Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OKURLARA Kuşlar Yasına Gider (Oto)portre denklemleriIV Otoportre, çoğu örnekte karşıda, dolayısıyla dışarıda bırakılır: Yerini yansıtma açısına bağlı olarak kestirebiliriz. Açıyı ise ressamın bakış hizası belirler. Il Parmigianino’da, Poussin’de, El Greco’nun bir tek kendisinin ve oğlunun bize baktığı “Kont Orgaz’ın Gömü Töreni”nde, Rembrandt’ta, modernlerde böyle. L ucian Freud “literatürü”nde, sanatçının baştan sona otoportrelere yoğunlaşması, bunun doğal sonucu olarak ayna kullanımına odaklanması sık konu edinilmiştir. Hemen fark edilen bir özelliği ressamın, “otoportre” nitelemesinden uzak durduğu, “self” kavramına böylece mesafe alma yönünü tuttuğudur: Tablolarını imzalamaya bile yanaşmadığı, röportaj ve söyleşiden kaçındığı göz önünde tutulursa, uygun tavır. Bundandır, “selfportrait”in yerini “Reflection”ın aldığını görüyoruz. Redhouse Sözlüğü kelimenin çokanlamlığını vurgular: “…çarpıp geriye veya başka yöne sekme; aksetme, yansıma; aksettirilen şey, akis; düşünme, tefekkür, fikir, düşünce”. Sekme+yansı(ma)+akis+düşünme: Cımbızla çekip aldığımda, otoportreyi konumlama çabasında can alıcı sacayağı. “İnsanın kendi kendisini temsil edebilmesi için kendisini bir başkasıymış gibi resmetmesi gerekir. Otoportrede “benzerlik” farklı bir şeydir” seçtiğim dört örnek bu yaklaşımı doğrular nitelikte. Şüphesiz tablolarda gördüğümüz kişi bir başkasına değil Lucian Freud’a benzer; gelgelelim, buradaki kaygının, ressamın aynada/n gördüğünü olabildiğince yansıyana sadık kalarak aktarmak olduğu söylenemez: Tıpkı ışığın aynadan sekmesi, kendinden sekeni tutma çabasına tanık oluruz. Bir bakıma gördüğünden kalkarak onu düşünür tuval üzerinde. Otoportre, çoğu örnekte karşıda, dolayısıyla dışarıda bırakılır: Yerini yansıtma açısına bağlı olarak kestirebiliriz. Açıyı ise ressamın bakış hizası belirler: Il Parmigianino’da, Poussin’de, El Greco’nun bir tek kendisinin ve oğlunun bize baktığı “Kont Orgaz’ın Gömü Töreni”nde, Rembrandt’ta, modernlerde böyle. Lucian Freud, bir yere kadar geleneği sürdürür, dik(lemesine) bakışı, bakışaçısını, açıyı seçerek; bir yerden sonra odak değiştirmeye başlamıştır, yansıyı denetimine alarak: Yandan, düpedüz gözucuyla baktığı aynayı gün gelmiş yere sermiş, bir bakıma tepegöz denklemi kurmuş, çatmıştır. “Arnolfiniler”le devreye giren, “Las Meninas”la handiyse sapkınlaşan aynanın içeri alınması hamlesini Freud’un da denediği örneklere geliyor sıra. Bir elaynasına kendisini, yüzünü sığdırmasındaki “çerçeve” içre “çerçeve” kullanımı bakan açısından bir özyineleme (“mise en abime” karşılığı daha iyisini bulamadık Yiğit Bener’le kafa kafaya verip) koşulu doğuruyor. “Dinlemeli Yansıma” (196768) tablosunda, gür bitkinin arkasında neredeyse gizlenmiş bir aynada Lucian Freud’u seçiyoruz: Elini daha iyi işitmek için kulağının arkasına siper etmiş: Görüntü tek akis olan değil burada, duyamasak da ressamın duymak istediği ses de bir akis: Nergiz, Eko’ya mı kulak veriyor? Kaldı ki “duyamasak” zorunlu, kaçınılmaz koşulumuz değil: Tablolarda, gözünü dikme olduğu gibi kulak verebilene de sesini ulaştırmaya hazır. Burada, keskin bir kavisle Nergiz’e dönmenin vakti. Bakma/Görme ikilisi üzerine yazılmış, son dönem ürünü (2004) güçlü yapıtlardan biri Pencere. Bambaşka vesilelerle uğramayı öngördüğüm bu kitabının bir bölümünde(*), ruhçözümcü Gérard Wajcmann, sözü Alberti’nin De Pictura’sına getiriyor: Hümanist bilge, Rönesans çağının en ilginç savlarından birini ortaya atarak ilk ressamın Narkissos olduğunu ileri sürüyor. Alberti, çağının bilimsel donanım ve yaklaşımlı kültür adamıydı; Wajcmann, dolayısıyla Mitologya figürüne göndermesini dikkatle okumayı öneriyor: Çeşmenin (ya da göletin) haznesine toplanan su birikintisi bir kere çerçeveli; kollarını dayanmak için açmış Nergiz, böylelikle karşısındaki “tablo” insan ölçeğinde: Resim sanatının ilk tipik örneği o suya, sudaki hayran olduğu yansısına baktığında gerçekleşiyor. Bir defa daha Hayyam’a ilişmeli, iliştirmek üzre: “Sensin görünen, gören de sensin, hep sen”. n (*) Wajcmann, Fenêtre, Verdier, 2004, s. 156 ve devamı. Alberti Nicholas Poussin Il Parmigianino KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 327 Ekim 2016 H asan Ali Toptaş, yeni romanı “Kuşlar Yasına Gider”de, Abdallığın özünde olan ezilmişlerin yanında ve ona yardım eli uzatan ermiş ahlak, sadece müzikle değil, yaşamdaki haliyle yer alıyor ve romanda aziz adlı böyle bir kahraman anlatılıyor. Toptaş’ın romanını bir insanlık dersi olarak da okuyabilirsiniz. AsumanKafaoğlu Büke değerlendirdi. Murathan Mungan’ın “Küre” ismini taşıyan yeni kitabında; şiir üstüne düşünen, şiiri yaşamının merkezine alan, türler arasında gezindiği halde her seferinde şiiri eserlerinin çekirdeğine yerleştiren bir edebiyatçının notlarına tanıklık ediyor okur. Özkan Ali Bozdemir yazdı kitap üzerine. “Türkiye’de Sanat Tarihi Yazımı” adlı kitabında Ceren Özpınar, 19702010 arasında yazılmış sanat tarihi metinlerini inceliyor, bulgularını tartışmaya açıyor. Kitapta incelenen 212 metin sanat konulu dergilerden, sanatla ilgili derleme kitaplardan, sergi ve koleksiyon kataloglarından seçilmiş. Özpınar’la kitabı üzerine Ezgi Arıduru söyleşti. Erika FischerLichte, “Performatif Estetik”te insanın kendisini sahneleme sanatına değinirken hem sınır ve sınırsızlık kıyılarında geziniyor hem de belli eşikleri gündeme getiriyor. Lichte, performansın hayatla alışverişinin yoğunluğunu anlatırken onu yeniden yapılandırması ya da bozmasına da gönderme yapıyor. Ali Bulunmaz değerlendirdi. Bol kitaplı günler... turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap