29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler ilk televizyon yorumları sitesi Ekranella’nın deneyimli kadrosunca hazırlanan 2014 televizyon yıllığında! 2014’te hangi diziler başladı, hangileri bitti? Sosyal medya da en çok hangi diziler, programlar konuşuldu? Televizyon gündemine kimler bomba gibi düştü? Değişen reyting paneli sektörü nasıl etkiledi? Türkiye’de ve dünyada 2014 nasıl geçti, 2015’e dair beklentiler ne? Tayfun Atay, Yiğit Karaahmet, Ümit Kıvanç, Perihan Mağden, Feryal Pere, Uygar Şirin, Orhan Tekelioğlu, Elçin Yahşi ve Uğur Vardan başta olmak üzere 20 yazardan yorumlar, özel röportajlar ve televizyonun geleceğine ilişkin tahminleriyle Türk ve dünya televizyonlarında olup bitenlere farklı bir açıdan bakış sunan kitabın editörleri ise Elif Nihan Akbaş, Binnaz Saktanber, Nilgün Toptaş. NedenBir Değini / Thomas Bernhard / Çeviren: Sezer Duru / Sel Yayıncılık / 93 s. Thomas Bernhard, otobiyografik beşlemesinin ilk kitabı NedenBir Değini’de orta ve lise öğrenim döneminde yaşadıklarını son derece çarpıcı bir biçimde yansıtıyor. Doğal güzellikleri faşist ve Katolik yapısıyla gölgelenen Salzburg’da yetişen bir gencin ruhen kötürümleşmesi yalnızca bombardımanlara ve savaşın yıkıcı etkilerine bağlı değildir. Önce Nasyonal Sosyalizmin, sonra Katolikliğin çarkları arasında öğütülen şey, körpe zihinlerin yaratıcılığıdır ve bu karanlık içinde intihar daima cazip bir kurtuluş kaynağıdır. Bernhard, kendi yaşanmışlıklarından damıttığı yapıtında, sert, eleştirel üslubu ve derinlikli sorgulamalarıyla baskı ve disiplinin, aile ve eğitimin körelticiliğine ışık tutarken bir karşı çıkış, bir direniş destanı yaratmayı da başarıyor. Kimse Tek Başına Kurtulamaz / Margaret Mazzantini / Çeviren: Eren Yücesan Cendey / Doğan Kitap / 180 s. Çok sevdiler. Delicesine âşık oldular. Evlendiler ve iki çocukları oldu. Yıllar geçti ve şimdi yeni ayrılmış çocuklu bir çift olarak yaz tatillerini planlamak üzere bir akşam yemeğinde buluştular. Birbirlerine dokunmadan, suratları asık ve dillerinde özenle seçilen sözcükler, karşılıklı oturuyorlar. İkisinin de aklında aynı sorular… Nerede yanlış yaptılar? O tutkulu aşk ilk kez ne zaman öfkeye dönüştü? Belki de çocukken yeterince sevilmediklerinden, kendilerine yalnızlığı sevgili edindiklerinden… Margaret Mazzantini bu kez, bir kuşağın duygusal buhranlarını analiz eden bir roman sunuyor okurlara. Gündelik hayatın maceraperestliğinde sıradan çatışmalar arasında yaşanan ateş ve kül öyküsü Kimse Tek Başına Kurtulamaz. Bilinen ve Bilinmeyen Tanrı / Samuel Butler / Çeviren: Esra Çıldır Kırtay / Altın Bilek Yayınları / 85 s. Cevapları sürekli ertelenmiş önemli soruların çözümlerini talep etmektense, dünyanın üçkâğıtçılar ve aptallardan oluştuğunu, hayvanlar ve bitkiler gibi içgüdüsel bir düzene sahip olduğunu kabullenmek daha kolaydır. Eğer ortada karşı karşıya gelinmesi gereken bir direnç, bir anlaşmazlık ve atalet olmamış olsaydı tüm teorik dengeler altüst olurdu. Günlük ve saatlik olarak değişimler yaşayan, yalancı ayaklar çıkaran amiplerden bir farkımız olmazdı. Bu bağlamda Samuel Butler’ın konu ettiği, beğeni ve nefretlerimizin hangi sebepC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1306 lerle ortaya çıktığı değil, aksine onların ta kendisi. Dediği gibi “Canlıların değişime uğrama yetilerinin olduğunun keşfedilmesi büyük bir şaşkınlıkla karşılanmış ve bu keşfe karşı yapılan, ham, sığ ve abes ifadelerin yerini aydınlanmaya bırakması yüz yıldan fazla zaman almıştır. Canlıların değişime karşı duran tarafının, değişimi destekleyen tarafından daha ağır olması nedeniyle, sağduyu ve tahammülü takdir etmeyi öğrenmemiz de başka bir yüzyıla mâl olabilir.” Geç Antikçağda Düş GörmeBir Kültürün Düş Gücüne İlişkin Araştırmalar / Patricia Cox Miller / Çeviren: Medet Yolal / Kabalcı Yayınevi / 460 s. Rüya yorumu, birbirine benzer kurbanlar ve büyücüler, filozoflar ve teologlar, çoktanrıcılar ve tektanrıcılar için, geç antik dönemin entelektüel ve yaratıcı dünyasının göze çarpan bir özelliğiydi. Rüya falcılığının yaygınlığını açıklamayı zor bulan modern bilim, onu bir kültürel zayıflık, batıl inanca toplu bir kayma olarak sıklıkla kınamıştır. Bu kitapta Patricia Cox Miller, rüyaların geç antik dönem düşüncesi ve yaşamındaki bütünsel önemini göstermek için pagan, Yahudi ve Hıristiyan kaynaklar ile modern göstergebilim kuramından yararlanıyor. GrekoRomen rüya literatürünün, hayal gücünün kişisel ve kültürel yapısını belirlediği ve zaman, kozmik tarih ve kendilik kavramı gibi fikirlere somut bir içerik kazandırdığı bir işaretler dili işlevini gördüğünü tartışıyor. ÖrtünmeModernite İçinde Bir İnanç Deneyimi / Didem Arvas Balta / İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları / 130 s. Didem Arvas Balta bu çalışmasında, özerk bireyin, modernite içinde inanç olgusunu sorgulayarak, bu noktada modernizm ile tutarlı olmayan bir boyut tespit ediyor. Dini inancın bir uzantısı olan örtünmenin özerklikle bağdaşmadığı fikrine karşı çıkarak, örtünmeyi tam tersine bir kendilik deneyimi olarak tanımlıyor. Bunun da modernite paradigmasının dışına çıkmadan açıklanabileceğini öne sürüyor. Balta, 1980’lerden itibaren çeşitli sosyolojik araştırmalara konu olan örtünme kavramının, bireyselliğe değinmeden açıklanmaya çalışıldığı ve dolayısıyla örtünme deneyiminin tam anlamıyla irdelenemediği tartışmasıyla yola çıkarak, bu tür yaklaşımların örtünen kadını ötekileştirici ve kategorize edici nitelikte olduğunu savunuyor. Ayrıca ikinci nesil örtünen kadının otonom bir kendilik oluşturamadığı yönündeki fikirlerin gündelik hayattaki pratiklerle örtüşmeyen varsayımlar olduğunu savunuyor. Kaptanın Kızı / Leah Fleming / Çeviren: Zeynep Arıkan / Artemis Yayınları / 660 s. May Smith, kocası Joe ve bebeği Ellen ile birlikte Titanik’in basamaklarından çıkarken onu büyülü bir yolculuğun beklediğinden emindi. Fakat o soğuk ve uğursuz gecede, “batmaz” denilen Titanik bir buzdağına çarptığında, May’in hayalleri de okyanusun sularına gömüldü. Son anda kurtulup filikaya binen May, kocasını ve kızını gözden kaybeder. Birkaç dakika sonra Kaptan Smith, filikaya uzanıp battaniyeye sarılı bir bebeği May’e uzatır. Karanlıkta kızına kavuşmanın sevinciyle yaşama tutunan May’in en yakın tanığı Celeste’dir. Geçmişleri, sosyal sınıfları ve hayata bakışları farklı olsa da, bu büyük felaketten kurtulan kader ortağı iki kadının yolu bir daha ayrılmamacasına birleşir. May’in korkunç bir gerçeğin 2 6 farkına varması ise hem ikisinin, hem de birçok insanın hayatını geri dönüşü olmayacak şekilde değiştirir. Yaşayanı Onarmak / Maylis De Kerangal / Çeviren: Duygu Dalgakıran / Domingo Yayınevi / 244 s. Simon Limbres’in kalbi yirmi dört saat sonra Claire Mejan’ın bedeninde atacak. O gün yaşam, Simon’un ölümünden ibaret olacak. Simon’un sörf yapmak için uyandığı günün öyküsü bu. Sonrasında geri dönüşsüz komaya gireceği, ailesinin organ naklini kabul etmenin yükünü omuzlayacağı, doktorların bir ölüm üstünden başka hayatları şekillendireceği, yıkımla umudun kol kola gezdiği bir günün öyküsü. 2014’te Fransa’da yedi prestijli ödüle layık görülen yapıtında Maylis de Kerangal, okuru kitaptaki her bir karakterin zihnine naklederek, yaşama ve ölüme hiç bakılmadık bir yerden bakmayı amaçlıyor. Sanatın TarihiBaşlangıcından Günümüze / Özkan Eroğlu / Tekhne Yayınları / 576 s. Sanatın ortaya çıktığı ilk zamanlardan günümüze kadarki plastik sanatlar evrimini değerlendirdiği kitabında Özkan Eroğlu, bir sistematik “küçük sanat tarihi” (Kleine Kunstgeschichte) öneriyor. Bunu yaparken de klasik bir sanat tarihi ve sanatın öyküsü şeklinde değerlendirmelerde bulunmuyor. Dört temel bölümden meydana gelen çalışma, öznelnesnel bir yaklaşımla kaleme alınmış. Birinci bölümdeki anlatım, “yapıt” olgusu üzerinden ve kronolojik olarak sunulurken, iki ve üçüncü bölümlerdeki anlatım, “sanatçı” olgusu üzerinden, dördüncü bölümdeki anlatımsa oluşumlar üzerinden gerçekleştiriliyor. İstanbul ve Ötesi / Sâkine Esen Eruz / Toroslu Kitaplığı / 226 s. İstanbul ve Ötesi, bir doğa, dil ve kültür âşığı olan çeviribilim uzmanı Sakine Esen Eruz’un binbir kültürü içinde barındıran İstanbul’u odak alarak tarih, doğa ve kültür üzerine, sanki, günümüzün bir seyahatnamesi niteliği taşıyor. Eser Türkiye’nin çokkültürlü coğrafyasının dilsel ve görsel haritasını çiziyor ve bu cennet coğrafyanın ve zenginliğin korunması için ne yapabiliriz sorusunun izini sürüyor. İstanbul ve Ötesi’nde olaylar, bu coğrafyada yaşayan insanlar, onların geçmişleri ve gelecekleri üzerinden anlatılıyor ve görsellerle besleniyor. Su Unutmaz / Emmi Itaranta / Çeviren: Can Yapalak / Doğan Kitap / 264 s. 17 yaşındaki Noria kuzeyde, İskandinavya Birliği’nde bir köyde anne ve babasıyla yaşar. İklim değişmiş, denizler yükselmiş, bugünün dünyası kitaplarıyla ve eski teknolojisiyle büyük ölçüde sulara gömülmüştür. Tatlı su kaynakları tükenmeye yüz tuttuğundan ordunun sıkı kontrolü altındadır. Bir gün babası Noria’ya ailesinin yıllar boyu taşıdığı sırrı açıklar: Evin yakınlarında bir tatlı su kaynağı vardır. Kendisi de babası gibi bir çay ustası olacak Noria bu sırrı saklamak ve kaynağı korumak zorundadır. Noria kolayca verdiği bu sözü tutmanın ne kadar zor olduğunu, sevdikleriyle sırrı arasında bir tercih yapmak zorunda kalınca anlar… Su Unutmaz, şiirsel ve melankolik bir ilk roman. n Ş U B A T 2 0 1 5 n S A Y F A 2 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear