Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER Bedenin Güncesi / Daniel Pennac / Çeviren: Dilan Kırat / Ayrıntı Yayınları / 336 s. “İyice düşündüm. Eğer hissettiğim her şeyi olduğu gibi yazarsam günlüğüm, bedenim ile ruhum arasında, bir elçi gibi olur. Duygularımın tercümanı olur.” “Bedenin Güncesi”inde Pennac, insan hayatının en önemli varlığı olanı “beden” mefhumunu masaya yatırıyor. Bedenin inceliklerini, kırılganlıklarını ve zaaflarını olduğu kadar kudret ve potansiyellerini de büyük bir ustalıkla gözler önüne seren yazar, modern insanının bedeniyle olan marizi ilişkilerine çarpıcı bir üslup ve yaratıcı bir zekâyla ışık tutuyor. Virginia ile Vita / Chiristine Orban / Çeviren: Birsel Uzma / Can Yayınları / 192 s. Yazar Christine Orban’ın, Virginia Woolf’un özenle tuttuğu günlüklerinden ve Vita SackvilleWest’le mektuplaşmalarından yola çıkarak kaleme aldığı roman, sıra dışı, güçlü, kırılgan iki kadının aşkı ve yaratıcılığı kendi tarzlarında bir araya getirişlerinin hikâyesi olmanın yanında, aynı zamanda bir başka romanın, Orlando’nun da yazılış serüveninin romanı. İngiliz Kültürel Çalışmaları / Graeme Turner / Çeviren: Deniz Özçetin, Burak Özçetin / Heretik Yayınları / 348 s. “İngiliz Kültürel Çalışmaları”, geleneğin donuk bir tarihini sunmaktansa zaman içerisindeki dönüşümleri, farklılaşan araştırma gündemlerini, iç tartışmaları ve ayrımları büyük bir ustalık ve titizlikle ele alıyor. Özellikle metin odaklı, söylem çözümlemesi ve ideoloji eleştirisine yaslanan çalışmalardan, daha etnografik ve sosyolojik ilgilere yönelişin hikâyesi dikkatle üzerinde durmaya ve düşünmeye değer. Akademik ilgilerin yanı sıra okulun politik yönelimi ile ilgili tartışmalarla birlikte, Turner’ın çizdiği çerçeve iyice derinleşiyor. Kitap, zengin bir araştırma okulu üzerine yazılmış ilk eser ve hâlâ en kapsamlılarından biri. Çizgiyi Aşmak / D. H. Lawrence / Çeviren: Aslı Biçen / Metis Yayınları / 240 s. Öğrencisine âşık olan evli ve çocuklu bir müzisyen, onun aşkına karşılık veren romantik bir genç kadın, tutkuyla arzulanan ama koşulların imkânsız kıldığı bir birliktelik… Konu hiçbirimize yabancı olmamakla birlikte, Lawrence’ın edebi ustalığı romanı basit bir aşk hikâyesinin çok ötesine taşıyor. Ruhsal çözümlemelerdeki derinlik ve özellikle de yaratıcı tasvirler edebiyatseverlere etkileyici bir okuma sunuyor. “Çizgiyi Aşmak”, yıllanmış şarap gibi zamanla tadından hiçbir şey yitirmeyen o ender eserlerden. Fanilik Üzerine Düşünceler / Victor Brombert / Çeviren: Akın Terzi / Kolektif Kitap / 224 s. Victor Brombert, ölümü ve faniliğimizi, çeşitli siyasi ve kültürel bağlamlar içinde sekiz büyük yazarın eserlerinde arıyor. Tolstoy ve Thomas Mann’da bireyin fanilikle mücadelesini ortaya koyarken Bassani ve Primo Levi’de toplumsal bir felaket olarak kültürlerin ölümünü aktarıyor. Woolf ve Camus’nün anlatılarında aldatıcı bir kurtuluş vaadi olarak sunulan ölüm, Coetzee’nin sayfalarında vahşet karşısında duyulan derin bir utanç olarak işleniyor. “Fanilik Üzerine Düşünceler”, bir edebiyat eleştirisinin ötesinde, faniliğin izlerini irdeleyerek bizi hayatta olmanın anlamıyla yüzleştiriyor. Gökyüzü Çocukları / Katherine Rundell / Çeviren: Duygu Dalgakıran / Domingo Yayınevi / 270 s. Herkes Sophie’nin bir gemi kazasında kimsesiz kaldığına inanıyor. Onu okyanusta sürüklenen bir çello kutusunun içinden alıp, kitaplar ve tuhaflıklarla dolu bir evde büyüten Charles bile. Ama Sophie’nin Charles’tan öğrendiği önemli bir şey var: Ne kadar küçük olursa olsun, asla bir ihtimali göz ardı etme. Sophie bir yandan onu Charles’tan ayırıp bir yetimhaneye yerleştirmeye çalışan yetkililerden kaçacak, diğer yandan bir çello sesinin peşinden annesinin izini sürecek. Rehberi ise çatılarda yaşayan, KItap ip üstünde kaldırımdaymış gibi yürüyebilen, gizemlerle dolu Matteo. Sokaklar ikisi için de tehlikeli. Ama Paris’in tüm çatıları ve tüm gökyüzü onların. Rocky, Cohen ve Muhsin Bey’den Örneklerle Hayatım / Meriç Demiray / Sel Yayıncılık / 158 s. Meriç Demiray, özlemle anılan günlerin, kırılan kalplerin, yarım kalan hikâyelerin, başarısızlıkların, “belki”lerin, “keşke”lerin, bütün görkemiyle geçmişin bugünün içinde nasıl filizlenip boy vermeye devam ettiğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Barlardan kumsallara, apartman bloklarından arsalara, göletlerden denizlere uzanan, sokakla ve müzikle harmanlanan öyküler... Türkiye’de Fotoğrafa Modern ve Çağdaş Yaklaşımlar / Engin Özendes / YEM Yayın / 306 s. Özellikle fotoğraf konusunda gerçekleştirdiği önemli araştırma ve belgeleme çalışmalarının yanı sıra yine bu alandaki kitaplarıyla tanınan Engin Özendes, Cumhuriyet’in ilk yıllarından günümüze kadar çağdaş ve modern çalışmalar yapmış sanatçıları ilk kez bir kitapta bir araya getirirken onların eserleri üzerinden Türkiye’deki fotoğrafın gelişimini onar yıllık periyotlarla anlatıyor. Mağara duvarı resimlerinden bir örnek verilerek, insanlığın resmetme tutkusunun anlatılmasıyla başlayan kitapta, sanat akımları, fotoğrafın bulunuşunun hemen ardından, 1840’lardan başlatılarak ele alınıyor. Kitapta, 86 yerli fotoğrafçının 230 adet “modern ve çağdaş” nitelikteki fotoğrafı yer alıyor. Görürsem Öğrenirim, Yazarsam Hatırlarım / Nalan Avcı / DT Yayınevi / 322 s. Bir doktor dünyayı dolaşırsa ne yapar? Niçin seyahat eder? “Tüm dünyadaki sağlık sorunlarını çözmek, tüm hastaları muayene ve tedavi etmek ister” diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hekimin zaten hayatı boyunca yaptığı budur. Oysa seyahat tutkusu mesleksizdir, kimliksizdir, rutinin, hayatın standart akışının dışına çıkmaktır. Tıpkı diğer bir seyahatsever veya gezgin gibi, bir doktor da, yeni coğrafyalar görmek, farklı kültürleri tanımak, değişik coğrafyaların özgün fauna ve florasını keşfetmek, güzel anlar ve anılar biriktirmek için seyahat eder. Bir merak ve keşif tutkusudur insanı seyahate yönelten. Gördüklerini, keşfettiklerini, deneyimlerini paylaşmak da bu tutkuyu besler. Nalan Avcı, “Görürsem Öğrenirim, Yazarsam Hatırlarım”la seyahat tutkunlarına sesleniyor. İnsanlığın Yeme Tarihi / Tom Standage / Çeviren: Gencer Çakır / Maya Kitap / 320 s. “Altı Bardakta Dünya Tarihi”nin yazarından insanlık tarihine dair doyurucu bir başvuru kaynağı. Besin, tarihte karın doyurmaktan çok daha fazlasını yaptı. İmparatorlukların kurulmasına yardım eden, sanayileşmeye katkı sağlayan, savaşların kaderini tayin eden ve bu sayede insanlığın gelişimine yön veren bir teknolojik araç oldu. Tom Standage, Çin’de MÖ 7500’de çiftçiliğin ortaya çıkışından, günümüzde yakıt üretimine kadar, toplumları şekillendirmede ve dönüştürmede besinin oynadığı rolü gözler önüne seriyor. Bunu yaparken arkeoloji, antropoloji ve iktisat gibi alanlardan yararlanıyor. Annem Hakkında / Tahar Ben Jelloun / Çeviren: Aysel Bora / Kırmızı Kedi Yayınevi / 206 s. Fas asıllı Fransız yazar Tahar Ben Jelloun, hepimize çok tanıdık gelecek, dokunaklı bir hikâyeyi, bir oğulun annesini ölümün gölgesi altında tanımasını duygululuğa kaçmadan anlatıyor. Çoktan kaybolmuş bir zamanın anılarını yakalıyor, annesinin son demlerinde ona anlattıklarından yola çıkarak hiç denecek kadar az tanıdığı bir hayatın romanını yazıyor. Hafızanın boşluklarından sızan, zor geçmiş bir hayatın izleri, Fez’in daracık sokaklarında, kentin tarihi çarşısında, yaşanan mutluluklarda, hüzün ve hayal kırıklıklarında Jelloun’un kalemiyle yeniden hayat buluyor. Yağmur Dinecek Kimse Bilmeyecek / Harun Candan / İletişim Yayınları / 186 s. Fırtınanın insanları esir aldığı, girmenin de çıkmanın da mümkün olmadığı bir adada, ergen âşıklar gibi gizli saklı dolaşan bir çift. Boşanmanın arifesinde bir banka müfettişi ve müfettişin teftiş etmeye geldiği bankada çalışan cazibeli bir kadın… Polisiyenin ve romantizmin kıyılarında gezen bir muamma. Genel ahlâka mugayir bir fiilin failleri, esrarengiz adanın çatallanan yollarında hiç umulmayan bir kumpasın figüranları mı yoksa? Harun Candan yeni romanı “Yağmur Dinecek Kimse Bilmeyecek”te, cinai yollara kıvrılan bir ilişkiyi, ustalıkla, neşeyle işliyor; usul usul ilerleyen bir tutku, doludizgin bir kaçış entrikası anlatıyor. >> 22 18 Şubat 2016 KItap