Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                kamu düzeninin parçası. Sözleşme, Avrupa’nın insan hak- kararlara karşın tutumunu değiştirmiyorsa elbette üzülüyor-
AİHM’nin ne ölçüde aktivist olması konusunda hiçbir za-
man bir görüş birliği olmadı. Bu konuda her yargıcın değişik ları anayasası. O nedenle AİHM büyük bir saygınlığa sahip. sunuz. Türkiye’nin demokratik ülkelerce benimsenen in-
görüşleri vardır. Ancak AİHM’nin 70 yıllık yerleşmiş bir iç- Kararları davaya taraf olmayan devletler bakımından da et- san hakları standartlarına uyum sağlaması için her şeyden 
kili oluyor. AİHM, 70 yıllık içtihadıyla Avrupa’da bir ortak önce AİHM kararlarını uygulaması gerekir. Türkiye ha-
tihadı var. Kararlara yön veren evrensel ilkeleri var. Bunlar 
yargıçların kişisel görüşlerini sınırlar. Kararlara egemen olan hukuk dairesi yarattı. Bu daire içindeki devletler, AİHM ka- len AİHM’in Kavala kararını inatla uygulamadığı için ihlal 
rarlarına uyum sağlamak için düzenlemeler yapıyor. Böy- prosedürünün işletildiği tek devlet. Bu süreç Türkiye’nin 
içtihattaki ilkelerdir. Ancak Sözleşme’yi yorumlarken, uygu-
lelikle ortak standartlar ortaya çıkıyor. Bir de bu daire için- Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkarılmasına kadar gidebilir. 
larken AİHM’in insan haklarını ve demokrasiyi korumak için 
de olup da ortak standartlara uyum sağlayamayan devletler Türkiye’nin insan haklarına saygılı bir hukuk devleti ola-
kurulduğu unutulmamalıdır. Yargıçlar Sözleşme’nin amacı-
var. Türkiye ne yazık ki bu grubun içinde. bilmesi için AİHM kararlarına karşı bu tutumunu değiştir-
na göre yorum yapmalılar ve karar vermeliler. 
Demokratik devletler topluluğu içinde olup da demokra- mesi gerekir. Özellikle ihlal kararları karşısında savunmaya 
‘DAVA YÜKÜ ALTINDA EZİLEN AİHM, BU YÜKÜ 
si, insan hakları, hukuk devleti alanlarında ortak standartla- geçip “Biz haklıyız, AİHM haksız” refleksinden vazgeçme-
ULUSAL DEVLETLERE BIRAKMAK EĞİLİMİNDE!’
rın gerisinde kalırsanız, saygınlığınızı yitiriyorsunuz. İkin- li. Taraf olduğu Sözleşme’nin yükümlülüklerini yerine getir-
Bir de şu var: Dava yükü altında ezilen AİHM, bu yü-
ci sınıf üye oluyorsunuz. Türkiye, insan hakları, demokra- meli ve AİHM kararlarını uygulamalı. 
kü giderek daha fazla ulusal devletlere bırakmak eğilimin-
si açığını reel politika ve stratejik önemi ile kapatmaya ça- n Devleti savunan konumundan, devleti yargılayan ko-
de. Nasıl ki takdir yetkisi, tamamlayıcılık ilkesi gibi dev-
lışıyor. Ukrayna savaşı da bu bakımdan yardımcı oldu. An- numuna geçmek kuşkusuz hiç kolay olmadı. Ve neden si-
letlerin yetkilerini artıran kavramlar son değişikliklerle 
cak bunlar geçici. Demokrasiyle yönetilen insan haklarına zin durumunuz diğer yargıçlardan farklıydı?
Sözleşme’ye girdi. Bu gelişme kararlara yansıyabilir. Ka-
saygılı bir devlet olmadığı sürece, üyesi bulunduğu grubun Benim durumum diğer yargıçlardan birkaç nedenle fark-
rarların daha tutucu olmalarına yol açabilir. 
ikinci sınıf üyesi kalmaya devam edecek. lıydı. Bir kere en fazla davanın geldiği bir ülkenin yargı-
Oysa sağ popülist rejimlerle yönetilen ülkelerde AİHM’e 
cıydım. Diğer yargıçlar sadece bir dairedeki davalara girer-
‘TÜRKİYE’NİN AİHM’NİN KAVALA KARARINI 
büyük rol düşüyor. Bu ülkelerde hukuk devleti rafa kal-
ken Türkiye’den açılan dava sayısı çok kabarık olduğu için 
İNATLA UYGULAMAMASI ÜYELİKTEN 
dırılmış. AİHM, insanların tek güvencesi, tek umu-
Türk davaları birkaç daireye bölünmüştü. Ben bütün dos-
ÇIKARILMASINA KADAR GİDEBİLİR!’
du. Ama AİHM’nin bu beklentilere karşılık verebilmesi, 
yaları okumak ve değişik dairelerde görülen davalara gir-
n Size çok soruldu evet, ben de yineleyeceğim: Türkiye 
Sözleşme’nin girişindeki demokrasi, hukuk devleti ilkeleri-
mek zorundaydım. İkincisi ben AİHM’deki görevime seçil-
ile ilgili ihlal kararı vermek sizi nasıl etkiliyordu?
ni koruyan kararları kabul etmesine bağlı.
diğimde, 32 yıllık Dışişleri memuruydum. Gerçi bu sürenin 
Ayrıca Türkiye’nin AİHM’nin belirlediği ortak insan 
önemli bir bölümünde insan hakları ve AİHM ile uğraşmış-
‘TÜRKİYE DEMOKRASİYLE YÖNETİLEN 
hakları standartlarına uyum sağlayamayan devletler gru-
tım. Ama devleti savunan konumundan devleti yargılayan 
İNSAN HAKLARINA SAYGILI BİR DEVLET 
bundan çıkması için neler yapması gerektiğini biraz daha 
konumuna geçmem kolay olmadı. 
OLMADIĞI SÜRECE İKİNCİ SINIF ÜYE OLARAK 
açmanızı rica ediyorum.
Bir geçiş dönemi yaşadım. İyi bir AİHM yargıcı olabil-
KALMAYA DEVAM EDECEK!’ Yargıç olarak karar verirken, taraflara eşit davranmak, 
mek için devletle göbek bağını kesmenin gerektiğini öğren-
n Bugün insan haklarının büyük bir gerileme içine gir-
davayı davalı ve davacının kimliğinden ya da ülkesinden 
dim. Bu çok önemliydi. Çünkü AİHM’de devletin ajanı gi-
diğinin gözlendiği popülist otoriter devletler grubuna dahil 
soyutlamak zorundasınız. AİHM’de davacı birey ile dava-
bi hareket ederseniz, inandırıcılığınız kalmaz, söyledikleri-
olduğuna dikkat çektiğiniz Türkiye’nin gerek Avrupa Kon- lı devlet eşit statüdedir. Karar biri ya da diğeri lehine çıka-
nizi kimse dinlemez. 
n
seyi içindeki konumu, gerek demokratik devletlerle olan iliş- bilir. Önemli olan kararın insan haklarına ve adalete uygun 
kileri bakımından durumuna yorumunuz? olmasıdır. Ama yargıç da insandır. Devletiniz aleyhine ağır Bir AİHM Yargıcının Not Defteri / Rıza Türmen / Ha-
AİHM, Avrupa’nın tek insan hakları mahkemesi. Avrupa insan hakları ihlalleri kararları çıkıyorsa hele devletiniz bu zırlayan: Işıl Kurnaz / İletişim Yayınları / 504 s. / 2022. 
REŞİT GÜNGÖR KALKAN’DAN ‘ÜLKÜ TAMER: GÜNEŞLE YIKANAN UMUT DENİZİ’
Antepli bir şair vardı!
Reşit Güngör Kalkan, Ülkü Tamer: Güneşle Yıkanan Umut Denizi 
(Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gazi Kültür Yayınları) isimli kitabında; 
Ülkü Tamer’i şair, oyuncu, öğretmen, yayıncı ve kültür insanı olarak çok 
yönlü merceğe alıyor. İlk defa yayımlanan belgelerle desteklenen kapsamlı 
çalışması boyunca ustanın şiirini ve yaşamının gölgede kalan yıllarını adeta 
bir roman atmosferinde sunuyor.
Oysa Reşit Güngör Kalkan bu çalışmasın-
MİHRİBAN BEYAZ
da, Ülkü Tamer’i merkeze almakla birlik-
te, kıyıda köşede kalmış birtakım isimlere 
ŞAİR, OYUNCU, ÖĞRETMEN, YAYINCI 
ve olaylara Yaşamak Hatırlamaktır’ın dı-
VE KÜLTÜR İNSANI ÜLKÜ TAMER!
şından da bakıyor. 
Türk şiirinin önemli bir dönüm noktasını oluşturan ve 
Ülkü Tamer: Güneşle Yıkanan Umut De-
kuşak olarak etkinin sonuna kadar birçok şairde hissedil-
nizi, bu bağlamda ömrünü edebiyata ve sanata adamış bir 
uzanan gezilerle bezenmiş imrenilesi bir yaşam, evet. Şii-
diği bir dönemin şairini yazmak/anlatmak açıkçası çok da 
kültür insanının mirası dışında kalan ve mevcut kaynaklar 
ri gibi yaşayan ender şairlerden biri olarak Ülkü Tamer’in 
kolay bir uğraş olmasa gerek. 
üzerinden titiz bir çalışmanın ürünü olarak belge tarama- Antep’te başlayan yaşamı edebiyat ve sanatla gönenmiş, 
İkinci Yeni şairleri arasında, özellikle Ülkü Tamer hakkın-
sıyla oluşturulmuş yetkin bir kaynak.
kalemiyle geçinmenin zorluklarına karşın esprili kişili-
da çok şeyler yazıldığı pek söylenemez. En azından gerek 
Çalışma önemli ölçüde kronolojik bir sıralama eşliğin-
ğinden taviz vermeksizin tamamlanmış denilebilir. 
süreli yayınlar gerekse akademik çalışmalar tarandığında 
de ilerliyor. Bütünlük taşıması düşüncesiyle yaşamı, eser- İçinde bulunduğu şartlarla yaşam çizgisini belirgin kı-
bu düşüncemizin ne denli yerinde olduğu ortaya çıkacaktır. 
leri, kişiliği ve şiirimize kazandırdıkları iç içe sunuluyor. 
lan gerçeklik arasında gidip gelen bir eylem pratiği su-
Bu bakımdan Ülkü Tamer’in şair, oyuncu, öğretmen, ya-
nar sürekli. Evet, yaşamak bir tavır olarak aynı zamanda 
yıncı ve kültür insanı olarak bir bütünlüğün parçası arasın-
ŞİİRİ GİBİ YAŞAYAN ŞAİRİN  hak edilmiş bir duruşu da çerçeveleyecektir fakat her şe-
daki yerini, konumu belirlemek oldukça zaman alacaktır. 
İNCELİKLERLE ÖRÜLÜ YAŞAMI...
ye karşın Tamer, esprili, neşeli, bulunduğu ortamı şenlen-
Biyografi kitaplarıyla adından söz ettiren yazar Reşit Gün-
Bu noktada şunu vurgulamakta yarar olduğu kanısında- diren, yokluğunda aranan özgün yaklaşımından da hiçbir 
gör Kalkan, Ülkü Tamer: Güneşle Yıkanan Umut Denizi 
yım: Geniş bir zaman aralığına yayılan Ülkü Tamer’in ya- zaman vazgeçmeyecektir. 
(Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gazi Kültür Yayınları) 
şamı, şiiriyle önemli ölçüde paralellik gösteriyor. Tamer’in 
Ülkü Tamer: Güneşle Yıkanan Umut Denizi isimli ça-
isimli kitabında; şair, oyuncu, öğretmen, yayıncı ve kültür 
şiirlerindeki eksen temalar bağlamında disiplinli bir tutum- lışmanın kendi içinde bir disipline sahip olmakla birlik-
insanı olarak Ülkü Tamer’i, onun sözü edilen bu bütünlük 
la geliştirdiği çalışmalar bunun yetkin örneklerini sunuyor. te, kuru ve sıkıcı bir dile hapsolmadığı ilk cümlelerden de 
içindeki yerini, cömert bir yaklaşımla sunuyor.
Dolayısıyla bu durum, doğrucası Tamer’de ortaya çıkan anlaşılıyor. Kalkan, bu tutumunu görebildiğim kadarıy-
Adeta bir roman atmosferi içerisinde Ülkü Tamer’e 
temel izlek, şiirinin ustalığa varan geçitlerinde tartışmaya la bir tercih olarak uzun yıllardır diğer çalışmalarında da 
ilişkin bilinmeyenleri özellikle gün yüzüne çıkaran Kal-
kan, usta şairin şiiri ve şiirinin arka planı başta olmak yer vermeyecek denli işlevsel bir dil kullanmış olmasıyla sürdürüyor. 
açıklanabilir ancak. Her şeyi şiirine konu edinebilmiş ol- 81 yıllık yaşamında hep güzellikler sunan bir şairi, aynı 
üzere, yaşamının gölgede kalan yıllarına da ışık tutuyor.
Kuşkusuz Ülkü Tamer’in, renkli dönemlerini anlattı- ması ise, sözünü ettiğimiz süreçler boyunca dil, imge, buluş güzellikler eşliğindeki bir kentin özgün ruhuna eş bu ça-
ğı Yaşamak Hatırlamaktır bir anı-belge olarak sözü edi- ve söyleyiş bütünlüğünün ahenkli armonisinde aranabilir. lışmasıyla yeniden anımsamamızı sağladığın bu güzel ça-
len yıllara ilişkin önemli fotoğraf karelerinden oluşuyor. Tamer’in yaşamı inceliklerle örülü, geniş coğrafyalara lışma için teşekkürler Reşit Güngör Kalkan. n
6 8 Aralık 2022
            
    
