25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CELİL OKER’DEN ‘GENÇ YAZARLAR İÇİN HİKÂYE ANLATICILIĞI KILAVUZU’ ‘Hikâyeniz varsa yazın!..’ AKIN ERSÖZ ‘‘İ nsanoğlunun hikâye anlatıcılığını birçok hayati şeyden çok önce öğrendiğini biliyoruz. Yüz binlerce yıldan beri hikâye anlatıyoruz. Bu kadim ve olağanüstü işi yapman için sana yardım etmeye niyetliyim. Birlikte çalışacağız. Çalışmamız bittiğinde eskisinden daha iyi hikâyeler anlatacağına eminim. Çünkü ‘yaratıcılık’ doğuştan gelen bir armağan değildir. Öğrenilir, çalışarak elde edilir.” Yıllardır okumaya ve yazmaya meraklı öğrencilerime önerebileceğim bir kitabın eksikliğini Celil Oker giderdi: Genç Yazarlar İçin Hikâye Anlatıcılığı Kılavuzu. Celil Oker ilk romanı Çıplak Ceset ile polisiye roman yarışmasında birincilik ödülü kazanmış ve ardından geniş okur kitlesinin dikkatini çekmişti. 2019’daki ölümüne dek romanlarının kahramanı dedektif Remzi Ünal’ın maceralarını anlattığı sekiz polisiye kitap yazdı. Polisiye roman yazarlığının yanı sıra Bilgi Üniversitesi’nde “Yaratıcı Yazarlık Teknikleri” dersini veren bir öğretim görevlisiydi. Celil Oker’in yirmi yılı aşkın bir zaman diliminde üniversitede sürdürdüğü “YaraHikâye anlatma sanatının inceliklerinin gösterildiği kitap genç yazar adayları için çok değerli bir kılavuz. tıcı Yazarlık Teknikleri” dersine kaynak niteliğindeki Genç Yazarlar İçin Hikâye Anlatıcılığı Kılavuzu yazarlığa yeni başlayanlar için, yazar olmak isteyenler için bir oturuşta okunabilecek bir kitap. Yazar, 12 bölümden oluşan kitabında genç yazar adaylarına, yazar olmak isteyenlere sohbet ediyormuş bir üslupta sesleniyor. Onlara hem önerilerde bulunuyor hem de onları yazma konusunda yüreklendiriyor. Özetle şunları vurguluyor: YAZAR DOĞULMAZ a. Yazdığın zaman yazar olursun. b. Yaratıcılık doğuştan gelmez. Çalışarak elde edersin bir şeyleri. c. Yazılan her şey, tüm öyküler ya da romanlar kahramanın yolculuğunu anlatır. d. Yolculuğun nereden başlayıp nereye varacağını bilmek için yol haritası çizmek gerekir. e. Yol haritasının temelinde çatışma (İki insanın arasında ya da bir insanın kendi içinde) olmalıdır. f. Bir anlatıda (öykü ya da roman) tek çatışmayla yetinilmemeli, çatışma çoğaltılmalıdır. YAZI YOLCUĞUNUN HARITASI ÖNEMLIDIR. a. Tüm öykülerde kahramanın bir çağrıya uyarak evden ayrılması, bilmediği dünyalara gidip çeşitli sınavlardan (deneyimlerden) geçmesi ve elde ettiği değerlerle eve dönüşü anlatılır. b. Bu yolculuk bir başka deyişle olağan dünyadan olağanüstü dünyaya gitmeyi ve çeşitli aşamalardan geçip geri dönmeyi içerir. c. Kahramanın karakteri (fizikselruhsal), anlatının olay ya da durum oluşu ve yazarın üslubu bu yolculuğun yapı taşlarıdır. YAZMAK BÜYÜLÜ BIR ŞEYDIR. a. Yazar olmak istiyorsanız, yazacaksınız. b. Yaratıcılık, işe yarayan bir yeniliktir. Anlatınız farklı ve özgün olmalıdır. c. İnsanoğlunun en iyi bildiği şey, öykü anlatmadır. Sizin anlatacağınız daha önemlidir. d. En basit bir yazma eylemi bile özen ister. Yazdıklarınızı ( anlatım ve yazımnoktalama yönlerinden ) gözden geçiriniz. e. Kendiniz için ya da beğenilmek için yazıyor olabilirsiniz yazdıklarınızı kontrol etmelisiniz. Asla bildiklerinize güvenmeyiniz. Yazım kılavuzunu elden bırakmayınız. Hikâye anlatma sanatının inceliklerinin gösterildiği kitap genç yazar adayları için çok değerli bir kılavuz. Celil Oker’in seslenişiyle bitirelim: “Anlatacak bir hikâyeniz varsa yazın!” n Genç Yazarlar İçin Hikâye Anlatıcılığı Kılavuzu / Celil Oker / Altın Kitaplar / 104 s. ORHAN VELİ ALICI’DAN ‘BİR BAŞKA ÂLEM’ Dünya bize yetmiyor mu? Yazar, insanın doğa içindeki küçüçük varlığından esen naif isyanla karşımızda. Eser doğanın yıkımıyla yaşam kaynaklarının nasıl tükendiğine dikkat çekiyor. GÜLŞAH AKBULUT B ir Başka Âlem adlı eserinizin baştan son bana hissettirdiği şey isyan duygusuydu, naif bir isyan, ortalığı sakince yakıp yıkan. Bu kitap bir isyanı dile getirme aracı mıydı sizin için? Bir Başka Âlem, tabiatın uyarı olarak gerçekleştirdiği naif bir isyanı anlattığı kadar edebi anlamda da okurun dikkatini çekme gayesi güdüyor. Her geçen gün doğal kaynakların yok edildiği, tabiatta sadece ekonomik güçlerin çıkarlarının ön planda tutulduğu, öteki canlılarla beraber yaşam kaynağımız olan ekosistemin dikkate alınmadığı ve her şeyin sadece insanlara ait olduğu düşüncesinin hakim olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Eserde, insan olmasaydı yaşadığımız dünya nasıl olurdu, insanlarla beraber bitkiler ve hayvanların eşit kabul edildiği bir âlem nasıl bir görünüme bürünürdü ve tabiat böyle yok edilmeye devam ederse sonumuzun ne olacağı yönünde soruların da yanıtı aranıyor. n Kitabınızın başkişisi “Matiz”i denizcilikteki anlamına göre yorumlamayı tercih ettim: İki halatı, ek yeri belli olmayacak bir biçimde birbirine ekleme işi. Sizin başlangıç noktanızı merak ettim. İnsanlar gibi tabiattaki bütün güzellikler de görünmez bağlarla birbirine bağlıdır. ‘Matiz’ adını “manayı anlayarak bu yetiyle beraber kendinden geçen” bir karakter olarak ele aldım. Matiz, bireysel çıkarı değil toplumsal çıkarı, hatta evrenin sürekliliğini erek edinen bir karakter. n İnsanlık, kitabınızda ısrarla vurgulanan doğanın bütünlüğü ilkesini hatırlayacak mı? Üstünlük kibriyle kendini yok mu edecek? Kitabın sonunda bir umut görünüyor. Ütopya olarak nitelendirdiğimiz İnfinitum’da doğanın bir bütün olduğu, yeryüzünün canlılara verdiğinden öte daha fazlasını ondan almasının o yaşam alanını yok edeceği, bu nedenle sonsuz ve huzurlu bir yaşam için tabiatın dengesinin korunmasının gerekliliğine yer veriliyor. Bu nedenle doğanın bütünlüğünde bir insan, bir ağaç ve bir bitki arasında bir farkın olmaması gerektiği yineleniyor. Ancak düşünen canlıların bireysel çıkarlarını esas alarak geleceği korku, kin, öfke ve kibirle inşa etmeleri halinde o yaşam alanının bir distopyaya dönüşmesi kaçınılmaz. Bu yüzden gerçeği idrak edebilirsek umut yok değil. n “İnfitinum, Orbis, Relicta, Straoul” adlı gezegenlerden söz ediyorsunuz kitabınızda yeni ve daha iyi bir dünya hayaline, bir umut ışığı arayışına işaret olabilir mi bu? Tabiatın, insanın tüketici ve yok edici davranışlarından kurtulduğu vakit er ya da geç tekrar o eski gücüne kavuşacağı ve yaşam kaynağı olarak var olmaya devam edeceği görüşündeyim. Ütopya olan İnfinitum’dan Relicta’ya ve Straoul’a, bu âlemlerden de distopya olan Orbis’e doğru farklı yaşam formatlarına yer vermemin nedeni daha yaşanabilir bir dünya içindi. Bütün bu olumsuzluklara, kötülüklere rağmen tabiat o kusursuz döngüsü içerisinde bize huzur dolu sonsuzluğunu fısıldamaya devam ediyor. İşte bu yüzden hâlâ geç değil eşitliğin hüküm sürdüğü İnfinutum olabilmek için… Şu eşsiz tabiatı koruyup, ona sahiplik gütmeden onla yaşamak için… n Bir Başka Âlem / Orhan Veli Alıcı / Alakarga Yayınları / 96 s. / Ağustos 2020. KITAP 11 1 Ekim 2020
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear