yol aç- ğı önsözle sunuluyor. n lanan konferansta, kararlı tutumu sayesinde is- mamasını sağlamayı başardı. Mülkiye’nin efsane tediğini alarak boğazlarda egemenliğini kurdu. hocalarından Seha L. Meray, Büyükelçi Osman Montrö Boğazlar Konferansı: Tutanaklar- Aradan geçen on yıllar içinde esasta bir değişik- Olcay ile birlikte Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni Belgeler / Osman Olcay / Türkiye İş Bankası liğe uğramadan devam eden Montrö Boğazlar ve bu sözleşmeyi ortaya çıkaran Montrö Boğazlar Kültür Yayınları / 840 s. 6 17 Mart 2022
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear