Catalog

VİTRİNDEKİLER Evsel Dönüşüm / Süreyyya Evren / Can Yayınları / 480 s. “Bay B. ile çok iyi anlaştık ve yüksek dayanışma duygularıyla dolduk. Olayı hemen protesto etmemiz gerektiğinde hemfikirdik. Arka avluda onun dairesine ait kömürlüğü kullanmadıklarını, boş boş durduğunu, orada gayet güzel protesto koyabileceğimizi söyledi. Kömürlüğe girdik. Küçücük bir mekândı burası. Tozlu, kırık dökük. Eğreti bir çatısı olan. İçerde kedilerin kaldığı geceleri. ‘Yıkıma hayır!’, ‘Kahrolsun Evsel Dönüşüm!’ , ‘Kapımız Onurumuzdur!’, ‘Geçit Yok/ No Pasaran!’, ‘Kapılar Bizimdir Yıkılamaz!’ sloganlarını attık ve kömürlüğü tam anlamıyla inlettik!” Evsel Dönüşüm, Süreyyya Evren’in 19902019 tarihleri arasında yazdığı Toplu Öyküler’i içeriyor. Bilmek İstemediğim Şeyler / Deborah Levy / Çeviren: İnci Asena / Everest Yayınları / 104 s. Bilmek İstemediğim Şeyler, George Orwell’in 1946 tarihli Neden Yazıyorum? adlı denemesine, çağdaş edebiyatın ödüllü yazarlarından Deborah Levy’nin verdiği feminist bir cevap. Levy çıkış noktası olarak Orwell’in yazma nedenlerini alsa da, Apartheid Güney Afrika’sında geçen çocukluğu, İngiltere’ye göçtüğü gençlik yılları ve her şeyi bırakıp İspanya’ya kaçtığı orta yaş krizini ender bir içtenlikle anlatırken bambaşka bir üslup ve bakış açısı yakalıyor. Metin otobiyografik bir anlatı olsa da cinsiyet rolleri, annelik, göçmenlik gibi kavramlar üzerine düşünürken evrenselleşiyor. Levy kadın yazar olma deneyiminin erkek bir yazarınkinden farkını açıklarken Simone de Beauvoir, Marguerite Duras, Sylvia Plath ve Virginia Woolf gibi öncü feminist yazarları selamlamayı da unutmuyor. İstiklal Savaşı’nın Mali Kahramanı: Hasan Fehmi Ataç / Sevim Dabağ / Tarihçi Kitabevi / 256 s. İstiklal Savaşı’nın mali kahramanı, Milli Ordu’nun kurulmasında büyük katkı ve çaba gösteren Atatürk’ün Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç, Cumhuriyetin kurulması ve kurumlaşması sürecinde önemli görevler üstlenir. Savaş yıllarında Maliye’nin düzene girmesinde etkin olur. Maliye Bakanlığı döneminde devlet gelirlerinin azlığına rağmen ordunun tüm ihtiyacını karşılar. Orduya kaynak bulur. Doğu ve Batı cepheleri için iki ayrı ordu defterdarlığı kurarak, subay maaşlarının düzenli ödenmesini ve masraflarının belgelendirilmesini sağlar. Büyük Taarruz’un mali kaynaklarını bulup organize eder ve gerekli yerlere ulaştırır. Bu başarısından dolayı TBMM tarafından yeşil ve kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. Sevim Dabağ, bu büyük kahramanın anılarını okuyucularla buluşturuyor. Hariciye Koridorlarında Sinema / Ali Özuyar / Yapı Kredi Yayınları / 208 s. Sinemanın 19231938 yılları arasında Türkiye’nin izlediği dış politika üzerindeki etkilerini ve bu alanın politik hamlelerden nasıl etkilendiğini resmi belgelere ve dönemin basınına yansıyan haber ve yorumlara dayanarak anlatan bu inceleme, SSCB, ABD, Almanya, Yugoslavya ve Bulgaristan’la ilişkilere odaklanıyor. Hariciye Koridorlarında Sinema Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Sinemanın Politik Gücü, dönemin kırılgan diplomatik dengelerine rağmen, hem kendi içinde refahı ve huzuru sağlamanın hem de “dışarıda” güçlü ve bağımsız bir devlet olarak tanınmanın mücadelesini veren genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel alandaki atılımlarını belgeler ve görseller eşliğinde, derinlikli bir incelemeyle sunuyor. Aşkın Halleri / Hazırlayanlar: Tezcan, Nehir Durna / UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı / 395 s. Aşk çok sayıda ve çeşitli söylemsel bağlamlarda kurulan bir şey olarak daima hem söylemi kışkırtıyor hem de sürekli çoğalan bu söylemlerde dağılıp gidiyor. Bu nedenle tüm bu farklı söylemsel bağlamlardan geçerek onun hakikatine varmaya çalışınca elimizden sürekli kaçan bir şey aşk. Hakkında ne kadar çok konuşulursa, simgesel olarak ne kadar fazla sarılıp sarmalanırsa, o kadar çok belirsizleşiyor. Tezcan ve Nehir Durna’nın hazırladığı Aşkın Halleri, aşkın ne olduğunu değil, aşkın her şey olduğunu; tutarlı, bütünlüklü tek bir şey olmadığını, çok biçimli ve çelişkili olduğunu anlatı yor. Türkiye toplumundan seçilen belirli bağlamlarda aşk, kadın temsili, evlilik, mahremiyet ve yakın ilişkiler gibi alanları kapsayan söylemlere odaklanıyor ve ağırlıklı olarak medya bağlamında ele alınan bu söylemler eleştirel olarak inceleniyor. Halkların Mutluluğu / Şerafettin Özışık / Toroslu Kitaplığı / 228 s. Şerafettin Özışık’ın kelaminden çıkan Halkların Mutluluğu’nda, bazen kendinizden bazen de içinde yaşadığınız toplumdan bir şeyler bulacak, zaman zaman şaşıracak, zaman zaman da üzüleceksiniz. Kitabın girişinde Yönetim, Üretim ve Bölüşüm ana bölümlerinden oluştuğu için “Üç İlke Manifestosu” olarak da isimlendirilmekte. Kitap, Amerikalılardan Almanlara, Ruslardan Japonlara, Norveçlilerden Kübalılara kadar çok sayıda halkı tanıyacak; topyekun mutluluğa giden yolda çağdaş bir yönetim anlayışı ile birlikte daha fazla üretim ve hakça bölüşümün toplumlar için ne kadar önemli olduğuna işaret ediyor. İmparatorlar Mezarlığı / Joseph Roth / Çeviren: Ahmet Arpad / Tekin Yayınevi / 160 s. Uçarı, kaygısız, rahat ve mutlu bir genç olan Franz Ferdinand, günün birinde imparatorluğu korumak için cepheye gitmek zorunda kalacak ve yaşama bakışı artık eskisi gibi olmayacaktır. Savaş patlamış ve yanında getirdiği bütün kötülükleri insanların üzerine serpmeye başlamıştır: Esirlik, tifo, yoksulluk, ailelerin parçalanması ve ölüm! Joseph Roth, toplumları derinden etkileyen değişimlere neden olan savaşların sıradan insanların yaşamını nasıl acımasız ve geri dönülemez bir biçimde değiştirdiğini, yıkılanın sadece imparatorluklar olmadığını İmparatorlar Mezarlığı’ndaki benzersiz üslubuyla anlatırken okuru savaş üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor. Beterotu / Pınar Öğünç / İletişim Yayıncılık / 122 s. Fazla erkekler, fazlasını isteyen kadınlar, komşular... Plazaların oksijen vakitleri, otobanların çiçekleri, ailelere mahsus adım sürüyüşleri... Gökyüzünden yağan kapılar, bahçemizde biten beterotları... Şehre inen ve zaten şehirdeki yabaniler... Büyüyen bir çukur, nükseden bir ağrı, yükselen bir alarm. İyi, kötü, beter... Pınar Öğünç kendi içinin mutfağına geçiyor, kıvamlı öyküler hazırlıyor… Zamanı yakalıyor, anlıyor, hünerli bir dille an latıyor. Rönesans’ın Doğası / Hakan Çörekçioğlu / Say Yayınları / 248 s. Nasıl olup da bu çağın insanı ve hatta filozofu, antikitenin yeniden doğduğu bir dönemde, bütün tarihsel ve entelektüel belleği yitirip ilkel doğa anlayışına geri döner? Felsefi ve bilimsel bilgide meydana gelen tüm birikimi bir anda terk edip ilkel zihne böyle geri dönüş mümkün müdür? Bu ve benzeri soruların izinde bu çalışma, Rönesans’ı kendi koşulları içinde anlamayı, büyüsel doğa tasarımında açığa çıkan kadim felsefi sorunları kavramayı ve Rönesans’tan modern dünyaya kalan mirası göstermeyi amaçlıyor. Mevlana Celaleddini Rumi: Divanı Kebir Mecalisi Seb’a ve Fihi Mafih’ten Seçmeler / Abdülbaki Gölpınarlı / Kapı Yayınları / 416. Klasik edebiyat ve tasavvuf tarihi alanlarında çok önemli bir yere sahip olan Abdülbâki Gölpınarlı, Mevlânâ’nın eserlerinden en önemli parçaları bu seçkide bir araya getiriyor. Aşk, akıl, hikmet, mânâ, madde, kadın, iktidar, gönül birliği ve Allah’a dair hemen her konuda yapıtlarından özenle seçilen en özgün parçaları elinizdeki eserde bulacaksınız. Gerçekler Kırıldı / Barış Müstecaplıoğlu / Doğan Kitap / 232 s. Yerli fantazyanın öncüsü Barış Müstecaplıoğlu bu kez öyküleriyle okurları düşsel dünyalara taşıyor: Distopik bir İstanbul’a, gizemli gezegenlere, hayal gücünün sınırlarını zorlayan Perg ve Delkarna diyarlarına… Büyücüler, uzaylılar, hayaletler, şamanların yol arkadaşlığında türün tüm zenginliğini yansıtan bir yolculuk Gerçekler Kırıldı… Bu sıra dışı öyküler, bizlere günümüze ve insanlık hallerine yepyeni açılardan bakma özgürlüğü sunuyor. Elli Yaşa Buruk Günce47 / Enver Aysever / A7 Kitap / 284 s. Günce, mi deneme mi? Bir yazarın sancılı yazma sürecinin tanıklığı mı, bir yapıtın ortaya çıkarken geçirdiği evreler mi? Bir düşünürün isyanı mı, kavgası mı? Yaşlılığa doğru yol alırken iz bırakanların tarihe not düşülmesi mi? Enver Aysever’in belleğine, ruhuna, vicdanına ve en önemlisi de yazma sürecine doğru çıkılan bir yolculuğun ikinci kitabı Elli Yaşa Buruk Günce ‘47’… 20 2 Mayıs 2019