Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AHMET EMİN YALMAN’DAN ‘BIRINCI DÜNYA SAVAŞI’NDA TÜRKIYE’ Çağına tanıklık eden aydın bir gazeteci Ortadoğu’daki savaş, Venezuela’daki darbe, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilim… Birinci Dünya Savaşı öncesini hatırlatmıyor mu? Bugün, tam da tarihe bakmanın, geçmişten geleceği okumanın zamanı. KORKUT AKIN 1914 1918 yılları arasında yaşanan Birinci Dünya Savaşı, sadece Osmanlı İmparatorluğu için değil, tüm dünya için inanılmaz büyük değişimlerin dönüm noktasıdır. Sanayileşme ile birlikte pazar paylarını arttırmak isteyen emperyal güçlerin savaş dışında başka bir seçenekleri kalmamıştı ve bahane bulmak da kolaydı. Peki, Osmanlı İmparatorluğu bu dönüşüme nasıl yakalandı? Hemen hiçbirimiz doğru dürüst bilmiyoruz neyin ne olduğunu. Çünkü ne okullarda öğretildi ne de kitaplar yayımlandı. Resmi tarih ise hep kendi gözlüğüyle bakınca… bugünümüzü ve içinde bulunduğumuz sosyokültürel, jeopolitik, sosyoekonomik durumumuzu irdeleyemiyoruz. TITIZ VE AYRINTILI BIR BAKIŞ AÇISI Birilerinin işine geliyor olsa da, kitle iletişim araçlarının gelişmesi, yabancı dil bilenlerin artması, yayınlardaki çeşitlilik insanların aklına kocaman, kasap çengeli örneği soru işaretleri getiriyor. Öyle de olmalı, geçmişini bilmeyenler geleceklerini kuramazlar. Ahmet Emin Yalman’ın, 1930’larda İngilizce olarak kaleme aldığı “Turkey In The World War”, Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye adıyla yayımlandı. Yalman’ın bu çalışması da, muhakkak ki belli bir pencereden bakıyor geçmişimize ama farklı bir pencere olduğu kesin. Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye, Birinci Dünya Savaşı sürecinde ve sonrasındaki ekonomik ve sosyal süreci sadece ülkeler açısından değil, hayatın içindeki tüm değerleri de içerecek bir şekilde ele alıyor. Toplumsal koşullar, temel gereksinimler, finansal gelişmeler ve bağlı olarak değer kazanan/kaybeden TL, fiyatlar ve enflasyon gibi geniş perspektifle, entelektüel bir gazeteci bakışıyla titiz ve ayrıntılı anlatılıyor. BILMEDIĞIMIZ O KADAR ÇOK ŞEY VAR KI! Gündeme getirilmediği, getirilse de önemsenmediği, önemli olsa da başta si Ahmet Emin Yalman’ın kaleme aldığı “Turkey In The World War” (Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye), kurtuluş mücadelesine uzanan yolda önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor. Yukarıdaki fotoğrafta Yalman, Mustafa Kemal’le... yasiler olmak üzere devlet yöneticileri tarafından göz ardı edilen o kadar çok şey var ki… Okuryazarlık zaten çok düşük oranı bilinmiyor, üretim ekonomisi istatistiklere yansımamış, hattâ nüfus sayımı bile yapılmamış… Padişah, buna rağmen, hafiyeliği alabildiğine destekleyerek insanların bilgi edinmesini engelleyebilmiş… Savaş sürecinde her şeyin, ekmeğin bile iki fiyatı var… Devletin temin ettikleri ucuz ama bulunmuyor, dışarıdakiler ise alabildiğine zamlı günümüzün deyişiyle. Kalitesinin düşmesi de bir başka sorun… Tereyağı olarak satılan malın dörtte üçünün su olmasından şikâyet (s. 172) gazete lere bile yansımış. Bugün patates, soğan, patlıcan için olan o zaman örneğin limon için yaşanmış. Tıpkı bugünkü gibi rüşvetçilik ve aracıların çokluğu üretilenle satılanın arasındaki fiyat uçurumunu belirliyormuş. 100 yıl önceyi bilmediğiniz zaman, bugün sorunun kaynağını ve çözüm yollarını belirlemek güç oluyor. SAVAŞLA BIRLIKTE İlk kez 1918’de özel bir iskan kanunu çıkmış, kira zam oranı yüzde 50 ile sınırlandırılmış. O zamana dek yüzde 200300 artış, hem de yılda birkaç kez söz konusuymuş. Maaşlar ödenmiyor, yakacak bulunmuyor, insanlar (özellikle kadın ve çocuklar) çok ucuza çalıştırılıyormuş. Bu hayatın her alanında, her anında yaşanan bir gerçekken, savaşı ileri süren yetkililer yaşanan haksızlıklara göz yumuyormuş. Ahmet Emin Yalman yalın ve açık bir şekilde durumu açıklıyor. Savaş sürecinde ekonomideki duruma rağmen rasyonel ve ilerici bir atmosferin bulunduğunu, özellikle din, kadınlar, milliyetçilik gibi hususlarda gerçekten önemli adımların atıldığını belirtiyor. Takvim bu dönemde yenileniyor. Güzel sanatlar bu süreçte destekleniyor. Osmanlı Müzesi açılıyor. Kadın oyuncular sahneye çıkıyor… Din konusunda yaşananları ise okurken bile şaşırmamak elde değil. Buna milliyetçiliği de eklemek gerekir. Çok uluslu bir imparatorluk olan Osmanlı’da etnisite kavgaları yaşanıyor. Aynı dinin farklı mezheplerinden olanlar arasında derin düşmanlıklar olmamasına rağmen, aynı gruplar arasındaki gerilim bir savaş yıkımı oluşturabiliyor… DÜNDEN BUGÜNE Milliyetçilik, bugün de ülkemizin en önemli sorunu, tabii, sadece Türk olarak ele alırsanız. Oysa Ahmet Emin Yalman, Arap, Kürt, Rum ve Ermenileri de tek tek ele alıyor, azınlıklar sorununun çözümlenmesinden uzak düşüldüğünü vurguluyor, azınlık haklarının kâğıt üzerinde çözümlenmesinin yetersiz kalacağını, bu durumun sorunun kaynağı olacağının altını çiziyor: “Sonuç olarak, çoğunluk azınlığa şaibeli insan grubu olarak bakacak, onları baskı altında tutma eğiliminde olacak ve birey olarak da onların hayatta başarılı olabilme fırsatlarını asgariye indirmeye çalışacaktır” (s. 240) diyor. İsyanlar, başkaldırılar, ölümler, öldürülmeler, karşılıklı katliamlar ve tehcir üzerine detaylı bilgi veren Yalman, savaş ahlakı, sağlık, eğitim, kadınların özgürleştirilmesi konularını da irdeliyor. YENI TÜRKIYE’NIN DOĞUŞU “Türk milleti kendini tamamen yok olmaktan firar ederek kurtardı” cümlesi bile yeterli bu önemli, önemli olduğu kadar da rehberlik edecek kitabı okumaya… Mondros Mütarekesiyle birlikte, hükümetin kötü yönetimi, rüşvetçiliğin yeniden hortlaması belli bir başkaldırıyı da tetikliyor kuşkusuz. Burada mandacılık ve taraftarlarının durumu da ele alınıyor. Amerikan yanlılarıyla milliyetçilerin karşı karşıya gelmeleri belirleyici kuşkusuz. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu toprakları itilaf devletlerince işgal edildi. Sınırlar yeniden belirlendi… Mustafa Kemal Ankara Hükümetini kuruyor… Kurtuluş Savaşı sonrasında yeni bir Türkiye doğuyor, hepimiz biliyoruz. Neler yaşandı, neler konuşuldu kapalı kapılar arkasında, bilmiyoruz. Yalman, işin magazinini değil gerçeğini ele alıyor… Belgeler eşliğinde. n Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye / Ahmet Emin Yalman / Çeviren: Birgen Keşoğlu / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 376 s. / Kasım 2018 20 25 Nisan 2019