22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

KITAP l BEBEK l ÇOCUK cumhuriyetkitapcocuk@gmail.com l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Seni seviyorum Susam Susam’ı birazcık olsun sevmeyi deneyin, göreceksiniz, burası ne kadar güzel bir yer olacak. BURCU YILMAZ B ir günümü genellikle şöyle planlarım: Sabah: Büyüklerden gelen yazıları oku. Öğlen: Büyükler için yazılanları oku. Akşam: Küçükler için yazılanları oku. Sezer ve Tozar serisi ise bütün günümü ele geçirdi. Eğlenerek, gülümseyerek okuduğum kitaplar oldu. Ama bu matrak Sezer ve Tozar kitaplarını kelimenin tam anlamıyla kıkırdayarak okudum. Sezer ve Tozar serisi hem eğlenceli hem de zekice kurgulanmış. Kitaplardaki bütün hayvanların kişilik özellikleri öyle iyi verilmiş ki, her biri kendine has kahramanlarla, onların düşünceleriyle (yazarın değil) karşılaşmak beni bu seriye hayran bıraktı. Baştan söyleyeyim övgü dolu bir yazı okuyacaksınız. Zira büyük küçük herkesin okumasını istiyorum Sezer ve Tozar’ı. Anlaşıldı mı? Anlaşıldı değil mi? Hadi anlaşıldı deyin! ÇOMAR AMCA’NIN MİRASI Şehrin fabrikalarla dolu bir kıyısında yaşayan, yoksul kedi Sezer ve köpek Tozar’a bir gün postacı domuz Honkur bir mektup getirir. Tozar’ı endişelendiren bu mektupta (daha önce hiç mektup almamıştır ve bu kesin kötü bir haberdir! Zavallı köpek, yeni olan neyle karşılaşsa öyle endişelenip korkuyor ki bana yakın akrabalarımı anımsattı), ona ölen amcası yaşlı Çomar’dan bir pansiyon ve biraz da para kaldığı yazıyordur. (Pansiyon nedir bilmeyen Tozar’ın biraz ürktüğünü tahmin edersiniz herhalde.) Sezer ve Tozar’ın Körfez Pansiyonu’na taşınmasıyla ilk kitaptaki kahramanlarımızla yavaş yavaş tanışmaya başlıyoruz: Ölmüş babası doldurulmuş halde dükkânında onunla birlikte duran leylek Kurumlugil; her işten anlayan hiperaktif su samuru Susam (harap haldeki pansiyonu kısacık zamanda nasıl adam ettiğine şaşıracaksınız!); ihtiyar Çomar’dan sonra kimse pansiyonu tutmasın diye hayaletlik yaparak verandanın altında yaşamaya devam eden porsuk Şirin… Off, bu liste çok uzayacak. Şöyle devam edeyim; her şey yoluna koyulup Şirin de Körfez Pansiyonu’nda komilik yapmaya başladığında ilk konukları İskoç dağ ozanı köstebek Gregor (MakGregor değil, sadece Gregor!) olur. Şirin’le Gregor arasında tatlı bir aşk başlar – benden duymuş olmayın ama Gregor, Şirin’in kuyruğunu bile okşamış! İkinci konukları ise vadideki yeni okulun inşaatı bitene dek pansiyonda kalacak olan huysuz hindi Bayan Gülibik’tir. Bütün konukları hayvan olan bir pansiyonda hayvan yeneceğini düşünemeyiz herhalde değil mi? İşte Körfez Pansiyonu da böylece vejetaryen bir işletmeye dönüşüyor – en azından konuklar için! Sezer, Tozar, Şirin, Susam, Kurumlugil, Gregor ve Bayan Gülibik’in yaşadıklarını gıdıklana gıdıklana okurken pansiyona birisi daha çıkageliyor: Vergi müfettişi bir tırtıl. Neyse ki tırtıl Bay Başbela bir dönüşüm geçiriyor da ertesi gün uçup gidiyor. Yazımın başında da belirttiğim gibi; bütün karakterler öyle özgün ve matrak çizilmiş ki daha daha diyeceksiniz benim gibi. “BÜYÜK, KÜÇÜK, İNCE, KALIN FARK ETMEZ.” Neyse ki serinin ikinci kitabı Öfkeli Dostlar var. Tahmin edin Körfez Pansiyonu’nun yeni konuğu kim? Bir kefal! Hem de tam on dört kilo ve adı Heybe. Canı birazcık tatil yapmak isteyen Heybe, Körfez Pansiyonu’nda kalmak istiyor ve bu işi bilin bakalım kim çözüyor? Tabii ki Susam! Bu arada köyün gazetecisi fare Bandi’yle de tanışıyoruz. Körfez Haberleri Gazetesi için Şirin’le röportaj yapmaya gelmiş: “Körfez Pansiyonu’ndan Şirin açıklıyor: Dünyaca ünlü ozanla birlikteyiz.” ya da belki şöyle bir haber yapar: “İhtiyar hindi elma bahçesinde kafayı yedi.” Bayan Gülibik elma bahçesinde “ölmek istiyorum” diye bağırarak koşuyor çünkü dünyanın en ünlü müzik grubu Öfkeli Dostlar, Körfez Pansiyonu’na geliyor. Kargalardan oluşan bu grup olay çıkarması ve gürültücülükleriyle nam salmış da… Ama belki de öyle değillerdir sahiden. Ya da belki azıcık öylelerdir… Bandi’nin dediği gibi; böyle müzisyenler çok düzgün davranırlarsa plaklarını satamazlar. Size sadece bu kadarını anlatıyorum. Kitabın devamında neler olduğunu hayal bile edemezsiniz! KÖRFEZ PANSİYONU’NDA DELİREN KÖPEK Üzülerek üçüncü kitaba geçiyorum… Mario’nun Uçan Koltuğu’nda Körfez Pansiyonu’na bir diktatör bozuntusu, bir psikopat dadanıyor. Fiyordun yeni şerifi olduğunu söyleyen bu korkunç köpek, Bambam Keskinku lak, herkese kan kusturuyor ve hatta Körfez Haberleri Gazetesi’nin çıkmasını engellemek için Bandi’nin bilgisayarına el koyuyor, matbaayı da mühürlüyor! Neyse ki tatlı Susam var da ifade özgürlüğünü koruyabiliyorlar. Susam öyle bir makine yapıyor ki Körfez Haberleri Gazetesi çıkmaya devam etmekle kalmıyor, daha çok okunuyor (Bandi’nin 216 kardeşinin ve bir yığın üvey kardeşinin de bunda payı var tabii). Keskinkulak keyfi tutuklamalar yapıyor, gece yarısı pansiyonu gözetliyor… Anlaşılan diktatörler cinsleri ne olursa olsun aynı biçimde davranıyor. Körfez’dekiler bu vahşi köpekle uğraşırken kocaman, koltuk biçiminde bir balon belirir bir gün gökyüzünde. Balonda İtalya’dan (hani çizmeye benzeyen şu ülke) gelen bir kunduz vardır: Mario Gastromati. Mario’nun İtalya’da beyefendiler için küçük bir berber dükkânı vardır ve taa buraya kadar Fransiskan keşişi atalarına ait bir şurubun tarifini bulmak için gelmiştir. İşte serinin üçüncü kitabının sırrı da bu tarifte yatıyor. Bandi neden “Körfez Pansiyonu’nda Deliren Köpek” diye not alıyor defterine merak ederseniz gözlüklerinizi takın da üçüncü kitaba başlayın bir an evvel! H Keşke devamı olsa, devamı gelir mi ki, n’olur gelsin, diye mızıldandığım Sezer ve Tozar serisinin çevirmeni Deniz Canefe’ye bir Susam selamı çakıyor ve sözlerime ünlü İskoç ozan Gregor’un şiirinden dizelerle son veriyorum: “Tüneller kazdım çayırların, tarlaların altından, Artık biliyorum: Bütün yollar ulaştırdı beni bir porsuğun yuvasına.” n Sezer ve Tozar Çomar Amca’nın Mirası / Ingvar Ambjørnsen / Resimleyen: Per Dybvig / Çeviren: Deniz Canefe / Editör: Tuğçe Özdenir / Can Çocuk / 2018 / 88 s. / 9+ yaş Sezer ve Tozar 2 Öfkeli Dostlar / Ingvar Ambjørnsen / Resimleyen: Per Dybvig / Çeviren: Deniz Canefe / Editör: Tuğçe Özdenir / Can Çocuk / 2018 / 94 s. / 9+ yaş Sezer ve Tozar 3 Mario’nun Uçan Koltuğu / Ingvar Ambjørnsen / Resimleyen: Per Dybvig / Çeviren: Deniz Canefe / Editör: Tuğçe Özdenir / Can Çocuk / 2019 / 100 s. / 9+ yaş 18 13 Şubat 2020
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear