Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                TALİP APAYDIN’IN KURTULUŞ SAVAŞI ÜÇLEMESİ  Bu ülkeyi kuran insanlara bir selam  Tarihî romanlarımız sıradan kahramanlık “menkıbeleri” olarak sunulduğu ve tarihsel romanların böyle olması gerektiği biçimindeki bir algı egemen olduğu için ne yazık ki yakın döneme, özellikle müthiş bir aydınlanma yaşadığımız 1940’lı yıllara kadar genellikle tarih bilincinden habersiz “romansılar” tarihten de soğutmuştu okurları. Talip Apaydın’ın Kurtuluş Savaşı üçlemesini oluşturan “Toz Duman İçinde”, “Vatan Dediler” ve “Köylüler” adını taşıyan romanları sağlam tarih bilinci ve olanca gerçekliğiyle bugünleri anlamak isteyenler için önemli bir fırsat…  öner yağcı T arih, kralların, generallerin çiftliği değil, ulusların tarlasıdır. Her ulus geçmişte bu tarlaya ne ekmişse gelecekte onu biçer” diyor Voltaire. İnsanlar ve toplumlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar. Ama tarihi yaparken ve yaşarken kendilerinin seçtiği koşullar içinde değil, kendilerine daha önceki zamandan miras kalan koşulların belirleyiciliğinde adımlar atarlar. “Gerçek, hiç kuşkusuz, insan aklı tarafından keşfedilmeden de önce vardır. Gerçek’in insan bilgisinden bağımsızlığından hiç kuşku duymuyorum. Ancak bilinmesi, yalnızca ve yalnızca insan aklıyla gerçekleşiyor, insan aklının yaratıcı işleyişi gerçeği ortaya çıkarıyor. Tarihin gerçekleri de Talip Apaydın’ın Kurtuluş Savaşı üçlemesi “Köylüler” ile tamamlanıyor.  bu düzeyin dışına çıkamı  yor. İnsan aklının her yeni  yaratıcı işleyişiyle birlikte  değişiyorlar,” diyen Yalçın  Küçük, tarihin öznesinin  insan olduğu gerçeğini vur  guluyor.  İspanyol halk ozanı  Santayana’nın “Geçmişi  anımsamayanlar, onu tekrar  yaşamaya mahkumdurlar,”  demesi ve “Tarih tekerrür  den ibarettir, ibret alınsaydı  hiç tekerrür eder miydi?”  sözünü de bu anlamda  insanlığın kendisini ve yaşamı tanımak ve anlamak konusunda çok önemli bir algılama olarak görmek zorundayız. Hegel’in “Tarih  27 Ekim 1959, Cemil Barlas’ın çağrısıyla Lozan Kulüp’te yapılan “Beş Romancı Tartışıyor” toplantısında; sol üst baştan: Mehmet Başaran, Yaşar Kemal, Mahmut Makal, Talip Apaydın. Sol altta: Mustafa Baydar, Vasfiye Özkoçak ve Fakir Baykurt (üstte solda). 1985’te Fakir Baykurt’la (üstte sağda). 8 Şubat 1962’de TÖS ekibiyle İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’i ziyarette (altta).  ve deneyimin bize öğrettiği,  ulusların ve hükümetlerin tarihten hiçbir Gömlek, Vurun Kahpeye, Yeşil  zaman hiçbir şey öğrenmedikleri, ondan  Gece, Yaban gibi romanlar bir  hiçbir ders çıkarmadıklarıdır,” sözü de in yana bırakılırsa genel eğilim  sana yüklenen bu sorumluluğun saptan  böyleydi.  masıdır. Hem geçmişimizi biçimlendiren  Tarihe yaklaşmanın bizim  hem de bugünümüzün yaşam biçiminin  edebiyatımızdaki tutarlı örneği  temellerini oluşturan “sonsuz an”lardan  Nâzım Hikmet’in “Simavne Kadısı  oluşan tarih dündür, bugündür, yarındır. Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı” ile  Tarih, bugün ne olmakta olduğunu ve  başlayan ve “Memleketimden İnsan  öykü kitaplarını armağan etmişti. “Susuz  yarın ne olacağını dün olanlardan öğren  Manzaraları” (tabii onun bir bölümü olan luk” ve “Kırsal Sancı” adlı şiir kitaplarına;  mektir. Tarih dünü, bugünü ve geleceği  “Kuvayı Milliye Destanı”) ile devam eden “Bozkırda Günler” adlı köy notlarına; “Bir  öğreten, aydınlatan öğretmendir. Bugünü yapıtlarıdır.  Yol” adlı oyuna adlı kitaplara imza atmıştı.  anlamak, kendi hikâyemizi öğrenmek,  1960’lardan başlayarak bir Kurtuluş Sa “Bilgiden Bilince Eğitim”de yazılarını top  kendimizi tanımak için en iyi öğretmen  vaşı sevdalısı olan Hasan İzzettin Dinamo lamış; çocuklarımız için “Toprağa Basınca,  dir tarih...  (Ateş Yılları, Öksüz Musa, Savaş ve Açlar, Dağdaki Kaynak, Biz Varız, Yangın, Çalgı  YAKIN TARİHİN PANORAMASI  Türk Kelebeği, Kutsal İsyan) başta olmak cı Recep, O Güzel İnsanlar, Elif Kızın Elle  üzere, Samim Kocagöz (Kalpaklılar, Do  ri, Aloo Çocuklar, Merdiven” adlı kitaplar  İnsanın özne oluşunun ve özgürlüğü  ludizgin), İlhan Tarus (Var Olmak, Vatan sunmuştu.  nün bilincini yükselten bir algılamadır  Tutkusu), Kemal Tahir (Esir Şehrin İnsan  Hakkında, “YKKED 2009 Mustafa Necati  tarih bilinci... Dünümüzle ilgili romanları ları), Attilâ İlhan (Gazi Paşa), İlhan Selçuk Öğretmenlik Onur Ödülü Talip Apaydın’a  düşününce, bugünün sorunlarının aşıl  (Yüzbaşı Selahattin’in Romanı), Erol Toy Armağan” (haz. Kemal Kocabaş) ve “Or  masında tarih bilincinin ne kadar önemli (Toprak Acıkınca, Yitik Ülkü) gibi usta  takçının Oğlu Talip Apaydın” (Feyziye  olduğunu düşündüm.  yazarlarımızın Kurtuluş Savaşı’nı roman Özberk) iki kitap yazılan Talip Apaydın,  Bizim tarih romanlarımız sıradan kah  laştırması, doğru bir bilincin ve algılama öncelikle bir romancı olarak kendisini  ramanlık “menkıbeleri” olarak sunulduğu nın sonucuydu elbette.  yaratan cumhuriyetin kuruluş serüvenine  ve tarihsel romanların böyle olması gerek  Talip Apaydın, “Köy Enstitüsü Yılları” uzak durmayacaktı elbette.  tiği biçimindeki bir algı egemen olduğu  ve “Akan Sulara Karşı” adlı anılarıyla  O, on altı yıl askerlik yapan, Birinci  için ne yazık ki yakın döneme, özellikle  1940’lardan bu yana yakın tarihimizin  Dünya Savaşı’nın ve Kurtuluş Savaşı’nın  müthiş bir aydınlanma yaşadığımız  de panoramasını vermişti. Edebiyatımıza tüm cephelerinde tetik çeken ve yaralı  1940’lara kadar genellikle tarih bilincin  Sarı Traktör, Yarbükü, Emmioğlu, Yoz  olarak köye dönünce topraksız, işsiz,  den habersiz “romansılar” tarihten de  Davar, Ortakçılar, Ferhat ile Şirin, Define, ekmeksiz kalan bir köylünün oğludur.  nefret ettirmişti insanları.  Tütün Yorgunu, Kente İndi İdris” roman Çocukluğu, babasının savaş serüvenlerini  Savaşı kutsamalar, barbarlığı, bağnaz  larını; Koca Taş, Yolun Kıyısındaki Adam, dinleyerek geçmiştir. Babası 1938’de Köy  lığı, ırkçı ve dinci gericilikleri pışpışlayan anlayışlarla kaleme alınan tarih romanları, edebiyatçının bilinç yoksunluğunun  Duvar Yazıları, Hendek Başı, Kökten Ankaralı, Hem Uzak Hem Yakın, Ateş Düşünce, Öte Yakadaki Cennet, Karabasan,  >>Öğretmen Okulu öğrencisi olduğu gün, “Bu devlet seni okutuyor ya, tüm çektiklerim, tüm akıttığım kan ve ter helal  göstergesi oldular. 1920’lerdeki Ateşten  Sıradışı Öyküler, Öykülerle Çizgiler” adlı olsun,” demiştir. Talip Apaydın,  14 3 Kasım 2016  KItap   
            
    
