Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
WOLFGANG BAUER’DEN “ÇALINAN HAYATLAR” Boko Haram’ın karanlık ormanı İnsan hakları ihlallerini yerinde gözlemleyip suiistimale maruz kalanlarla bizzat görüşen Wolfgang Bauer, Boko Haram’dan kaçmayı başaran ve kurtarılan kadınların öyküsünü “Çalınan Hayatlar”da anlatıyor. ALI BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr P ierreJean Luizard, IŞİD Tuzağı (Çeviren: Yasemin Özden Charles, İletişim Yayınları, 2016) isimli kitabında, dünyanın dört bir yanında katliamlar yapan Selefi terör örgütlerinin, vakti zamanında üs kazanmak için komünizme karşı “Yeşil Kuşak Projesi” kapsamında büyütüldüğünü, bunların daha sonra “Batı’nın ebedî kurbanı” olarak nitelediği Müslümanlarda adaletsizlik hissini besleyerek etki alanını genişletip en sonunda neredeyse devlet kuracak güce eriştiğini belirtmişti. Acımasız terör eylemlerinin yanı sıra köleleştirme faaliyetleri de yürüten IŞİD, Eş Şebab ve Boko Haram gibi örgütler, ele geçirdiği bölgelerde “harp ganimeti” ve “militan yetiştirici” olarak gördüğü kadınları, Nazilerin 1940’larda Yahudiler için kullandığı ifadeyle “insan olmayan” diye niteliyor. Esir kadınları, hem hedefleri hem de propaganda için kullanan Selefi örgütlerin Afrika ve özellikle Nijerya ayağında Boko Haram yer alıyor. 2002’de, Nijerya’da bir şeriat devleti kurma amacıyla harekete geçenler tarafından oluşturulan Boko Haram, silahlı ve bombalı saldırıların ardından kız öğrencileri kaçırıp köleleştirmesiyle gündeme gelmişti. “Batılı tarzda eğitim haram” düsturuyla yola çıkan ve bu gerekçeyle okul baskınları yapan örgüt, sistematik köleleştirme eylemleriyle dikkat çekmişti. Esir alınan kadınlar, örgüt komutanlarıyla zorla evlendirilirken kamplardan kurtulanlar da var kendi isteğiyle örgütte kalanlar da... Kaçış planları yapanlar, özgürlüğüne kavuştuktan sonra yaşadığı şiddeti anlatırken evine dönmek istemeyen az sayıdaki kadın ise “örgütün kendilerine saygı gösterdiğini” söylüyor. Daha önce toplumda herhangi bir şekilde kendisini gösteremeyen bu kadınlar, kocasının Boko Haram’daki konumuna göre bir mertebeye ulaştığını iddia ediyor. Masa başı gazetecilik yerine insan hakları ihlallerini yerinde gözlemleyip Bauer, hem mesleki refleksle hem de vicdani bir sorumlulukla Nijerya’ya gitmiş. suiistimale maruz kalanlarla bizzat görüşen Wolfgang Bauer, Suriye’den ve Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya kaçmaya çalışan mültecilerle çıktığı yolculukları anlattığı Denize Gömülenler’den (Çeviren: Süreyya Turhan, Ayrıntı Yayınları, 2018) sonra, Boko Haram’dan kaçmayı başaran ve örgütün elinden kurtarılan kadınların öyküsünü Çalınan Hayatlar’da aktarıyor. KÜLTÜREL VE POLİTİK TAHRİBAT Bauer, hem mesleki refleksle hem de vicdani bir sorumlulukla Nijerya’ya gitmiş. 2014’te Nijerya’da bir yatılı okuldan 276 kız öğrenciyi kaçırarak eylemlerini enikonu şiddetlendiren Boko Haram’ın elinden kurtulan kadınlarla görüşen yazar, onların hem örgüt kamplarında başına gelenleri hem de ertelemek zorunda kaldıkları hayallerini dinlemiş. Boko Haram’ın bölgede yarattığı kültürel ve politik tahribatı gözlemleyip yorumlama fırsatı da bulurken örgütün karanlık ormanına girerek zihinlerine şiddetten başka hiçbir şey kazınmayan erkeklerin elinden çıkma vahşetin boyutuna tanık olan Bauer, “kendilerinin tanığı” bu kadınlara ilişkin bir not düşmüş: “Onların anlattıkları, sadece Boko Haram’a dair birer bilgi değil, çok daha fazlası (...) tanıklıkları bize; tüm küreselleşmeye, internete rağmen böylesine yabancı kaldığımız yaşamlarına kapı aralıyor (...) kendi bakış açımızın hâlâ ne kadar dar, algımızın ne kadar güdük, ‘bizim’ dediğimiz bu dünyayı ve çağı kavrayışımızın ne kadar zavallı olduğunu gösteriyor.” Ellerinde yalnızca isimleri kalan ve benliği örselenen bu kadınların hikâyeleri birbirine benziyor ama hep Foto: Andy Spyra si, her şeyi kendi içinde yaşıyor. Bu atomize edilmişlik, esaretlerinin acısını biraz daha artırıyor: Kaçırılıp evlendirilenler, savaş eğitimi verilenler, örgüte eleman devşirmek için çocuk doğurmaya zorlananlar, canlı bomba olması için tehdit edilenler ve tecavüzcüsünden hamile kalanlar... Bunlar, buz dağının görünen kısmı ya da karanlık ormandan dışarı yansıyanlar. EKSİK ÖZGÜRLÜK Nijerya’daki yoksulluktan, yolsuzluklardan ve siyasetçilerin vaizlerle işbirliği yapmasından doğan; şeriatın, keyfiliğe ve fakirliğe son vereceğine inandırılan halkın desteğiyle palazlanan Boko Haram, köyleri basan, şehirlerde bombalı eylemler düzenleyen ve kadınları köleleştiren bir örgüt. Bauer’in konuştuğu kadınların anlattıkları, Boko Haram’ın şiddet çemberini nasıl genişlettiğine dair birer tanıklık aynı zamanda. Bu hikâyeler kadınların üç hayatı olduğunu gösteriyor: Boko Haram’dan önce, esir düşmelerinden sonra ve örgütün elinden kurtulmalarının ardından yaşamaya başladıkları hayat. Bauer, bunlardan ikincisi için bir belirleme yapıyor: “Kadınlar, Boko Haram liderlerinin ve yandaşlarının aldığı rüşvettir. Kimin kimle üreyebileceğine emirler karar verir. Kadınlar, onların gözünde genlerini taşıyan birer kaptan ibarettir. Tümüyle hareketin zihniyetiyle yetişmiş nesillerin oluşmasını istiyorlar.” Tabii bununla birlikte İslam öncesine ait izleri ve “İslam dışı” diye niteledikleri her şeyi, hâkimiyet kurdukları bölgelerden silmeye uğraşıyorlar. Buna, ayrımcılığı esas alan ve toplumsal dokuyu parçalayan, kültürel bir barbarlık örneği ve kadınların gücünü sınayan bir suç makinesi olan Boko Haram’dan evvelki yaşamlar da dâhil. Kadınların anlattıklarının yanında, Bauer’in verdiği bilgiler, örgütün yapısını ortaya koymakla kalmıyor, Nijerya’da iktidar(lar)ın onları durdurmak için eski çete üyelerinden oluşan bir milis gücü kurup suçu suçla engellemeye çalıştığını gösteriyor. Boko Haram kamplarından kurtulan kadınların tam anlamıyla özgürlüğüne kavuştuğu söylenemez. Bauer’in deyişiyle “normalleştirme kamplarına” yollanan ve sadece “gardiyanları değişen” kadınların hemen hepsi örgütün yapıp ettiklerini anlatma fırsatı yakalıyor. Bauer de bu acı deneyimi dünyaya aktarıyor Andy Spyra’nın fotoğraflarının yer aldığı kitabıyla. n Çalınan Hayatlar / Wolfgang Bauer / Çeviren: Sergen Özhan / Kor Kitap / 182 s. 4 23 Ağustos 2018 KITAP