25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

İVO ANDRİÇ’TEN... ‘Ömer Paşa’ HİKMET ÇİÇEK’TEN... ‘FETÖ’nün Solcuları’ “Türkiye yıllardır ihanet, casusluk ve terör örgütü FETÖ’nün darbe girişimini, devlette ve toplumda nasıl örgütlendiğini konuşuyor. Son dönemde, tarikat ve cemaatlerin yapısı ve faaliyetleri gündemde öne çıkarken; kendilerine liberal sol (ne demekse o) diyenlerin, başından bu yana FETÖ’ye verdikleri büyük ve stratejik destek de sorgulanıyor., FETÖ’nün ‘Solcuları’, bu sözde solcuları anlatan kapsamlı, cesur bir kitap.” Yapıt, 19’uncu yüzyıl Osmanlısı’nın önemli paşalarından Serasker Ömer Paşa’nın ordusuyla birlikte, huzursuzluğa son vermek ve düzeni oturtmak için çıktığı Saraybosna seferini ele alıyor. BÜŞRA UYAR Bazı kitaplar bağırır, çok kolay fark edilir bu. Bir edebiyat öğrencisi hararetle bariz bir ipucu bulduğunda ya da doğal okur ağır aksak yol almasına rağmen “hah!” dedirten cümleleri yakaladığında, gözünde bir ışık çakar: Kitabın özüne ulaşılmıştır artık. Tarihi romanların, özellikle Osmanlı’nın duraklama ve gerileme döneminde sınırlarıyla ilişkilerini ele alan romanların bağırmasını istemek, okur için en kestirme yoldur; hiçbir şekilde kısalmayacağı belli bir yolu biçare kısaltma çabasıdır. Bu yolculukta ve arayışta ise mutlaka karşılaşılacak bir isimdir Nobel Ödüllü İvo Andriç. Tüm eserlerini Osmanlı ve Balkanlar arasındaki sınır ve sınırın getirdikleri üzerinden ele alan yazar, kendisinden bekleneni harfiyen yerine getirip bağırmaktansa, temayı bir nakış gibi ince ince işlemeyi tercih eder. Andriç’in en incelikli nakışlarından; 19’uncu yüzyıl Osmanlısı’nın önemli paşalarından Serasker Ömer Paşa’nın ordusuyla birlikte, huzursuzluğa son vermek çıktığı Saraybosna seferini ele alan Ömer Paşa; Balkanlar’daki etnik, dini ve kültürel çeşitliliğin getirdiği tezatlıkların da bir tablosunu oluşturur. BEN / BİZ VE ÖTEKİ! Soyut olsa da toplumları “ben/biz” ve “öteki” olarak ayıran kaskatı sınırları, şairane anlatıcı doğasıyla ele alır Andriç. Sürükleyici, dinamik bir olayın peşinden gitmekten çok yüzleri ve yüzlerin oluşturduğu toplumu, toplumun alışkanlıklarının getirdiği korkular ve korkuların getirdiği alışkanlıklar döngüsünde anlatır. Andriç, tüm romana hâkim olan bu döngüyü oluştururken güçlü mizansenler kurar ve bu mizansenleri incelikli yüzler betimleyerek canlı hale getirir. Anlatısından hiç kimse yüzsüz ve hikâyesiz geçip gidemez: Bir ordunun görkemli merasiminin karizmasını sarsan delinin ya da çizdiği resimlerin ayrıntılarıyla tezat şekilde giderek silikleşen bir ressamın bile anlatacak bir şeyi vardır. Yazarın bu titizliği ve anlatıcı yeteneği sayesinde halklar, coğrafyalar ve sınırlar sadece nedensonuç ilişkileri için değil, doğaları gereği bir araya gelir. BUGÜNÜN VE GEÇMİŞİN GÖZÜYLE Ömer Paşa, Balkanlar’daki çeşitliliği ele alırken, Osmanlı’nın barbar yönünden çok kurtarıcı yönünü de koyar ortaya. Osmanlı her ne kadar sınırın bu tarafındakiler için ürkütücü, kötücül bir profil çizse de, Ömer Paşa da dahil olmak üzere bazılarının yaşamını değiştirmiş, yeni bir kimlik ya da yeni bir başlangıç noktası sunmuştur. Yazar bunu es geçmez; ancak Osmanlı’nın barbar yönünü de örtbas etmez. Sanki Andriç anlatı boyunca gizlemek ya da fazlaca ortaya çıkarmanın getirdiği manipülatif dokudan uzak durmaya çalışır; eh, başarır da bunu! Ömer Paşa, doğası gereği Doğu mu Batı mı olduğu kestirilemeyen bir coğrafyanın, sınırlarla daha da karmaşık hale gelen ilişkilerini, isabetli bir tarihi karakter tercihiyle anlatıyor. Andriç, coğrafya ve dinlerin halkları, halkların da sınırları çizilmiş coğrafyaları yeniden doğurduğu bu döngüyü anlatırken okurda, bugünün gözüyle geçmişe ve geçmişin gözüyle bugüne bakma merakını yaratıyor. Yapıtın ve doğanın zarif döngüsüne selâm gönderircesine… n Ömer Paşa / Ivo Andriç / Çeviren: Ali Berktay / İletişim Yayınları / 291 s. / 2020. 10 12 Kasım 2020 BARIŞ DOSTER G azeteci Hikmet Çiçek’in FETÖ’nün ‘Solcuları’ isimli çalışması; beş bölümden oluşuyor. İlk bölüm, FETÖ’nün “solcu” avlama merkezi Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ile liberal solcuların müdavimi olduğu Abant Platformu toplantılarını anlatıyor. İkinci ve üçüncü bölümde FETÖ’nün solcuları isim isim sıralanıyor. İsimlere bakıyorsunuz, aralarından çok sayıda kişiyi Akil İnsanlar heyetine vermişler. Şaşırmıyorsunuz. Tamamı kimlik siyasetini, etnikçiliği, mezhepçiliği savunuyor. ABD ve Avrupa emperyalizmine methiye diziyor. Ezici çoğunluğu ikinci cumhuriyetçi. Hemen hepsi, Atatürk ve Cumhuriyet’le mesafeli. Hatta bir kısmı kavgalı. Dördüncü bölümde örgütün solcu avukatları listeleniyor. Beşinci bölümde ise FETÖ’den para, ödül, aferin, imzalı saat alanlar sıralanıyor. Kitap, Abant Toplantıları’na katılanları anlatmıyor sadece. Bunun çok ötesinde, geniş bir tanımla, FETÖ’nün vakıf, dernek ve platformlarında çekirdekten yetişen FETÖ’cülerle birlikte çalışanları; FETÖ’nün öncülük ettiği girişimlere, kampanyalara destek olanları da anlatıyor. FETÖ’NÜN DEĞİRMENİNE SU TAŞIYANLAR Abant’taki toplantıya katılmayan, ama Irak’ın kuzeyinde Erbil’de, ABD’de Abant Platformu toplantısına katılanları; FETÖ’nün gazetelerinde yöneticilik ve yazarlık, televizyonlarında programcılık yapanları; üniversitelerinde ders verenleri de anlatıyor. Bu kapsamda “Ergenekon karartılmasın, derinleştirilsin” bildirisine imza atanları, “Yetmez ama evet” diyenleri hatırlatıyor. Türkçe Olimpiyatları hakkında övgü dolu yazılar yazanları anımsatıyor. Abant Toplantıları’na katılan, ama FETÖ’nün bildirilerine imza atan, ama FETÖ’nün kurumlarından ödül alan, ama FETÖ medyasında köşe ve ekran sahibi olan, ama FETÖ’nün faaliyetlerini öven isimler arasında kimler mi var? Kimler yok ki? Gülay Göktürk, Baskın Oran, Ufuk Uras, Roni Margulies, Şahin Alpay, Murat Belge… CHP’de, AKP’de, HDP’de siyaset yapanlar. Radikal gazetesinde köşe yazanlar... Ahmet Altan, Nuray Mert, Eser Karakaş, Ahmet İnsel, Ömer Laçiner, Zafer Üskül, Cengiz Çandar, Nur Vergin, Ferhat Kentel, Taner Akçam, Fuat Keyman, Doğu Ergil, Ergin Cinmen, Halil Berktay, Ümit Kıvanç, Yücel Sayman, Vecdi Sayar, Tarhan Erdem, Şanar Yurdatapan, Sezgin Tanrıkulu, Sami Evren, İlhan Tekeli, Gencay Gürsoy… Şaşırmıyoruz. Alfabetik olarak, sayfa 41 45 arasında sıralanan isimleri tanıyoruz. Kime, neye hizmet ettiklerini biliyoruz. Unutmuyoruz. ABANT’A GİTMEYENLER (!) FETÖ’cülüğü, FETÖ yandaşlığını, FETÖ destekçiliğini sadece FETÖ’nün okullarında, dershanelerinde, yurtlarında, Işık Evlerinde yetişmiş olmakla izah etmek olanaksız. Böyle bir izah tarzı, çok eksik, yanlış ve yanıltıcı olur. Sorun da bu zaten. Örneğin, Taraf gazetesi yazarları arasında, bu anlamda çekirdekten FETÖ kurumlarında yetişen kişi sayısı azdır. Ama bu gazetenin genel yayın yönetmeninin FETÖ’ye açtığı alan, FETÖ’nün dershanesinde çalışan bir öğretmenin açtığı alandan daha geniştir. Kritiktir, stratejiktir. O yüzden, “Ergenekon derinleştirilsin” diye imza veren, “Yetmez ama evet” diyen, Taraf gazetesinde yazan birinin çıkıp, “Ben Abant’a gitmedim” demesi, aklımızla alay etmektir. Bu yönüyle de Hikmet Çiçek’in kitabındaki tanım doğrudur. İdeolojik berraklık, politik tutarlılık içermektedir. n FETÖ’nün ‘Solcuları’ / Hikmet Çiçek / Kırmızı Kedi Yayınevi / 243 s. / 2020.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear